Dün geceyi ve bugünü Hatay merkezde geçirdik. Gece, Türkiye İşçi Partisi’nin (TİP) afet koordinasyon merkezindeydik. Saat 01.30 civarında koordinasyon merkezinin yakınında çadır kuran AKUT’tan bir görevli, merkeze gelerek “Baraj patlamış burayı tahliye edin” diye bağırdı. İnsanlar korkuyla çadırlarda uyuyanları uyandırdı ve koşmaya başladı. Sinir krizi geçirenler, astım krizi geçirenler, yatalak ve yaşlı akrabalarını kucaklayıp kaçmaya çalışanlar… Antakya’da enkazdan çıkan cenazeleri yakınları artık tespit edemiyor.
Antakya depremin ardından gergin
Ortalık bir anda yangın yerine döndü.
Bütün bu kargaşa içinde bir yandan da “Yağmaya geliyorlar” diye bağıranlar oldu. TİP Hatay Milletvekili Barış Atay bağırarak bir şeyler anlattı ancak o kaos ortamında çok az kişi duyabildi. Sokağın başına gelen polis aracından megafonla, “Yalan haber” diye duyuru yapıldı. Daha sonra polislerden megafonu alan Atay, “Burada baraj yok. Yalan haber, sakince merkeze dönelim” çağrısı yaptı. Kalabalık geri döndükten sonra, Atay ve partili birkaç kişi hızla AKUT çadırına yöneldi. AKUT görevlileri, nehrin karşı tarafından birinin “Baraj patladı” diye bağırdığını AKUT’tan iki ekibin bunun üzerine gittiğini, bir görevlinin de önlem amaçlı TİP’in merkezine gelip bağırdığını söyledi.
Yani tanımadıkları birinden duydukları haberi yayıp ortalığı ayağa kaldıran AKUT’tan iki ekip, kendi yaydıkları yalan habere inanıp afet bölgesinden kaçtı.
Sabah erken saatlerde Hatay-Antakya’nın Odabaşı Mahallesi’ne gittik. Bu mahallede yıkılan enkazın hangi sokakta, hangi apartmana ait olduğunu tespit etmek neredeyse imkansız. Her yer enkaz ve sokaklar yok olmuş durumda. Yüksek binaların olduğu Odabaşı’nda aileler enkazların başında beklerken, vinçlerin çalışmaları sürüyordu.
Enkaz başında oğulları ve gelinlerinin cenazesini bekleyen Şanlıurfa’dan gelmiş büyük bir aile vardı. Bu aile yaklaşık 30 üyesiyle depremin ilk gününden beri enkazın başında bekliyordu. Ailenin kadınlarının yanına gittiğimizde, anne Kürtçe ağıtlar yakarak ağlıyordu. Ailenin erkekleri ise battaniyelerinin üzerinde namaz kılıyordu.
Az ileride başka bir aile enkaz başındaydı. Dün enkazdan kızlarının cansız bedenini alan aile, damatları ve 12 yaşındaki torunları için bekliyordu. Depremin ilk gününden beri enkaz başında bulunan 77 yaşındaki anne, plastik bir kasanın üstünde otururken, az ileride kızının cenazesi battaniyeye sarılı bir şekilde yerde uzanıyordu.
Antakya’da enkazdan çıkan cenazeler
Anne, bize müteahhitten de evin yapılmasına izin verenlerden de şikayetçi olduğunu, kızının öldürüldüğünü söyledi. Enkazdan cenazesi çıkan kadının abisi ise, kardeşinin eşinin ve çocuğunun cenazesini beklediklerini, bütün aileyi birlikte defnedeceklerini anlatıp kardeşinin cenazesinin şu an tanınmayacak derecede deforme olduğunu, kardeşini tanımakta çok zorlandığını söyledi.
Akşener Hatay’daydı
Bu enkazın az ilerisini ise saat 14.00’te İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ziyaret etti. Akşener yaptığı basın açıklamasında yabancılara toprak ve mülk satışının durdurulması, enkaz alanlarından kadınların ve kız çocuklarının acilen uzaklaştırılması, deprem bölgelerinde biriken çöplere acilen müdahale edilmesi, deprem bölgelerine tuvalet yapılması gerektiğini ve salgın hastalıkların başlamasından endişe ettiğini söyledi.
Kısa bir açıklama yapan ve üzgün görünen Akşener’in yanına gelen yurttaşlar yardım istedi. Akşener, görüştüğü herkesin numarasını danışmanı aracılığı ile aldı, konuşmak isteyen herkesi dinledi. Günlerdir enkazdan eşinin cenazesini çıkarmaya çalıştığını anlatan genç bir adam ağlayarak iki çocuğunu bölgeden uzaklaştırmak için Konya’ya bir arkadaşının yanına gönderdiğini, enkaz bölgesinde kalacak bir çadırları olmadığı için annesiyle geceleri sokakta kaldıklarını anlattı.
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
Akşener, derdini anlatan yurttaşın numarasını alıp, “Çocuklarını ve anneni Ankara’ya yolla, devlet kontrolünde bize emanet” dedi. Genç adamsa elini öptüğü Akşener’e sarıldı.
Çadır kentler
Daha sonra Yeni Hatay Stadyumu çevresine kurulan çadır kente gittik. Çadır kentte asker yoğunluğu dikkat çekiciydi. Çadır kentin giriş kısmında arama-kurtarma çalışmaları için şehre gelen ekipler kalıyordu. Çadırda kalan vatandaşların en büyük sorunu kent genelinde olduğu gibi şebeke suyunun olmamasıydı.
Seyyar tuvalet ve duşlar kurulmasına rağmen, su olmaması yurttaşları tedirgin ediyordu. Yurttaşlar çadırların arasında soba yakmak için buldukları tahta parçalarını kırıyordu. Elektrik olmadığı için AFAD tarafından verilen elektrikli sobaları kullanamayan yurttaşlar, kendi odun sobalarıyla ısınıyordu.
Çadır kentin çevresinde AFAD, belediye ve derneklerin kurduğu yemek dağıtım noktaları vardı. Konuştuğumuz kişiler, yemek sorunu olmadığını anlattı bize.
Hatay’da hâlâ şebeke suyu ve elektrik yok. İnternet sorunu ise merkezde, belli bölgelerde hâlâ bağlantı sorunu olsa bile, nispeten çözüldü. Kentteki tuvalet ise henüz çözülebilmiş değil. Teker teker belli noktalara tuvaletler kurulsa da, hem bir tuvaleti kullanan insan sayısı çok fazla hem de su olmadığı için hijyeni sağlamak imkansız.
Kentteki bir diğer sorun da farklı şehirlerden gelen yardımların koordine edilememesi. Pek çok erzak yardımı ve yemek ziyan olurken, başıboş bırakılmış kıyafet kolileri ise sokaklara saçılmış durumda.