Memurlar hükümetin zam teklifinden memnun mu? Kamu sendikaları Medyascope’a anlattı

Kamu sendikaları, Kamu İşveren Heyeti’nin 2024 ve 2025 için memur ve memur  emeklilerine zam teklifini yetersiz buldu ancak tepkilerini farklı şekilde gösterdi. Medyascope, iş bırakma eylemi yapan KESK’e ve eylem yapmayı tercih etmeyen Türkiye Kamu-Sen ile Memur-Sen’e taleplerini sordu. Üç kamu sendikasının temsilcisi de hükümetin zam teklifinin, Merkez Bankası’nın enflasyon tahminlerinin dahi altında kalmasını eleştirirken tepkilerini farklı şekilde ortaya koydu.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Kamu İşveren Heyeti’nin 2024 ve 2025’i kapsayan 7. Dönem Kamu Toplu Sözleşmesi görüşmelerinde memur ve memur emeklilerine yönelik ilk zam teklifini 14 Ağustos’ta paylaştı. Buna göre, 2024’ün ilk 6 ayı için yüzde 14, ikinci 6 ayı için yüzde 9 zam teklif edilirken 2025’in ilk 6 ayı için yüzde 6, ikinci 6 ayı için yüzde 5 önerildi. 

OKUYUN: Bakan Vedat Işıkhan memur zammı teklifini açıkladı, sendika revizyon istedi

Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) hükümetin memur ve memur emeklileri için açıkladığı zamma tepki göstermek için bugün (16 Ağustos) iş bıraktı ve farklı şehirlerde eylem yaptı. Toplu Sözleşme masasında olan Türkiye Kamu Çalışanları Sendikaları Konfederasyonu (Türkiye Kamu-Sen) ve toplu sözleşme için yetkili sendika Memur Sendikaları Konfederasyonu (Memur-Sen) hükümetin teklifinden memnun değiller ancak henüz bir eylem çağrıları olmadı. KESK, Türkiye Kamu-Sen ve Memur-Sen yetkililerine memur zammını sorduk.

OKUYUN: Erdoğan’ın seçim vaadi olan “ücretsiz” doğalgaz, emeklinin ve memurun cebinden çıkacak

Medyascope’a konuşan üç konfederasyon yetkilisi de, Kamu İşveren Heyeti’nin 2024 için yüzde 14+9 ve 2025 için yüzde 6+5 oranında zam teklifinin, Merkez Bankası’nın 2024 için yüzde 33 ve 2025 için yüzde 15 olan enflasyon tahminlerinin dahi altında kalması için “Kabul edilemez” dedi. Sendikaların sosyal yardımlar, ikramiyeler gibi talepleri benzerlik gösteriyor fakat tepkileri farklı.

OKUYUN: TCMB, enflasyon tahminini yüzde 22’den yüzde 58’e çıkardı

Memur-Sen Genel Başkan Yardımcısı Tonbul: “Taleplerimiz için 926 başlığımız var, hükümet yalnızca yüzdelik zamla ilgili teklifle geldi”

Memur-Sen teklifini 24 Temmuz’da 2024 yılı için üçer aylık ve 2025 için altışar aylık dönemler itibariyle zam talebini açıklamıştı. Buna göre, refah payı dahil 2024 yılında dört kez yüzde 35+10+15+10 oranlarında ve 2025 yılında yüzde 25+15 oranlarında artış talep edilmiş, iki yıl için toplam yüzde 110’luk bir teklif sunulmuştu. Memur-Sen Toplu Sözleşmelerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Hacı Bayram Tonbul, hükümetin yarın (17 Ağutos) sunacağı ikinci teklifi yükseltmesini beklediklerini söyledi. Tonbul, yarın yapılacak toplantıya ilişkin şunları söyledi: 

Hizmet kollarında verilecek şeyleri görmemiz lazım, bugün hizmet kolları itibariyle müzakereler başladı. herhalde yarın tamamlanır. Bizim talebimiz sadece yüzdelik zam değil. Kira yardımı, aile yardımı gibi sosyal yardımlar, refah payı, üç ayda bir ücret zammının konuşulması, enflasyon farkının ödenmesi gibi 926 tane başlığımız var. Hükümet tarafından bize getirilen, yalnızca yüzdelik zamla ilgili bir teklif. Dolayısıyla yarın onları da bekliyoruz. Ondan sonra, ayın 22’sine kadar inşallah bu işleri tamamlayacağız diye bir beklentimiz var. Hizmet kolları, refah payı gibi taleplerimizi dışında tutup da, sadece Merkez Bankası’nın 2024 yılı için enflasyon tahmini olan yüzde 33 teklifle gelmesi de makul değil.

