İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), şehrin depreme dirençli bir kent haline getirilmesi amacıyla başlattığı “Deprem Seferberlik Planı”nı kamuoyu ile paylaştı. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun da konuşmacı olduğu toplantıya, Prof. Dr. Naci Görür, Prof. Dr. Celal Şengör ve Prof. Dr. Haluk Eyidoğan gibi yer bilimciler de katıldı.
İBB, 11 ilin etkilendiği Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından beklenen İstanbul depremi için 25 Şubat’ta toplandı. Toplantının raporları ve alınan önlemler bugün (1 Mart) İstanbul Kongre Merkezi’nde kamuoyu ile paylaşıldı.
İBB’nin açıkladığı planda öne çıkan başlıklar şöyle:
- “İmar planlarının yapım ve özellikle değiştirilmesine ilişkin esaslar, kamu yararı ilkesi çerçevesinde yeniden ele alınmalı.
- 1999 yılından önce yapılan ve hâlâ yürürlükte olan imar planları, güncel jeolojik-jeoteknik etütlere göre revize edilmeli.
- 6306 sayılı Afet Riskli Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Yasa’da bakanlığa verilen yetkiler büyükşehir belediyelerine de tanınmalı.
- İstanbul başta olmak üzere afet riski olan tüm kentlerde orta ve büyük ölçekli yatırım ve yapılaşmalar için ‘Kentsel Afet ve Risk Etki Değerlendirmesi’ yapılarak buna ilişkin bir yönetmelik düzenlenmeli.
- Toplanma Alanları, Geçici Barınma Alanları ve 1. Derece Tahliye Koridorları imar planlarına işlenmeli. Bunlarla ilgili plan değişikliği yapılması yasaklanmalı.
- Sayıştay’ın periyodik denetimlerinde kentsel imar rantlarına ilişkin özel ihtisas denetimi uygulaması başlatması sağlanmalı.
- İstanbul’un depreme hazırlanmasını odağına alan İstanbul Yasası çıkarılmalı. Afet öncesi planlama ve yer seçim aşamaları, yapıların güçlendirilmesi ve yenilenmesi, afete müdahale ve afet yönetimi süreçleri bu yasanın sağladığı özel yetkilerle yönetilmeli.
- Mevzuatımızda riskli yapı analizleri, yıkım, güçlendirme veya yeniden yapım süreçleri belediyelerce can ve mal güvenliğinin odağa alındığı bir şekilde re’sen yapılabilmeli. Bu tür uygulamalarda temel ilke kamu ve komşuluk hukuku çerçevesinde vatandaşların da mağdur edilmediği bir biçimde kurgulanmalı.
- Yapının proje tadilat ve her türlü inşai fiziki müdahaleyi de gösteren bina kimlik kartları çıkarılacak yönetmelikte belirlenen süreler içinde tespit edilmeli, dijital ortamda ve bina girişlerinde kare kod uygulaması ile duyurulmalı.
- Hızlı bina taraması, riskli yapı analizinden önceki aşama olarak yönetmeliğe girmeli, tüm yapı stoğunun depreme karşı kırılganlığı bu yöntemle tespit edilerek riskli yapı analizine sevki uygun görülenler için 6306 sayılı Kanun’un hükümleri uygulanması esas olmalı.
- Endüstriyel yapı ve tesisler ile ikincil afete yol açabilecek tüm işletmeler için risk taramasının maliklerince yaptırılarak belediyelere sunması ve tespit edilen risklere ilişkin risk azaltım eylem planlarını ivedilikle hayata geçmesi için ilave hükümler mevzuata taşınmalı.”
İstanbul Gaz Dağıtım Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi (İGDAŞ) Genel Müdürü Dr. Mithat Bülent Özmen, olası İstanbul depremi için şu önlemleri aldıklarını açıkladı:
- “Acil müdahale gerektiren durumlarda doğalgaz akışı
- Deprem Erken Uyarı sistemi
- 832 adet İGDAŞ ivme ölçleri
- İkincil felaketlerin önüne geçilmesi
- Fiber Optik Tabanlı Deprem Erken Uyarı Sistemi Projesi
- 3 saniye (Adalar) ile 30 saniye (Bayramiç, Burhaniye, Eskişehir…) arasında erken bir uyarı süresi elde edilmesi hedeflendi.
- Fiber optik kabloların da sisteme dahil edilmesi
- Yüksek mukavemetli çelik borular ile hafif, bükülebilir, yer hareketlerine karşı esnek, altı kat uzama kabiliyetine sahip polietilen borular.”
