5000 yıldan eski geçmişe sahip olan Hint kökenli beslenme sistemi Ayurveda, ilkbaharın gelişiyle birlikte sağlıklı bir yaşama adım atmak isteyenlerin ilgisini çekiyor. Tam karşılığı “yaşam bilimi” olan sistem hakkında konuştuğumuz Ayurveda uzmanı Seren Alçeh, “İlkbahar Kapha Dosha sezonudur. Tabaklarınız gökkuşağı renkleriyle dolup taşsın. Mevsim sebzelerini, meyvelerini ve mümkünse organik olanları tercih edin. Sabahları kendinizi çok aç hissetmiyorsanız, kahvaltıyı atlayabilir ya da sağlıklı bir sebze suyu tercih edebilirsiniz” diyor.
Uzun zamandır zor denilen bir dönemden geçiyoruz. Pandemi, küresel ısınma, ülkemizde yaşanan deprem felaketi ve uzun zamandır beklenen bir değişim özlemi. İlkbaharın gelişiyle belki de en başta kendimizden başlayarak sağlıklı bir yaşama adım atarak başlayabiliriz. İşte bunların başında da “Ayurveda” dediğimiz kökeni Hint alt kıtasına dayanan alternatif bir tıp sistemi geliyor. Günümüzde Hindistan başta olmak üzere Nepal ve Sri Lanka’da uygulanan Ayurveda iki kelimeden oluşuyor. “Ayur” hayat, “veda” ise bilgi anlamını taşıyor. Biz de ilkbaharın gelişi ile Ayurveda uzmanı Seren Alçeh ile keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.
“Yaşam bilimi” anlamına gelen Ayurveda’yla tanışma yolculuğunuz nasıl oldu?
Uzun yıllardır yoga ile ilgileniyordum. Yogada derinleştikçe, Ayurveda ile tanışmam kaçınılmaz oldu. Yoga ve Ayurveda bir madalyonun iki yüzü gibidir. Her ikisinde de ruh, beden ve zihin bedenimizdeki dengeyi korumayı ve üç beden arasındaki bağı güçlendirmeyi esas alır. 2017 yılında Ebru Şinik ve Dr. Neslihan İskit’in 200 saatlik Ayurvedik Yoga Terapi eğitimine katılarak bu alanda derinleşmeye başladım.
Şimdi bahar geliyor ve mevsim geçişleri Ayurveda’ya göre yenilenmek için güzel bir zaman. Bu yenilenmenin ilk adımı nedir?
Mevsim geçişleri Ayurveda için önemli dönemlerdir. Nasıl mevsimler değiştikçe doğa da değişiyorsa, bizim de bedensel, zihinsel ve ruhsal ihtiyaçlarımız aynı şekilde değişiyor. İlk adım değişime açık olmak, bedenin sesini dinlemek ve ihtiyaçlarına yanıt vermek.
Ayurvedik yaşamın özelliklerine baktığımız zaman sağlıklı beslenme en başlarda geliyor. Bu beslenmelerde nelere dikkat edilmeli? Üç Dosha olan Kapha, Pitta ve Vata, beden tipini temsil ederken aynı zamanda kişinin aslında beslenmesini de etkileyen faktörler. Bu beden tiplerindeki beslenmelerde nelere dikkat edilmesi gerekiyor?
Her birey kendi beden tipine göre beslenmeli. Ancak ilkbahar Kapha sezonudur. Dolayısıyla herkes Kapha beslenme ilkelerini esas almalıdır ve bedeninin ihtiyaçlarına göre şekillendirilmelidir. Kapha Dosha, su ve toprak elementlerinin birleşiminden oluşur. Nemli, serin ve ağır bir yapısı vardır. Dengelemek için kuru, sıcak ve hafif bir beslenme düzeni oluşturmak uygundur. Tabaklarınız gökkuşağı renkleriyle dolup taşsın. Mevsim sebzelerini, meyvelerini ve mümkünse organik olanları tercih edin. Sabahları çok aç hissetmiyorsanız, kahvaltıyı atlayabilir ya da sağlıklı bir sebze suyu tercih edebilirsiniz. Sade yağ dışında süt ve süt ürünlerinden uzak durun. Baharat kullanımını artırın. Soğuk yiyecek ve içecek tüketmemeye özen gösterin. Rafine şeker, kızartma ve undan uzak durun. Karaciğer dostu enginar, havuç, kuşkonmaz ve pancar tüketimini artırın.
