Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Muharrem İnce’nin oyun planı

Birkaç ay öncesine kadar siyaset gündeminin üst sıralarında kendine yer bulmayı başaramayan Memleket Partisi Genel Başkanı ve cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce, 14 Mayıs’taki seçimlere kısa bir süre kala adeta cumhurbaşkanlığı seçiminin kilit aktörü konumuna geldi. Her ne kadar çoğu gözlemci tarafından ikinci tura kalma şansı tanınmasa da İnce, şu ana kadar adaylıktan çekilmedi ve isminin oy pusulasında yer alması da -artık çekilse bile- kesinleşti.

Peki şartlar böyleyken Muharrem İnce gerçekte ne yapmak istiyor? İnce, seçimlere çok az bir süre kala adaylıktan vazgeçer mi? CHP’nin İnce’nin planına karşı hamleleri neler olabilir? Seçim ikinci tura kalırsa İnce ne yapacak? Erdoğan ya da Kılıçdaroğlu’nun kazanması senaryolarında Muharrem İnce’nin siyasi geleceği nasıl şekillenebilir?

Ruşen Çakır yorumluyor.

Yayına hazırlayan: Gülden Özdemir

Merhaba, iyi günler, iyi hafta sonları. Çok sık söylemeye başladım, şu günlerde en çok sorulan soru, en azından bana: “Kim kazanır?”dan ziyâde, “Seçim ikinci tura kalır mı?” sorusu. Burada da esas olarak Muharrem İnce’nin adaylığına dikkat çekiliyor. “Muharrem İnce seçimi ikinci tura bırakır mı?” sorusu var ve bırakırsa da, “Muharrem İnce’ye oy vermiş olan kişiler ikinci turda Kemal Kılıçdaroğlu’na oy verir mi?” sorusu var. Muharrem İnce’ye bu soru sorulduğundaki cevâbı; kendisinin ikinci tura kalacağı şeklinde oluyor. Çünkü birdenbire bir oy patlaması yaşadı Muharrem İnce. Hem cumhurbaşkanlığı adaylığında kendisi, milletvekili seçimlerinde partisi Memleket Partisi; kamuoyu araştırmalarına göre, kendisinin aldığı oy partisinin milletvekili seçimlerinde alması beklenen oyun birkaç puan da ötesinde. Dolayısıyla bu büyük patlamayı yaşamış birisi ve işin ilginç tarafı kendisi bir şey yapmadan yaşadı. Yani “Muharrem İnce öyle bir çıkış yaptı ki insanlar akın akın ona gidiyor” diyebileceğimiz bir şey olmadı. Kimileri deprem sırasında görünür olmasını söylediler — ki deprem konusunda en görünür olan isim bence Kemal Kılıçdaroğlu’ydu. Tabiî ki Muharrem İnce de vardı, Ümit Özdağ da vardı, diğerleri de bir şekilde dâhil oldular –Erdoğan başta olmak üzere–; Ama bu çıkışı bir deprem olayıyla açıklamak bence gerçekçi olmaz. Esas önemli olan olay, 3 Mart’ta Millet İttifâkı’nda yaşanan Masa dağılması olayı ve daha sonra da 6 Mart’ta Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığının açıklanması — bence esas belirleyici olan. Her neyse; şu ya da bu nedenle bu yaşandı ve birdenbire bu büyük patlamayı yaşamış olmanın verdiği heyecan ve coşkuyla, Muharrem İnce bunun devam edebileceğini ve ikinci tura kendisinin kalabileceğini pekâlâ düşünüyor olabilir. Ama ben böyle olacağını düşünmüyorum. Benim gördüğüm kadarıyla Muharrem İnce seçimi ikinci tura bırakabilir; ama ikinci tura kalan kendisi olmayacak, Kılıçdaroğlu ve Erdoğan olacak. 

