Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Kemal Kılıçdaroğlu ve Martin Schulz, SODEV’in etkinliğinde: “Türkiye’de sosyal demokrasi anlayışının iktidar olması gerekiyor, biz bunu yapacağız”

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile Friedrich-Ebert-Stiftung (FES) Başkanı ve eski Avrupa Parlamentosu Başkanı Martin Schulz, Sosyal Demokrasi Vakfı (SODEV) ve FES’in düzenlediği “Sosyal Demokrasi ve Refah Devleti: Almanya’dan ve Türkiye’den Perspektifler” başlıklı panele katıldı. CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, Kılıçdaroğlu’na eşlik etti. 

Panel, FES Türkiye Temsilcisi Henrik Meyer’in açılış konuşması ile başladı ve SODEV ve AKSOY Araştırma Şirketi’nin kurucusu Ertan Aksoy’un konuşmasıyla devam etti.

Açılışın ardından gazeteci Tülin Daloğlu’nun moderatörlüğünde oturum başladı. Martin Schulz, zenginliğin adil bir şekilde dağıtılması gerektiğini söylerken, Kılıçdaroğlu da Türkiye’de alt gelir ve üst gelir arasındaki gelir dağılımı farkının fazla olduğunu belirtti ve gelişmiş ülkelerin refah düzeyini tartışırken, Türkiye’nin derin yoksulluğu konuştuğunu sözlerine ekledi.

“Sosyal ve refah devletini nasıl yaratacağız?” sorusuna yanıt arayan Kılıçdaroğlu, sosyal demokrasi anlayışının Türkiye’de iktidar olması gerektiğini belirtti:

Martin Schulz – Kemal Kılıçdaroğlu

“Sosyal demokrasi, doğaya ve insana değer veren siyaset anlayışıdır. İsteriz ki her insan mutlu olsun, doğa tahrip edilmesin. Sosyal ve refah. Bu ikisi birbirini tamamlayan kavramlar. Elbette ki Türkiye, bulunduğu coğrafya gereği kilit bir ülke. Ama sorunların da çok olduğu bir ülke. Bu sorunların aşılması için bir sosyal demokrasi anlayışının Türkiye’de iktidar olması gerekiyor. Biz bunu kararla, inançla yapacağız. Bize tarihin yüklediği bir görev var. Şunu bütün arkadaşlarıma aktarmak isterim. cumhuriyet tarihinde ilk kez çok farklı bir süreç yaşıyoruz. Türkiye’de alt gelir ve üst gelir arasındaki gelir dağılımı farkı fazla. Alt gelir gruplarından üst gelire kaynak transferi var. Bu da derin yoksulluğu beraberinde getiriyor. Gelişmiş ülkeler refah düzeyini tartışırken biz derin yoksulluğu tartışıyoruz.”

Kılıçdaroğlu: “Toplumu ikna etmeniz gerekiyor”

Moderatör Tülin Daloğlu’nun ardından seyircilerden gelen soruları yanıtlayan Kılıçdaroğlu ve Schulz, son olarak Türkiye ekonomisi ve Avrupa’da yükselen aşırı sağa yönelik değerlendirmelerde bulundu.

Sadece ekonomi alanında değil; adalette, eğitimde hatta dış politikada kriz yaşandığını söyleyen Kılıçdaroğlu, toplumun her kesimiyle birebir iletişim halinde olduklarını söyledi:

“Toplumun her kesimiyle sıcak ve samimi ilişkiler kurmaya çalışıyoruz. Bütün mesele anlatımınızın samimi olması ve sizin sorunu çözebileceğiniz konusunda karşı tarafı ikna etmeniz gerekiyor. Bunun için de samimi olmak ve diyalog kurmanız gerekiyor. Şunu samimiyetle söyleyebilirim; evet çok büyük sorunlarımız var, doğru. Krizler yumağı ile karşı karşıyayız, sadece ekonomide değil, adalette, eğitimde, dış politikada kriz var. Yani biz cumhuriyet tarihimizde ilk kez bu kadar derinleşen sorunları çözmeye talip oluyoruz. Nasıl çözebiliriz? Akılcı politikalarla çözebiliriz. Hiçbir sorun çözümsüz değil ki. Bir araya geleceğiz ve oturup konuşacağız.”

