Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Seren Selvin Korkmaz yazdı: Bay Kemal’in iktidar yolu

CHP’nin “İkinci Yüzyıla Çağrı” toplantısı; parti örgütleri, sivil toplum kuruluşları, akademi ve medyadan geniş bir katılımla İstanbul’da gerçekleştirildi. Yerinde izleme şansı bulduğum toplantıya dair merak da ilgi de yoğundu. Kılıçdaroğlu, Adalet Yürüyüşü ile çıktığı yolu bu kez iddialı bir gelecek vizyonu ve saygın, liyakatli kadrolardan oluşan bir ekiple bir iktidar yürüyüşüne dönüştürdüğünü gösterdi.

CHP bir süredir ekonomi politikaları ve kadroları bakımından geride kalıyordu. Özellikle İYİ Parti, DEVA ve Gelecek Partisi’nin ekonomi programları ve kurmayları ile ön plana çıkmasının ardından CHP’nin ekonomi programına dair soru işaretleri oluşmuştu. Öte yandan bu eksiklik, uluslararası mecrada da iktidar alternatifi olmaya aday bir parti için sorun alanıydı. Örneğin, Türkiye’nin enerji politikaları ve yeşil ekonomiye uyumu konusunda CHP’nin mutlaka bir vizyon belgesi olmalıydı.

Toplantının kurgusu ve uzunluğu ile ilgili birtakım eleştiriler yapmak mümkün de olsa, içerik ve kadrolar bakımından CHP’ye önemli bir ivme katacak bir vizyon belgesi çıkmış ortaya. Kılıçdaroğlu’nun “Yeni bir tek adam istemiyoruz” diyerek başladığı konuşması ortak akıl, liyakat ve kamu yararı için işleyen bir ekonomi modeli çiziyor.

Öncelikle iktidarın liyakatli kadrolar bulmakta zorlandığı bir dönemde alanlarında bilinen, başarılı ve sembolik olarak da önem arz eden isimlerle beraber politika üretecek olması çok anlamlı. Jeremy Rifkin, Daron Acemoğlu, Hakan Kara, Refet Gürkaynak ve Ufuk Akçiğit gibi isimlerden oluşan kadro güven tesis ediyor. Kılıçdaroğlu; “halkımız, siyasal gücümüz, dostlarımızla kurduğumuz siyaset üstü güç birliğimiz” olarak nitelendirdiği üçlü mekanizma ile iktidar yolunun dayanağını açıkladı. Böylece CHP’nin yeni vizyonunun parti yönetimi ve örgütlerine ek olarak siyaset üstü diye tanımlanan uzmanlar ile şekilleneceği belirtilmiş oldu. Türkiye’de yeni bir siyasal ve iktisadi vizyonun üretimi için bu güç birliğine ve bunun yaygınlaştırılmasına ihtiyaç var. Bu destek de Kılıçdaroğlu’nun ifadesiyle aslında partiye değil “vatana hizmet” olarak tarif ediliyor.

İkinci olarak vizyon belgesi Türkiye’nin temel sorunlarına somut, yapıcı çözümler öneriyor. CHP’nin ikinci yüzyılını inşa edecek projeler beş ana başlıkta toplanıyor.

1) Endüstriyel dönüşüm 2) İşgücü dönüşümü 3) Enerji 4) Gıda bolluğu ve bereketi 5) Hızlı istihdam artışı

Türkiye’nin plansız sanayileşmesi ve kentleşmesi hesaba katıldığında 50 ili kapsayan özel ekonomi bölgelerinin oluşturulması, CHP’nin çok yerinde bulduğum ve bir süredir “sessizliğe gömülen” Merkez Türkiye projesinin bir devamı niteliğinde.

Programın kısa vadede üç hedefi ise güven ortamı ile yatırımı çekmek, temiz yönetimle halktan çalınanları halka iade etmek, akılcı yönetimle Türkiye’yi hızla krizden çıkarmak olarak sunuldu. CHP’nin ikinci yüzyıl vizyonu kurumsal reformlara dayanan ekonomi yaklaşımı ve sürdürülebilir kalkınma politikası ile “halkçı, sol popülist” söylemi birleştiren bir izlenim veriyor.

Faik Öztrak’ın altını çizdiği AB ile ilişkilerde üyelik müzakerelerini canlandırmak ve yeni nesil kalkınma stratejisini, Selin Sayek Böke, Avrupa Birliği – Türkiye ilişkilerinde de temel unsurlardan biri olacak dijitalleşme ve yeşil dönüşüm üzerinden tamamladı. Sanıyorum, toplantıda CHP vizyonunu en etkin aktaran isim CHP Genel Sekreteri Selin Sayek Böke oldu. Sayek Böke teknik konuları ve vizyonu herkesin anlayabileceği bir dilden, vizyondaki hedeflerin gündelik sorunlar ile ilişkisini kurarak tane tane anlattı. “Biz hazırız” diyerek tonunu yükselttiği iddia Kılıçdaroğlu’nun “Kazanacağız” söylemi ile devam etti. Hacer Foggo ise toplumun dertlerine dokunan ve çözüm öneren bir yaklaşımla çok başarılı bir sosyal politika vizyonu açıkladı. Sahadan gelip siyasete çözüm üretmenin yarattığı fark ve güveni de Foggo özetlemiş oldu.

Kılıçdaroğlu İkinci Yüzyıla Çağrı toplantısında kendi misyonunu da bir kez daha tanımlamış oldu. Kendisini bir kez daha “Bay Kemal” olarak nitelendirdi ve rolünü “birleştirmek, sistem kurmak, sistemi çalıştırmak ve sistemi kalıcı kılmak” olarak tanımladı. Kapanışta ise Altılı Masa’daki liderlerin rolüne ve değerine tek tek isimleri ile seslenerek ve ana muhalefet partisinin lideri olarak değil güç birliğinin parçası olarak konuştuğunu söyleyerek bitirdi. Bay Kemal’in güç birliğini genişleterek oluşturduğu ikinci yüzyıl vizyonunun seçmeni ikna edip etmeyeceğini ise önümüzdeki aylarda göreceğiz.

Programın eksisi ise uzun süren sunumlar, teknik anlatımlar oldu. Böylesine etkili bir program çok kısa sunumlar ile bir buçuk saatte bitirilse ve daha sonra farklı toplantılar ile her tematik başlık basına ve sivil topluma açık tematik toplantılarda detaylıca tanıtılsa toplantının etkisi daha da yüksek olurdu. Çok kuvvetli bir içerik ve iddialı bir kadronun olduğu bu tablo bu kurgu sorunu sebebiyle ekranlarda da salonda da dikkatlerin bir süre sonra dağılmasına sebep oldu. Ancak Selin Sayek Böke bütün dikkatleri de moralleri de toplayarak güne damgasını vurdu diyebiliriz.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.