Yayının başlığına, “Muharrem İnce’nin oyun planı”na gelecek olursak; bu yayının başlığını “Muharrem İnce’nin bir oyun planı var mı?” diye de koyabilirdim, böyle bir soru da olurdu. Bu biraz küçümsemeli olurdu. Ben bir oyun planı olduğunu düşünüyorum; ama bu oyun planının çok önceden hazırlanılmış, çizilmiş ve bütün ayrıntılarıyla belirlenmiş bir plan olduğunu sanmıyorum. Bence Muharrem İnce’nin oyun planı, bu seçim sonrasında CHP’nin başını çektiği kanadın –tabiî ki bugün îtibâriyle muhâlefetin– gerçek lideri olmak, yeni lideri olmak gibi bir iddiası var. Dolayısıyla Muharrem İnce’nin şu aşamada bu seçimi Erdoğan’ın kazanması ihtimâlinden çok da rahatsız olduğu söylenemez. Zâten değişik vesîlelerle kendisine sorulan sorulara verdiği cevaplarda, bunu doğrudan kendisi de dile getiriyor. Eğer Erdoğan’ın bir galibiyeti olacaksa –ki ben düşünmüyorum, ama diyelim ki olacaksa– bunun sorumlusunun kendisi değil tam tersine Kılıçdaroğlu başta olmak üzere tüm muhâlefet olduğunu söyleyecek ve dolayısıyla Erdoğan’ın ancak kendisi tarafından yenilebileceğini söyleyecek Muharrem İnce. Esas planının bu olduğu kanısındayım; yani bir sonraki seçime hazırlanmak. Zâten ne demişti? “Bu son seçim değil. Başka seçimler de var.” Bunu yaparken de bu oyun planını nasıl hayâta geçiriyor? Muhâlefet partilerine, özellikle Kılıçdaroğlu’na dört eleştiri yöneltirken, Erdoğan’a bir eleştiri yöneltiyor. Erdoğan’la çok da fazla bir derdi yokmuş gibi davranıyor. Onu biraz da şöyle düşünüyor olabilir: “Zâten mâlûm, biz Erdoğan’a karşıyız”. Yani bunu dillendirme ihtiyâcı hissetmiyor; ama sürekli olarak muhâlefeti, Kılıçdaroğlu’nu ve CHP’yi değişik değişik şeylerde eleştiriyor. Bunları özellikle iktidâra yakın yayın organlarında, sosyal medya hesaplarında vs.’de görebiliyorsunuz. Olmadık yerlerden Muharrem İnce’nin yeni bir CHP eleştirisi, Kılıçdaroğlu eleştirisi karşınıza çıkıyor. Arandığı zaman bulunacak çok şey var tabiî ki, hele Muharrem İnce’nin konumunda. Bu anlamda Muharrem İnce bir muhâlefet eleştirisi üzerinden kendisinin ayrı seçime girmesini meşrûlaştırmaya çalışırken, diğer yanda esas oyun planının Kılıçdaroğlu’nun yerini almak olduğunu gösteriyor. Yani şöyle bir plandan bahsedebiliriz: Erdoğan’ın yerini alma gibi bir hedefi sonraya bırakıyor; Erdoğan’a karşı bir gücünü deneme, gücünü gösterme ve bir sonraki aşamada, bir sonraki seçimde Erdoğan’ın asıl rakibi olma hesâbı var, planı var – ben böyle görüyorum. 

