Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Atina-Ankara hattında son yılların en gergin dönemi: Bu noktaya nasıl gelindi?

Türkiye siyasî tarihinde her zaman inişli-çıkışlı seyreden Ankara-Atina ilişkileri şu günlerde en gergin dönemlerinden birini yaşıyor. AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan önce “Benim için artık Miçotakis diye bir yok”; daha sonra ise “Yunanistan maalesef yola gelmeyecek” sözleri ile Atina’yı sert bir dille eleştirdi. Peki bu gerilimin arkasında yatan sebepler neler? TEPAV Avrupa Birliği Çalışmaları Merkezi Direktörü Nilgün Arısan Eralp, Brookings Enstitüsü Türkiye Programı Direktörü Ömer Taşpınar ve gazeteci Stelyo Berberakis, Medyascope’a değerlendirdi. 

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 23 Mayıs’taki kabine toplantısının ardından Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis’e yönelik “Artık benim için Miçotakis diye biri yok” ifadelerini kullanmış, partisinin 1 Haziran’daki TBMM grup toplantısında Atina’ya seslenmiş ve “Türkiye ile dans etmeye kalkma. Yolda kalırsın. Arkadaşlarıma da söyledim, ikili görüşmeler yapmayacaklar” diyerek Yunanistan’a gözdağı vermişti.

Peki Ankara-Atina hattındaki ilişkiler neden bu kadar gerildi? 13 Mart’taki Erdoğan-Miçotakis görüşmesinden bu yana ikili ilişkilerde neler yaşandı? Liderler arasındaki bu söz dalaşı, olası bir çatışmaya dönüşür mü? 

13 Mart 2022 tarihinde Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Yunanistan Başbakanı Miçotakis, İstanbul’daki Vahdettin Köşkü’nde bir öğle yemeğinde bir araya gelmiş ve iki saat süren görüşme sonucunda iki ülke arasındaki işbirliğinin artırılması konusunda mutabık kalındığı açıklanmıştı. Fakat şu an işbirliği yerine iki ülke arasındaki ilişkiler kopma noktasına geldi. 

“35 yıllık gazeteciyim, bunun gibi sözlü gerginlik yaşamadım”

Atina’da yaşayan gazeteci Stelyo Berberakis, Türk-Yunan ilişkilerinde gelinen bu durumu “35 yıllık gazetecilik hayatımda bu gibi sözlü gerginliği hiç yaşamadım” diyerek anlattı. Özellikle Türkiye’den ve Türk siyasetçilerden hakarete varan sözler söylendiğini belirten Berberakis, “Türk yetkililerin kullandığı üslup burada kötü bir hava uyandırıyor. İnsanları endişeye boğuyor. Lafın gelişi söylemiyorum. Her gün komşularım ikide bir kapımı çalıyor ve ‘Savaş mı çıkıyor acaba’ diye soruyor” ifadelerini kullandı. 

Ankara-Atina hattında ilişkiler neden gerildi?

İki NATO üyesi ülke arasındaki ilişki, 9 Mayıs’ta Atina’nın ev sahipliğinde düzenlenecek Tiger Meet Tatbikatı’ndan önce tarafların birbirlerini karşılıklı hava sahası ihlali yapmakla suçlamasının ardından gerilmeye başladı. Yunanistan Başbakanı Miçotakis, Türkiye’nin Yunanistan hava sahasını ihlal eden uçuşları olduğunu NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg’e bildirdiklerini şu sözleri ile duyurmuştu: 

Stelyo Berberakis

“(Hava sahası ihlali) Bu durum hem Avrupa güvenliğini hem de NATO’nun birliğini baltalıyor.”

“İt dalaşı” olarak adlandırılan karşılıklı hava sahası ihlallerinin geçmişten günümüze belirli sıklıklarla yaşandığını hatırlatan Berberakis, “Tatbikatlara katılmama durumunu daha önce de yaşadık. 2000’li yıllarda Türkiye bir tatbikat için buraya gelecekti fakat son anda çekilme kararı aldı. Yine aynı nedenleri yaşıyoruz. Fakat bu sefer üslupta bir fark var. Her şeyin üstüne bir de bu üslup binince etraf daha da kızıştı ve sinirler tamamen gerildi” ifadelerini kullandı. 

Diplomatik kanalların kapatılmasının nedeni Miçotakis’in ABD Kongresi’nde ayakta alkışlanan konuşması mı?

