Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Canan Kaftancıoğlu’na verilen cezayı hukukçular Medyascope’a yorumladı: Görevine devam edebilecek mi? Hukuki süreç nasıl işleyecek?

CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’na verilen toplam 4 yıl 11 ay hapis cezasının Yargıtay 3. Dairesi tarafından onanması kamuoyunun gündemine oturdu. Hukukçu Kerem Altıparmak ve Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Yüksek Disiplin Kurulu üyesi avukat Tuba Torun, kararı Medyascope’a yorumladı.

Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin 12 Mayıs’taki kararı ile CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nun “kamu görevlisine hakaret”, “cumhurbaşkanına hakaret” ve “Türkiye Cumhuriyeti’ni aşağılama” suçlarından aldığı ceza onanırken, Kaftancıoğlu’na, “PKK/KCK silahlı terör örgütü propagandası yapmak” ve  “halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etmek” suçlarından verilen cezalar ise bozuldu. Öte yandan 3. Ceza Dairesi, Türk Ceza Kanunu’nun 53. maddesinin 4. fıkrası uyarınca Kaftancıoğlu’nun 4 yıl 11 aylık cezası boyunca siyasi parti yöneticiliği yapmasına da kısıtlama getirdi. Bu sebepten Kaftancıoğlu’nun İstanbul İl Başkanlığını bırakması gündemde. Öte yandan Kaftancıoğlu’nun cezası bir yıldan fazla olduğu için anayasa ve Siyasi Partiler Yasası’na göre milletvekili adayı olmasının da önü kesilmiş durumda. 

Kerem Altıparmak: “Emsal davalara rağmen bu cezaların verilmesi hukuki değil”

Hukukçu Kerem Altıparmak’a göre Kaftancıoğlu’nun suçlu bulunduğu kanunlar daha önce Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) tarafından emsal teşkil edecek şekilde uygulanamaz bulunmuştu: 

“Öncelikle Canan hanıma ceza üç suçtan ötürü verildi. Bunlar kamu görevlisine hakaret suçu (TCK 125/3), cumhurbaşkanına hakaret (TCK md. 299) suçu ve Türkiye Cumhuriyeti’ni aşağılama (TCK md. 301) suçları. Ancak üç suçlama da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) emsal kararları sebebiyle uygulanamaz halde. Anayasanın 90. maddesine göre uluslararası sözleşmeler kanun hükmündedir ve bunlar hakkında anayasaya aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesi’ne başvurulamaz. Bu sebepten ötürü Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) gibi temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası antlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası antlaşma hükümleri esas alınır. Canan hanımın hüküm giydiği üç suç da AİHM’in kararları sebebiyle uygulanamaz halde. AİHM, TCK’nın 301. maddesinden doğan ‘Türkiye Cumhuriyeti’ni aşağılama’ suçunun sınırlarının belirsiz ve öngörülemez olduğunu ve bu uygulamanın ifade özgürlüğünü ihlal ettiğini – Taner Akçam v. Türkiye davasında- ifade etti. Aynı şekilde Vedat Şorli’nin Türkiye aleyhine AİHM’e açtığı davada, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 46. maddesi uyarınca “cumhurbaşkanına hakaret” suçunu tanımlayan TCK 299. madde de uygulanamaz durumda bulunmuşken, yine mahkeme Ömür Çağdaş Ersoy’un başvurusunda oybirliği ile kendisine TCK 125/3’ü ihlalden verilen cezanın AİHS’in 10. maddesini (ifade özgürlüğü) ihlal ettiğine karar vermiştir. Adalet Bakanlığı ise Avrupa Konseyi’nin bir parçası olmasına ve uluslararası hukuka anayasal olarak bağlı olmasına rağmen ısrarla bu maddelere içtihat getirmiyor.”

Bu karardan sonra Kaftancıoğlu’nun görevine devam edip edemeyeceği ve parti yönetiminin alacağı karar de merak konusu. Süreç uzayacak olsa bile Kaftancıoğlu’nun il başkanlığı son bulabilir.

“Olası bir bireysel başvuru infazı durdurmaz”

Altıparmak’a göre Kaftancıoğlu, TCK 53. maddesi gereğince il başkanlığı görevinde kalamaz ancak CHP üyeliği de düşmez: “CHP karara uymazsa Siyasi Partiler Kanunu uyarınca partiye ceza verilebilir. Yani bu karar Canan Kaftancıoğlu’nun cezasını infazı bitene kadar siyasi yöneticilik ya da milletvekilliği yapamayacağı anlamına geliyor. Kaftancıoğlu AYM’ye bireysel başvuru hakkını kullansa bile başvuru tek başına infazı durdurmaya yetmemekte. Ancak ve ancak AYM, Yargıtay’ın kararını bozup yeniden yargılama kararı verirse Kaftancıoğlu’nun siyasi yasakları kalkabilir.” 

Torun: “Kaftancıoğlu’nun cezaevine girmesi söz konusu değil

CHP Yüksek Disiplin Kurulu üyesi avukat Tuba Torun’a göre Kaftancıoğlu’nun cezaevine girmesi İnfaz Yasası’nde geçen sene yapılan değişiklik nedeniyle hukuken mümkün değil:

“Partimizin avukatlarına göre Canan hanımın infazı geçen seneki İnfaz Yasası değişikliğinden ötürü ½ oranında uygulanacak. Bu durumda 4 yıl 11 ay olan cezası zaten üç yılın altına iniyor. Üç yılın altında yatarı olan bir ceza olduğu için denetimli serbestlik devreye giriyor. Bu yüzden muhtemelen Canan hanım prosedürel bir ‘girdi çıktı’ yapacak ve denetimli serbest kalacak. Kanunda açık hüküm budur.”

“Kaftancıoğlu’nun göreve devam etmesinde fiili bir engel yok”

Tuba Torun’un kanaatine göre ise Kaftancıoğlu’nun fiilen göreve devam etmesinin önünde bir engel yok. Siyasi Partiler Kanunu’nun 11. maddesine göre kamu görevinden yasaklı olan kişilerin siyasi partilere üye olmasının da önü kesilmekte ancak partinin kanuna uymaması durumunda uygulanacak yaptırım belirsiz:

Şu anki durumda biz kesinlikle Canan hanımın üyeliğini düşürmeyeceğiz. Kanuna göre Yargıtay bu durumda bize ihtar verebiliyor ancak biz bu ihtarı dikkate almayıp göreve son vermediğimizde nasıl bir ek yaptırım uygularlar bu kanunda belirtilmemiş ve pratikte de emsali bulunmuyor. Yalnızca partinin Disiplin Kurulu bu üyeyi ihraç etmeli deniyor. Bu noktada biz bu hukuki olmayan, siyasi saiklerle verilen karara karşı bir direniş tutumu almalı ve karşısında durmak zorundayız ve bizim tutumumuz da bu yönde olacak.” 

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.