Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Açık Oturum (347): Muhalefetin zorlu seçim yolu – İbrahim Uslu, Şebnem Yardımcı Geyikçi ve Murat Somer ile söyleşi

347’nci Medyascope Açık Oturumu’nda Edgar Şar, konukları siyasal iletişimci İbrahim Uslu ve siyasetbilimciler Doç. Dr. Şebnem Yardımcı Geyikçi ve Prof. Dr. Murat Somer ile gündemdeki sığınmacılar meselesi ile İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun fotoğraf krizi üzerinden muhalefetin bundan sonraki seçim yolunu, bu yolda öne çıkan fırsat ve engelleri değerlendirdi.

“Altılı masa kişisel kaprislerle karar vermeyecek”

Siyasi iletişim uzmanı İbrahim Uslu, sığınmacılar meselesinin tüm tartışmalara rağmen muhalefete yarayan bir çerçeve oluşturacağının altını çizdi:  

“Sığınmacılar sorunu seçim yolunda iktidarın aleyhine çalışacak bir konu. Bu sorunun hem kaynağı iktidar, hem de çözemediği için halk da bu konuda iktidarı sorumlu tutacak. Özellikle iktidarın ve Erdoğan’ın bu konudaki zikzakları, muhalefet için bir manivela yaratıyor. Ayrıca bu konuda muhalefet içi bir ayrılık da yok. Dünyada da bu konu siyasetin tartışma alanı. Ancak Türkiye’de tartışmanın tarafları bu soruna sebep olan iktidar ile sorunun çözülmesini isteyen muhalefet. Dolayısıyla bence bu konu muhalefet için bir fırsat. İmamoğlu’nun fotoğraf krizinde ise altılı masa tartışmaya katılmadı. Bu daha çok aile içi bir mesele, o açıdan altılı masa bence doğru yaptı ve bu olay altılı masanın gündemini etkilemeyecektir.”

Muhalefetin önümüzdeki süreçte işinin kolay olmadığını belirten Uslu, şöyle devam etti:

“Muhalefetin bundan sonraki görevleri epey zorlu. Ancak bu başarısız olacaklar demek değil. İktidarın da bu süreçte bir sürü dezavantajı var. Örneğin Erdoğan’ın oyu son dönemde yüzde 40’a hiç varamadı. Yani toplumun yüzde 60’ı size oy vermeyeceğini söylüyor. Ayrıca bugüne kadar sürekli iktidarın işine yarayan kutuplaştırma, artık işlevini yerine getirmiyor. Algılarda iktidar her şeye kadir gözüküyor ama aslında bu oyunu kazanmak iktidar açısından çok zor. Özellikle kutuplaştırmaya devam eden iktidarın bu süreçte ciddi bir handikapı var. 2018’deki durumdan çok farklı bir durum var.”

Muhalefetin aday belirleme süreçleri üzerine ise Uslu şu değerlendirmeyi yaptı:

“Seçimin sert bir matematiği var. Bu sebeple altılı masa adaylık konusunda karar verirken, kişisel kanaatlerin ötesinde toplumun isteğini öne çıkaracak bir karar verecektir. Kişisel kaprislere yenildikleri durumunda kendi kariyerlerinin de söz konusu olduğunu bilecekler. Şu an için öne çıkan üç adaya ek olarak Sayın Akşener’in adaylığının da hâlâ masada olduğunu düşünüyorum. Önlerindeki tarihsel zorunluluk sebebiyle muhalefet masasından doğru kararın çıkacağını düşünüyorum.”

“Seçimlerden sonra siyah ya da beyaz bir sonuçtan çok gri bir tablo çıkacağını düşünüyorum”

Doç. Dr. Şebnem Yardımcı Geyikçi, muhalefetin seçimlere giderken dikkat etmesi gerekenleri şöyle aktardı:

“Seçime kadar muhalefetin işi iyice zorlaşacak. Tüm devlet imkânlarına sahip, medyayı kontrol eden iktidarla mücadele etmek kolay değil, çünkü iktidarın gündemi belirleme gücü her şeye rağmen çok büyük. Bu zorlaşma durumuna rağmen muhalefetin moral üstünlüğü ve gündem belirleme kapasitesini koruması önemli, özellikle ekonomik krizde. İktidar sorunları çözemiyor ve çözme gibi bir isteği de yok gibi. Bu durumun toplumda yarattığı hayal kırıklığı muhalefetin birinci gündem maddesi olmalı. Bunu ne kadar başarılı yapabiliyorlar emin değilim.