“Seyyanen zam toplu sözleşme masasını zayıflattı, memurlar bin 648 TL alacaklı”

8 bin 77 TL’lik seyyanen zammın gelmesiyle birlikte toplu sözleşme masası biraz zayıfladı gibi çünkü biz her şeyin toplu sözleşme masasında çözülmesi taraftarıyız. Türkiye’deki ekonomik veriler, enflasyonun artması sebebiyle, işçilerle, işçilerin beklentisinin üstünde bir toplu sözleşme yapılması, memurların alım gücünü düşürmesi tartışmalı hale geldi. Hükümet de bir seyyanen zam verdi fakat Cumhurbaşkanı’mızın ifade ettiği en düşük devlet memuru maaşı 22 bin TL’den aşağı olmayacağı sözü, bekar memur olarak düşünülmesi lazımken, evli ve iki çocuklu

Memurun alacağı maaş üzerinden hesap yaptılar. Dolayısıyla memurlar bin 648 TL alacaklı olarak başlıyorlar bu toplu sözleşmeye. Onun da gözden kaçmaması lazım.

“Müzakere devam ederken iş bırakma veya grev düşünülemez, iş çıkmaza girerse gereğini yaparız” 

Şu anda müzakere devam ediyor. Müzakere devam ederken, bizim yetkili konfederasyon olarak iş bırakma veya greve gitmemiz düşünülemez ama yarından sonra iş çıkmaza girerse elbette ki sendikal gereklilik neyi gerektiriyorsa onu yaparız. Onda bir sıkıntı yok ama bugün ve yarın gündemimizde öyle bir şey yok.

KESK Eş Başkanı Kablan Yeşil: “Talebimiz büyükşehirler için 47 bin 500 TL”

KESK Eş Genel Başkanı Şükran Kablan Yeşil, memur ve memur emeklilerinin maaş zamlarının görüşüldüğü masada hükümetin hem işveren hem de hakem heyeti olarak bulunmasının demokratik olmadığını vurgulayarak, şöyle konuştu:

Altı dönem boyunca hükümet, hedeflenen enflasyon oranları çerçevesinde kamu emekçileri ve emeklilerinin maaş artışını tarihledi ancak hedeflenen enflasyon oranlarının hiçbir yıl tutmadığını deneyimleyerek gördük. Seçim sürecinde Cumhurbaşkanı’nın en düşük kamu emekçisi maaşının 22 bin TL’ye yükseltilmesi vaadi Meclis’ten geçti ancak bu düzenleme belirli hak gasplarına yol açarak yapıldı. 8 bin 77 TL’lik seyyanen zam, taban aylıklarımıza yansıtılmadığı için, emeklilere herhangi bir zam olmadı ve emeklilikte yararlanmayacağımız bir artış oldu, öncelikle bu mağduriyetin giderilmesini istiyoruz. Eşi çalışmayan, iki çocuklu en düşük kamu emekçisi kirada yaşıyorsa, gelirinin kira yardımıyla birlikte büyükşehirler için 47 bin 500 TL’ye, diğer şehirler için de 45 bin TL’ye yükseltilmesini talep ettik. Her üç ayda bir yoksulluk sınırındaki artış oranında kamu emekçilerine ve emeklilerine artış yapılmasını, büyüme ve refahtan payın kamu emekçileri ve emeklilere verilmesini talep ettik.

OKUYUN: Erdoğan’ın “en düşük memur maaşı 22 bin TL” vaadi için düzenleme Meclis’te

“Yoklar teklifi”

Hükümetin teklifinde mali kayıplarımızın giderilmesi, vergi adaletsizliğine dair bir çözüm, eş ve çocuk yardımının günün koşullarına uygun şekilde güncellenmesi, ikramiye talebine bir cevap yok. Kira yardımı seçim dönemi vaatlerindendi ama bir barınma kriziyle karşı karşıya olduğumuz koşullarda kira yardımı yok. Kreş açılması, kreş açılana kadar çocuk yardımı yapılması talebine bir karşılık yok. Her seçim döneminde iktidarın seçim vaadi olarak meydanlarda dile getirdiği 3600 ek gösterge adaletsizliğine dair hiçbir düzenleme yok. Çalışma barışını bozan, demokratik çalışma hayatını ortadan kaldıran, mülakatın kaldırılmasına dair hiçbir şey yok. Maalesef milyonlarca emekçiye sefalet ve yoksulluk, daha kötü yaşam koşulları dayatan bir teklif var.

