Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Ekrem İmamoğlu: “Kızılay Genel Müdürü ne kadar güçlü ve güvenilirse, cumhurbaşkanı da o kadar güçlü ve güvenilir hale gelir”

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, olası deprem anları ve sonrasında da kullanılabilecek Cebeci Lojistik Merkezi’nin açılışında konuştu. İmamoğlu, konuşmasında “devlet” tanımını yeniden yaparken, Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’na güveninin tam olduğunu söyledi. 

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, olası İstanbul depremina karşı yürütülen hazırlıklar kapsamında Sultangazi ilçesinde kurulan Cebeci Lojistik Merkezi’nin açılışına katıldı. İmamoğlu, depremde yaşanan eksikliklere vurgu yaparak, devlet tanımını yeniden yaptı. Kızılay’ı ve AFAD’ı eleştiren İmamoğlu şöyle konuştu: 

“Her bir kurum ne kadar güçlüyse, devlet o kadar güçlüdür. Kızılay Genel Müdürü ne kadar güçlü ve güvenilirse, cumhurbaşkanı da o kadar güçlü ve güvenilir hale gelir. İstanbul Büyükşehir Belediyesi de aynı kavrama sahiptir. Biz ne kadar güçlüysek, devletimizi de o denli güçlendiren bir mekanizmanın önemli bir parçası oluruz. AFAD Genel Müdürü ya da AFAD süreci ne kadar işinin ehli bir biçimde yönetiyor ve bir sisteme sahipse, cumhurbaşkanı da işte o kadar işinin sahibi ve güçlü olarak hissedilir. Devlet, en zayıf halkası kadar güçlüdür. Devlet dediğin, vatandaşına karşı değil, afetlere karşı güçlü olur. Devlet krizlere, sorunlara karşı güçlü olur. Devletin tüm gücünü tek elde, tek merkezde toplanma ya da toplama hastalığının panzehri var mıdır? Vardır. Adı nedir? Güçlü bir demokrasidir.” 

“Bir zincir, en zayıf halkası kadar güçlüdür

Devletin, depremdeki yerini yeniden tanımlayan İmamoğlu, ‘Bir zincir, en zayıf halkası kadar güçlüdür’ sözü üzerinden devletin kurumlarını eleştirdi. “Depreme karşı dayanıklı bir kent, dayanıklı bir ülke var etmek istiyorsak, ekonomimiz güçlü olmak zorunda” diyen İmamoğlu, yeni afetlere hazırlıklı olmak için devletin nasıl güçlü olacağını şöyle özetledi:

“Devletin güçlü olmasının elbette altyapısı var. Kurallarıyla, kurumlarıyla, bütün idari yapısıyla devletimizin güçlü olması. Bu zinciri oluşturan halkalardan yalnızca birini güçlendirip diğer halkaları ihmal ederseniz bütün zinciri zayıflatmış olursunuz. En kritik anda bu zayıflık ortaya çıkar ve büyük bedeller ödetir. Onun için, ‘Bir zincir, en zayıf halkası kadar güçlüdür’ derler. Devlet de tam da böyle tanımlanmalıdır. Devlet bir kurumlar zinciridir. Halkaların birbirine eklendiği ve asla zayıf bir halkasının olmaması gerektiği bütüncül bir organizasyondur.”

Devletin şu anda bir hastalık yaşadığını söyleyen İmamoğlu, yaşanan hastalığının panzehrinin de neden güçlü demokrasi olduğunu şöyle açıkladı:

“Tek elde, tek insanda, tek bireyde toplanan güç, aslında hastalığın başlangıcıdır. İşte deprem sürecinde yaşadığımız sorunların bütününe baktığımızda, en sıkıntılı anları karar verememe mekanizmalarının işlediği o sorunların başladığı kavşakları tam da bu kimlikte ve bu prensiplerde yaşar ve görürsünüz. Aslında devletin tüm gücünü tek elde, tek merkezde toplanma ya da toplama hastalığının panzehri var mıdır? Vardır. Adı nedir? Güçlü bir demokrasidir. Liyakattir. Güç ve yetkinin, o bütüncül bir organizasyon şemasının içinde bulunan her kademe tarafından paylaşılmasıdır panzehri. İşte bu hastalığın ilacı kişiler değil, iş birliği ve uyum içerisinde çalışan kurumların varlığıdır. 14 Mayıs sonrasında ortaya koymamız gereken iyileştirme hamlesinin ve ayağa kaldırma hamlesinin temel prensibi bu olmalıdır, bu olacaktır.”

“İnsanlarımızı öldüren binaların varlığı kader değildir”

Her fırsatta Altılı Masa’nın en çalışkan neferi olacağını söyleyen İmamoğlu, bu iddiasını tekrarladı ve Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’na güvenin tam olduğunu belirtti:

“Bir nefer olarak söylüyorum ki; o güne kadar durmak yok, dinlenmek yok. Çok çalışmak var, milletimize hak ettiği bir ortamı kazandırmak var. Ben, bu yolun yolcusuyum. Biz, çok kıymetli Genel Başkanım, cumhurbaşkanı adayımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’na sonsuz güveniyoruz. İşte bu kararlılıkla, yaptığımız her işte, bizi bekleyen her afeti göz önüne alarak adımlar atacağız, projelerimizi ona göre şekillendireceğiz. Başta İstanbul’umuzu ve ülkemizin her bölümünü, afete karşı dirençli ve güçlü hale getirmek için büyük bir seferberlik yürüteceğiz. Depremin var olduğunu hepimiz biliyoruz. Ama depremin, afetin tek başına insanlarımızı öldürmediğini de bilmek zorundayız. Evet deprem bir kaderdir ama insanlarımızı öldüren binaların varlığı bir kader değildir. Onu biz ne yazık ki insanlar olarak ellerimizle yaptık. Hatalarımızdan döneceğiz, eksiklerimizi gidereceğiz ve bundan sonra hata yapılmasına da fırsat vermeyeceğiz.”

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.