2017 yılındaki referandumu hatırlıyor musunuz? Daha güçlü bir Türkiye için sen de var mısın Rıdvan Dilmen kardeşim… Burak Yılmaz kardeşim… Arda Turan kardeşim… Daha güçlü bir Türkiye için çabalayan bu aktif ve eski sporcu kardeşlerimizi unutmak ne mümkün.
Kahramanmaraş merkezli depremlerden sonra üzüntümüzü, hayal kırıklıklarımızı dışa vurabileceğimiz, toplu olarak tepkimizi gösterebileceğimiz yegâne yerler tribünlerdi. Anayasanın 26. maddesine göre: “Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir. Bu hürriyet resmi makamların müdahalesi olmaksızın haber veya fikir almak ya da vermek serbestliğini de kapsar.”
25-26 Şubat’ta oynanan Fenerbahçe-Konyaspor ve Beşiktaş-Antalyaspor Süper Lig erteleme müsabakalarında, Anayasanın vatandaşlara verdiği hakla taraftarlar, “Hükümet istifa” tezahüratı yaptı. Köşe kapmayı seven ve öğretmene yaranmaya çalışan öğrenci refleksiyle hareket eden bazı kulüpler, bu taraftarları çok sert bir dille tehdit etti. Özellikle Kayserispor’un A1 Türkçesi ile yazdığı “milli” kelimesinin içinde bolca geçtiği yazı ve Çaykur Rizespor’un “fosseptik fareleri” benzetmeleriyle süslediği metin yıllar sonra bile bugünleri anlatırken arşivlerden çıkacaktır. Daha sonra da, “Kulüpler Birliği” ortak bir bildiri ile “Hükümet istifa” diyen taraftarları, futbol sahalarını siyasetten uzak tutalım diye uyardı.
Buraya kadar okuduklarınızda “Hükümet istifa” diyen taraftarlara göre, açıklama yapan kulüplerin daha siyasi ve bir ajandaya uygun hareket ettiklerini göreceksiniz. Öncelikle devlet ile hükümetin ayrı şeyler olduğunu bilmeyen bir güruh var. Burayı okurlar mı bilmem fakat tanımlarını TDK’dan alarak kısaca yazmakta fayda var.
Devlet: Toprak bütünlüğüne bağlı olarak siyasal bakımdan örgütlenmiş millet veya milletler topluluğunun oluşturduğu tüzel varlık.
Hükümet: Bir ülkede devletin görevlerini yerine getirmesini sağlayan yetkili organ, yürütme organı, bakanlar kurulu.
Yani hükümet, devletin bir parçasıdır. Fakat devletin ta kendisi değildir! Halk tarafından seçilmişlerden oluşur. Devlet kalıcıdır, hükümetler değişkendir. Bu seçilmişlerin maaşları senin-benim elimize maaşımız geçmeden kesilen vergilerle ödenir. Vergi demişken bu açıklamayı yayınlayan kulüpler ise genellikle vergi ödememeleri ile meşhurdur. Yani istifasını istediği hükümetin aslında maaşını taraftar öder. Patron olan taraftardır. Hükümet ise halkı için çalışan…
Tekrar Beşiktaş-Antalyaspor maçına dönelim. Müsabakanın 4. dakika 17. saniyesinde taraftarların organize ettiği “Çocuklar hep gülsün” bağış kampanyası kapsamında sahaya pelüş oyuncaklar atıldı. Taraftarların büyük bir kısmı “Hükümet istifa” diye bağırdı. Tekrar söylemekte fayda var. Anayasanın 26. maddesindeki hakla bir grup taraftar refleks göstererek tezahürat yaptı. Beşiktaş Vodafone Park Stadyumu’nun güçlü hoparlörlerinin sesi, taraftarı bastırmak için açıldı ve “Ölürüm Türkiyem” şarkısı son ses çalındı. Medyascope Spor Editörü olarak küçücük yazar kadromuzla özellikle bu dönemde başlıklarımızda kaçındığımız; yıkılmak, sarsılmak ve ölüm gibi kelimeler var. Koskoca Beşiktaş Jimnastik Kulübü yönetimi, bizim gibi kendi yağında iş yapan bir kurumun gösterebileceği hassasiyetin binde birini göstermedi ve bu şarkı ile taraftarı susturmaya çalıştı. Daha önce yayında söylediklerimi bir kez daha not düşeyim.
“Resmi rakamlara göre 45 bin kişinin öldüğü bir coğrafyada, halen “ölüm” güzellemesi yapmaya gerek var mıydı? Bir ülke insanlarını ölüme hazırlamakla mı yükümlüdür yoksa yaşatmakla mı? Neden çocuklarımız ve bizler ölelim, yaşamak varken…”
En sert açıklamayı yaptığını düşünen Kayseri ve Çaykur Rizespor’un apolitik başkanlarına bir bakalım. Yukatel Kayserispor’un başkanı Ali Çamlı, Hunat Camii imamıyken emekli olduktan sonra ticari zekâsını kullanarak zengin oldu. Eski imam Çamlı, 1 Kasım 2015’te AKP’den milletvekili aday adayı olmuştu. Ama futbola asla siyaseti sokmazdı…
Medyascope'un haftalık e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her çarşamba mail kutunuzda.
Taraftarlara “fosseptik faresi, uşaklar, alçaklar” diyen Çaykur Rizespor’un müteahhit başkanı İbrahim Turgut’un kazandığı bazı ihaleleri buraya yazıyorum: Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi (RTEÜ) Köprü İnşaatı, RTEÜ Geliştirme Vakfı Güneysu Konakları, Rize İçme Suyu İsale Hattı, Çayeli Kaymakamlığı Hükümet Konağı, Güneysu İlçe Emniyet Müdürlüğü Hizmet Binası ve Çevre Düzenleme Projesi…
Anayasanın verdiği hakkı kullanarak “Hükümet istifa” diyen taraftarları, Konyaspor “çirkin siyaset” yapmakla suçladı. Konyaspor’un apolitik CEO’sunu ekranlardan hatırlayacaksınız. Mustafa Göksu, siyasete hiç karışmamasıyla herkes tarafından sevilen A Haber ve A Spor’da yıllarca muhabirlik ve program sunuculuğu yapmıştı (!)
Tüm başkanları yazmaya artık yüreğim dayanmıyor. Ama finali en apolitik kurumumuz olan Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) ile yapalım. Yıllardır spor işi yapıyorum, bendeniz TFF Başkanı Mehmet Büyükekşi’yi seçildikten sonra duydum. Bu benim ayıbım olsun ama sahi TFF’de seçim mi yapıldı yoksa atama mı? TFF, apolitik bir kurum mudur yoksa üst bir akıl tarafından dizayn edilen bir yapı mı?
Hayatın her alanı siyasidir. Ülkede enflasyon üç haneli rakamlara çıkar… Siyaset yapma derler! İhmaller yüzünden canımızdan can kopar… Siyaset yapma derler! Kadınlara şiddet uygulanır… Siyaset yapma derler! Canımız evlatlarımızı pisliklerden koruyamayız… Siyaset yapma derler! Esas sizlerin artık siyaset yapmaması gerekiyor. Koskoca felakette sadece “1” kişi istifa etti, O da güya kulüp üyeliğinden…