“Greve gideceğimizi duyurmuştuk, hükümeti de, yetkili konfederasyonu da uyarıyoruz”

14 Ağustos’ta masadan kalktığımızda bu teklifi kabul etmediğimizi, bu teklifle gelinmesi durumunda greve gideceğimizi, iş bırakacağımızı duyurmuştuk. 4688 sayılı kanunla kamu emekçilerinin grev hakkını gasp ediyor. Sadece yasayla değil, bu iktidar grev yasaklamalarıyla övünen ve sermayeye buradan güçlü mesajlar veren emek düşmanı politikaları hayata geçiren bir iktidar. Grev hakkı, uluslararası sözleşmelerle Anayasa’da çerçevesi çizilmiş, tanımlanmış bir haktır. Beklentimiz, hükümetin bu uyarı grevini dikkate alarak, yüzde 3-5’lik bir revizeyle değil, gerçek bir teklifle gelmesidir.

“Memur-Sen ve Kamu-Sen teklifi kabul ederse üyelerinin hesabını sorması gerekir” 

Hangi sendikada olursak olalım, sendikalı olalım veya olmayalım, bizi yoksulluk ve sefalette eşitleyen koşullara ancak ortak bir mücadele yükselterek dur diyebiliriz. TİS görüşmeleri başlamadan önce, masada olmayan tüm sendika ve konfederasyonlara bir çağrı yaptık. Yetkili sendika Memur-Sen’e ve Türkiye Kamu-Sen’e merkezi düzeyde bir çağrımız olmadı ancak çağrımızın kendisi, bu sendika ve bu konfederasyonlara üye kamu emekçisi arkadaşlarımızın, buna dur diyecek iradeyi ve tavrı koymasıdır. Masada iki konfederasyonun başkanı da bu teklifi kabul etmediklerini ifade ettiler. İki konfederasyonun da hem mali hem özlük sosyal haklar anlamındaki teklifleri, hükümetin teklifinin yanına dahi yaklaşmıyor. Masaya çok yukarıdan tekliflerle gelip, yüzde 9’luk, 5’lik zamlara imza atıp, bundan memnuniyet duyulduğu ya da yüzde 3-5 revize edilmiş haline tamam denildiği noktada, üye kamu emekçilerinin de kendi konfederasyonlarına, kendi sendikalarına bunun hesabını, nedenini sorması gerekir çünkü biz karşımızda bunun kabul edilebilir bir yanı olmadığı noktasında kararlı bir tavır görmek istiyoruz.

Türkiye Kamu-Sen Başkanı Kahveci: “İki yıl için kümülatif yüzde 58,6 zam talebimiz makul ve mantıklı”

Türkiye Kamu-Sen Başkanı Önder Kahveci, dört milyon kamu görevlisi ve iki buçuk milyon memur emeklisi olduğuna ve toplu sözleşmenin, aileleriyle birlikte 25 milyon nüfusu etkilediğine dikkat çekti. Kahveci, Türkiye Kamu-Sen’in teklifini şöyle anlattı: 

Biz 2024 yılı için, ilk altı aya yüzde 40, ikinci altı aya yüzde 30 ve ilk altı aydan geçerli olmak üzere, yani ocak ayından geçerli olmak üzere yüzde 40’ın üzerine yüzde 10’luk bir refah payı talep ettik. 2025 yılı için de yine yüzde 20+20 ve yüzde 10 refah payı talebimiz var. Bu iki yıl için kümülatif toplam yüzde 58,6’ya tekabül ediyor. Şu andaki ekonomik göstergeleri de dikkate aldığınızda, yani gerçekleşen enflasyon ve Merkez Bankası’nın hedef enflasyonu noktasında değerlendirmeler yaparsanız bu taleplerimiz makul, mantıklı. Siyasetin gerçekleriyle de örtüşmektedir.

