Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

KKTC, depremde yitirdiği çocuklarına ağlıyor: “Onları ölüme terk ettiler, ‘beslemelerin’ gerçek yüzünü şimdi görecekler”

Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde meydana gelen depremler tüm Türkiye’nin yanı sıra Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni (KKTC) de yasa boğdu. Adıyaman’daki Grand Isias Hotel, bir voleybol turnuvası için şehre gelen Gazimağusa Türk Maarif Koleji öğrencilerine mezar oldu. Öğrencilerin katliama dönüşen bu ölümleri yürekleri dağladı. Siyasiler, akademisyenler ve yurttaşlar, Mağusa’da bir kuşağın yok olduğu görüşünde.

Adıyaman’daki Grand Isias Hotel, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) çocuklarına mezar oldu. Aralarında eğitimcilerin, rehberlerin, velilerin ve yaşları 9 ile 15 arasında değişen çocukların da bulunduğu 35 Kuzey Kıbrıslı depremde çöken otelde hayatını kaybetti. “Asrın felaketi”nin vurduğu KKTC’de yedi günlük yas ilan edildi, birçok gazete siyah başlıkla çıktı.

Bu yıkım, Ada’da felaketten çok, katliam olarak yankılanıyor. Konuştuğumuz isimler benzer duygular içinde: Öfkeli, üzgün ve bir o kadar da hınç dolu. Öte yandan Ankara’nın deprem felaketi karşısında ver(eme)diği tepkiye şaşkınlar. Hep bir ağızdan haykırıyorlar: “Bu işin peşini bırakmayacağız.”

Türkiye, 6 Şubat sabahına Kahramanmaraş merkezli 7,7 büyüklüğünde bir deprem ile uyandı. Depremin KKTC’de de hissedildiğini söyleyen Bugün Kıbrıs Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ayşemden Akın, yurttaşların Türkiye’deki yakınları için endişelendiği sırada Kuzey Kıbrıslı çocukların da deprem bölgesinde olduğunun yayılmasıyla büyük bir infialin ortaya çıktığını belirtti. 

“18 saat enkaza dokunulmamış”

Ayşemden Akın olayın acısını, “Herkesin hafızasında kazınan bir savaş yaşamış bir toplumuz ama kimsenin hafızasında böyle bir acı kalmadı” diyerek ortaya koydu. Akın, depremin yaşandığı ilk günü şöyle anlattı:

“Büyükelçi Metin Feyzioğlu, Adıyaman’da göçük altında kalan çocukların otelinin enkaz çalışmalarının öğle saatlerinde başladığını duyurmuştu. Herhalde bizleri sakinleştirmek için söyledi ya da kendisine öyle bir bilgi gitti. Aileler kendilerine uçak ayarlanması için deli oldular. Akşam saat 5-6’ya kadar acil uçuşlar yapılıyor diye izin vermediler. Bir şekilde uçağa bindiler. 9-10 gibi olay yerine vardılar. Gittiklerinde ise hiçbir çalışma yapılmadığını gördüler.”

AFAD başta olmak üzere Türkiye’deki arama kurtarma ekipleri Isias Hotel’in enkazına dokunmamış, hatta fark etmemişlerdi.

Isias Hotel’deki arama kurtarma çalışmalarına KKTC’den gelen ekipler de katıldı.

“Orada bir devlet olmadığını anladık”

Bugün Kıbrıs Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ayşemden Akın, KKTC toplumundaki ağırlıklı beklentinin enkazdaki arama kurtarma çalışmalarının başladığı ve çocukların kurtarılacağı yönünde olduğunu söyledi ve şöyle devam etti:

“Biz çocukların çıkarılmasını beklerken enkaz başında kimsenin olmadığını gördük. Ne ışık ne araç, hiçbir şey yok. Tuzla buz olmuş bir bina, gördüğüm en kötü binaydı. Bir bakan da gitmişti ve o da bölgede hiçbir şey olmadığını söyledi. Sonra KKTC’den araçlar gitti ve o binayı Kuzey Kıbrıs’tan gelen araçlar kazmaya başladı. Sonra anladık ki Türkiye Cumhuriyeti’nin o binaya girip bizim çocuklarımızı kurtarmasını beklemememiz gerekiyormuş. Orada bir devlet olmadığını anladık. Türkiye’nin ne kadar kağıttan kaplan bir devlet olduğunu çocuklarımızı ölüme terk ettiklerinde anladık.”

Büyükelçi Metin Feyzioğlu ve KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar da cenaze törenlerine katıldı.

“Mağusa, harekâtta bile bu kadar şehit vermedi”

Doğu Akdeniz Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Başkanı Prof. Dr. Ahmet Sözen, Kıbrıslı öğrencilerin ölümünün Ada’da yol açtığı infiali şöyle anlattı: “Deprem felaketi Mağusa’da çok büyük bir infial yarattı. Burası küçük bir yer, herkes herkesi tanıyor. Ateş sadece düştüğü yerde kalmadı. Öyle ki Mağusa, 1974’teki Kıbrıs Barış Harekâtı’nda bile bu kadar çok şehit vermedi.”

Cenaze törenlerinin çok kalabalık olduğunun altını çizen Sözen, “Daha önce hiç böyle bir kalabalık görmedim. Belki Rauf Denktaş’ın cenazesi bu kadar kalabalık olmuştur” diye konuştu. 

