Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Türkiye’de futbol ekonomisi ve siyaset – Futbol ekonomisti Tuğrul Akşar: “Kulüplerin borçlu olması siyasetin işine geliyor”

Beşiktaş ve Fenerbahçe taraftarı bu hafta oynanan Spor Toto Süper Lig karşılaşmalarında “Hükümet istifa” sloganlarıyla iktidara tepki gösterdi. Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Twitter hesabından yaptığı açıklamada spor müsabakalarının seyircisiz oynanmasını istedi. Kulüpler Birliği ve diğer birçok kulüp yaptığı açıklamalar ile taraftarları kınadı. Futbol ekonomisti Tuğrul Akşar ile Türkiye’de futbol ekonomisini, kulüplerin ekonomik durumlarının siyasetle ilişkilerini nasıl belirlediğini konuştuk.

Kahramanmaraş’ta meydana gelen ve 11 ili vuran depremlerin ardından ara verilen Spor Toto Süper Lig, cumartesi günü oynanan karşılaşmalarla başladı. Fenerbahçe’nin evinde Konyaspor ile karşılaştığı maçta, tribünlerde hükümete tepki vardı. Fenerbahçe taraftarları, karşılaşma öncesi “Hükümet istifa” sloganları attı.

Pazar akşamı oynanan Beşiktaş-Antalyaspor karşılaşmasında da taraftarın hükümete yönelik tepkisi devam etti. Beşiktaşlı taraftarlar Antalyasporlu deplasman tribünün de katılımıyla “Hükümet istifa” sloganları attı.

Tezahüratlar üzerine MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Twitter hesabından konuyla ilgili açıklama yaptı. Bahçeli “Türkiyemiz son yüzyılın en büyük deprem felaketiyle mücadele halindeyken Fenerbahçe-Konyaspor futbol müsabakası esnasında tribünden istifa sloganlarının atılması sorumsuzluk ve şuursuzluktur” diye yazdı.

Bahçeli aynı zamanda karşılaşmaların seyircisiz oynanması konusunda da çağrı yaptı:

“Bütün kulüp başkanlarının müsabakaların ya seyircisiz ya da gerekli tedbirlerin alınarak oynanması hususunda acil ve gerekli adımları atmaları kaçınılmaz görevleridir. Milliyetçi Hareket Partisi konunun takipçisidir.”

“Türkiye’de futbol ekonomisinin payı toplam ekonomi içerisinde çok düşük”

Futbol ekonomisti Tuğrul Akşar ile Türkiye’de futbol ekonomisini, kulüplerin ekonomik durumlarının siyasetle ilişkilerini nasıl belirlediğini konuştuk. Akşar, Türkiye’de futbol ekonomisinin toplam ekonomi içerisindeki payının çok düşük olduğunu söyledi ve “En son yapılan çalışmalar, Süper Lig kulüplerinin yaklaşık 6,5-7 milyar Türk Lirası (TL) civarında bir gelir yarattığını ortaya koyuyor. Bunun diğer etkilerle birlikte 13-14 milyar TL’ye çıktığını söyleyebiliriz, bu da toplam büyüklük içerisinde ihmal edilebilir bir rakam. Futbol ekonomisi, 800 milyar dolara ulaşan Gayrisafi Milli Hasıla içerisinde çok önemli bir tutar değil” dedi. 

Beşiktaş, Fenerbahçe, Galatasaray ve Trabzonspor’un Türkiye’deki futbol gelirlerinin yüzde 50’sine sahip olduğunu söyleyen Akşar, “Dört büyük kulübün, Ağustos 2022 itibarıyla 4 milyar 780 milyon lira toplam geliri var. Tabii, burada sadece gelire bakmamak lazım. Bunların toplam borçları da gelirlerinin neredeyse dört katına ulaşmış. 20 milyar lira civarında borçları var ve bunun yaklaşık 13 milyar lirası banka kredilerinden oluşuyor. Yaklaşık 5 milyar lira civarında özkaynak açığı veriyorlar. Dört büyük kulübün geçmiş yıllardan gelen zararları da toplam 8 milyar lira civarında” diye konuştu. 

