Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin ardından yıllardır sürdürdüğü tarafsızlık politikasını bırakan ve NATO’ya üye olmak için başvuru yapan İsveç’in üyeliği Türkiye engelini aşamadı. Stockholm, bugün ülkede yürürlüğe giren yeni terörle mücadele yasaları ile Ankara’nın bu engeli kaldırmasını bekliyor. Peki İsveç-Türkiye hattında neler oluyor? İsveç’in “uzun ve ince” süren bu yolculuğu ne zaman bitecek?
İsveç’te yeni terörle mücadele yasaları yürürlüğe girdi. Bu yasalara göre terör örgütlerine üye olmak, üye olanlara maddi destek sağlamak ya da bu örgütleri desteklemek ağır suç. Bu suçlarla yargılananlar uzun hapis cezaları alabilecek.
İsveç Adalet Bakanlığı’ndan yapılan “Anayasa değişikliği terörle mücadelede daha güçlü olanaklar sunuyor” başlıklı bilgi notunda, terör faaliyeti yürüten grupların örgütlenme hürriyetini kısıtlamaya olanak sağlayan anayasa değişikliğinin 1 Ocak 2023 itibarıyla yürürlüğe girdiği açıklanmıştı.
Bu anayasa değişikliği ile İsveç’te teröre daha karşı daha fazla ve yeni imkanlarla mücadele edebileceğinin belirtildiği açıklamada şöyle denildi:
“Bu değişiklik, kanun koyucular açısından, örneğin bir terör örgütüne katılımı daha geniş bir çerçeveyle suç unsuru haline getirmeyi ve terör örgütlerini yasaklamayı olanaklı kılmaktadır.”
Uuzmanlar, bu yeni yasalar ile Ankara’nın ve birçok ülkenin terör örgütü olarak kabul ettiği PKK üyelerinin yargılanmasının daha kolay olacağını düşünüyor. Stokholm hükümeti daha önce de Türkiye’ye silah ihracatının yasaklanması kararını iptal etmişti. İsveç Başbakanı Ulf Kristersson, Financial Times gazetesinde yayımlanan ve bu konuya dair ele aldığı makalesinde, İsveç’in terörle mücadele yasalarında bir boşluk olduğunu kabul etti ve bu yasalar ile birlikte boşluğun doldurulacağını söyledi.
Ankara, İsveç’e ne zaman “tamam” diyecek?
“2023 yılının en önemli seçimlerini” kazanan ve iktidarına bir beş yıl daha ekleyen AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı ve kabinesini dış politikada önemli konular bekliyor. Onlardan biri de İsveç’in NATO üyeliği. Stockholm ve Batılı müttefikleri, 11-12 Temmuz’da Litvanya’nın başkenti Vilnius’ta yapılacak NATO Liderler Zirvesi’ne kadar İsveç’in ittifakın 32. üyesi olmasını ümit ediyor.
İsveç bugün terör örgütlerine daha sert adımlar atacağı yeni kuralları yürürlüğe koysa da uzmanlara göre Ankara’nın bu yönde olumlu bir adım atması Washington’dan geçiyor. Türkiye, 8 Ekim 2021’de ABD merkezli silah üreticisi Lockheed Martin‘den 40 adet F-16 ve 80’e yakın modernizasyon kiti almak için talepte bulunmuştu. Türkiye’nin bu başvurusunun altında yatan temel neden, F-35 programından çıkarıldıktan sonra hava kuvvetlerini farklı bir yolla modernize etmek.
“Ver İsveç’i”, “Al F-16’ları” mı?
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
Erdoğan’ın seçimleri kazanması ve görev süresine bir beş yıl daha eklemesinin ardından ABD Başkanı Joe Biden, Erdoğan’ı tebrik etmek için aramış ve görüşmede F-16’lar da gündeme gelmişti. Beyaz Saray’dan ayrılmadan önce gazetecilere konuşan Biden, görüşmede Erdoğan’ın F-16’ların gündeme getirdiğini ve kendisinin de İsveç’in NATO’ya üyeliğinden bahsettiğini söylemişti:
“Onunla konuştum ve tebrik ettim. F-16’larla ilgili hâlâ bir şeyler yapmak istiyor. İsveç konusunda anlaşmak istediğimizi söyledim.”