Bu plan tutar mı? Tutmaz; ama o tutturmak için elinden geleni yapacaktır. Fakat bu planın tutma ihtimâlinin olmadığını görmesi hâlinde bu plandan pekâlâ vazgeçebilir. O zaman burada o önemli diğer soruya geliyoruz: “Muharrem İnce seçimlere çok az bir süre kala adaylıktan vazgeçer mi?” Şu hâliyle bakıldığı zaman kendi oyunun %10 civârında olduğunu söyleyen kamuoyu araştırmaları var. Bu daha da artarsa, bunların esas olarak Kılıçdaroğlu’na gitmesi beklenen oylardan olduğu da muhakkak. Böyle bir durumda, eğer gerçekten Muharrem İnce bu oyu alırsa, seçim kesinlikle ikinci tura kalacak ve belki de esas olarak Kılıçdaroğlu’ndan oy alacağı için, belki de ikinci tura Kılıçdaroğlu Erdoğan’ın gerisinde girecek. Yani şöyle söyleyelim: Erdoğan belli bir oy alacak –şu ânda tamâmen rastgele söylüyorum–, diyelim ki %45 alacak, Kılıçdaroğlu diyelim ki %43 alacak, geride kalan 12 puanı da Muharrem İnce ve Sinan Oğan alacak. Böyle bir durumda Erdoğan üstün başlayacak. Şimdi böyle bir tabloyu hayâta da geçirebilir. Ama bir diğer seçenek — ki bence akla daha yatkın olan seçenek bu; birçok kişi bunu seslendiriyor, CHP’liler de böyle düşünüyor ve biraz da temennî ediyorlar tabiî ki: Seçim yaklaştıkça Muharrem İnce’nin oylarının azalacağı, o heyecânın söneceği ve ona oy vermeyi düşünen Erdoğan karşıtı insanların daha rasyonel bir çizgiye geleceği ve Muharrem İnce’nin oylarının azalacağı şeklinde bir beklenti var. Eğer bu beklenti gerçekleşirse ve hızlı bir şekilde gerçekleşirse; bu yeni durumu da Muharrem İnce yaşar ve görürse, oylarının iyice azaldığını görmesi hâlinde o zaman pekâlâ adaylıktan vazgeçebilir. Bu ihtimâlin, çok yüksek olmamakla birlikte hâlâ var olduğu kanısındayım. 

O zaman buradan başka bir şeye geçmemiz gerekiyor. Muharrem İnce’nin oyun planı bu iken, Kılıçdaroğlu ve diğer Millet İttifâkı aktörlerinin; ama esas olarak Kılıçdaroğlu’nun oyun planı ne? Onlar genellikle olayı oluruna bırakmış durumdalar. Nasıl olsa Muharrem İnce’nin bunu çok taşıyamayacağını, bu oy oranını çok sürdüremeyeceğini düşünüyorlar. Belli ölçülerde haklı olabilirler. Bir diğer husus da Muharrem İnce konuştukça, açıklama yaptıkça çok da fazla topluma hitap eden, doğrudan sorunları çözmeye yönelik bir cumhurbaşkanı adayı profili vermiyor. Ve konuştukça da bence desteği azalıyor; çünkü o bir protestonun adresi. İnsanlar Muharrem İnce olduğu için, onun Memleket Partisi’nin programlarına, sloganlarına vs. bakarak oraya gitmiyorlar. Birilerinden kaçıyorlar. Birilerinden kaçıyor derken; öncelikle Erdoğan’dan, iktidardan uzaklaşmış, iktidâra karşı ama muhâlefetten de memnun olmayan, meselâ Millet İttifâkı’nın Kılıçdaroğlu’nu aday göstermesinden memnun olmayan, Millet İttifâkı’nın Kılıçdaroğlu adaylığının bir şekilde HDP’den oy alacak olmasından memnun olmayan kişiler, yani normal şartlarda muhâlefete daha yakın, ama muhâlefetin politikalarından ve öne çıkardığı isimlerden rahatsız olan kesimler söz konusu. Muharrem İnce de bunları tutmak için sürekli muhâlefet eleştirisi üzerinden söylemler geliştiriyor. Ama bu bir yerde insanlarda bir ilgi kaybına, destek kaybına yol açabilir pekâlâ; çünkü Muharrem İnce şu anda, Türkiye’deki hâliyle baktığımız zaman, muhâlefete muhâlif, ağzı lâf yapan bir siyâsetçi görünümünde; ama Türkiye’yi tek başına yönetmeye tâlip bir siyâsetçi profili çizmiyor. 

Kılıçdaroğlu başta olmak üzere muhâlefetin yaklaşımı, ayıp olmasın diye ona önerilen birtakım teklifler olmuş, gördük onları. Birtakım tekliflerle arabulucular devreye girmiş Muharrem İnce’nin iknâ edilmesi için. Ama anladığım kadarıyla bu teklifler Muharrem İnce’nin beklentilerini karşılamaktan hayli uzakmış. Çünkü şöyle bir hava çıkıyor: Ne kadar oy alacakları çok da belli olmayan Millet İttifâkı’nın diğer partilerine önerilen rakamların yanında –rakam derken, esas olarak milletvekili sayısını kastediyorum– Muharrem İnce gibi oyu birden yükselmiş olan birisine önerilen rakamların neredeyse aynı olması bir anlamda garip tabiî ki ve dolayısıyla İnce tarafından çok da kabul edilebilecek şeyler değil. 