İstanbul Konut İmar Plan Sanayi ve Ticaret A.Ş. (KİPTAŞ) Genel Müdürü Ali Kurt, bir mühendis olarak İstanbul başta olmak üzere Türkiye’nin bir deprem ülkesi olduğu bilinciyle hareket ettiğini söyledi. Kurt, şirket olarak evini güçlendirmek isteyen vatandaşlara 4 bin 500 TL kira desteği vereceklerini hatırlattı. Kurt, İBB ve KİPTAŞ olarak dar gelirli ve 2000 yılı öncesi riskli binaların güçlendirilmesi için ev sahiplerine de kefil olacaklarını belirtti.
İBB Genel Sekreteri Can Akın Çağlar da İBB’nin finansman modelini açıklarken, şöyle konuştu:
“İstanbul’da dar gelirli vatandaşlarımızın evlerinin yenilenmesi ve riskli konutların dönüştürülmesi için kredi imkanı sunulacak. İstanbul genelinde hızlı tarama testlerinde deprem güvenliği sıfıra yakın, kendiliğinden çökme riski taşıdığını tespit ettiğimiz 318 binada oturan vatandaşlarımıza, bakanlığın belirlediği limitin üç katı kira yardımı taahhüt ediyoruz.”
İstanbul’un en güvenli sığınağı metrolar
İBB Genel Sekreter Yardımcısı Pelin Alpkökin, İstanbul’da metro istasyonlarının en güvenli yerler olduğunu söyledi. Kentin batısına yapılması planlanan metro hattının (Beylikdüzü, Esenyurt) Cumhurbaşkanlığı onayında beklediğini hatırlatan Alpkökin, İstanbul’da lojistik ve tahliye anlamında metro hatlarının hayatini önem taşıdığını vurguladı, metro istasyonlarında hastane de yapılabileceğini belirtti.
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, İBB’nin yol haritasını konu başlıkları olarak şöyle özetledi:
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
- “Marmara deprem konseyinin kurulması
- İBB deprem bütçesi revizyonuna destek
- Mevzuat çalışmalarının yapılması
- Merkezi yönetimle işbirliği ve finans desteği
- Hızlı tarama yönteminin mevzuata konması
- Boş konutların kullandırılması için yasal düzenlemeler
- Toplanma ve geçici barınma alanlarıyla ilgili çalışmalar
- Altyapı sistemlerinin depreme dirençli hale getirilmesi
- İstanbul özelinde yasa çalışması”
İstanbul İmar Yönetmeliği’nin revizyon çalışmasını bu ay itibarıyla İBB Meclisi’ne sunacaklarını söyleyen İmamoğlu, şöyle konuştu:
“Bu noktada önemli bir başlık da yapıların, iskan-yapı kullanım izni verildikten sonra, belirli periyotlarda denetlenmesi konusunun bir an önce hayata geçirilmesidir. Bunun mutlaka imar mevzuatı içerisinde yer alması gerekmektedir. Tüm ilçe belediyelerimizle gerekli yazışmaları yaptık ve onları ortak eylem planı oluşturmaya davet ettik. Şayet ruhsatlı, iskanlı bir binaya sonrasında herhangi bir müdahale edilmişse, bu bir suçtur ve bizler kamusal sorumluluğumuz ile bu suça meydan vermeyeceğiz. Güçlendirme çalışmalarımıza, Meclise sunduğumuz yönetmelik önerisi ile başladık. ‘İstanbul Güçleniyor’ sistemi kuruyoruz. Bu sistem ile hızlı taramaya başvuran ve güçlendirme önerisi alan binalardan başlayıp maliyetine güçlendirme yapacağız. Kısmi ve kapsamlı güçlendirmeye ilişkin ayrı bir yönetmelik hazırlıyoruz. Bu yönetmelikte riskli bina analizi ve hızlı bina taraması sonuçlarına göre, güçlendirme kapsamında olacak yapılar için yapım süreci ve finansman modelleri tarif edeceğiz. Hızlı taramayı yaygınlaştıracağız.”
İstanbul’da depreme hazırlık seferberliği başlatıldı
Seferberlik başlattıklarını açıklayan İmamoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bundan sonra deprem tartışması, fay hattı tartışması, deprem nerede olacak, ne zaman olacak, olacak mı, olmayacak mı, hangi büyüklükte olacak tartışmalarını bir tarafa bırakmalıyız. Deprem bu topraklar için bir realitedir. Nokta. Bu topraklarda milyonlarca yıl önce, depremi oluşturan mekanizmalar oluştu, milyonlarca yıl boyunca da var olmaya devam edecek. Depremleri durduramayacağımıza göre, milletçe depremde yıkılmamak için, bir devlet olarak gelecekte de ayakta kalabilmek için, deprem dirençli yerleşim alanları ve deprem dirençli kentler yaratmak zorundayız. Biz, bugün itibarıyla İBB olarak inisiyatif alıyoruz, düzen değiştiriyoruz. Düzen değiştirmek, cesaret işidir. Cesur olabilmek için, önce o düzenin bir parçası olmaktan kurtulmak gerekir. İBB, 2019 Haziran’ından bugüne, ‘imar-rant-siyaset’ düzeninin bütünüyle dışındadır. Bu sebeple deprem konusunda en ileri, en cesur adımları atabilecek bir konumdayız. Bu konumumuzun gereğini ilk günden beri yerine getirdiğimiz gibi, deprem konusunda da yerine getirmek için İstanbul olarak ayağa kalkıyoruz. Deprem dirençli İstanbul için, seferberlik başlatıyoruz.”