Ayşemden Akın da Sözen gibi Ada’da şu anda büyük bir travma yaşandığını ve ateşin sadece düştüğü yeri yakmadığını söyledi:

“İnsanlar şu an cenazelerini alabilmelerine seviniyor. Burada büyük bir travma var. Küçük bir toplum ve her yere ateş düşmüş durumda.. Geri dönülemeyecek bir yara açıldı bu toplumda. Tamamen yalnız olduğumuzu bize gösterdi. 20 yıldır gazeteciyim, bu toplumun Annan Planı dışında bu kadar birleştiğini görmemiştim. Halk bu çocuklar için adalet istiyor. Türkiye’deki yargı sistemi içinde AKP hükümetinin evlatlarımızın katillerini yargılayacağına dair hiçbir inancımız yok.”

Prof. Dr. Ahmet Sözen: “Belki Rauf Denktaş’ın cenazesi bu kadar kalabalıktı.”

“İki hükümet de yalancı”

Yaşanan büyük acının ardından Kıbrıs toplumunun Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne ve yöneticilerine bakışında dramatik bir değişim yaşandığını aktaran Akın, bu değişimi şu sözlerle anlattı:

Aradan dokuz gün geçti ve göstermelik dört kişinin gözaltına alındığını söylediler. Kıbrıslılar kötülük bilmeyen, saf ve kendi halinde bir toplumdur. Her zaman da Türkiye devletlerine hükümetlerine karşı saygısını onca saçmalığa rağmen korumuştur. Kıbrıslılar hep misafirperver ve mülayim bilinir ama Türkiye artık böyle bir Kıbrıs halkı görmeyecek. Çünkü hepsi yalancı. Buradaki hükümet de Türkiye’deki hükümet de. Halkın genelinde Türkiye’ye karşı saygı, sevgi ve büyük görme durumu vardı. Artık onun yerine koskoca Türkiye’nin yapamadığını bir avuç besleme yaptı diye düşünüyor insanlar. Çünkü Erdoğan bize ‘besleme’ demişti.”

“Beslemelerin gerçek yüzünü şimdi görecekler”

KKTC Barolar Birliği de Türkiye Barolar Birliği (TBB) ile temas halinde. Türkiye’de de felakete dair bir dava açılması bekleniyor. Toplumdaki travmanın büyük bir duygusal kopuşa doğru ilerlediği değerlendirmesini yapan Akın, Kıbrıs halkının katliamın peşini bırakmayacağını belirtti:

“Beslemelerin gerçek yüzünü şimdi görecekler. İradenin gaspı artık canımızın gaspına dönüştü. Kıbrıslıların saçma sapan bir yumuşak baş sağlığı ve özgüvensizliği vardı ama 80 milyon için burada 300 bin insanın topladığı yardımları herhalde birileri görüyordur. Erdoğan, ailesi, müteahhitleri sonu kime giderse gitsin bu toplum o 35 çocuğun hesabını o devletten soracak. Bütün STK’larımız, meslek örgütlerimizle hazırız. Herkes bu dava için delil topluyor.

Cenaze törenlerinde gözyaşları sel oldu.

Bu sefer kaçacak hiçbir yerleri olmayacak. Türk yargısındaki sonucu gördükten sonra AİHM’e gideceğiz ve bu işin peşini bırakmayacağız. Bu halk sadece çocukları için yaşayan bir halktı, çocuklarımızı öldürdüler. Bu aileler, bugüne kadar uğradığımız bütün haksızlıkların hesabını soramayan siyasilere karşı birlik olmuş durumda ve işi sonuna kadar yürütecek.”

Kıbrıs Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (KTMMOB), Isias Hotel’in enkazından numuneler aldı. Numuler üzerinde gerekli incelemeler yapıldıktan sonra teknik bir rapor hazırlanacak ve rapor da ilerleyen günlerde KTMMOB İnşaat Mühendisleri Odası tarafından kamuoyuna açıklanacak. 

Grand Isias Hotel

Gözaltına alınanlar

Isias Hotel’in sorumluları Ahmet Bozkurt, Efe Bozkurt, Amine Bozkurt ve Şule Özbek, dün (15 Şubat) gözaltına alındı. Ahmet Bozkurt, KKTC’de hizmet veren Elexus Otel’in eski sahibi ve koronavirüs nedeniyle Haziran 2021’de hayatını kaybeden eski milletvekili Mahmut Bozkurt’un kardeşi. Ancak iki kardeş arasında tespit edilmiş bir ticari bağlantı bulunmuyor. 

Mahmut Bozkurt’un damadı ise Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un kardeşi ve ETS Tur’u birlikte kurdukları iş ortağı Ali Murat Ersoy.

Isias Hotel’in sahibi Mehmet Fatih Bozkurt ise henüz gözaltına alınmadı. Bozkurt ailesi, AKP’ye yakın duruşlarıyla biliniyor. Fatih Bozkurt 2014-2019 yılları arasında AKP’den Adıyaman Belediye Meclisi Üyesi olarak görev yaptı. Gözaltında bulunan Ahmet Bozkurt ise Adıyaman TÜGVA’nın Yüksek İstişare Kurulu üyesi.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.