Sığınmacılar meselesi ülkenin demografik yapısı üzerinden geleceğini ilgilendiriyor. Sığınmacıları kurban haline getirebilecek söylemlerden uzak durmak kaydıyla bu sorunun konuşulması, tartışılması lazım. Muhalefet de tabii ki bu konuda çözüm önerileri üzerinden ilerlemeli, net ve somut bir pozisyon almalı. Burada vurgu, sorunların kaynağının iktidar olduğu ve dolayısıyla da iktidarın bunları çözemeyeceği olmalı.

2018’den beri muhalefet çok yol katetti ancak önümüzdeki süreç yine de kolay olmayacak. Sonuç almak da kolay olmayacak. Bu da rejimin niteliği sebebiyle, otoriter bir rejimdeyiz ve seçim yasası değişiklikleriyle de bunu gördük. Dolayısıyla muhalefetin işi kolay değil. Ortak aday çıkarılacak olması hâlâ çok önemli.”

“Muhalefetin sürecin sonucunda kazanan olması için üç farklı güveni beraber sağlaması gerekiyor”

Prof. Dr. Murat Somer, dünyadan örnekleri de göz önünde bulundurarak muhalefetin dikkatli olması gerektiğini belirtti:

“Sığınmacılar meselesi esas itibariyle muhalefete yarıyor gibi gözükse de bu tarz meselelerin muhalefet tarafından kullanılması her zaman kolay değil. Rusya’nın Ukrayna işgalinden hemen sonra seçimlerin gerçekleştiği Macaristan örneği de bunu gösteriyor. Medya tahakkümü ve devlet imkanlarıyla, normal şartlarda iktidarın aleyhine gibi gözükebilecek meseleler farklı yansıtılıp, iktidar tarafından bir fırsata dahi çevrilebiliyor. Dolayısıyla muhalefetin zaten kısıtlanmış olan alanında topluma umut verebilecek yeni bir siyasi aks yaratması gerekiyor. Bu herhalde içinde yaşadığımız durumda ekonomik kriz ve servet transferi.”

Somer, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun hâlâ tartışılan fotoğraf krizini ise şöyle değerlendirdi:

“İmamoğlu’nun fotoğraf krizini şöyle anlamak lazım: Şu anda muhalefetin seçim kazanma şansının yükselmesiyle bir geçiş algısı toplumda hakim ve akıllardaki soru acaba bu geçiş adaletli olacak mı? Gerçekten bir şeyler değişecek mi, yoksa eski düzen belli şekillerde devam mı edecek? Muhalefetin bunu iyi yönetmesi gerekiyor. En önemli görev muhalefet açısından toplumda umut yaratabilmek, çünkü çok uzun erimli bir süreçten bahsediyoruz. İmamoğlu’nun Karadeniz turundan sonra medyaya verilen fotoğraf, muhalefetin yanlış adımlarla umutsuzluk da yaratabileceğini gösterdi. Bu durumda insanlar şunu sorabilir: ‘Eğer hiçbir şey değişmeyecekse biz neden bu kadar uğraşıyoruz?’ Bu duygunun oluşmaması çok önemli, bu sebeple kamuoyuna verilecek fotoğrafların dikkatli verilmesi gerekiyor.

Önümüzdeki süreçte sadece seçimler önemli değil. Önemli olan daha uzun erimli bir demokrasiye geçiş sürecinin nasıl başarılabileceği. Bu noktada siyasetin matematiği tabii ki önemlidir ama sürecin başarılı olması için duyguları da hesaba katmak lazım. En önemli duygu da güvendir ve bunu matematikle ele almak pek mümkün değil. Güven dediğimiz zaman üç şey öne çıkıyor: Birincisi muhalefet masasındaki liderler arasındaki güven. İkincisi muhalefetin, iktidar seçmenine vermesi gereken güven. Üçüncüsü ise muhalefetin bugüne kadar sadık olan seçmenine vermesi gereken güven. Bu üç güveni de beraber sağlamak gerekiyor.”

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.