Almanya’nın ev sahipliğinde düzenlenecek olan Avrupa Futbol Şampiyonasının başlamasına 2 aydan biraz fazla bir süre var. Milli takım penceresi turnuva öncesi iki kere açılacak. Daha fazla değil…
Gazete arşivlerini kurcalarsanız eskiden milli takımı, şu anki gibi teknik direktörlerin seçmediğini göreceksiniz. Şöyle ki; müsabakalarda takımı teknik direktörler yönetirken, 1950’lere kadar Ay-Yıldızlı formayı giyecek havuza “seleksiyon komitesi” karar veriyordu. 1956’da Giovanni Varglien’in teknik direktörlüğe gelmesiyle komite yerine “tek seçici” unvanıyla kadroya karar veren Eşfak Aykaç oldu. Sonradan güçlenen teknik direktör profili bu kadro seçimlerini ekibi ile yapmaya başladı.
Alman Stefan Kuntz’un kovulmasıyla yerine gelen İtalyan Vincenzo Montella da ekibi ile EURO 2024 hazırlıkları kapsamında oynanacak, Macaristan ve Avusturya maçlarına kadrosunu seçti. Semih Kılıçsoy mevzusuna gelmeden önce “biz” kimiz konusuna bakmak lazım.
Şöyle ki, Türkiye gibi yakaladığı jenerasyonu büyüttüğü ölçüde başarılı olan ve sürekli elit seviyeye oyuncu çıkarmayan ülkeler için aynı yaş aralığındaki potansiyeli yüksek gençlerin, kulüp takımı gibi milli takım formalarını giymesi başarının anahtarıdır. Nereden mi biliyoruz?
1993 Akdeniz Oyunlarını kazanan Fatih Terim önderliğindeki Türkiye 21 yaş altı takımındaki; FETÖ firarileri Hakan Şükür ve Arif Erdem ile Tugay Kerimoğlu, Ergün Penbe, Sergen Yalçın, Emre Aşık, Alpay Özalan gibi isimlerin birlikte oynadığı ilk büyük turnuvaydı. O dönem bir jenerasyon yakalanmıştı ve en alt yaş kategorilerinden başlayarak birlikte oynama alışkanlığı kazandırılmıştı.
Dünya futbolu son 30 yılda, önceki 100 yıla göre çok daha fazla değişti. Artık sporcuların en iyi olduğu yaş aralığı 18-34. Yani 18 yaşında elit arenaya sıçrayabilen futbolcuların dönemindeyiz. Bizim kadromuzda yer alan, Real Madrid’den Arda Güler, Juventus’tan Kenan Yıldız, Ajax’tan Ahmetcan Kaplan, Fenerbahçe’den Ferdi Kadıoğlu, Galatasaray’dan Barış Alper Yılmaz, Bundesliga 2 ekibi Nürnberg’de harikalara yaratan Can Uzun’un, Benfica’ya rekor bonservisle transfer olan ama beklentiyi şu an için karşılayamayan Orkun Kökçü’nün hatta neden milli takıma çağrılmayan her maç ilk 11’de oynayan Westerloo’dan Emin Bayram’ın ve Kasımpaşa’dan Yasin Özcan’ın kadroya monte edilmesi gerekli. Bu listeye girecek bir isim daha var ki 18 yaşında milli takım hocası tarafından resmen “mobbing”e uğradı. Sürekli hoca değiştiren ve çalkantılı Beşiktaş’ta bu sezon çıktığı 17 maçta 9 gol-1 asist ile oynayan Semih Kılıçsoy da santraforsuzluktan kırılan Ay-Yıldızlıların kadrosunda en tepeye yazılmalıydı.
Mobbing’in kelimesine Türk Dil Kurumu, kavramın karşılığı olarak “bezdiri” kelimesini belirlemiş ve iş yerlerinde, okullarda vb. topluluklar içinde belirli bir kişiyi hedef alıp, çalışmalarını sistemli bir biçimde engelleyip huzursuz olmasına yol açarak yıldırma, dışlama, gözden düşürme demiş. Türkiye A Milli Futbol Takımı’nın teknik direktörü Vincenzo Montella’nın da 18 yaşındaki bir futbolcuyu önce takıma çağırması, ardından taktik idmanlara çıkartmadan bir alt yaş kategorisine yollaması “dışlama ve gözden düşürme” tanımlarına uyuyor.
Zaten EURO 2024 öncesi sadece iki kez milli takımlar toplanacak. Hani ilk 11’imiz belli olur, ekstra oyuncuları deneriz, anlaşılır… 6 gol yiyerek kaybedilen Avusturya maçının başlayan kadrosundan İrfan Can Kahveci, Mert Müldür, Merih Demiral, Kaan Ayhan, Cenk Özkacar ve kaleci Uğurcan Çakır’ın EURO 2024’teki maçlara ilk 11’de başlamayacağını tahmin edebiliriz. Yani ilk 11’in 6’sı halen belli değil ve deneme amacıyla seçilen maç da Avusturya oldu.
Daha önce bir yazımda bahsetmiştim: “Gizli işsizler – ‘Milli Takım’ teknik direktörleri” diye. Modern zamanda milli takım hocalarından iki tane beklenti var. Forma adaleti ve ego yönetimi. Halkın gözünde kahraman olan, Hırvatistan galibiyeti ile rüzgârı arkasına alan Vincenzo Montella, Semih Kılıçsoy ve kadro tercihleri ile tüm negatif enerjiyi tekrardan takıma yükledi. Milli takım hazırlıklarının bu kadar kısa ve az sürede olması gereken yerde, şu an tartışmamız gereken karavana denemeler değil, ilk 11’e küçük dokunuşların ne olacağı olmalıydı.
18 yaşındaki Endrick Brezilya formasıyla Wembley Stadyumu’nda İngiltere’ye gol attığı, 16 yaşındaki Lamine Yamal 1 asist (bir de penaltı kazandırdı) ile takımının 3-3 berabere kalmasını sağladı. Diğer tarafta Montella’nın Semih Kılıçsoy hakkında dediği: “sadece 15 maç oynamış bir oyuncuya 18 yaşında A Milli Takım’ı hissettirmekti”nin ötesine geçilmesine gereken bir dönemdeyiz. Hislerin değil adaletin sağlandığı yerde başarı da gelir.
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.