Editör: Aliye Altınışık
Milletvekilliği ve cumhurbaşkanlığı seçimini muhalefet kaybetti. Yenilginin ardından muhalefet seçmeninde oluşan moral bozukluğu, siyasetten uzaklaşma eğilimini de beraberinde getirdi. Özellikle muhalefet liderlerinin tatmin edici bir özeleştiri yapmaması ve yenilginin sorumluluğunu almaması bunun nedenleri arasında. Peki, kurumsal siyasette yaşanan boşluğu sivil toplum kuruluşları ve toplumsal muhalefet doldurabilir mi? Gökçe Çiçek Kösedağı sordu, Yurttaşlık Derneği Genel Koordinatörü Emel Kurma yanıtladı.
Emel Kurma’ya göre toplumun siyasetten uzaklaşması, hayatı etkileyen kararlara dahil olmak istememesi, arzulanan bir şeydi. Kurma, bu süreci iktidarın ve muhalefetin birlikte yürüttüğünü belirtti.
Kurma, toplumsal örgütlerin, farklı kesimlerin taleplerini dile getiren, koşulları değiştirebilen, karar alma mekanizmalarında rol alan aktörler değil de, şikayet, talep ve müşteri memnuniyetini bildiren bir konuma sürüklendiğini söyledi.
Kurma, siyasi partilerin toplumla ilişkisini şu sözlerle eleştirdi:
“Parti siyaseti, siyasetsizleşti. Arkasında bir politika tasavvuru olmadan ‘O ne veriyorsa ben iki mislini vereceğim’ yaklaşımına indirgendi. Türkiye’de siyaset, toplumla birlikte siyaset yapma, siyaset kurma, toplumu değiştirme, kendisi de değişebilme işlevinden istifa etti.”
“Sokak haktır”
Kurma, toplumda temel hak ve özgürlükleri için sokağa çıkan kesimi yalnızca iktidarın değil muhalefetin de kriminalize ettiğinin altını çizdi:
“Biz, ana muhalefetten ‘Sokağa çıkmak bizim kitabımızda yazmaz’ cümlesini duyduk. Öyle terbiye olunmuş ki, ifade ve toplanma hürriyetine arka dahi çıkmamayı seçiyor kurumsal siyaset. Muhalefet toplumun en temel haklarını ‘sokağa dökülmek’ olarak tarif ediyor. Her kamusal alan gibi sokak da bir haktır.”
Kurma’ya göre ne olursa olsun toplum siyasetten vazgeçmemeli ve farklı araçlar geliştirmeli. Çünkü siyasetten vazgeçmek hayattan ve kamusal alanda vazgeçmek anlamına geliyor.
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
Kurma bu konuda umutlu:
“Özellikle iktidar tarafından sivil toplumun ve toplumsal muhalefetin alanı çok daraltılmış olsa da yeni yollar bulunup, kurulacak. 1999 depremi, Gezi Parkı protestoları, Kahramanmaraş depremi gibi, kamusal idarenin boşluk yarattığı anlarda toplum harekete geçer ve bu boşluğu doldurur.”