Ankara’da Özel Halk Otobüsleri (ÖHO) ile ilgili tartışma sürüyor. Ankara Büyükşehir Belediyesi (ABB), otobüslerini belediyeye satmak isteyenlere geçtiğimiz hafta sözleşmeleri gönderdi. Edinilen bilgiye göre, ÖHO’daki iki gruptan biri araçlarını satmaktan vazgeçti. Medyascope’un konuştuğu ÖHO esnafı vazgeçme nedenlerini, “Teklif edilen ve istenilen fiyatlar çok farklı, kimse belediyenin istediği fiyata hattını satmaz” diye açıkladı. ÖHO esnafı belediyeye de “Yardımları veremeyen otobüsü nasıl alacak” diye tepki gösterdi.

Ankara’da, Tüm Özel Halk Otobüsleri Kooperatifleri Birliği’nin (TÖHOB) serbest kart sahiplerini taşımama kararından sonraki günlerde geri adım atmasının ardından, 27 Eylül’de ÖHO ile ilgili soruyu yanıtlayan ABB Başkanı Mansur Yavaş, otobüslerini belediyeye satmak isteyenlere sözleşme gönderdiklerini söyledi. ABB Başkanı Yavaş, yaşanan sürecin ardından gelinen durumu, “İki grup var. Gruplardan biri satmayacaklarını bildirdi. Hepsine 26 Eylül’de satış sözleşmelerini gönderdik, geri dönen olmadı, geçtiğimiz yıllarda da satış konusunda anlaştık rakam belirledik, peşin de ödeyecektik ama son anda vazgeçmişlerdi” diye açıkladı. Medyascope Yavaş’ın açıklamalarını ABB, ÖHO esnafına ve Tüketici Hakları Derneğine sordu.
Medyascope’a halk otobüslerinin belediyeye alınma süreci ile ilgili bilgi veren ABB yetkilisi, “Pandemi döneminde artan maliyetler nedeniyle destek istendiği dönem otobüslerin alınması gündeme geldi. İlk başta kabul edilse de ardından iki kere fiyat artırmaları nedeniyle süreçten vazgeçildi. Belediye kaynaklarından edinilen bilgiye göre zaten destek ödemesi yapıldığı için, alım sürecinden sonra ayrıca belediyeye bir yük getireceğini düşünülmüyor” dedi. Yavaş’ın açıklamasındaki iki grubu ve hangi grubun satmayacağını sorduğumuzda ise, gruplardan biri Kurtuluş Kara’nın grubu, satmayacaklarını bildiren grup ise Ercan Soydaş’ın ÖHO Esnaf Odası grubu olduğunu belirtti.
ABB Başkanı Yavaş’ın söylemleri ve halk otobüslerindeki iki grubu, ÖHO işletmecisine sorduk. Daha önce basına demeç veren şoförlerin yaşadığı zorluklardan dolayı ismini vermek istemeyen bir esnaf şunları söyledi:
“Halkımız, TÖHOB ile bizi karıştırıyor. TÖHOB, ABB Başkanı Mustafa Tuna zamanında, Sincan – Ulus – Kızılay otobüslerini şehiriçi ulaşıma aldı, beyaz renkte olan otobüslerini maviye boyadılar ve bizler bile ÖHO mu değil mi anlamıyoruz. Biz 1980’lerden beri şehir içinde olan mavi halk otobüscüleriyiz. Onlar kooperatif, sürekli belediyeyle karşı karşıya geliyor. Bizim öyle bir sorunumuz yok. Hem ABB hem de TÖHOB, yaşlıları da engellileri de taşımayacağız diye basına ve halka yanlış aktarıyor.”
“40 senedir biz bu hatta emek vermişiz, yolcuları tanıyoruz, belediye başkanı çıkıp diyor ki, ‘otobüsleri satın gidin’. Biz satıp ne yapacağız, emeğimiz var orada. ‘Satın alacağız’ diyorlar ama teklif ettikleri fiyat ile bizim istediğimiz fiyatlar çok farklı, çok ucuza almaya çalışıyorlar. Kimse o paralara hattını satmaz ayrıca pandemi zamanı belediyeden bizlere ‘otobüslerinizi satın’ gibi bir şey gelmedi ya da ben duymadım. Yardımları veremeyen belediye otobüsleri nasıl alacak? Her şey siyaset başka bir şey değil. Önceden bu 22 kalem sorun değildi ama şu an mazotun, yedek parçanın, sigortanın fiyatları ortada. Şimdi asıl sorun 22 kalemde ücretsiz kart sahibini taşımamız, bizim tek istediğimiz 22 grup olan ücretsiz kart sahiplerini 4 – 5 gruba indirmek, bunlar: basın mensubu, polis, engelli, şehit yakını ve gaziler.”
“Sadece belediyenin değil, hükümetin de sorunu”
Tüketici Hakları Derneği 29 Eylül’de ABB önünde ÖHO’nun kamulaştırılması isteğiyle ilgili basın açıklaması yapmıştı. Tüketici Hakları Derneği Başkanı Turhan Çakar, kamulaştırma talebini yineleyerek Medyascope’a yaptığı değerlendirmede şunları söyledi:
“Belediye başkanı meclisten karar alacak, zorla onları (ÖHO) özelleştirecek. Orada bir devlet var. ÖHO rant sağlıyor, en yoğun hatlarda çalışıyorlar. Belediye otobüsleri seyrek hatlarda çalışıyor ve dolayısıyla en yoğun hatları rant aracı olarak ÖHO kullanıyor. Bu da yetmiyormuş gibi ABB bunlara gelir desteği veriyor. Verdikleri hizmet kalitesiz, her şeye aykırı. Baştan sona kamu yararına, tüketici haklarına aykırı. Belediye’nin bir kamu kurumu olarak tüketiciyi gözetmesi gerekiyor. Bu sorun sadece belediyenin değil hükümetinde sorunu. Bunlar kamulaşırsa, halkımız hem ucuz hem kaliteli yolculuk yapacak, gelir desteği de belediyenin bütçesinde kalacak, o parayı da halkın başka ihtiyaçlarına harcayacak.”
“Vatandaş her şeyi kanıksıyor”
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
“Zaman zaman bize de şikayet geliyor ama memleket öyle bir hale geldi ki her şeyi kanıksıyorlar, şikayet etsek de ‘bir şey olmaz’ diyorlar. Vatandaş umudunu kesmiş, şikayetler olması gerektiği gibi değil. Bu durum Avrupa’da olsa millet ayağa kalkar. Ülke yönetimi ülkeyi bu hale getirdi. Bir faşist uygulamaya karşı toplum kafasını eğmeyecek, toplum gerekli örgütlenmeyle tepkisini koyacak.”