Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Bakan Yanık’ın destek programına “en az üç çocuk” şartı: “Çalışmayan iki çocuklu bir kadın daha mı az yoksul?”

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık dün (24 Ekim), eşi vefat etmiş ve 18 yaş altında en az üç çocuğu bulunan sosyal yardım faydalanıcısı kadınlara yönelik konut projesi başlatılacağını açıkladı. Mor Çatı Sosyal Çalışma Koordinatörü Gülsun Kanat ve Mor Çatı Gönüllüsü İlke Gökdemir Medyascope’a projeyi değerlendirdi.

Bakan Yanık, “Eşi Vefat Etmiş Kadınlara Yönelik Konut Destek Programı” kapsamında 2 bin 23 adet konut temini sağlanacağını, hane başına 300 bin TL destek verileceğini duyurdu.

Yanık, projenin detaylarını şöyle anlattı: “Eşi vefat etmiş ve sosyal yardım faydalanıcısı kadınlarımıza yönelik konut projesini hayata geçiriyoruz. Desteğimizi konut yapımı veya satın alma şeklinde iki farklı yöntemle gerçekleştireceğiz. Konutlar 80 metrekare olacak şekilde inşa edilecek. Konutların satın alınması durumunda ise bu özelliğe yakın olanlar tercih edilecek. Bakanlık olarak konut başına 300 bin TL destek verirken, ihtiyaç duyulan kaynak belediyeler ve hayırseverler tarafından karşılanacak. Konutların mülkiyeti Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıfları´nın (SYDV) olacak. Hak sahiplerine bedelsiz kullanım hakkı vereceğiz.”

Mor Çatı Gönüllüsü İlke Gökdemir, sosyal yardımın içeriğine bakılması gerektiğini belirterek şöyle konuştu:

“Bu onların sosyal yardım adı altında önerilerinden biri. Seçim dolayısıyla bu sosyal yardımların devamı da gelecek gibi gözüküyor. Bu bir sosyal politika meselesidir. Sosyal yardımın kendisi, kime, ne kadar, ne yardım yapıldığı sosyal politika demek olmuyor. Bu da hiçbir zaman çözüm getirmek anlamına gelmiyor.”

İlke Gökdemir

“Türkiye’de destekleyici bir sosyal politika yok”

Sosyal yardımın nasıl yapıldığının önemini vurgulayan Gökdemir, Türkiye’de destekleyici sosyal politika olmadığını söyledi:

“Buradaki mesele arkasında bir sosyal politika olup olmadığıdır. Türkiye’de maalesef destekleyici bir sosyal politikadan bahsedemiyoruz. Dolayısıyla bu geçici bir durum. Mesela siz verdiniz o kadar desteği bir kadına, eğer o kadın çalışmıyorsa, iş bulamıyorsa üç çocukla o evde ne yapacak? Gerçekten çok basit düşünmek lazım. Bu tam olarak sosyal politika yoksunluğudur. Kadının istihdama katılımıyla ilgili ya da kız çocukluğundan itibaren eğitimde eşit şartlara sahip olmasıyla ilgili arkada hiçbir politikanız yoksa orada bir ev için destek vermeniz sürdürülebilir değil.”

“Kadını değil aileyi destekleme noktasında duruyorlar”

“Çalışmayan ve destekleri olmayan iki çocuklu bir kadın daha mı az yoksul?” diyen Gökdemir, sosyal yardımların evin içindeki erkeği desteklemek için yapıldığını vurguladı:

“15-16 yaş çocuğu olan bir kadın ile 21-22 yaşında üniversite öğrencisi olmaya çabalayan bir gençle aynı evde oturan kadının yoksulluğu daha mı az oluyor? Böyle açık sorular var. Kadını değil, aileyi desteklemek üzerinden bir politik noktada duruyorlar. Bizde de aileyi desteklemek demek, evlerin içinde erkekleri desteklemek demek oluyor. Bugüne kadar Türkiye’de gördüğümüz o politikanın böyle işlediğini çok iyi biliyoruz. Başka ülkelerde de benzer destekler yapılıyor. Aile adı altında da yapılıyor. Yani oraya da itiraz edebilirsiniz ama oradaki yapılan destekle bizdekini ayıran en önemli şeylerden biri; bizde aile, evdeki erkeği desteklemek olarak algılanması, politik olarak da böyle yapılıyor.”

