Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

BeşiBirYerde(77) – “Görevden affını isteyen” beş bakan

Görevden alınan veya “görevden affını isteyen” bakanlar son dönemde gündemin en önemli başlıklardan biri. “Görevden affını isteme” ifadesini kamuoyu ilk kez Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın istifası sırasında duymuştu. Görevden affını isteyen beş bakanın istifalarını sizin için derledik. İşte, “görevden affını isteyen” beş bakan ve hikayeleri.

1- “Görevden affını isteyen” ilk bakan: Berat Albayrak

Kayıtlara göre “görevden af”  ifadesi Resmi Gazete’ye daha önce sadece iki kez yansıdı. Cihat Arpacık’ın Independent Türkçe’de yayımlanan haberine göre, bu ifadeye en son 1975 yılında, Türkiye’nin Lima Fahri Başkonsolosu Moises Heresi’nin görevden alındığı kararda yer verilmişti.

Hazine ve Maliye Bakanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın damadı Berat Albayrak, 8 Kasım 2020’de istifasını duyurdu. Instagram’daki açıklamasında sağlık sebepleri nedeniyle görevinden istifa ettiğini açıklayan Albayrak, Hazine ve Maliye Bakanlığı görevine Temmuz 2018’de getirilmişti.

Albayrak’ın istifasına ilişkin olarak ilk resmi açıklama 25 saat sonra İletişim Başkanlığı’nın Twitter hesabından geldi. Açıklamada, “Cumhurbaşkanımız tarafından yapılan değerlendirme sonunda Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın görevden af talebi kabul edilmiştir” ifadesine yer verdi.

Berat Albayrak’ın bu göreve getirilmesi de, görevde kaldığı süre boyunca yaptıkları da tartışılmış, muhalefet tarafından eleştirilmişti. Albayrak, 2018’de yapılan seçimlerin ardından Türkiye’nin cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçmesiyle birlikte Hazine ve Maliye Bakanı oldu. Eskiden Başbakanlığa bağlı bulunan Hazine Müsteşarlığı da bu bakanlığa bağlandı.

“Birileri Türkiye batacak, dolar 7- 8 lira olacak diye hayaller kurdu”

10 Temmuz 2018’de yeni kabinenin açıklanmasının ardından bu karar, yatırımcılar tarafından endişeyle karşılandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ABD Başkanı Donald Trump ile Rahip Andrew Brunson üzerinden yaşadığı gerilimle birlikte dolar/TL kuru birkaç ay içinde 4,5 seviyesinden 6,5 seviyesine yükselerek rekor kırdı. Sonrasında gelen yüksek faiz artırımı ve rahip Brunson’ın bırakılmasıyla birlikte dolar 5 TL seviyelerine geriledi. Albayrak bunun ardından “6 liradan, 7 liradan bol bol döviz alanlar şimdi kara kara düşünüyor” dedi. Mart 2019’da Rize’de konuşan Albayrak, “Birileri Türkiye batacak, dolar 7- 8 lira olacak diye hayaller kurdu” açıklamasında bulundu.

“Biz dolarla uğraşmıyoruz, istesek düşürürüz”

Bu konuşmasından yaklaşık bir yıl sonra dolar 7 lira, bir buçuk yıl sonra da 8 lira seviyelerini geçti. Albayrak Mart 2019’daki konuşmasında “Güçlü yumruğumuzu vurduk, doları 5 liraya düşürdük” derken, 2020’ye gelindiğinde bu konudaki söylemini tamamen değiştirdi, “Biz dolarla uğraşmıyoruz, istesek düşürürüz” diye konuştu. Albayrak değer kaybetmiş TL hakkında “rekabetçi kur” dedi ve ihracatın bu sayede ithalatı geçeceğini söyledi. Bir TV kanalında “Doların yükselmesiyle endişelendiğini” söyleyen sunucuya “Dolarla mı maaş alıyorsunuz? Dolarla borcunuz mu var?” diye yanıt vermesi muhalefetin yanı sıra ekonomistler tarafından da eleştirilmesine yol açtı. Albayrak, bir kur şoku ile başlayan görevi boyunca muhalefetten yoğun eleştiri aldı. Göreve başlamasının ardından Türkiye’de yükselen enflasyon, değer kaybeden TL, artan hayat pahalılığı ve geçim zorluğu muhalefetin hedefindeydi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “bir eli yağda, bir eli balda” ve “işsizlik nedir bilmez” dediği Albayrak hakkında, Erdoğan’a pek çok kez çağrı yapmış, “Sosyete damadın görevine son ver” demişti.

2- Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk

Görevden affını isteyen bir diğer bakan Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk oldu. Günlerce kulislerde Selçuk’un istifa ettiği konuşuldu. Ancak iddialar uzun süre doğrulanmadı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın atama kararı Resmi Gazete’de yayımlandı. Kararda, “Görevden affını isteyen ve görevden af talebi kabul edilen Prof. Dr. Ziya Selçuk’tan boşalan Milli Eğitim Bakanlığına Prof. Dr. Mahmut Özer Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 104’üncü ve 106’ncı maddeleri gereğince atanmıştır” denildi. 

6 Ağustos 2021’deki istifa kararı sonrası Twitter’dan açıklamada bulunan Selçuk, “Millî Eğitim Bakanlığı görevim bugün itibarıyla nihayetlenmiştir. Bana ülkemin çocukları için çalışma imkânı sağlayan Cumhurbaşkanımız Sn. Recep Tayyip Erdoğan’a şükranlarımı sunuyorum. Milletimize, eğitim ailemize, birlikte görev yaptığım bakan arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Görev yaptığım süre boyunca birlikte çok kıymetli çalışmalara imza attığımız değerli çalışma arkadaşım Bakanımız Sayın Mahmut Özer Bey’e ve göreve yeni başlayan bakan yardımcılarımıza başarılar diliyorum” dedi.

Koronavirüs salgını ve belirsizlikler 

Koronavirüs salgınıyla mücadele kapsamında ek derslikler yapılamaması, Öğretmen Meslek Kanunu’nun çıkartılamaması, öğretmen açığının kapatılamaması, müfredat sorunu, eğitimde tarikatların etkinliğinin artması Selçuk’un başarısız olduğu alanlar arasında yer aldı. Öğretmen ve öğrenciler ise özellikle salgın nedeniyle okulların açılıp açılmayacağı ile ilgili yaşanan belirsizliklerden şikayetçiydi. 

3- Adalet Bakanı Abdulhamit Gül

Resmi Gazete’de 29 Ocak 2022’de yayımlanan cumhurbaşkanı kararına göre, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül görevinden istifa etti.

Kararda, “Görevden affını isteyen ve görevden af talebi kabul edilen Abdulhamit Gül’den boşalan Adalet Bakanlığına Bekir Bozdağ Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 104’üncü ve 106’ncı maddeleri gereğince atanmıştır” denildi.

Abdulhamit Gül, Twitter hesabından, “Sayın Cumhurbaşkanımızın tensipleriyle 19 Temmuz 2017 tarihinden beri sürdürdüğüm Adalet Bakanlığı görevinden ayrılmış bulunuyorum. Kendilerine görevden af talebimi kabulleri için şükranlarımı arz ediyor, yeni Adalet Bakanımız Sayın Bekir Bozdağ’a başarılar diliyorum” paylaşımında bulundu.

Gül’ün insan hakları karnesi

İnsan Hakları Derneği (İHD) verilerine göre, cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin ilk bakanlarından da olan Gül’ün yaklaşık beş yıllık görev döneminde özetle şunlar yaşandı:

– 2020 yılında cezaevlerinde 60 tutuklu yaşamını yitirirken, 358 işkence ve kötü muamele başvurusunda bulunuldu. Cezaevlerinde bin 402 sağlık hakkına erişim ve 175 iletişim hakkı ihlal edilirken, 27 kişiye disiplin cezaları verildi.

