İsrail-Gazze sınırına yakın bulunan birçok yerleşim yeri gibi, Be’eri köyünde yaşayanlar da 7 Ekim sabahına huzur içinde uyandı. Ancak birkaç dakika içinde bu huzurlu sabah yerini bir hayatta kalma mücadelesine bıraktı. Motorsikletlerle köye saldıran Hamas militanları onlarca kişiyi öldürdü, bazılarını kaçırdı. Çatışmaların günler sonra sona ermesiyle, yaşanan vahşetin boyutları ortaya çıktı.
Be’eri’ye girildiği anda, hayatlarını kaybedenlerin bedenlerinden çıkan kokuyu almamak mümkün değil. Sadece birkaç gün evvel ailelerin kolektif bir yaşam tarzını benimsediği bu kibbutz*, sanat galerileri ve bisiklet parkurlarıyla; İsrailliler için sık sık tercih edilen bir hafta sonu durağıydı.
Şimdi bir savaş alanına döndü. Bisikletler yerini tanklar ve zırhlı araçlara bıraktı.
Çatışmalardan önce 1200 kişinin yaşadığı Be’eri, Gazze’ye yaklaşık 13 kilometre uzakta. Sınır boyunca uzanan yerleşim yerlerinin en büyüklerinden. 1946’da kuruldu. Yani İsrail’in kendisinden iki yıl önce.
Be’eri’de dolaştıkça, buranın sakinlerinin günlük yaşantısından izlere rastlamak da mümkün. Evlerin kapıları, sanki sakinleri az evvel içinden çıkmışçasına açık. Ancak gerçek bu değil. Hamas militanları her eve tek tek baskın düzenledi. Rehin alabildiklerini rehin aldılar, çoğu kişiyi infaz ettiler. Tüm Be’erililer kaçabilecek kadar şanslı değildi.
Ağaçlar parçalanmış, beton duvarlar tuzla buz olmuş durumda. Sanki bir deprem olmuş gibi, katlar birbirine girmiş halde. Çatı kirişleri iç içe geçmiş vaziyette.
Bir zamanlar kibbutz sakinlerinin yemek yemek için toplandığı ortak yemek salonunda hala Be’eri koşu kulübü için menüler ve posterler var. Artık burası bir morga dönmüş durumda. 108 kişinin cenazeleri burada muhafaza ediliyor.
Be’eri’deki gazetecilere eşlik eden ordu sözcüsü Richard Hecht, gördüğü sahneyi anlatıyor:
“Askerlerin sadece kibbutza girebilmek için verdiği savaşı gördüm. Bir evden diğerine gidiyorduk. Gelecekte sormamız gereken zor sorular olacak. Şimdilik ileriye bakmalıyız. İnsanları savunmaya ve hayatta kalanları dışarı çıkarmaya odaklanmalıyız. Öfkeliyim. Suskunluk ve hayal kırıklığı hissediyorum. Burada hala cesetlerin kokusunu alabiliyorsunuz. Bu kahredici bir şey.”
Richard Hecht
Be’eri’deki çatışmaları yöneten İsrailli Tümgeneral Itai Veruv gördüğü katliamı, Yahudilerin tarihte gördüğü soykırımlarla ilişkilendirdi: “Burada yaşananlar bir pogromdu”
Be’eri’de yaşananların gerçek boyutu yavaş yavaş ortaya çıkıyor.
Saldırı sırasında Guardian muhabirine gönderdiği kısa mesajlarda, ailesiyle birlikte hayatta kalan bir Be’eri sakini; Hamas komşu evlere saldırırken orduyla irtibata geçmek için yardım istemişti. Yakındaki silah seslerini tarif eden Be’erili şunları söyledi:
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
“Orduyu buraya getirmeniz gerekiyor. Bu yeterli değil. Lütfen bizi kurtarmak için ordu gelsin.”
Be’eri’den kaçırılan onlarca kişinin en çok tanınanı, 85 yaşındaki Yaffa Adar. Adar’ın kaçırılma görüntüleri, sosyal medya platformlarında paylaşıldı. Bu anlarda belki sakinliği, belki de etrafında olanları anlamlandırma çabası kameralara yansıdı.
Be’eri’deki can pazarını en iyi anlatan belki de yerleşimin sakinlerinden Uri Ben Tzvi’nin cümleleri oldu.
Koridorlarda saklanmak zorunda kalan 71 yaşındaki Ben Tzvi yaşadıklarını, “Adeta Anne Frank gibiydim” sözleriyle anlattı.
Savaşta şu ana kadar 2500’e yakın kişi hayatını kaybetti. Be’eri’yle beraber pek çok İsrail yerleşiminde ve Filistin topraklarında, hayat eskisi gibi olmayacak.
* Kibbutz İsrail’de geleneksel olarak tarıma dayalı, tüm mülkiyetin ortak olduğu komün-kolektif tarzı yaşayan topluluklara verilen isimdir. İsrail devletinin kuruluşunda önemli etkileri olmuştur. Zamanla çiftçiliğin yanı sıra imalat sanayisi ve yüksek teknolojili işletmeler de ekonomik aktiviteye dahil olmuştur.
Kaynak: Guardian