Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Doğa Üründül yazdı: Futbol kulüplerimiz ile aynı gemide miyiz?

Türkiye Süper Ligi’nde 17 Haziran’da başlayan transfer dönemi 8 Eylül’de sona erdi. Geçen yılın şampiyonu Trabzonspor da dahil birçok takım sil baştan kadro yapılanmasına gitti. Bu transfer dönemi öyle bir çılgınlık ki havalimanları bir kez daha doldu taştı, yeni gelene atkılar takıldı, fotoğraflar çekildi. Lakin bir konu bayağı bir zamandır aklımı kurcalıyor. Ülkede malum ekonomik kriz var. Peki bu kriz sadece halkı mı vurdu?

Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Ali Koç, transfer dönemi kapanmadan birkaç gün önce şöyle bir açıklamada bulundu: “İçinde bulunduğumuz ekonomik ortamda, bu sezonun sonunu getirmemizi mümkün gözükmüyor. Hepimizin nefesi bir yerde kesilecek. İlgili yerlere derdimizi anlatmamıza rağmen bir ilerleme sağlayamadık.” Bu kadar problemi öngören sayın başkan, neden bu yaz 12 transfer yaptınız? 

Geçen yıl Vitor Pereira sonrası İsmail Kartal yönetiminde bu takım 18 maçta sadece 1 mağlubiyet almıştı. Yani kadronun büyük bir revizyona girmesine gerek yoktu. Lakin yeni hoca Jorge Jesus’un istekleri doğrultusunda 12 futbolcu takıma dahil oldu. Yabancı kuralı yüzünden Bruma gibi yeni gelen bir ismin lisansı çıkarılamadı.

Beşiktaş geçen yılı dalgalı bir performansla bitirdi. Sezon bitmeden takımın başına geçen Valerien Ismael, yaz transfer döneminde kadrosunu şekillendirdi ve 12 transfer de o yaptı. Galatasaray yeni hocası Okan Buruk ile 13 yeni ismi kadrosuna ekledi. Şampiyon Trabzonspor da kadrosunu 12 yeni oyuncu ile güçlendirdi.

49 futbolcu transfer eden dört büyüklerimiz bu süre zarfında 90 milyon euro civarı bir para harcadı. Süper Lig 2022/2023 sezonu yaz transfer döneminde ise toplam 117 milyon euro kulüplerin kasasından çıktı. Önceki sezona bakarsak, 76 milyon euro, bir önceki sezon ise 38 milyon euro. Elbette kurdaki ciddi artışın da bunda etkisi var. Fakat şunu da unutmayalım; ülkece ekonomik problemlerle boğuştuğumuz bu günlerde, pahalılık artık parodi haline gelmişken kulüplerin transfer bütçelerini arttırması, futbol takımlarının halktan ne kadar koptuğunun da göstergesi. İnsanlar ekmek alacak para bulamazken, futbol takımlarının uçakları durmadı. Vergilerini ödemeyip transfere para yağdırılması da giderek insanların kanına dokunmaya başladı. 

Ülkenin gerçeklerinden kopan takımlar, Ali Koç’un öngördüğü ekonomik darboğaza girdiklerinde, ilk olarak bürokrasiden vergi indirimleri talep ediyorlar, orada görüşmeler tıkanırsa taraftarlarına sarılıyorlar. Formül ise belli; “Fener ol”, “Bırakmam seni” deyip “Aslan gibi sponsor”lardan yardım beklemek.  

Milyarlık şirketler yöneten patronların başkan olduğu ligimizde, halk ile takımların ortak paydası olan ekonomide elbet birleşileceğini tahmin etmek zor değil. Size bir haber vereyim: Sizlerin maaşından daha hesabınıza yatmadan vergisi kesilirken tuttuğunuz takımlar yine bir şekilde vergi affı ve banka anlaşmaları ile yaşatılacak. Eğer herhangi bir işletme olsalardı bu kadar zararla Türk kulüpleri binlerce kez kapanmıştı.

Kulüplerin bonfile yiyip, halkın aç kaldığı liglere baktığınızda bir örneğini daha göremezsiniz. En yakın örnek Yunan kulüpleri bile ülke batarken birlikte battı, maddi kaynaklar yaratılmaya başladığındaysa birlikte çıktılar.

Futbol takımlarının halktan kopuk bir zenginlikte olması bizim gibi coğrafyalarda bile abes duruyor. Aynı gemide olmadığımızı biliyorduk. Lakin şu bir gerçek; artık aynı denizde bile değiliz. 

Hayır, bari Lüksemburg’u yense “Bizim Çocuklar” yüzümüz gülecek. Bir haftada Lüksemburg’dan 19 yaş altı takımımız dört gol, akabinde A Milliler ise üç gol yedi. 

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.