Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

19. İstanbul Onur Yürüyüşü davası ertelendi: “Varoluşumuza devam edeceğiz”

Geçtiğimiz yıl İstanbul’da düzenlenmek istenen 19. Onur Yürüyüşü’nden önce Taksim’deki Mis Sokak’ta gözaltına alınan 19 kişiye yönelik davanın ilk duruşması, bugün İstanbul 60. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşma 23 Aralık’a ertelendi.

Hâkim duruşmanın 23 Aralık’ta görülmek üzere ertelenmesine karar verirken iddianameye konu olan görüntülerin dosyaya eklenmesi için Cumhuriyet Başsavcılığı’na tekrar müzekkere yazılmasını istedi.

Haziran 2021’de yapılması planlanan Onur Yürüyüşü, polis müdahalesiyle karşılaşmıştı. Eylem öncesi polis, Mis Sokak’ta buluşan LGBTİ+’lara polis amirinin “süpürün” emriyle müdahale etmişti.

Müdahale sırasında gözaltına alınan 19 kişiye açılan davanın ilk duruşması, bugün saat 10.00’da İstanbul 60. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşma öncesi adliye önünde açıklama yapmak isteyen hak savunucularına polis izin vermedi.

“Yine Onur Yürüyüşü’nde olacağım”

Duruşma salonu yeterli gelmediği için daha büyük bir salona geçilmesinin ardından kimlik kontrollerine başlandı. Duruşma, avukat Umut Rojda Yıldırım’ın müvekkillere yönelik beraat talebiyle başladı fakat talep reddedildi. Ardından iddianamenin okunmasına geçildi ve sanıklar savunmalarına başladı. Sanıklar, anayasal hakları olan barışçıl toplanma ve gösteri haklarını kullanmak için Mis Sokak’a gittiklerini fakat henüz yürüyüş başlamamış olmasına rağmen sert polis muamelesiyle karşılaştıklarını söyledi. Hüsnü Beha Yıldız, savunmasında şunları söyledi:

“Neredeyse beş tane polis tarafından gözaltına alındım. Gözlüğüm çıkmıştı ve etrafımı göremiyordum. Ters kelepçeyi çıkarmalarını talep ettim. Polis de susmadığım takdirde ters kelepçeyi çıkarmayacaklarını söyledi. Ben orada herkes gibi anayasal hakkımı kullanıyordum. Burada yargılanması gereken bu nefreti körükleyen siyasiler ve kolluk güçleridir. Beraatımı talep ediyorum.”

Sanık olarak yargılanan Ari Büyüktaş “Bizler Mis Sokak’ta sadece var olduğumuz için, yaptığımız çağrıya daha saatler varken sokakta dururken gözaltına alındık. Arkadaşlarımızla birlikte uyarı yapılmaksızın ters kelepçelerle alındık” dedi.

Çağla Akdelen, gözaltına alındığı sırada ters kelepçe takıldığını, polis otobüsüne bindirildiğinde güvenlik güçleri tarafından cinsiyetçi küfürlere maruz kaldığını ve yine aynı kişiler tarafından tehdit edildiğini anlattı. Beraatini talep eden Akdelen, “Yine Onur Yürüyüşü’nde olacağım” diye konuştu.

Aylin Kaya ise yürüyüş gününü şöyle anlattı:

“Mis Sokak’ta öpüşen erkekler, öpüşen kadınlar ve lubunlar vardı. Herkes mutluydu. Bir tarafta öpüşen koklaşan mutlu insanlar diğer tarafta da tatsız, renksiz, mutsuz kolluk vardı. Bir anda hiçbir uyarı yapılmadan müdahale başladı. Bu esnada çok sayıda gözaltı yapılmaya başlandı. O esnada erkek bir polis sağ kolumdan tutarak elimi tersine çevirdi ve beni kadın polislere fırlattı. Darp raporum dosyada mevcut.”

Yargılananlar alkışlandı

Savunmaların zaman zaman alkışlarla desteklenmesinin ardından hâkim savunmaların alkışlarla kesilmemesi için duruşmayı takip etmeye gelen seyircilerden alkışlamamalarını istedi.

Sanıkların ifadelerinin ardından avukatların savunmalarına geçildi. Avukatlar sırasıyla iddianameye konu olan LGBTİ+’nın ne anlama geldiğini anlatıp, barışçıl protesto hakkının anayasal ve Türkiye’nin taraf olduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları gereği bir hak olduğunu söyledi. İddianamede gösterilen delillerin yetersizliğinden dolayı suçun unsurlarının oluşmadığını söyleyip tüm müvekkillerin beraat etmesini talep ettiler. Avukat Deniz Bayram şunları söyledi:

“Beyoğlu Kaymakamlığı olay saatinden iki-üç saat önce kendi sitelerinden bu yasaklama kararını duyurmuş durumda. Yasaklama kararının kanuni unsurlarının söz konusu olması gerekiyor. Herkes tarafından ulaşılabilir ve sonuçları öngörülebilen bir karar olması gerekiyor. Yasaklama kararı hiçbir somut sebep gösterilmeden soyut ifadelerle verilmiş ve bu karar LGBTİ+’lara karşı önyargıyı gösteriyor. Kaymakamlıkların mahkemelere rağmen verdikleri yasaklama kararları aslında bir hukuk tanımazlıktır. Ve bu hukuk tanımazlık savcılığın iddianamesi ile devam etmiştir. İddianamede yer alması gereken görüntüler eğer 1 sene boyunca gelmiyorsa, hâlâ sunulmamışsa bu yargılamanın sürüncemede bırakılması amaçlanıyor demektir.”

“Eninde sonunda beraat verilecek”

Hâkim ise duruşmanın 23 Aralık’ta görülmek üzere ertelenmesine karar verdi. Bu esnada Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan iddianameye konu olan görüntülerin dosyaya eklenmesini istedi ve emniyete de kamu görevlisine görevini yaptırmamak için direnme suçu iddiasına konu olan polis memurunun kim olduğunun tespit edilmesi için yazı yazdı.

Duruşma sonrası Medyascope’a konuşan avukat Umut Rojda Yıldırım, “Hukuki olarak verilmesi gereken karar beraattı. Eninde sonunda beraat verilecek başka yapabilecekleri hiçbir şey yok” dedi.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.