Doğa ile uyum içinde günlük bir rutin olması gerekirken şimdi büyük şehirlerde doğayla iç içe bir yer bulabilmek çok zor. Büyük şehirlerde siz nasıl bir rutin yaşıyorsunuz?
Bedeni strese sokmadan küçük değişiklikler yapabilmek bile çok değerli. Güne nasıl başlarsak öyle devam ediyor dolayısıyla sabah rutinleri önemlidir. Basit ama sürekliliği olan rutinler, yeme-içme alışkanlıkları ve yaşam tarzımızdaki ufak değişiklerle daha sağlıklı ve kaliteli bir yaşama sahip olabiliriz.
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
Ayurveda ile günlük rutinler olan Kapha, Pitta ve Vata döngülerini detaylandırabilir misiniz?
Hepimizin doğuştan sahip olduğu bir beden tipi bulunur. Ayurveda’da bu kavrama dosha adı verilir ve Vata, Pitta ve Kapha olarak üçe ayrılır. Ayurveda’ya göre yaratılış; eter, hava, ateş, su ve toprak olmak üzere beş elementten meydana gelir. İnsanoğlu da bu beş elementi içinde barındırır. Her birimizin evrenin mikro düzeyde yansıması olduğunu ve bir o kadar da benzersiz olduğumuzu düşünecek olursak, bu elementler her birimizde farklı oranlarda dağılım gösterebilir. Kısaca bahsetmem gerekirse Vata, eter ve hava elementinden oluşur. Doğası gereği kuru, hareketli, soğuk, hafif ve değişkendir. Pitta, ateş ve su elementinden oluşur. Doğası gereği hafif yağlı, hareketli, sıcak, hafif ve değişkendir. Kapha ise su ve toprak elementinden oluşur. Doğası gereği nemli, durağan, serin, ağır ve sabittir.
Hız çağında yaşıyoruz, hızlı tüketimin olduğu, kimsenin hiçbir şeye çok vakit ayıramadığı bir dönemdeyiz. Böyle bir süreçte kendimizi nasıl dinlemeliyiz? Neye ihtiyacımız olduğunu nasıl fark edebiliriz?
Her insan eşsizdir. Herkes için tek bir formül yoktur. Bir kişinin ilacı başka bir kişinin zehri olabilir. Her beden tipine uygun uygulamaları takip ederek ve bu uygulamaların bedeninizde yarattığı etkiyi gözlemleyerek, kendiniz için en doğru yol haritasını oluşturabilirsiniz.
Tıp sistemi olarak Ayurveda’nın hastalıklara bakış açısı nasıl oluyor?
Ayurveda, Sanskritçe’de “yaşam bilimi” anlamına gelir. Bütünsel sağlığı esas alır. Bu da Ayurveda’yı batı tıbbından ayıran en önemli özelliktir. Yani, sadece fiziksel sağlığa odaklanmak yerine, duygusal, zihinsel ve ruhsal sağlığın öneminin de altını çizer. Ayurveda’ya göre bütünsel sağlığın en önemli göstergeleri sağlıklı bir fiziksel beden, berrak ve neşeli bir zihin ve sevgi, şefkat dolu bir kalbe sahip olmaktır.
Ayurveda bir yaşam biçimi ve bir Ayurvedik olarak dikkat edilmesi gerekenler nelerdir?
Ayurveda, rutinlerin gücüne ve sürekliliğe inanır. Beden tipinize göre beslenme tarzı oluşturmak, baharat kullanımını artırmak, dinacharya dediğimiz günlük rutinleri hayat planınıza eklemek, nefes, meditasyon teknikleri ile tanışmak ve günde beş dakika bile olsa uygulayarak farkındalığı artırabilirsiniz. Önemli olan bu rutinlerin bize iyi gelip gelmediğini fark etmek ve ona göre hareket etmek. Örnek vermem gerekirse her sabah güne başlarken dişlerimizi fırçalıyoruz. Diş fırçalamanın yanı sıra gece boyunca dilimizin üzerinde biriken toksinlerden arınmak için dil toksin sıyırma ve ağızda yağ çalkalama (oil pulling) işlemleri oldukça önemlidir. Her sabah, gözlerimizi açar açmaz hiç düşünmeden telefonlarımıza sarılıyoruz. Günün koşuşturmasına başlamadan kendimize beş dakika ayırarak dikkati nefese getiren basit nefes egzersizleri ve kısa bir meditasyon çalışması ile beden ve zihin farkındalığımızı artırmak ve güne çok daha enerjik başlamak mümkün.