Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

“Çalışma Acısı”: Meslek hastalıkları, mobbing, iş cinayeti ve güvencesizlik hikayeleri

Kırık beliyle ev temizlemeye devam etmek zorunda kalan ev işçisi, silikozise yakalanan kot kumlama ve diş protezi emekçileri, mobbing nedeniyle beyin kanaması geçiren banka çalışanı, koronavirüs kliniklerinde çalışırken hastalanıp kalıcı sağlık sorunları yaşayan sağlık emekçileri… Bunlar, “çalışma acısı” kavramı hakkında Türkiye’deki ilk ayrıntılı çalışmayı ortaya çıkaran emek araştırmacısı Uğur Şahin Umman’ın “Çalışma Acısı: Emek ve Eziyet Deneyimleri” kitabında yer verdiği işçi profillerinin sadece bir kısmı.

Emek araştırmacısı Uğur Şahin Umman, Fransa’da yıllardır tartışılan “Çalışma Acısı” kavramıyla aynı ismi taşıyan kitabını Medyascope ekranlarında anlattı. “Çalışma Acısı: Emek ve Eziyet Deneyimleri” isimli çalışması, haziran ayında İletişim Yayınları tarafından basılan Umman, Türkiye’de bu kavramın izlerini sürerken 65 işçiyle görüştü.

İşçinin, çalışma koşulları ve çalışması nedeniyle ruhen ve fiziken acı çekmesi.” Çalışma acısı kavramının ne olduğu sorulduğunda Umman’a göre en kısa tanım bu. Ancak emek araştırmacısı Umman’a göre, aslında çalışma acısı kavramı meslek hastalıklarını, mobbing ve performans sistemi kaynaklı sağlık sorunlarını, iş cinayetlerini ve güvencesizliği kapsayan bir şemsiye kavram.

Umman kitabında meslek hastalıkları, mobbing ve performans sistemi, iş cinayetleri ve güvencesizliğin yarattığı çalışma acısını, 65 kişiyle yaptığı mülakatlara dayanarak anlatıyor.

  • Ameliyatının ertelenmesi sebebiyle yüzde 65 engelli hale gelen banka emekçisi,
  • İş güvenliği önlemleri rafa kaldırılan fabrikada 32 bıçaklı deri makinesinde kolunu kaybeden deri işçisi,
  • Diyarbakır Cezaevi’nde hapis yattığı için mobbing’e maruz kalan öğretmen,
  • Kırık beliyle ev temizlemeye devam etmek zorunda kalan ev işçisi,
  • Silikozise yakalanan kot kumlama ve diş protezi emekçileri,
  • Mobbing nedeniyle beyin kanaması geçiren banka çalışanı,
  • Koronavirüs kliniklerinde çalışırken hastalanıp kalıcı sağlık sorunları yaşayan sağlık emekçileri.

Bunlar Umman’ın kitabında yer verdiği emekçi profillerinin yalnızca bir kısmı.

Çalışma acısının mavi yakalı istihdamında olduğu gibi beyaz yakalılar için de geçerli olduğunu, beyaz yakalılarda çalışma acısına katlanabilmek için işçilerin genellikle borçlanarak kendi rızalarını imal ettiğini yaptığı görüşmelerden gözlemlediğini anlatan Umman, çalışma acısının emek dünyası için anlamını şöyle değerlendiriyor:

“Çalışma koşulları ağırlaştıkça, meslek hastalıkları yaygınlaştıkça, çalışmanın ruhsallığının sınıf mücadelesindeki yeri önem kazanacaktır. Bulaşıcı hastalıklar her ne kadar dünyayı ele geçirse de, işçilerdeki psikolojik ve fiziksel rahatsızlıklar, çok görünür olamadı. Oysa her gün milyonlarca işçi acı çekerek çalışmak zorunda kalıyor. Sınıf mücadelesinde çalışmanın ruhsallığının önemli bir gündem olacağını ve bir motor gücü görevi göreceğini düşünüyorum.”

Uğur Şahin Umman’ın, Soma maden katliamına giden süreci ele aldığı ilk kitabı “Çizmelerimi Çıkarayım mı?” 2017’de Ayrıntı Yayınları’ndan çıkmıştı.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.