Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

TÜİK’in tüketici ile üretici enflasyonu arasındaki makas genişliyor – Prof. Cem Başlevent: “TÜFE’nin düşük olması hükümetin avantajına”

Türkiye İstatistik Kurumu’na (TÜİK) göre eylül ayında, tüketici fiyatları endeksi (TÜFE) yıllık yüzde 83,5’e ve yurt içi üretici fiyat endeksi (Yİ-ÜFE) yıllık yüzde 151,5’e ulaştı. TÜFE ile ÜFE arasındaki makasın açılma nedenlerini Medyascope için değerlendiren Prof. Dr. Cem Başlevent, “Makas açıldıkça TÜİK hakkında imalı yorumlar artıyor. Haklılık payı da var çünkü TÜFE endeksli yapılan asgari ücret artışları ile memur ve emekli maaş zamları, Hazine’nin TÜFE endeksli borçlanmaları düşünüldüğünde, TÜFE’nin düşük açıklanması hükümetin avantajına” diye konuştu.

TÜİK bugün (3 Ekim), eylül ayı enflasyon oranlarını açıkladı. TÜİK’e göre TÜFE aylık yüzde 3,1 ve yıllık yüzde 83,5 olurken, Yİ-ÜFE aylık yüzde 4,78 ve yıllık yüzde 151,5 seviyesine geldi. Tüketicinin ve üreticinin enflasyonu arasındaki makasın açılması, TÜİK’in verilerinin güvenilirliği hakkında yürütülen tartışmaları destekliyor. 

OKU: Eylül enflasyonu TÜİK’e göre yüzde 83, ENAG’a göre yüzde 186

İstanbul Bilgi Üniversitesi İşletme Fakültesi Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cem Başlevent, “TÜFE ve ÜFE arasındaki makas açıldıkça TÜİK hakkında imalı yorumlar artıyor. Bunda haklılık payı var gibi görünüyor, TÜFE oranlarının biraz makyajlı olduğunu düşündürüyor. Daha çok manşetlere çekilen ve insanların takip ettiği oran TÜFE olduğu için, olumsuz propagandanın çok yapılmasını istemiyorlar” diye konuştu.

“TÜFE’nin düşük olması hükümetin avantajına”

TÜİK’in açıkladığı enflasyon ile İTO ve ENAG’ın açıkladığı enflasyon ve çarşı pazardaki fiyatlar karşılaştırıldığında, TÜFE oranlarının çok düşük geldiğine dikkat çeken Başlevent şunları söyledi:

Üstüne, asgari ücret artışları ile memur ve emekli maaş zamları TÜFE endeksli olduğu için, TÜFE’nin çok yüksek açıklanmaması, bu bakımdan da hükümetin avantajına. Onun da ötesinde Hazine’nin yüklü miktarda TÜFE endeksli borçlanmaları var, TÜFE ne kadar düşük açıklanırsa o kadar az faiz veriyorlar. Dolayısıyla bunun biraz makyajlı olduğunu düşündüren sebepler var.

Teknik açıklamalar ve TÜFE ile ÜFE’nin kapsam farkı

Başlevent, TÜFE ile ÜFE arasındaki makasın açılmasının dikkat çekici olduğunu ancak bunun teknik açıklamaları bulunduğunu ve iki endeksin kapsamlarının farklı olduğunu vurguladı. ÜFE’nin sadece sanayi, elektrik, doğalgaz gibi ürünleri içerdiğini, hizmet sektörünü kapsamadığını söyleyen Başlevent, “Gerçek hayattan biliyoruz ki, akaryakıt fiyatı üçe katlansa da, saç kestirdiğimiz berberimiz sadece yüzde 50 zam yapabildi. Çünkü berber daha fazla zam yaparsa, müşteri gelmeyeceğini biliyor. Herkes gider, zincir marketten tıraş makinesi alır, evde tıraş olur. TÜFE hizmet sektörünü de içerdiği için, ÜFE’ye göre daha düşük çıkıyor” dedi.

Vergilendirmeyle ilgili bir farklılıklar olduğunu belirten Başlevent, “ÜFE, vergi öncesi fiyatı üzerinden hesaplanıyor. Çeşitli vergi avantajlarıyla vatandaşa bunun daha az yansıması sağlanabiliyor, bu da dönem dönem TÜFE’nin gerisinde kalmasına yardımcı oluyor” diye konuştu.

“TÜFE’nin aşağı inmesini yavaşlatacak faktör”

Son bir yılda doğalgaz, elektrik zamlarında sanayi kullanımına yapılan yüksek zamları önemli bir faktör olarak gösteren Başlevent, şöyle devam etti:

Sanayide zam oranları yüzde binler ile ifade ediliyor fakat hanehalklarında, konut tüketimlerinde bu derece büyük artışlar yok. Devletin sübvanse ettiğini zaten söylüyorlar, bunda da doğruluk payı var. Bütün bunlardan dolayı makas açılıyor ama tabii zamanla bunun üreticilerin tüketiciye yansıtması ve önümüzdeki aylarda TÜFE’nin aşağı inmesini yavaşlatacak bir faktör olarak görmek lazım.” 

“İşin aritmetiği gereği yıllık enflasyon oranlarında ciddi düşüşler olacak”

Hükümetin güvencesinin, baz etkisiyle enflasyonun düşmesi olduğunu vurgulayan Başlevent, 2021 Aralık’ta ve 2022 Ocak’ta çok yüksek enflasyon oranlarının görüldüğüne ve bunların hesap dışına çıkmış olacağına dikkat çekerek, “Yeni yıla geçtiğimizde ve işin aritmetiği gereği yıllık enflasyon oranlarında ciddi düşüşler olacak” dedi.

Merkez Bankası’nın faiz indirimlerinin, banka kredilerini ve müdahale edilen döviz kurunu etkilemeyeceğini belirten Başlevent, genel makroekonomik gidişata etkisi olmamasına rağmen faiz indirilmesini ise şöyle yorumladı: 

Tamamen seçim öncesi bir algı yaratma çabası. Yüksek oranlı aylık enflasyonların hesap dışı kalmasıyla, yani baz etkisiyle enflasyonda kayda değer bir iniş olacak. Bunu da bu sonbaharda yaptıkları faiz indirimlerine bağlayacaklar. Zaten şimdiden, ‘Hızla indirme kabiliyetine sahibiz’ gibi söylemlerle ön hazırlıklarını yapmaya başladılar. Şubatta, martta yıllık enflasyon şimdikinin yarısına indiğinde, ‘Gördünüz, geçen sonbahar faiz indirdik, onun karşılığında da enflasyon düşmeye başladı’ diyecekler.” 

“Yapacak bir şey yok, tek yetkili Ankara”

Faiz indirimleriyle “enflasyon düşürüldü” algısı yaratılmasını “Çok açık bir kandırmaca” diye niteleyen Başlevent, “Hangi kitleyi kandırabilirler bilmiyorum ama ‘Hatanın neresinden dönsek kârdır, bu halkı daha fazla fakirleştirmeyelim’ demek yerine bu tür söylemleri ve ekonomik yönetimin başarısına dair algıyı şekillendirmeye yönelik kararlar alıyorlar” diye konuştu. 

İktisatçıların söylenmesi gerekenleri söylediğini belirten Başlevent, “Yapacak bir şey yok, tek yetkili Ankara. Görünen o ki seçime kadar ekonomi politikalarında ciddi bir değişim olmayacak” dedi.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.