17 Mayıs’ta ABD Başkanı Joe Biden ile görüşmesinin ardından ABD Kongresi’ne hitap eden Miçotakis, Türkiye’nin adını hiç geçirmeden “Kongre’den F-16 talebine izin vermemenizi talep ediyoruz” demiş ve Kıbrıs sorunu için ise “Helenizmin kanayan yarası” ifadesini kullanmıştı. Harvard Üniversitesi mezunu Miçotakis’in bu konuşması Kongre’de defalarca kez alkışlanmış ve büyük takdir görmüştü. 

Bu konuşma üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kendileriyle yaptığımız görüşmede aramıza üçüncü ülkeleri sokmayalım diye mutabık kaldık. Buna rağmen geçen hafta bir Amerika seyahati yaptı, Kongre’de Türkiye aleyhinde konuşmalar yaptı. Şimdi biz bu yıl stratejik konsey toplantısı yapacaktık. Artık benim için Miçotakis diye birisi yok. Kendisiyle böyle bir görüşme yapmayı asla da kabul etmiyorum çünkü biz sözünde duracak onurlu siyasetçilerle yola gideriz” ifadelerini kullanmıştı.

Miçotakis’in konuşmasının Türkiye’nin F-35 programından çıkarılmasının ardından ABD’den 40 adet F-16 ve 80 adet modernizasyon kiti satın almak için başvuruda bulunduğu bir dönemde gerçekleştiğini hatırlatan Brookings Enstitüsü Türkiye Programı Direktörü ve Medyascope yorumcusu Ömer Taşpınar, “Erdoğan Biden ile Beyaz Saray’da görüşememişken, Miçotakis’in Kongre’de konuşma yapması ender bir fırsat” dedi. 

Taşpınar sözlerine şöyle devam etti:

Ömer Taşpınar

“Yabancı liderler arasında yalnızca çok iyi İngilizce bilenler, Amerika’da güçlü bir lobileri varsa Kongre’ye hitap ederler. Bu, Amerika’nın o lideri onore etmesi açısından önemlidir. Miçotakis Yunan tezlerini gayet sağlam bir şekilde savundu. Bunda şaşıracak bir şey yok. ‘Türkiye’ye F-16 satışı sorunlu bir satıştır’ dedi. Türkiye’nin bölgedeki politikalarından bahsetti ve bunların Yunanistan tarafından neden saldırgan politikalar olarak görüldüğünü anlattı. Bütün bunlar zannediyorum Erdoğan’da zaten bir ümitsizlik hali var iken Amerika ile ilişkilerde yeni bir tetikleme yarattı ve ‘Benim için yoktur, siliyorum onu’ dedi. Dünkü konuşmasında da bir bakıma resmileştirdi bunu. Yani Yunanistan ile diplomatik kanalların çoğunu kapatmış oldu.”

TEPAV Avrupa Birliği Çalışmaları Direktörü Nilgün Arısan Eralp da ilişkilerin gerilmesinin altında yatan tek somut olayın Miçotakis’in ABD Kongresi’nde yaptığı konuşma olduğu görüşünde. Erdoğan’ın bu sözleriyle aslında Biden’a bir mesaj vermek istediğini belirten Arısan Eralp, “Kongre, F-16’ların satışını bloke edebilir” dedi.

Öte yandan Kongre’de 37 kez alkışlanan Miçotakis’in konuşmasını eleştirenler de bulunuyor. Kullandığı bazı ifadelerin iki ülke arasındaki ilişkilere zarar verecek nitelikte olduğunun altını çizen Berberakis, mevcut sorunlara rağmen iki liderin daha önce de bir araya gelebildiğini ve konuşmasında bunlardan bahsetmemesinin hata olduğunu söyledi. Berberakis, Yunanistan’da da Miçotakis’in konuşmasının en çok bu yönünün eleştirildiğini şöyle ifade etti: “Erdoğan’la bütün sorunlarımıza rağmen oturduk, konuştuk, birbirimizi tahrik etmeyeceğimize dair anlaştık gibi ifadeler kullanabilirdi. Bence en büyük hatası bu oldu. Yunanistan’daki muhalefetten Miçotakis’e yöneltilen eleştiriler de aşağı yukarı bu minvalde.”

Sıcak çatışma ihtimali nedir? 