Peki nasıl bir oyun planı olabilir? Bana göre Kılıçdaroğlu ve muhâlefetin Muharrem İnce’yle uğraşmasının –özellikle onun ne kadar yanlış olduğunu, “Geçmişte şunu yaptı, bunu söyledi, özel hayâtı şöyle” filan gibi bir yığın olaylar sosyal medya üzerinden özellikle gündeme getirilmeye çalışılıyor; yani Muharrem İnce yıpratılmak isteniyor– bunun çok akıl kârı bir politika olduğu kanısında değilim. Bir diğer seçenek, Muharrem İnce’yle pazarlık edip onun bir yerlere iknâ edilmesi. Bu da pek gerçekleşeceğe benzemiyor; ama muhtemelen son âna kadar yine bunlar sürecektir. Ama burada esas önemli olan, Muharrem İnce’ye yönelmiş olan kitlelere, özellikle gençlere, ilk kez oy kullanacak olan kesimlere yönelik olarak; başta Kılıçdaroğlu olmak üzere muhâlefet partilerinin, Millet İttifâkı partilerinin iknâ edici, doğrudan onlara seslenen, onların kaygılarını gidermeye yönelik birtakım açılımlar yapmaları gerekiyor. Yani İnce’yi değil İnce’ye oy vereceği düşünülen kişilere hitap etmeyi öne almaları gerekiyor. Ve İnce’nin bu duruşunun, bu çizgisinin aslında bu kişilerin arayışlarının karşılığı olmadığını, çünkü Erdoğan’dan kurtulmak için –bu kişiler istiyorlarsa ki Erdoğan’dan kurtulmak istedikleri büyük ölçüde âşikâr– İnce’ye oy vermenin akıl kârı bir şey olmadığını, gerçekçi olmadığını anlatabilmeleri gerekiyor. Bunu yapabildikleri ölçüde İnce’nin zâten azalması beklenen oylarını daha da azaltabilirler. Ve sonuçta, İnce’nin son anda adaylıktan çekilmesini –bu arada pazarlıklarda da belli bir ilerleme kaydedilirse– ya da çekilmese bile seçimlerin ikinci tura kalmadan ilk turda bitmesini sağlayabilirler. Ama eğer en kötü ihtimâlle ikinci tura kalırsa, şimdiden ilk turdan bu kesimlere yönelik yapılan propaganda faaliyetlerini daha da yoğunlaştırıp bu kişilerin sandığa gidip Kılıçdaroğlu’na oy vermesini sağlayabilirler. Oluruna bırakılarak yapılacak işler değil bunlar. Bunu daha önce de söylemiştim: Kılıçdaroğlu’nun ve kurmaylarının bunu bir sorun olarak önlerine koymaları gerekiyor. Bunu koyduklarını anlıyoruz; ama bu sorunu çözmenin yöntemini daha temelden aramaları gerekiyor. Doğrudan insanlara seslenerek yapmaları gerekiyor. 

Şimdi tekrar başa, oyun planına dönelim. Evet, İnce bir sonraki seçimde muhâlefetin Erdoğan’a karşı en güçlü adayı olmak istiyor. Ama burada çok ciddî bir sorun var. Onun oyun planını en çok zora düşüren husus da şu: Eğer Erdoğan yeniden kazanırsa, burada İnce’nin rolünün çok güçlü olduğu konusunda muhâlif kesimde bayağı bir kanaat oluşacak. Daha şimdiden oluşmaya başladı. Yani şunu diyorlar: “Seçim ikinci tura kalırsa ve Erdoğan kazanırsa, bu Muharrem İnce’nin inadı yüzünden olacak”. Ama söylediğim gibi, İnce de bunu tam tersine kendi inadıyla değil Kılıçdaroğlu’nun beceriksizliğiyle açıklamaya çalışacak. Ama bunda bayağı bir zorlanacaktır. Dolayısıyla Erdoğan’ın yeniden kazandığı bir senaryoda, İnce’nin, iyice bir moral çöküntüsüne kapılmış olan muhâlefetin yeni lideri olma planının açıkçası gerçekleşeceğini de pek düşünmüyorum. Ne diyecekler insanlar? “Evet, İnce elinden geleni yaptı. Çok önemli çözüm önerileri dile getirdi. Halbuki Kılıçdaroğlu doğru dürüst kampanya yapamadı. O ikinci tura kaldı ve kaybetti. Dolayısıyla önümüzdeki seçenek Muharrem İnce’dir” demeleri ihtimâlini ben açıkçası görmüyorum. Tam tersine burada, “Keşke İnce katılmasaydı, keşke son dakikada çekilseydi” diye bir şık öne çıkacak.

