Pandemi döneminde ABD’de ortaya çıkan ve dünya geneline yayılan “Büyük istifa” akımından sonra bugünlerde yeni bir akım konuşuluyor. “Sessiz istifa” olarak tanımlanan bu akım, özellikle beyaz yakalı gençler arasında görülüyor. İş hayatında sessiz istifa sürecinden geçen Utku ve daha önce bu süreci yaşamış Can ile konuştuk.

New York’ta yaşayan Zaid Khan tarafından ortaya atılan “Sessiz istifa” (quiet quitting) kavramı, çalıştığı işten istifa etmeyen ancak patronunun verdiği işlerin dışında başka hiçbir şey yapmadan minimum seviyede çalışan insanları anlatıyor. Çalıştıkları işte bu süreci yaşadıklarını belirten Can ve Utku, sessiz istifa süreçleri hakkında Medyascope‘a konuştu.
Asgari ücrete gelen zamlar geriyor
29 yaşındaki Utku, dört senedir iş dünyasında olan bir mühendis. Sessiz istifa sürecini geçirdiği şirkette ise yaklaşık bir senedir çalıştığını belirtiyor. Asgari ücretin üzerinde maaş alan Utku, asgari ücretin düzenli olarak artmasıyla beraber kendi maaşıyla asgari ücret arasındaki farkın azalmasından rahatsız. Utku yaşadığı duyguyu şöyle anlatıyor:
“Her asgari ücret zammı beni geriyor. İlk başta bu kadar belirgin değildi ama maaş skalası farkı yavaş yavaş azalıyor. Hiçbir özel sektör kurumu asgari ücrete yapılan zammı diğer çalışanları için uygulamayacak. Bu durum da doğal olarak benim çalışma motivasyonumu azaltıyor.”
Pandemi döneminde işinden ayrıldığını söyleyen Can ise sekiz sene boyunca bir şirkette veri analizi ve proje yönetimi alanında çalışmış. Şirketteki ilk dört senesinin güzel geçtiğinin altını çizen Can, son dört senede yaşadığı sıkıntılardan dolayı uzun bir sessiz istifa sürecinden geçtiğini söylüyor. Yaşadığı sıkıntıların kaynağının işyerinde üst mevkide çalışan kişilerin baskılarının sonucu olduğunu dile getiren Can, süreci şöyle özetliyor:
“Aynı şirkette sekiz sene çalıştım son dört sene sessiz istifa sürecindeydim. Eskiden bir işle uğraşırken daha fazla ne yapabilirim diye düşünürdüm. Hep ekstra katkılar vermeye çalışırdım. Zamanla problemlerle uğraşmaya başlayınca bu kafa yapısından uzaklaştım. Hiç şüphesiz başarıya ulaşacağım konusundaki inancım da azalmaya başladı. Maddiyat önceliğim değildi. Yeri geldiği zaman etkisi oldu ama beni bu sürece sürükleyen asıl olay para değil, yaşadığım baskıydı. Otoriter bir anlayışla karşılaştım sürekli, kendi istediklerini dayatan bir üst yönetim vardı.”
“Ya unvanını düşürelim ya da istifa et dediler”
Utku ise motivasyonunda düşüş gözlemlemesine rağmen işi bırakmayı düşünmüyor ve kararının nedeni şöyle açıklıyor:
“Maddi durumum genel olarak iyi, geçimimi de rahat sağlayabiliyorum ama motivasyonumda inanılmaz bir düşüş var. Motivasyon düşüşünü her gün aynı yoğunlukta hissetmemekle birlikte bazı günler gerçekten boşa çalıştığımı düşünüyorum. Yine de işi bırakmak istemiyorum çünkü yaş ilerledikçe yeni bir işe başlamak için gereken enerjim de azaldı. Üniversiteden ilk mezun olduğum zamanki yeni macera arayışım artık yok.”
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
Can da dört senelik sessiz istifa sürecinden sonra yaşadıklarını, “İlk üç sene işten ayrılmayı düşünmedim çünkü yaşadığım problemleri çözebileceğime inanıyordum. Son bir sene ise yeni iş aramaya başladım. Beni işten çıkartabileceklerini zaten tahmin ediyordum ama ‘Ya unvanını düşürelim ya da istifa et’ demeleri benim için kırılma noktası oldu.Unvanımı düşürmeyi düşündüklerini söylediklerinde mücadele etmeyi bıraktım” diye anlatıyor.
Sessiz istifa sürecinden çıktıktan sonra kısmen bir rahatlama hissettiğini vurgulayan Can, bu süreci yaşayanlara şu tavsiyeyi veriyor:
“Sessiz istifa sürecinden çıkmam beni kısmen rahatlattı. Bu süreçten geçen insanlara yaşadıkları problemler hakkında konuşmalarını tavsiye edebilirim ama zor bir dönem olduğunu inkâr etmiyorum. Zamanı geri sarabilsem ve dört sene önceye gitsem ben de konuşmayı ve kendi problemlerimi daha çok ifade etmeye çalışırdım.”