Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Şebnem Korur Fincancı hâkim karşısında | Savcı üst sınırdan ceza istedi, duruşma 29 Aralık’a ertelendi

Haber: Sahra Atila & Özge Elvan

Türk Tabipleri Birliği (TTB) Başkanı Şebnem Korur Fincancı’nın “terör örgütü propagandası yapmak” suçlamasıyla yargılandığı davanın ilk duruşması İstanbul 24. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapıldı. Savcı, Fincancı’nın tutukluluğunun devamını talep etti. Mahkeme heyeti Fincancı’nın tutukluluğunun devamına karar verdi, duruşma 29 Aralık’a ertelendi. Fincancı, Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi’ne götürülecek.

TTB Başkanı Şebnem Korur Fincancı hakkında, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Irak’ın kuzeyindeki operasyonlarında “kimyasal silah kullandığı” iddialarına yönelik değerlendirmelerinin ardından 20 Ekim’de soruşturma başlatılmıştı. Fincancı, 27 Ekim’de “terör örgütü propagandası” suçlamasıyla sevk edildiği mahkeme tarafından tutuklanmıştı. Şebnem Korur Fincancı’nın yargılandığı davanın ilk duruşması bugün (23 Aralık) İstanbul 24. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapıldı. 

Fincancı salonda alkışlarla karşılanırken, duruşmaya katılanlar “Seni seviyoruz Şebnem, yanındayız” sloganlarıyla destek verdi. Duruşmaya katılanlar, Fincancı’yı getiren jandarmaların fazla olmasına da tepki gösterdi. 

Duruşma salonunun küçük olması nedeniyle aralarında gazeteciler, avukatlar, baro başkanları, insan hakları kuruluşlarının temsilcilerinin de olduğu izleyiciler içeri giremedi. Avukatlar büyük salon talep etti ancak mahkeme, sanık sayısının bir olması ve avukat sayının üç ile sınırlı olması nedeniyle büyük salon talebini reddetti.

İzmir Barosu Başkanı avukat Özkan Yücel, mahkemenin üç avukatın savunma yapması yönünde verdiği karara tepki göstererek, “Bu suç özelinde avukat sınırlaması getiremezsiniz. ‘Ben yaptım oldu’ mantığıyla adalet olmaz. Lütfen hukuka aykırı dayatmayla verdiğiniz bu karardan vazgeçin” dedi.

Mahkeme, Yücel’in talebini de reddetti. Fincancı’nın avukatı Meriç Eyüboğlu, hazır bulunan avukatların tutanağa işlenmesini istedi. Eyüboğlu’nun talebi üzerine mahkeme, yetki belgesi sunan avukatların isimlerini zapta geçirdi.

Fincancı: “Hitap tarzınızdan hakkımda hüküm verdiğinizi görüyorum”

Mahkeme başkanının Şebnem Korur Fincacı’ya “sen” diye hitap etmesi, avukatların tepkisini çekti. Şebnem Korur Fincancı söz aldı ve usule yönelik itirazlarını dile getirdi:

“Hitap tarzınızdan hakkımda hüküm verdiğinizi görüyorum. Hem yaş hem kıdem hem de sizin zamanınızda hukuk fakültelerinde hocalık yapmış biri olarak bana ‘sen’ diyemezsiniz.”

Ankara’dan İstanbul’a getirilme koşullarını anlatan Fincancı, beş saat boyunca eli kelepçeli bir biçimde yolculuk yaptığını söyledi. Bunun yargılanma ve insan hakkı ihlali olduğunu belirten Fincancı, yaşadıklarının tutanağa geçirilmesini talep etti: 

“Ankara’dan İstanbul’a getirilme şartlarım adil yargılanma haklarının ihlalidir. Benin üst seviyede fıtığım var. Hareketsiz bir şekilde beş buçuk saat seyahat ettim. Hangi gerekçeyle beni beş buçuk saat kelepçeyle hareketsiz bir şekilde seyahat ettirdiler? Bu insanlık onuruna da insan haklarına da aykırıdır.”

“Nâzım’ın da dediği gibi ‘Yaşamak ciddi bir iştir'”

Savunmasına avukatlarına ve izleyicilere teşekkür ederek başlayan Fincancı, hakkında iddianame hazırlayan savcıdan daha fazla adli tıp bilgisi olduğunu söyledi, “Mesleğimi, kimliğinden bağımsız tüm insanları görünür kılma çabasıyla sürdürdüm. Takdir edersiniz ki yıllarımı verdiğim adli tıpta konuya, iddianameyi yazan ve adli tıp bildiğini iddia eden savcıdan daha çok hakimim” dedi.