Bir başka senaryo da şu olabilir — zor bir senaryo olduğunun farkındayım, ama bunu da söylemek gerekiyor: “İkinci tura kalındığında Muharrem İnce ne yapacak?” sorusu var. Kendisine bu soru sorulduğunda, “İstesem de tüm oyların Kılıçdaroğlu’na gitmesini sağlayamam” demişti. Olabilir; ama burada önemli olan, isteyip istemeyeceği. Muharrem İnce ne yapacak? Diyelim ki seçim ikinci tura kaldı, Erdoğan’la Kılıçdaroğlu yeniden yarışacak: O zaman Muharrem İnce ne yapacak? Yani çok da fazla coşkulu olmayan bir şekilde Kılıçdaroğlu’na destek isteyebilir, onun yanında olduğunu söyleyebilir ya da tamâmen seçmenini kendi hâline bırakabilir, hiçbir tarafı tutmaz veya bir başka seçenek ise, çok açık ve net bir şekilde Kılıçdaroğlu’na destek verir. Böyle coşkulu bir şekilde, görültülü bir şekilde… Hattâ diyelim ki Kılıçdaroğlu’nun o ikinci tur öncesi bâzı aktivitelerine onun yanında bile katılabilir. Bu aslında çok zor gözüküyor, farkındayım. Ama düne kadar birlikte hareket etmiş iki insandan, birbirlerini yıllardır tanıyan iki insandan bahsediyoruz ve siyâsetten bahsediyoruz. Bir ara birlikteydiler, sonra ayrıldılar. Pekâlâ tekrar birleşebilirler. İşte böyle bir seçenek işin rengini iyice değiştirebilir. Eğer ikinci tura kalırsa ve ikinci turda Muharrem İnce aktif bir şekilde Kılıçdaroğlu’nun yanında yer alırsa, o zaman gerçekten yeni dönemde Muharrem İnce’nin bir yeri söz konusu olabilir. Çünkü Kılıçdaroğlu’nun sonuç ikinci tura kaldığında da kazanma ihtimâlinin çok yüksek olduğu kanısındayım. Muharrem İnce’nin aktif bir desteğiyle bu kazanma ihtimâli çok daha fazla artacaktır. O zaman Kılıçdaroğlu cumhurbaşkanlığında şekillenecek yeni iktidar yapısında, kendisiyle pazarlık yapılmış olsun olmasın, Muharrem İnce’ye de bir yer olacaktır ve Muharrem İnce’nin de siyâsî anlamda bir geleceği olacaktır. Oyun planının bu olmadığı ortada; ama Muharrem İnce için en akıl kârı politikalardan birisinin, planlardan birisinin bu olabileceği kanısındayım.

Evet, sonuçta Muharrem İnce her vatandaşın hakkı olan bir şeyi yaptı; adaylığını koydu. İmzâlarını başta biraz zorlansa da topladı ve kamuoyu yoklamalarında bayağı güçlü gözüküyor, seçimin kaderini belirleyebilecek kadar güçlü gözüküyor. Bunun sürüp sürmeyeceğini bilmiyoruz, ama önümüzdeki günlerde en çok konuşacağımız ismin Kılıçdaroğlu ya da Erdoğan değil Muharrem İnce olacağı kesin. Onu konuşmayı ne kadar sürdüreceğimiz ise Muharrem İnce’ye bağlı olacak. Evet, söyleyeceklerim bu kadar, iyi günler.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.