“Tamamlanması gereken birçok nokta var”

Mor Çatı Sosyal Çalışma Koordinatörü Gülsun Kanat, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık’ın eşi vefat eden kadınlara konut desteği projesini eleştirdi:

“Bu yaklaşım, kadınların ülke siyasetine, kontrol edilerek uyum sağlanmasının amaçlandığını gösteriyor. Üç çocuk meselesi bunun bir örneği. Sosyal desteğin üç çocuk şartıyla ve 18 yaş altı şartıyla konmuş olmasının nasıl bir açıklaması olabilir? Tamamlanması gereken birçok nokta var ama sadece üç çocuklu kadınlara yönelik teşvik amaçlı bir destek çok manidar.”

“Kadının hak sahibi olmasının önüne geçiliyor”

Bu yaklaşımın, kadınların çok çocuk yaparak aile içerisinde kalmasını teşvik eden bir uygulama olduğunun altını çizen Kanat, “Kontrol altına alınan kadınlar üzerinden kontrol altına alınan bir aile politikası son derece yanlıştır” dedi:

“Dünyada da aile politikaları var. Onların da yanlış bulduğumuz tarafları olmasına rağmen baktığımızda ailelerin karşılıklı kadın, erkek, çocuk ve engellilik üzerinden destekleme çabasını görüyoruz. Türkiye’de aynı şeyi yapmaya kalkıştığında tamamen kadının üzerinden, kadının kendi kararlarını vermesinin önüne geçen bir yaklaşımla, kendi bedeni ve kendi yaşantısı, kendi kararları üzerinde hak sahibi olmasının önüne geçen bir yaklaşımda ailenin desteklenmesi politikası uygulanıyor ve birçok kadın da bu politikanın dışında kalıyor.”

Gülsun Kanat

“Bir vatandaşın dilenir gibi sosyal yardımlaşma vakıflarına gitmesi köle anlayışıdır”

Sosyal yardımların en başından eleştirilmesi gerektiğini vurgulayan Kanat, sosyal hizmet uzmanlarının ikamet ettikleri bölgedeki sosyal çalışmacıların, bireylerin neden çalışamadığına, olanaklarının yaratılamadığına, çalışma ve hayatta kalabilme becerilerini kazanmanın önündeki engellerin ne olduğuna bakması gerektiğini söyledi:

“Bunların sosyal yardım altında olmaması lazım. Türkiye’de baktığınızda hala kaymakamlıkların ve valiliklerin sosyal yardımlaşma vakıfları var. Bu bir utanç, bir ayıptır. Bir vatandaşın gidip dilenir gibi sosyal yardımlaşma vakıflarından kendisine hayatta kalabilmek, çocuklarına bakabilmek için destek istiyor olması aslında tam bir ümmet ve köle anlayışıdır. Sonuçta sosyal demokrat bir devlet, haklar düzeyinde insanlara ulaşır. Buzdolabı var mı? Televizyon var mı? diye bakarak kararlar verdiğiniz yardımlarla bu ülkede ‘ailece politikaları’ yapamayız. Sadece ve sadece kadın üzerinden bir kontrol amaçlı ayrılıkçı politikaları uygulamış oluruz.”

Para politikalarının sürdürülebilme halinin kadının üzerinden kontrol edilerek yapıldığını vurgulayan Kanat, sözlerine şöyle devam etti:

“‘Müjde’ adına bir şey olabilir mi? Bunun bir hak olması lazım.  İnsanların ev sahibi olması, sokakta yaşamaması gerektiği bir dünyadayız. Böyle bir şey için adalet istiyoruz. Adalet sadece adliye saraylarında aranmaz. Adaletli bir yaşam her yerde kendisini göstermelidir. Dolayısıyla bunlar böyle yardım bakışlarıyla olmayacağı gibi projelerden elde edilen yardım paralarıyla da olmaz. Devlet bütçesini Adalet Bakanlığı’nın, İçişleri Bakanlığı’nın artık maalesef kötü olan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın ve diğer bakanlıkların hepsinin hem kadına yönelik şiddete hem de kadınların güçlendirilmesine ilişkin bütçesi olması gerekir. Eğer aileyi gerçek anlamda destekleyeceğim diyorsanız, sosyal destekleri bütünsel olarak ailenin ihtiyaçlarına, kadın, erkek ve ailedeki diğer bireylerin ihtiyaçlarına göre biçimlendirmeniz gerekir.”

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.