“Başaracağımıza inanıyoruz”
Deprem dirençli bir kentin nasıl oluşabileceğini anlatan İmamoğlu, “Evet, pekâlâ mümkün. Kaliforniya, Meksika, İtalya, Endonezya, Şili ve Japonya’da nasıl mümkün olabilmişse, İstanbul’da da mümkün. İnsanlarımızı korumak için, deprem dirençli kent uygulamasını ilk kez İstanbul’da başarıp, Türkiye’ye örnek olacağız. Hedefimiz bu, seferberliğimizin amacı bu. Deprem, İstanbul için kaçınılmaz bir gerçek ve beka meselesidir. Tarih boyunca İstanbul’u nasıl vurduysa, yine vuracaktır. Hiç kimsenin kuşkusu olmasın. Eğer bu topraklarda, millet olarak neslimizi ebediyen yaşatacaksak; kısa, orta ve uzun vadede deprem dirençli yerleşim alanlarını oluşturmak zorundayız. Ve yine kimsenin kuşkusu olmasın bunu başarabiliriz. Bunun için teknik bilgilerimiz, ‘know how’ımız, gücümüz var, irademiz var, finansal gücümüz var. Bu ulusal seferberlikte, devletimizle, hükümetimizle, bilim insanlarımızla, sivil toplumumuzla ve milletimizle birlikte çalışmak ve birlikte başarmak istiyoruz. Başaracağımıza da inanıyoruz” dedi.
İstanbul Valiliği’nden dün (28 Şubat) davet aldıklarını anlatan İmamoğlu, “AFAD bünyesinde toplantılar var. Bu toplantılar ve sonrasında olacak bütün toplantılardan sonra kamuoyunu en üst seviyede bilgilendireceğimizi, söyleyeceklerimiz ve takip edeceklerimiz üzerinden de toplumla işbirliği yapacağımızı şimdiden duyurmak isterim” diye konuştu.
Harekete geçmek için ideal koşulların oluşmasını beklemediklerini vurgulayan İmamoğlu, şöyle devam etti:
“Uzmanlarla birlikte hazırladığımız ‘Deprem Eylem ve Müdahale Planı’yla birlikte, deprem hazırlıklarımızı bugünden itibaren daha ileri bir aşamaya taşıyoruz. Bu hareket planına uygun olarak, afet hazırlık dahil, bütçemizi revize edeceğiz. Ne kadar artırabiliyorsak, zaruri harcamalarımız bir yana konulmak şartıyla, deprem için ayıracağız. Önümüzdeki üç ayda, içerisinde enerji, su, barınma ve atık gibi kritik ihtiyaçların hazır olduğu 30 deprem parkını daha halkımıza kazandıracağız. Tahliye yollarındaki güçlendirme faaliyetlerimiz ile afete müdahalenin etkin olmasını sağlayacağız. Birçok alanda mevzuat çalışmaları öneriyoruz. Yaklaşık bir buçuk yıldır ‘İstanbul İmar Yönetmeliği’nin yenilenmesi üzerine çalışıyoruz. Belirli büyüklüklerdeki parsellere deprem konteyneri koyulması, çıkmaların sınırlandırılması, deprem izolatör sistemlerinin yapılarda kullanılmasının teşviki, dönüşüm amaçlı çatıların bağımsız bölüm olarak iskanı, açık alan ve yeşil alanlarda afet öncelikli altyapı hazırlıklarının yapılması gibi hususlar İstanbul’u afetlere hazırlamak anlamında önemli bir rol üstlenecektir.”