Taşpınar’a göre Türkiye ile Yunanistan arasındaki bu gerilimin sıcak bir çatışmaya dönebilme riski düşük de olsa her zaman mevcut. Türkiye’nin Doğu Akdeniz’e bir arama gemisi yollaması ya da çatışmalı bölgelere askeri gemi yollaması halinde Yunanistan ile her zaman karşı karşıya gelebileceğini belirten Taşpınar, “Havada yaşanan it dalaşının denizde yaşanması da bir risk. Fakat böyle bir risk oranı daha düşük. Türkiye ve Yunanistan kendi tezlerinden vazgeçmedikleri sürece konjonktürel olarak böyle bir risk mümkün. Bu bir spekülasyon değil, bir gerçek. Taraflar krizi tırmandırmak isterse, böyle bir risk her zaman için var” ifadelerini kullandı. 

İki tarafta da restleşme olmasını isteyen kesimler olduğunu aktaran Berberakis, Yunanistan’da savaş çığırtkanlığı yapanların “folklorik” görüldüğünü belirterek şöyle konuştu: “Türkiye’de Yunanistan’ın saldıracağını söyleyen insanlara şaşırıyorum. Yunanistan Türkiye’ye niye saldırsın? Saldırıp da İstanbul’u, İzmir’i mi alacak? Türk kanallarında bunu soran yok. Yunanistan’da da savaş çığırtkanlığı yapan, ‘Uçaklarını düşürelim’ diyenler var ama bunları ciddiye alan yok.”

Peki bu restleşmeler iç politikaya bir mesaj mı?

İki ülkede de önümüzdeki yıl yakın dönemlerde seçimlere gidilecek. Bu gerilimin iki ülke lideri tarafından da iç siyasette kullanılma ihtimalini de değerlendiren Berberakis, Türkiye’de bu gerilimin iç kamuoyuna mesaj vermek için kullanıldığını ancak Miçotakis oy açısından kendini rahat hissettiği için buna ihtiyaç duymadığını şöyle açıkladı: “Miçotakis’in bunu iç politika malzemesi olarak kullanmasına gerek yok. Zaten en yakın rakibinden 17-18 puan önde. Avrupa Birliği’nden aldığı mali desteklerle sosyo-ekonomik birtakım önleyici tedbirler alıyor. Bu yüzden de genel olarak seviliyor.”

Nilgün Arısan Eralp

Türkiye’de seçim sath-ı mailine girildiğini hatırlatan Arısan Eralp, Erdoğan’ın bu çıkışlarının iç politikaya yönelik olduğu görüşünde. Seçim dönemlerinde dış politikanın iç politika malzemesi haline getirildiğini vurgulayan Arısan Eralp, “Bu çıkışlar milliyetçiliğin bu kadar oy getireceği bir dönemde yapılıyor. Ayrıca Türkiye, Rusya’nın Ukrayna’yı işgali ile birlikte savaşta oynadığı role ve jeopolitik konumuna çok güveniyor. Bu kadar güvenmemeli” dedi. 

“İlişkileri düzeltmenin en zor olduğu ülke Yunanistan”

2021 yılı sonu itibarıyla Türk dış politikasında atılan adımlar, kimi uzmanlar tarafından U dönüşü kimileri tarafından ise normalleşme olarak adlandırılıyor. Türkiye’nin uzun yıllardır ilişkilerinin düşmanca seyrettiği ülkeler ile ilişkilerini düzeltmek için çaba harcadığını fakat Yunanistan ile ilişkilerde yapısal sorunların ise devam ettiğini vurgulayan Taşpınar, “Konjonktürel açıdan Türkiye’nin İsrail ve Mısır ile bazı adımlar atarken, Yunanistan ile de yola ve diyaloğa açık olduğunu Avrupa Birliği’ne (AB), Amerika Birleşik Devletleri’ne (ABD) göstermesi açısından olumlu sinyaller yollama stratejisinin bir parçasıydı. Bu yakınlaşma zaten yüzeysel bir yakınlaşmaydı, zira o yüzeyin hemen altında Kıbrıs gibi, kıta sahanlığı gibi ve enerji gibi yapısal sorunlar devam ediyordu” ifadelerini kullandı. Taşpınar, Türkiye’nin dış politikada ilişkilerini toparlamasının en zor olduğu ülkenin Yunanistan olduğunu da söyledi.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.