Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Beethoven ve barış konuşması, Rus orkestra şefini işinden etti: “Sadece ‘Savaş kötü, barış iyi’ demiştim”

Rusya’nın Ukrayna’ya saldırmasından bir gün sonra Rus orkestra şefi Ivan Velikanov, Rusya’nın Nizhny Novgorod şehrindeki sahnesine çıktı ve konuşmasına barış isteğiyle başladı. Bu konuşma, ünlü şefin anında görevden alınmasıyla sonuçlandı.

1,2 milyon nüfusuyla Volga Nehri’nin kıyısındaki Rus şehri Nizhny Novgorod’daki opera 25 Şubat’taki – saldırıların ikinci günündeki – programında Mozart’ın “Figaro’nun Düğünü” adlı eseri yer alıyordu.

Eseri sahnelemeden önce, Rusya’nın ünlü orkestra şefi Ivan Velikanov, sahneye çıkıp barış talebine dair kısa bir konuşma yaptı. Ardından operasıyla Beethoven’ın “Neşeye Övgü” adlı eserini sahneledi.

Ivan Velikanov

Konuşmanın ardından orkestra şefinin aralarında Rusya’nın bu alandaki en prestijli ödüllerine aday gösterilen performansları da dahil olmak üzere operada devam eden tüm çalışmalarına son verildi.

Deutsche Welle (DW) ünlü şef ile görevden alınmasının ardından konuştu. İşte röportajdan önemli kısımlar:

25 Şubat’taki operada yaptığınız konuşmanın içeriği neydi ve neden böyle bir konuşma yapma ihtiyacı hissettiniz?

“Savaşın kötü barışın iyi olduğunu söyledim, hepsi bu. Biraz da naiflikle bunun sorgulanacak bir şey olduğunu düşünmemiştim. Söyledim çünkü savaş henüz yeni başlamıştı. Bugün parlak günlerimizi kaplayan karanlık gölgeler etrafta kol gezerken olan biteni mümkün olan en sade haliyle, olduğu gibi dile getirmemiz gerektiğini düşünüyorum.”

Seyircinin tepkisi ne oldu?

“Alkışladılar, bazıları bravo diye bağırdı. Ama sonrasında seyirciler arasında yaşı ileri gözüken birkaç hanımefendinin bana sinirlendiğini öğrendim.”

Neden?

“Çünkü sadece Rus televizyonunu izliyorlar ve bunun bir savaş değil de ‘özel bir operasyon’ olduğuna inanıyorlar. Ne yazık ki bu münferit bir durum değil. Rusya’nın propaganda kültürü çok gelişmiş durumda, siz de biliyorsunuz bunun yüzlerce yıllık bir tarihi var. Bu yaşlı insanları suçlayamıyorum bile.”

Konuşmanızdan sonra orkestra Beethoven’ın “Neşeye Övgü” adlı eserini çalmış. Bu parçayı seçmenizin özel bir sebebi var mı?

“Savaş doğası gereği sanat ve yaşama aykırı bir şey ve bu zıtlığı Ludwig van Beethoven’dan daha iyi anlatabilecek kimse yoktu. ‘Neşeye Övgü’ barışın evrensel bir simgesi: ‘Kardeş olun, ey insanlar!’ -Bunda yanlış anlaşılacak ne var? Bunun Avrupa Birliği (AB) marşı olduğunu o an düşünmemiştim bile ve şimdi bu yüzden eleştiriliyorum.”

Bu tavrınızı orkestrayla, sanatçılarla ve tiyatro yönetimiyle konuşmuş muydunuz? Sizi desteklediler mi?

“Bu çok hassas bir soru. Hayır, kimseye danışarak yapmadım, tamamen kendi başıma hareket ettim. Sadece orkestra aranjöründen Dokuzuncu Senfoni parça notalarını yerleştirmesini rica ettim. Müzisyenler için de bir sürpriz oldu. Dolayısıyla orkestradan veya tiyatro yönetiminden biri beni yaptıklarımdan dolayı suçlu bulursa da buna hakları var diye düşünüyorum.

