Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

10 Ekim Ankara Garı katliamı davası: “Hakkında arama kararı bulunan sanık İlhami Balı, Konya’da bir hastanede tedavi gördü”

10 Ekim Ankara Garı katliamının firari sanıklarının yargılandığı davanın 15. duruşması yapılıyor. Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın bugünkü duruşmasında IŞiD yöneticisi, Adıyaman’daki Dokumacılar grubunun kurucusu ve bu davanın firari sanıklarından Mustafa Dokumacı’nın eşi Ulkar Mammadova şahit sıfatıyla dinlendi. Ailelerin avukatları, Türkiye-Suriye sınırındaki geçişleri organize ettiği belirtilen davanın firari sanıklarından İlhami Balı’nın, hakkında yakalama kararı olduğu dönemde Konya’da bir hastanede tedavi gördüğünü söyledi.

Suriye’ye gittiklerinde Türkiye sınırının kontrol edilemediğini belirten Mammadova, eşinin 2020 Ağustos’unda öldürüldüğünü söyledi. 10 Ekim katliamını haberlerde öğrendiklerini belirten Mammadova, şunları söyledi:

“10 Ekim 2015’te eşim yaralıydı, ben de Suriye’de onun yanındaydım. Eşim 2015 Mart’tan yaralandığı Mayıs ayına karşı PKK ile mücadele ediyordu. Tel Abyad’da yaralandı. Biz de Tabka’ya kaçtık. Eşim yaralandıktan sonra evimize Adıyamanlı gençler geliyordu. Ömer Deniz Dündar, Kasım Dere, Mustafa Delibaşlar ve Ebu Musa ziyarete geliyordu. Ama ben onlarla oturmuyordum tabii. Katliam olduğunda hepimiz hastane binası denen bir yerde yaşıyorduk, 12 aileydik. Olayı, katliamdan 10 gün sonra haberlerde öğrendik. ‘Adıyamanlı bir genç Ankara’da katliam yapmış’ dediler, eşim de böyle öğrendi.

Avukatların sorusu üzerine Suruç ve Ankara katliamlarının faillerinden olan iki kardeş, Yunus Emre Alagöz ve Abdurahman Alagöz’ün ziyaretlerine gelip gelmediğini hatırlamadığını söyleyen Mammadova, Yunus Emre Alagöz’ü Mustafa Dokumacı’nın katliamdan sonra kendisine gösterdiğini belirtti. Dokumacı’nın Yunus Emre Alagöz’ü çok sevdiğini ve ölümüne çok üzüldüğünü söyleyen Mammadova, “Ölümünü öğrendiğinde çok üzüldüğünü hatırlıyorum, hatta Bağdadi’ye küfretmişti” dedi.

“Üzerimizi arayan bir Türk olmadı”

Adıyaman Terörle Mücadele Şubesi’nde (TEM) 9 Ekim 2021’de şüpheli sıfatıyla verdiği ifadeyi doğrulayan Mammadova, Türkiye’de geri gelişlerini ise şöyle anlattı: “2015 Mart’ta sınırı geçip Türkiye’ye geldik. IŞİD’in sınırı koruyan kurumları var, pasaportumuzu onlara verdik. Üzerimiz arandı. Üzerimizi arayan bir Türk olmadı hiç.”

“Eşim 2020 Ağustos’unda İdlib’de öldürüldü”

Suriye’ye tekrar gittikten sonra ise Ocak 2018’de hem eşinden hem de IŞİD’den kaçtığını aktaran Mammadıva, yaklaşık iki sene PKK’nın elinde kaldığını, ardından kaçarak tekrar Mustafa Dokumacı’nın yanına gittiğini söyledi: “Ocak 2018’de hem eşimden hem IŞİD’den kaçtım. Zaten eşim beni zorla IŞİD’e götürmüştü. Kaçarken PKK beni yakaladı, iki sene orada esir kaldım. Eşim beni İdlib’e kaçırmak istiyordu ama ben, “Azerbaycan, PKK’nın elindeki Azerbaycanlıları kaçırır, ben de ülkeme dönerim’ diye düşündüm. Ancak Azerbaycan PKK ile anlaşmak, konuşmak istemedi. Ben de iki sene sonra kaçıp eşimin yanına döndüm.”

Mammadova, Mustafa Dokumacı’nın 2020 Ağustosu’nda İdlib’de öldürüldüğünü de söyledi.

Avukatlar: “Gaziantep Emniyeti hakkında suç duyurusunda bulunulmasını istiyoruz”

Mammadova’nın beyanları ardından müşteki avukatlar taleplerini sıraladı. Altı yıldır iletişim tespit tutanaklarının mahkemeye gelmediğini belirten avukatlar, katliamın planlayıcılarından Yunus Durmaz’ın defalarca yeri tespit edilmesine ve hakkında yakalama kararı bulunmasına rağmen yakalanmadığı için Gaziantep Emniyeti ve cumhuriyet savcılığı hakkında suç duyurusunda bulunulmasını talep etti:

“2020’de Antep Emniyeti’nden Yunus Durmaz’ın tapelerini istedik ama hala ulaşamadık. Yunus Durmaz 10 Ekim katliamı nedeniyle aranırken 2016’da Gaziantep’te kendisi hakkında ayrı soruşturma yürütülüyor. Yunus Durmaz’ın konuşmaları dinleniyor, yeri tespit ediliyor, yakalama kararı var ama yakalanamıyor. Yunus Durmaz 20 gün takip ediliyor, 19 Mayıs törenleri ve AKP il kongrelerine saldırı planladığı istihbaratı alındığı zaman yakalanıyor. 2010’lardan beri izlenen Durmaz o zamana kadar yakalanmıyor. Gaziantep Emniyeti ve cumhuriyet savcılığı hakkında suç duyurusunda bulunulmasını talep ediyoruz. Bu açıkça suçtur.

“Sanık İlhami Balı hastanede tedavi gördü”

Firari sanıklardan, Türkiye ve Suriye sınır arasında geçişleri organize ettiği belirtilen İlhami Balı’nın, hakkında yakalama kararı olduğu dönemde Konya’da bir hastanede tedavi gördüğünü aktaran avukatlar, “İlhami Balı’nın katliamlara ilişkin sorumluluğu nedeniyle hakkında arama kararı olduğu dönemde, Konya Cihanbeyli Devlet Hastanesi’nde tedavi gördüğünü öğrendik. Tedaviye ilişkin her türlü bilgi, belgenin gönderilmesi için müzekkere yazılmasını talep ediyoruz” diye konuştu.

Bir sonraki duruşma 19 Temmuz’da

Savcı, kovuşturmanın genişletilmesi ve avukatların taleplerinin kabulü yönünde mütalaa verdi. Mahkeme heyeti, firari sanıkların mali araştırma raporları, Suriye Görev Gücü’nden firari sanıklar hakkında bilgi istenilmesine ve katliam faili Halil İbrahim Durgun’a yardımcı olan Deniz Duman hakkında suç duyurusunda bulunulmasına karar verdi. Duruşma 19 Temmuz’a ertelendi.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.