Fincancı bugüne kadar adli tıp hekimi ve insan hakları savunucusu olarak yaptıklarını örnekleriyle açıkladı. Medya Haber’de söylediklerine değinen Fincancı, bunun tıbbi bir değerlendirme ve ön tanı olduğunu anlattı:

“Televizyon programında yaptığım değerlendirme hem bir tıbbi değerlendirme hem de ön tanıydı. Tanıya erişebilmek için de etkili ve bağımsız bir soruşturma ve belgeleme gerekmektedir. Neyse ki Milli Savunma Bakanlığı, Meclis’te soruşturma yapacağını söyledi. Ancak bağımsız mıydı? Hayır.”

TTB başkanı kimliğinin diğer kimliklerini silmediğini söyleyen Fincancı, “TTB başkanı olmam diğer kimliklerimi susturamaz. Beni adli tıp kimliğimden ayırmak ve yok saymak mümkün değil” diye konuştu.

40 dakikalık bir savunma yapan Fincancı, şair Nâzım Hikmet Ran’ın şiirinin dizeleriyle savunmasını sonlandırdı: “Nâzım Hikmet’in de dediği gibi ‘Yaşamak ciddi bir iştir.'”

MSB avukatının katılma talebi reddedildi 

Milli Savunma Bakanlığı’nın (MSB) avukatı, Fincancı’nın savunmasının ardından bakanlık adına davaya katılma talebinde bulundu. Duruşma savcısı, “suçtan zarar görmediği gerekçesiyle” bakanlık avukatının katılma talebini reddetti. Fincancı’nın avukatı Meriç Eyüboğlu, katılma talebinin kabul edilmesinin mümkün olmadığını söyledi. Bunun üzerine bakanlığın avukatı katılma gerekçesini açıklamak istedi, Fincancı’nın avukatları karar verildiğini söyleyerek itiraz etti.

Fincancı’nın avukatlarından savunma

Fincancı’nın ardından avukatları söz aldı. Süreci ve Fincancı’nın uzmanlık alanını anlatan avukat Gulan Çağın Kaleli, Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın TTB ile Şebnem Korur Fincancı’yı hedef almasına değindi. Fincancı’nın gözaltına alınma sürecini anlatan Kaleli, gözaltı ve tutuklama süreçlerinin usulsüz olduğunu ve Fincancı’nın haklarının ihlal edildiğini söyledi.

Avukat Gulan Çağın Kaleli’nin ardından avukat Meriç Eyüboğlu söz aldı ve tutuklama kararının haksız olduğunu belirtti:

“En ufak itirazın tahammül görmediği ve tutuklamaya karşı karşıya bırakıldığımız bir ortamda yaşamaya mecbur bırakılıyoruz. İddianamedeki temel dayanak, müvekkilin bağlandığı program ve programın yayıncısıdır. Bu suç olmadığı gibi, insan hakları mücadelesi yürüten biri için kriter değildir.”

Son olarak avukat Hülya Yıldırım söz aldı. İddianamede suç unsuru olmadığını söyleyen Yıldırım, Fincancı hakkında “örgüt propagandası” suç unsurunun bulunmadığını vurguladı.

Savcı Fincancı’nın tutukluluk halinin devamını istedi

Avukat savunmalarının ardından mütalaasını açıklayan savcı, Fincancı’nın programda “PKK/KCK terör örgütü propaganda eylemine aktif bir şekilde katıldığı” gerekçesiyle Terörle Mücadele Kanunu’nun (TMK) 7/2 maddesi uyarınca cezalandırılmasını talep etti. Fincancı için üst sınırdan ceza isteyen savcı, aynı zamanda tutukluluk halinin devamını talep etti. Savcı mütalaasını açıkladıktan sonra duruşmaya bir saat ara verildi.

Fincancı: “Bu halklara borcum var”

Bir saatlik aranın ardından Şebnem Korur Fincancı, tutukluluğunun devamı talebine karşı savunma yaptı:

“Cezaevinde olmak çok zor ama benim için, bir insan hakları savunucusu için bulunmaz bir nimet. Biz insan hakları savunucuları cezaevinde inceleme için talepte bulunuruz. Ancak bu kez devlet beni kendi eliyle cezaevinde gönderdi. Sorun değil, biraz daha mahpusların ve çalışanların durumlarını gözlemler, yazarım. Ancak tutukluluğun devamında kaçma şüphesi akıl almaz bir durum. Yayın ayın 19’unda oldu. Hakkımda soruşturma açılması rağmen Almanya’dan döndüm. Dünyanın her yerinde adli tıp uzmanı olarak çalışabilirim ama bu topraklarda doğdum, bu halklara borcum var.”

Tutukluluk halinin sonlandırılması talep edildi

Şebnem Korur Fincancı’nın ardından avukatlar tutukluluğun devamına ilişkin savunma yaptı. İlk söz alan İnsan Hakları Derneği (İHD) Eş Genel Başkanı avukat Öztürk Türkdoğan, tutukluluğun devam etmesinin hukuki gerekçeyle açıklanamayacağını belirterek, tutukluluk halinin sona erdirilmesini talep etti. Ardından Türkiye Barolar Birliği Genel Sekreteri Veli Küçük savunma yaptı. Türkdoğan ile aynı talebi yineleyen Küçük, “Hakkında soruşturma açıldığını öğrenmesi üzerine yurtdışında olduğu halde Türkiye’ye gelmiş, halkını seven bir insan hakları savunucusundan söz ediyoruz” diye konuştu.

