Avukatlardan Can Atalay’a destek: “Hakkı ihlal edilen yalnızca Can Atalay değil, onu seçen millettir”

Türkiye İşçi Partisi’nden (TİP) Hatay milletvekili seçilen Gezi tutuklusu avukat Can Atalay’ın hâlâ cezaevinde tutulması nedeniyle meslektaşları Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’nde basın açıklaması yaptı. Açıklamada, “Bu hukuk dışı, keyfi uygulamayla hakkı ihlal edilen yalnızca Can Atalay değil, onu seçen millettir, üyesi olduğu TBMM’dir” denildi.

Gezi Parkı davasından 25 Nisan 2022’de tutuklanan avukat Can Atalay, Türkiye İşçi Partisi’nin (TİP) Hatay milletvekili seçilmesine rağmen 53 gündür cezaevinde tutuluyor. Atalay’ın tahliyesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvuruldu ancak bu talep hâlâ bekletiliyor. Atalay’ın mazbatasını avukatları aldı, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki (TBMM) yemin törenine ise katılamadı.

Atalay’ın tutukluluğuna itiraz sürüyor. TİP Genel Başkanı Erkan Baş, milletvekilleri Sera Kadıgil ve Ahmet Şık ile birlikte tutuklu Atalay için TBMM Genel Kurulu’nu terk etmeme eylemi başlattıklarını duyurdu. Hatay’da ise yurttaşlar Atalay için Defne, Samandağ ve İskenderun’da oturma eylemi yapıyor.

Atalay’ın meslektaşları, arkadaşları ve ailesi de bugün (6 Temmuz) Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’nde açıklama yaptı.

Adliyedeki Themis heykellerinin önünde toplananlar, alkışlarla dışarı yürüdü ve meydanda basın açıklamasını okudu.

Can Atalay’ın babası Mustafa Atalay ve annesi Şükran Atalay, Zafer Arapkirli, Levent Tüzel, Alper Taş, Oya Ersoy ve çok sayıda avukat açıklamaya katıldı. Basın açıklamasını Türkiye İşçi Partisi’nin avukatlarından Bilge Bilal Bilgin okudu.

Açıklamada, Can Atalay’ın halkın iradesi ile milletvekili seçildiği vurgulandı, “Cumhurbaşkanını seçen de, TBMM’deki diğer 599 milletvekilini seçen de aynı kaynaktır: Halkın iradesi” denildi.

“Yargı mercilerini görevini yapmaya davet ediyoruz”

Açıklamada, Can Atalay’ın hukuki bir engel olmadan milletvekili seçildiği ve Yüksek Seçim Kurulu (YSK) tarafından Resmî Gazete’de yayınlanarak kesinleştiği hatırlatıldı:

“Seçilmesinin üzerinden bugün itibariyle 53 gün geçmiş olmasına karşın, Can Atalay’ın halen daha salıverilmemiş olması hukukun, Anayasa’nın ihlalidir. Bu hukuk dışı, keyfi uygulamayla hakkı ihlal edilen yalnızca Can Atalay değil, onu seçen millettir, üyesi olduğu TBMM’dir. Can Atalay’ın halen daha salıverilmemiş olmasının müsebbibi olan yargı kurumları bilmelidir ki, bu fiili durum en başta kendilerine zarar vermekte, onarılması çok güç itibar kayıplarına neden olmaktadır.”

Can Atalay’ın serbest bırakılması gerektiğinin vurgulandığı, “Başta Meclis ve yargı olmak üzere her kurumunu çok büyük ve derin bir uçuruma sürükleyen, toplumsal barışı, adalet ve vicdan duygusunu yaralayan bu duruma derhal son verilmesi için yetkili yargı mercilerini görevini yapmaya davet ediyoruz” denildi.

“Herkesi tepki göstermeye davet ediyoruz”

Açıklamaya şöyle devam edildi:

“Bilinmelidir ki, bugün anayasal hakkımızı ısrarla ve azimle savunma konusunda ihmal ve çekingenlik gösterirsek, yarın hak sahibi bir yurttaş olmaktan çıkıp, biat etmekle yükümlü modern köleler oluruz. Bu nedenlerle, milletin oylarıyla seçilen diğer milletvekilleri gibi Can Atalay’ın da derhal serbest kalması hukukun, anayasanın ve adaletin gereğidir. Başta üyesi olduğu TBMM ve ayrımsız bütün milletvekillerini, siyasi partileri, Türkiye Barolar Birliği’ni, barolarımızı, hukuk kurumlarını, sivil toplum kuruluşlarını ve insan hakları örgütlerini, tek tek bütün yurttaşlarımızı anayasanın, hukukun ve haklarımızın etkin bir bekçisi olmaya, görevli yargı merciinin görevini yerine getirmesi için herkesi meşru, hukuki ve demokratik yollardan sesini çıkarmaya, tepki göstermeye davet ediyoruz.”

“Can Atalay ve Gezi tutsakları haksız yere cezaevinde”

Can Atalay’ın avukatlarından Akçay Taşçı, Gezi Parkı davasından yargılananların haksız yere cezaevinde olduğunu söyledi, “Hepsi baştan sona siyasi iktidarın kendi iktidarını temellendirmek, güçlendirmek ve muhalefeti susturmak üzere kullandığı davalardır. Can Atalay gibi diğer Gezi tutsakları ve diğer tüm siyasi tutsaklar haksız bir şekilde cezaevindedir” dedi.

Can Atalay’ın halkın iradesiyle seçildiğini vurgulayan Taşçı, mazbata ile birlikte Yargıtay’a başvurduklarını ancak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın hâlâ bir sonuca varmadığını söyledi:

“En net talebimiz bir an evvel dosyanın, Yargıtay 3. Ceza Dairesi’ne gönderilmesidir. Yargıtay 3. Ceza Dairesi karar verecek ve Can Atalay’ı serbest bırakacaktır. Umudumuz, talebimiz bu yöndedir. Anayasa’nın 83. maddesi hâlâ oradaysa Can Atalay serbest bırakılmak zorundadır. Anayasanın 14. maddesini ihlal eden siyasi iktidardır. Haklarını kötüye kullanan, yargı üzerinde baskı kurarak muhalifleri cezaevinde tutmaya çalışan kendi siyasal hırsları, kendi politikaları için kötüye kullanan siyasal iktidardır, muhalifler değildir. Anayasanın 14. maddesi şu anda bizi koruyacak bir maddedir.”

Halkın iradesiyle milletvekili seçilen Can Atalay’ın, tutuklu olduğu için görevini yapamadığını vurgulayan Taşçı, “Hatay gibi bir deprem bölgesinde çok ağır bir depremi yaşamış ve doğrudan deprem suçlarıyla mücadele vaadiyle Hatay’ın milletvekili seçilmiş olan Şerafettin Can Atalay, bir an evvel tahliye edilmelidir. Bunun yanında tüm siyasi tutsaklar, Gezi tutsakları bir an evvel tahliye edilmeli, Türkiye normal bir demokrasiye, asgari bir hukuk devletine geri dönmelidir” dedi.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.