Aslında ben bir şef değil de subay olsaydım ve müzisyenler de asker olsaydı yaptığım şey generalimin gayrimeşru bir emrine uymayı reddeden bir subayın durumuyla aynı olurdu. Askerler subaylarının emrine uyarlar, tabii ki herhangi biri çalmayı reddedebilirdi ama sanırım herkes çaldı.”

Böyle mi hissettiniz? Bir subay gibi?

“Hakikati dillendiren bir insan gibi hissettim sadece, apaçık karşı çıkılamaz bir hakikati. Bunun politik bir çıkış olarak değerlendirileceğini bilseydim başka şekilde dillendirebilirdim. Belki bunu biraz da bir önceki gece roketler ve bombalar havada uçuşurken biz Mozart’ın neşeli şarkılarını çaldığımız esnada seyircide depresif, ağır bir ruh hali sezdiğim için de yaptım.”

Seyircide depresif bir hava sezdiğinizi söylediniz. Rusya’nın en büyük şehirlerinden Nizhny Novgorod’daki genel hava nasıl sizce?

“Karmaşık. Herkes Rusya’nın bir çeşit sivil Soğuk Savaş’ın ortasında olduğunun farkında. Ayrışmalar sadece toplumu bölmüyor aynı zamanda çeşitli grupları, şirketleri veya aileleri de bölmüş durumda.

Neler olduğunda dair ya da hangi medyaya güvenileceğine, geleceğe yönelik tahminlere, kimin suçlanması gerektiğine dair farklı görüşler var.”

Tiyatro yönetimi sizin görevinize anında son vererek kültür dünyasında bir gerginliğe sebep oldu. Yönetimin farklı bir karar verme şansı olduğunu düşünüyor musunuz?

“Bu bilgi savaşının içinden birisi değilseniz bunu bilmesi zor. Rusya’dakiler için herhangi bir devlet tiyatrosunun yukarıdan emir gelmeden hareket etmeyeceği bilinen bir gerçek. Birçoğunun beni korumaya çalıştığını biliyorum. Karar en yukarından geldi.

İnsanlar Josef Stalin’in bir zamanlar ünlü piyanist Maria Yudinan’nın sadece söyledikleriyle de değil aynı zamanda çaldıklarıyla da ne kadar ilgilendiğini tamamen unutmuş durumdalar. ‘Rusya devlet başkanı çok meşgul yapacak başka şeyleri vardır’ gibi yorumlar gördüğümde kolektif hafızanın bu derece kaybı beni dehşete düşürüyor. Rusya devlet başkanın sanatçıların neler yaptığıyla ilgilenecek zamanı her zaman vardır.”

Dünya’nın her yerinde Rus sanatını boykot etme çağrıları yükseliyor: Cannes Film Festivali Rus delegesinin bu yıl kabul edilmeyeceğini açıkladı. Pek çok performans ve konser iptal ediliyor. Sizce bunlar doğru hamleler mi?

“Bunun doğru bir şey olduğunu düşünmüyorum, özellikle herkesin suçlu bulunmasını. Soğuk ve hedefi şaşırmış bir intikam gibi görünüyor. Bunların bir dayanışma ifadesi olarak yapıldığını anlayabiliyorum ama bu yaklaşım anlamlı gelmiyor. Çok saldırgan bir tutum ve genelde de yanlış insanları hedef alıyor.”

Rusya’da bugün savaşa hayır demek için ne kadar bir cesarete ihtiyaç var? Sizin yaptığınızı yapan insanlar için risk ne durumda?

“Bu cevaplayabileceğim bir soru değil çünkü bugün gördüğümüz tamamen yeni bir durum. Emeklilerden öğrencilere binlerce insan savaş karşıtı protestolarda yer aldıkları için göz altına alındı.

Öte yandan iktidardakilerin sanatçılara neler yapacağını bilmiyoruz ki bu sadece beni değil pek çok müzisyeni, oyuncuyu ve yönetmenlerini de ilgilendiriyor. Samimiyetle söyleyebilirim ki kişisel olarak işime son verilmesinin dışında şu ana kadar herhangi bir baskı uygulamasıyla karşılaşmadım.

Şu anda Bolshoi Tiyatrosu’nda Falstaff’ın prömiyeri için provalara hazırlanıyorum. Ama yarın ne olacağına dair hiçbir fikrim yok.”

Kaynak: DW

Derleyen: Rona Şenol

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.