Son olarak söz alan avukat Meriç Eyüboğlu, 12 Aralık’ta “Ceza ve Tevkifevleri Müdürlüğü” imzalı bir belgenin dosyaya girdiğini söyleyerek, “Müvekkilimin bu duruşmada tahliye edilmeyeceği de ikinci duruşma tarihinin de 10 gün içinde -siz beş gün dediniz ama- bir güne verileceği açıktır” dedi

Savcının duruşmaya mütalaası hazır şekilde geldiğini sözlerine ekleyen Eyüboğlu, bunun Hâkimler ve Savcılar Kurulu’na göre bir suç olduğunu belirtti: “Cezalandırma amacıyla tutukluluğun devamına karar verirseniz tarih bunu da yazacaktır.”

Duruşma 29 Aralık’a ertelendi

Mahkeme heyeti, Şebnem Korur Fincancı’nın tutukluluğunun devamına karar verdi. Bir sonraki duruşma 29 Aralık’ta.

Mahkeme heyeti, daha önce Ankara Sincan Kapalı Kadın Cezaevi’nde bulunan Fincancı’nın Bakırköy Kapalı Kadın Cezaevi’ne sevk edilmesine karar verdi.

Duruşma öncesi adliye polis ablukasına alındı

Duruşma öncesi Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’nin önünde açıklama yapılmak istendi ancak polis ablukası nedeniyle yapılamadı. Fincancı’ya destek vermek isteyenler Çağlayan metro istasyonunun önünde açıklama yaptı.

TTB Merkez Konseyi adına açıklamayı okuyan Ali İhsan Ökten, “Tamamen siyasi hedeflerle ve açık bir hukuksuzlukla sürdürülen bu sürecin sonlandırılmasını umut ediyoruz” dedi, Fincancı’nın serbest bırakılmasını talep etti.

Duruşmayı izlemek için çok sayıda TTB üyesi, sivil toplum kuruluşu (STK) temsilcileri, baro başkanları, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, CHP milletvekilleri Sezgin Tanrıkulu, Ali Şeker; Halkların Demokratik Partisi (HDP) milletvekilleri Musa Piroğlu, Oya Ersoy, Ömer Faruk Gergerlioğlu, Hüda Kaya, Filiz Kerestecioğlu ve Türkiye İşçi Partisi (TİP) İstanbul Milletvekili Ahmet Şık adliyeye geldi.

Dava öncesi dayanışma

Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) ve İnsan Hakları Derneği (İHD), duruşma öncesi ortak bir açıklama yayımladı. Açıklamada, Fincancı’nın uzmanlık alanına ilişkin kendisine yöneltilen bir soruya, bir bilim insanı ve insan hakları savunucusu olarak verdiği yanıtın soruşturma gerekçesi yapılması eleştirildi:

“Ayrıca ifade vermek istediğini belirten dilekçesine rağmen bir sabaha karşı operasyonuyla hukuk dışı biçimde gözaltına alınmaması, apar topar Ankara’ya götürülüp tutuklanmaması ve böylesi içi boş, zorlama bir iddianameyle yargı konusu dahi edilmemesi gerekiyordu. Zira bir bilim insanı sorumluluğu ile yürütülen faaliyetler ve yapılan açıklamalar ancak bilimsel özgürlük kapsamında bilimsel kamuoyunca tartışılabilir, bir başka deyişle doğası gereği bu tür eylemler yargının bir konusu olamaz. Sevgili Şebnem, Türkiye’nin de imzacısı olduğu Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Savunucularının Korunması Bildirgesi’nde açıkça belirtildiği gibi sürdürdüğü insan hakları savunuculuğu faaliyetleri nedeniyle, her türlü karalama, damgalama, keyfi soruşturma ve yargılamalara karşı bizzat kamu gücü tarafından korunması gerekirken ağır bir yargısal tacize maruz bırakıldı.”

Ne olmuştu?

Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Kuzey Irak’taki operasyonlarında kimyasal silah kullandığına ilişkin iddiaların araştırılması gerektiğini söyledikten sonra iktidarın hedef gösterdiği TTB Başkanı Şebnem Korur Fincancı hakkında soruşturma başlatılmıştı.

Fincancı, 26 Ekim Salı İstanbul’da gözaltına alınmış ve 27 Ekim’de de “terör örgütü propagandası” suçlamasıyla sevk edildiği mahkeme tarafından tutuklanmıştı. Ankara Sincan Kadın Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunan Fincancı’nın ikamet adresinin İstanbul olması nedeniyle dosya İstanbul’a gönderildi.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.