Kılıçdaroğlu’ndan sorunların çözümü için dört öneri

Altı parti liderinin bir araya gelmesine değinen Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin sorunlarını çözmek için dört aşamalı bir strateji izlenmesi gerektiğini söyledi ve “Bundan çıkmak mümkün” dedi. Bunun için demokratik standartların yükselmesi, kimsenin attığı tweet nedeniyle endişe duymaması, üniversite hocalarının kendi rektörlerini seçebilme özgürlüğüne sahip olması gerektiğini dile getiren CHP lideri, şöyle devam etti:

“Bu dört aşamalı stratejiyi izlerseniz Türkiye’nin bütün sorunlarını çözersiniz. Ancak bütün bunlardan vazgeçip ben bütün her şeyi bir kişiye teslim edeceğim ve onun iradesiyle ülke yönetilecek derseniz, ülke bu hale gelir. Buradan çıkmak mümkün:

1- Demokratik standartlarınızı yükselteceksiniz:

Hiçbir genç veya kişi attığı bir tweet dolayısıyla endişe duymayacak, düşünce özgürlüğünü sağlayacaksınız. Üniversitelerde özerkliği sağlayacaksınız. Ne demek üniversite hocasını üniversiteye girmeye yasaklıyorsunuz. Bu ülkenin muhtarını, belediye başkanını, milletvekilini, cumhurbaşkanını halk seçiyor ama üniversitede hocaları kendi rektörlerini seçemiyor. Böyle bir anlayış olur mu? Bunları değiştireceğiz.

2. Türkiye’nin üretmesi lazım:

Katma değeri yüksek ürün üretmesi lazım: Katma değeri yüksek ürün üretemezse gelişmiş ülkelerin ürettiği katma değeri yüksek ürünlerin pazarı haline gelirsiniz. Biz ürünün pazarı olmak değil, o ürünleri satmak isteriz. Bunun mücadelesini vereceğiz. 

3- Güçlü bir sosyal devlet inşa etmek zorundasınız.

4- Tüm bu maddelerin sürdürülebilir olmasını sağlamalısınız.

Bu dört aşamalı stratejiyi izlerseniz, Türkiye’nin bütün sorunlarını çözersiniz. Ancak bütün bunlardan vazgeçip ‘Ben bütün her şeyi bir kişiye teslim edeceğim ve onun iradesiyle ülke yönetilecek’ derseniz, ülke bu hale gelir. Buradan çıkmak mümkün.”

Altılı Masa, 28 Kasım Pazartesi günü “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem” kapsamında hazırladığı anayasa değişikliği çalışmasını açıkladı. Altılı Masa’nın çalışmasına değinen Kılıçdaroğlu son olarak altı liderin ülkenin sorunlarını çözmek için yollar aradığını söyledi:

“Anayasa konusunda altı lider bir araya geldik ve köklü değişiklikler var. Bizim tarihimizde ilk kez vesayet ortamı olmadan anayasa değişikliği konusunda altı siyasi parti lideri bir araya geldi. Yine cumhuriyet tarihimizde bir ilk; altı siyasi parti Türkiye’nin temel sorunlarını buldu ve çözmek için yollar arıyor.”

Schulz: “Aşırı sağ partiler insanlara karşı insanları kışkırtıyor”

Martin Schulz ise konuşmasını Avrupa’da aşırı sağın yükselmesine yönelik değerlendirmesiyle bitirdi. “Sosyal demokratların aşırı sağ partilerin yükselişinde bir sorumluluğu var mı?” sorusuna Schulz, “Saygı” yanıtını verdi. Schulz’un bu değerlendirmesinin ardından panel sonlandı:

“Aşırı sağ partiler insanlara karşı insanları kışkırtıyor. İnsanlara saygılı davranarak bunların üstesinden gelmemiz gerekiyor. Aşırı sağ partiler: Siz insanlara tepeden bakıyorsunuz, siz insanlara saygı göstermiyorsunuz. Biz insanlara saygı gösteriyoruz, değer veriyoruz ve seviyoruz.”

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.