Olası depremde ışıklandırma sağlanacak
Avrupa ve Anadolu yakalarında 4,5 milyon vatandaş için geçici barınma alanlarını hızla hazırlayacaklarını belirten İmamoğlu, “Toplanma alanları, geçici barınma alanları ve 1. derece tahliye koridorları imar planlarına işlenecektir. Bunlarla ilgili plan değişikliği ve plan tadilatları yapılmayacaktır. Alt yapı çalışmalarının geliştirilmesi ve hızlanması için, merkezi yönetim desteği ve finansal desteğe ihtiyaç bulunmaktadır. Bunu ısrarla talep ediyoruz. Afet anında ışıklandırma eksikliğinin önemini, geçtiğimiz depremde tekrar gördük. Elektrik ile ilgili projelendirmeye başlıyoruz. Ana arterlerde, peyderpey güneş enerjili sokak lambası projeleri gerçekleştireceğiz. İletişimin kesilmemesi, elektrik sıkıntısı yaşanmaması için kamu binalarında, gemilerde mobil baz istasyonlarının kurulması, toplanma alanlarında şarj ünitelerinin hazır edilmesi projelerimizi gerçekleştireceğiz. Erken uyarı konusunda, 50 kilometre uzunluğunda fiber optik tabanlı erken uyarı sistemimizi geliştiriyoruz. Bu hat üzerindeki 5 bin sensör ve geliştirilecek olan yapay zekâ sayesinde, depreme yönelik hazırlığımızı ve müdahalemizi en üst düzeye çekeceğiz” dedi.
Arama kurtama ekipleri hazırlanıyor
İmamoğlu, İstanbul’un her mahallesinde etkili arama kurtarma ekipleri oluşturmak üzere bir proje başlattıklarını da belirtti:
“İstanbul İtfaiyesi’nde, ilçe belediyelerinin koordinasyonunda eğitimler verip, gerekli ekipmanı eğitimli kişilere sağlayacağız. Meslek örgütleriyle yapacağımız protokol ile 5 bin meslek insanını yetiştirip, ilgili ekipmanlarıyla tüm mahallelerde hazır edeceğiz. Bu yapacaklarımız, İstanbul’un depreme hazırlığında çok önemli bir aşamayı daha geride bırakmamızı sağlayacak ama maalesef ‘çürük binalar’ üreten bu düzeni değiştirmeye yetmeyecektir. Bunun için, TBMM’nin ve merkezi yönetimin atması gereken hayati adımlar vardır. Birçok kurumun bu konuda hazırlıklı olması ve sadece İstanbul’a dahil değil, yakın bölgedeki birçok şehirde yine bu anlamda gönüllülerin tanzimi ve yetiştirilmesi konusunda hızlı ve etkin bir çalışmanın ortaya konulması şarttır. Örneğin; yoğun bir şekilde son dönemde bedelli askerlik hakkının açıklandığı ve oluşturulduğu bir ortamda, bir aylık askerlik yapan insanlara sadece afet gönüllüsü eğitimi verilse bile, önemli bir adım olduğunu buradan duyurmak istiyorum. Sadece askerlik görevini yapan Mehmetçiklerimiz değil, bu süreçte bir aylık dönemde dahi afet gönüllüsü eğitimini alan yüz binlerce insanımızın yüzde 30’un, 40’ını bu sürece katabilirsek ülke çapında ne büyük kazanım olduğunu hepinize hatırlatmak istiyorum.”
“Artık eski siyaset tarzını terk etmeliyiz”
İmamoğlu, İçişleri Bakanlığı, Milli Savunma Bakanlığı, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ve Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’na şu çağrıda bulundu:
“Kayıtsız şartsız bir işbirliği çağrısıdır. Milli Savunma Bakanlığı’ndan İçişleri Bakanlığı’na, Çevre Şehircilik ve İklim Bakanlığı’ndan Ulaştırma Bakanlığı’na kadar tüm bakanlıklarımıza bir çağrıdır. Özellikle Marmara’daki tüm yerel yönetimlere, 39 ilçe belediyemize mülki ve askeri idarelere, meslek odalarımıza, iş dünyası örgütlerine ve her ölçekten ilgili tüm kurumlarımıza, şirketlerimize çağrıdır. Doğrusu depreme hazırlık ve İstanbul’un deprem dirençli bir şehir olması yolunda işbaşına geldiğimizden beri defalarca seferberlik çağrısı yaptık. Bu seferberlik davetimize icap etmeyenleri, tekrar tekrar davet ediyoruz. Kahramanmaraş depremi, istisnasız hepimiz için bir milat olmalıdır. Artık daha fazla bu konudaki sorumlulukları ihmal edemeyiz. Edersek, bu kez fatura çok daha yüksek olur. Artık eski siyaset tarzını terk etmeliyiz. Binaları yerinde dönüştürmek ve insanlarımıza yerlerinde güvenli konutlar kazandırmak, güçlendirmek yerine, adeta ev taşır gibi, milyonlarca konutu yeni alanlara taşıyacağım lafları bu şehri batırır. Vatandaşla konuşmadan, bilimin sesine ve ortak akla kulak vermeden iş yapılamaz.”