“Kalıcı sportif başarı finansal sürdürülebilirlikle mümkün”

Akşar, sürdürülebilir bir finansal yapı olmadan futbol kulüplerinin başarılı olmasının son derece zor olduğunu vurguladı ve sözlerini şöyle sürdürdü:

“Kalıcı sportif başarı bugün ancak finansal sürdürülebilirlikle mümkün oluyor. Sportif başarı olmadan da ekonomik ve finansal başarıya ulaşmak bir hayalden öteye gitmiyor. Burada sportif başarının motorunu, dediğim gibi sürdürülebilir, sağlıklı bir mali yapıya sahip olmak olarak görüyorum ben.”

“Borçlu olan bağlı olur”

Tezahüratların ardından futbol kulüplerinin arka arkaya açıklamalar yapmasının ekonomik sebepleri olup olmadığı sorusunu Akşar şöyle yanıtladı:

“Borçlu olan bağlı olur. Sonuçta borçluysanız, borçlarınızı günü geldiğinde ödemekte zorlanıyorsanız, kulüp yönetimi olarak sesinizi çok fazla çıkaramazsınız. Çünkü yapılandırılmış borçlarınız var. Siz kulüp yönetimi olarak eğer burada ‘aykırı ses’ olursanız, yarın günü geldiğinde yükümlülüklerinizi yerine getiremediğiniz zaman farklı işlemlerle karşılaşabilirsiniz. O yüzden kulüp yönetimleri çok fazla seslerini çıkaramazlar. O nedenle taraftar özgür olduğu için ses çıkarıyor.”

“Siyasete, devlete muhtaç bir kulüp yönetimi sesini çıkaramaz”

Türkiye’de siyasetin futbol üzerinde büyük etkisi olduğunu da söyleyen Akşar, kulüplerin borçlu olmasının siyasetin işine geldiğini vurguladı:

“Bizim gibi özellikle gelişmekte olan ülkelerde, daha doğrusu futbol deyimiyle konuşacak olursak, UEFA üyesi ülkeler içerisinde biz yarı çevre bir ülkeyiz. Bizim gibi yarı çevre ve çevre ülkelerde maalesef, siyasetin futbol üzerinde çok büyük etkisi var. Normalde finansallaşan futbolda siyasete yer yok ama hâlâ Türkiye’de futbol kitlelerin yönlendirilmesinde etkin bir araç, siyaset de bunun farkında. Kulüplerin borçlu olması da siyasetin işine geliyor. Çünkü siyasete, devlete muhtaç bir kulüp yönetimi, çok sesini çıkaramaz, var olan aykırılıkları dile getiremez. Mevcutla yetinmek ve biat etmek durumundadır. O yüzden böyle bir yapı söz konusu.”

“Siyasetin seyircisiz oynama kararı alabileceğini düşünmüyorum”

MHP lideri Bahçeli’nin dile getirdiği karşılaşmaların “seyircisiz oynanması” talebinin bir söylem olarak kalacağını düşünen Akşar, “Zaten salgın nedeniyle maçlar yaklaşık iki sene boyunca seyircisiz oynandı ve kulüplerin gelirlerinde çok önemli düşüşler yaşandı. Dolayısıyla kulüpler yaralarını yeni yeni sarmaya başlamışken, tekrar kulüpleri seyircisiz oynatmaya kalkmak zaten finansal problemler içerisinde olan, gelir yetersizliği bulunan kulüpleri daha da sıkıntıya sokar. O yüzden siyasetin böyle bir karar alabileceğini tahmin etmiyorum, mümkün değil” dedi.

Akşar sözlerini şöyle tamamladı:

“Kulüplerin en önemli gelir kaynaklarından birisi de ‘maç günü geliri’ dediğimiz seyircilerin tribüne geldikleri zaman yaptıkları harcamalar. Bütün bunlar önemli bir tutar ve yaklaşık Türk futbolunda gelirlerin yüzde 27-28’sini oluşturur. Şimdi bu kadar önemli bir gelir kaleminden kulüpleri mahrum bıraktığınız zaman, bunun karşılığında kulüplere bir alternatif de sunmak zorundasınız. Nasıl, kim sunacak? Bugün devletin zaten öyle bir parası yok. O yüzden bence onlar söylem olarak kalır, eyleme dönüşmez diye düşünüyorum.”

 

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.