“7 bin 850 TL kira yardımı, vergilerin sabitlenmesi, bayram ikramiyesi istiyoruz”

Son dönemlerde kiralarda çok ciddi artışlar oldu. Memurlara bugüne kadar kira yardımı yapılmadı, ocak ayından itibaren lojmanda oturmayan kamu görevlilerine 7 bin 850 TL kira yardımı talep ediyoruz. Birinci dereceye gelen memurlarımıza 3600 ek gösterge verilmesini zaten Sayın Cumhurbaşkanı kamuoyuyla paylaşmıştı, onun bir an önce hayata geçmesi talebimiz var. Vergide adaletin tesis edilebilmesi için kamu çalışanlarının vergi oranlarının yüzde 15’te sabitlenmesini istiyoruz. Ayrıca tüm emekliler ve işçiler bayram ikramiyesi alıyor, sadece memurlarımız bayram ikramiyesi alamıyor. Memurlara da bayram ikramiyesi verilmesini talep ediyoruz. Bununla beraber temmuz ayı itibariyle kamu çalışanlarına ‘ilave ek ödeme’ adı altında 8 bin 77 TL’lik bir seyyanen zam verildi. Bu zam maalesef taban aylığa ve memur emeklilerine yansıtılmadı. Burada hakkaniyet söz konusu değil, bunun da mutlaka toplu sözleşme masasında giderilmesi gerekir.

“Yoksulluk sınırı ya da çarşıdaki enflasyon dikkate alınırsa sağlıklı ücret politikası olur”

Genele ilişkin ikinci toplantıda hükümet adına Bakan Işıkhan teklifi açıklayınca bir çağrı yaptık. Bugüne kadar hem Merkez Bankası’nın, hem de hükümetlerin yapmış olduğu enflasyon tahminleri hiçbir zaman tutmadı, bizim yaşadığımız bir enflasyon var. Merkez Bankası 2023 yılı sonunda enflasyonun yüzde 58 olacağını ifade ediyor. Bakan Mehmet Şimşek birkaç ay daha, ki muhtemelen yıl sonuna kadar, enflasyonun yükseleceğini söyledi. O zaman yaşadığımız gerçekleşen enflasyon rakamlarını konuşmak ya da yoksulluk sınırını baz almak gerekir, çarşı pazarda yaşanan artışlar dikkate alınmalıdır. Bu tür parametrelerin üzerinden gidersek daha sağlıklı bir ücret politikası ortaya çıkar.

“Enflasyon farkı maaşlara aylık yansıtalım”

 ‘Biz gelecek yıl için enflasyon hedefini düşük tutalım, memura, emekliye de bu şekilde bir ücret artışı teklif edelim’ demek çok hakkaniyetli olmuyor. Kamu işveren ‘Biz enflasyon farkını veriyoruz’ diyebilir ancak altı ay sonra veriliyor. Zammı ocak ayında alıyorsunuz, enflasyonun hesaplaması temmuz ayında yapılıyor. Bizim bir talebimiz var, enflasyonist ortamlarda, enflasyonun yüksek seyrettiği dönemlerde enflasyon farklarını aylık yansıtalım. Onun için de bu çalışanların, emekçilerin yaşamış olduğu sıkıntıları dikkate alarak, gelecek iki yıl için hem ücretlerde, hem sosyal yardımlarda, diğer sosyal haklarda ona göre bir iyileştirme getirilmesi lazım. Türkiye Kamu Sen olarak biz, hükümetin teklifinin çok üst düzeyde revize edilmesi gerektiğini söylüyoruz. Yoksa bizim yaşadığımız sıkıntıları gideremeyecek bir teklifi kabul etmemiz mümkün değil.

“KESK iş bırakma kararı alırken bize sormadı”

Şu anda neticede toplu sözleşme süreci devam ediyor. İkinci oturumu yaptık, yani daha ilk teklifini sundu hükümet. Yarını görelim bakalım. nasıl bir öneriyle gelecek? Bir artışla mı gelecek, ilave başka şeyler söyleyebilecek mi? Çünkü ilk teklifte bu size biraz önce saydığım konuların çoğuna değinilmedi. Ona göre tabii sendikacılığın gereği neyse Türkiye Kamu-Sen onu yapmaktan da imtina etmez. Diğer kamu sendikalarıyla ortaklaşa bir süreç örülebileceğini zannetmiyorum her sendika kendi karar verir çünkü KESK iş bırakma kararı alırken bize sormadı.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.