-2019 yılında cezaevlerinde 69 kişi yaşamını yitirirken, cezaevlerinde 495 işkence ve kötü muamele ihlali yaşandı. Cezaevlerinde bin 110 sağlığa erişim ve 421 haberleşme hakkı ihlali yaşanırken, 402 disiplin soruşturması açıldı.

-2018 yılında cezaevlerinde 23 kişi yaşamını yitirirken, cezaevlerinde bin 149 işkence ve kötü muamele yaşandı. Bin 423 sağlık ve 272 haberleşme hakkı engellenirken, 728 disiplin cezası verildi. 

-2017 yılında cezaevlerinde 22’si çocuk olmak üzere bin 988 kişi işkence ve kötü muameleye maruz kaldı. Cezaevlerinde tespit edilebilen üçü çocuk olmak üzere en az 17 kişi çeşitli nedenlerle yaşamını yitirdi.

4-Görevden af talebi reddedilen bakan: Süleyman Soylu

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun 10 Nisan 2020’de 31 ilde ilan edilen sokağa çıkma yasağını iki buçuk saat kala açıklaması ve yaşanan marketlerde izdiham nedeniyle eleştirildi.

Soylu’nun “sürpriz” istifa kararı Ankara’da hareketli saatlerin yaşanmasına neden oldu. Soylu saat 21.30 civarında Twitter hesabından istifasını şu açıklamayla duyurdu:

“Gayretle ve titizlikle yürütülen bir süreçte, tamamen salgının önlenmesine yönelik hafta sonu sokağa çıkma kararının uygulanmasının sorumluluğu, her yönüyle şahsıma aittir. Başlangıçta kısıtlı saatlerde de olsa ortaya çıkan görüntüler, mükemmel yönetilen bu süreçle uyuşmadı. Yaşadığım onca tecrübe, sorumluluk kısmı üzerimizde olan bu olayda, böyle görüntülere yol açmamalıydı. İyi niyetle, hafta sonunda salgını ve bulaşı bir nebze durdurabilmek adına atılan bir adımdı. Hiçbir zaman zarar vermek istemediğim aziz milletimiz, hayatımın sonuna kadar da sadık olacağım Sayın Cumhurbaşkanım beni bağışlasın…

Kısa süre sonra, Soylu ile görüşen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu istifayı kabul etmediği bilgisi kulislere yansıdı.

Daha sonra Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’ndan Soylu’nun istifasının kabul edilmediği şu sözlerle duyuruldu:

“Sayın Bakanımız istifa talebini sayın Cumhurbaşkanımıza sunmuş, Cumhurbaşkanımız bu talebi uygun bulmadığını kendisine ifade etmiştir. Bir makam sahibinin istifasını sunması kendi takdiridir, fakat nihai karar sayın Cumhurbaşkanımıza aittir. İçişleri Bakanımızın istifası kabul edilmemiştir, kendisi görevine devam edecektir.”

5-   Erdoğan’ın ekonomi politikasına karşı çıkan bakan: Lütfi Elvan

Resmi Gazete’de 2 Aralık 2021’de yayımlanan cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile “görevden affını isteyen” Lütfi Elvan’ın yerine Nureddin Nebati, Hazine ve Maliye Bakanı olarak atandı. Erdoğan’ın damadı, eski Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın, Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı olduğu dönemde Nureddin Nebati ile İstanbul-Süleymaniye’de görüşmesi kulisleri hareketlendirmişti.

Sosyal medya hesabından açıklama bulunan Nebati, “Sayın Cumhurbaşkanımızın şahsımı layık gördüğü Hazine ve Maliye Bakanlığı görevini hayırla ifa etmeyi, bize gösterdiği güvene layık olmayı Rabbim nasip etsin inşallah” mesajını paylaştı.

2020’nin Kasım ayında Berat Albayrak’tan boşalan Hazine ve Maliye Bakanlığı görevine Lütfi Elvan atanmıştı. Elvan’ın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ekonomi politikasına karşı çıktığı için görevden alınacağı konuşuluyordu.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.