Biden bu açıklamalarıyla ilk kez İsveç’in NATO üyeliği ile F-16’ların satışı arasında bir bağ kurmuştu. Fakat Türkiye’nin uzun zamandır beklediği F-16’lara kavuşması sanıldığı kadar kolay olmayabilir. Aralarında ABD Senatosu Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Senatör Bob Menendez de olduğu hem Demokrat hem de Cumhuriyetçi senatörler, Türkiye’de yaşanan insan hakları ihlalleri, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de ve bölgede yaşadığı gerilimler, Yunanistan ile ilişkiler gibi nedenlerle satışa karşı çıkıyor.
Hatta Menendez, Biden’ın açıklamalarının ardından “Şimdi önemli olan Erdoğan’ın ülkesi ile geleceğe nasıl ilerlemek istediği. Eğer bugüne kadar olduğu yerden başka bir yön seçmek istiyorsa, bunu görmeyi dört gözle bekliyorum” demişti.
- ABD Senatosu Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Bob Menendez’den F-16 açıklaması: “Onay vermem için Erdoğan’ın saldırgan tavrı değişmeli”
- Serhat Güvenç değerlendirdi: Türkiye F-16’lara kavuşuyor mu?
Tüm bu gelişmeler ışığında NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg yakın gelecekte Ankara’yı ziyaret edecek ve Erdoğan ile görüşecek. Görüşmenin temel maddesinin İsveç’in NATO’ya üyeliği olacağı aşikâr. Konuştuğumuz ve görüşlerine başvurduğumuz uzmanlar, İsveç’in NATO’ya resmen üye olmasının çok uzun sürmeyeceğini düşünüyor.
Ömer Taşpınar: "Türkiye, İsveç'in NATO üyeliğine yeşil ışık yakacağını belli etmişti. Kongre'de Türkiye'ye F-16 satışına engel olan isimler var ama bu direnç uzun sürmeyecek. Bana göre Türkiye F-16'ları alacak"@otaspinar | @cakir_rusen | #Medyascope pic.twitter.com/9hKIVuC2qu
— Medyascope (@medyascope) May 31, 2023
Uzun ve ince bir yol: İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliği
Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin ardından İsveç ve Finlandiya yıllardır sürdürdükleri tarafsızlık politikasını bırakarak NATO’ya katılmak için başvuru yaptı. Ancak Türkiye, İsveç ve Finlandiya’nın ittifaka üyeliğini, özellikle İsveç’i, “terör örgütlerinin misafirhanesi” olmakla suçladı ve ambargo uyguladı.
Erdoğan, 29 Haziran’da Finlandiya Cumhurbaşkanı Sauli Niinistö ve İsveç Başbakanı Magdelena Andersson, İspanya’nın başkenti Madrid’deki NATO Liderler Zirvesi öncesinde NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg’in ev sahipliğinde bir araya gelmiş ve görüşmelerin ardından üçlü mutabakat metni imzalanmıştı. Böylece Türkiye, İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya üyelik başvurusunu destekleyeceğini belirtmişti.
Daha sonra Ankara, Finlandiya’nın NATO üyeliği için uyguladığı ambargoyu kaldırmış ve seçimlerden önce bunu TBMM’den geçirmişti. Böylece Helsinki hükümeti resmen ittifaka üye olmuştu.
Akabinde gelen Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Dışişleri Bakanlığı’nın F-16 filosunu desteklemek için Türkiye’ye yönelik 259 milyon dolar değerindeki F-16 aviyonikinin satışını onaylama kararı da kimi uzmanlar tarafından Türkiye’ye yapılan bir jest olarak yorumlanmıştı.