Dublin’den Gazze’ye uzanan bir “kapana kısılma” hikayesi

İsrail bombardımanın devam ettiği Gazze’de yüz binlerce insan yaşam mücadelesi veriyor. Çoğunun hayatı burada geçti ve İsrail saldırılarına yabancı değiller. Ancak durum herkes için böyle değil. İrlanda’dan akraba ziyareti için Gazze’ye gelen Filistinli bir aile, kentteki diğer birçok insan gibi kapana kısılmış durumda.

“Sürekli bombardıman, bombardıman, bombardıman… Ev sallanıyor.”

Bu sözler İrlanda’nın başkenti Dublin’de yaşayan İbrahim El Agha’ya ait. İbrahim, eşi Hamide ve çocukları, sadece birkaç gün içinde kendilerini çok uzak oldukları bir çatışmanın içinde buldu.

Belki birçok Filistinliye göre “huzurlu” denebilecek bir hayat yaşayan aile, artık hemşehrileriyle aynı kaderi paylaşıyor. 7 Ekim’den önce akraba ziyareti için Gazze’ye giden aile, İsrail kuşatmasının ardından Gazze’de mahsur kaldı.

İbrahim El Agha (solda) ve ailesi, onlarca kişiyle aynı evi paylaşıyor.

İrlanda vatandaşı da olan çift, Dublin doğumlu üç çocuklarının akrabalarını tanımalarını, dillerini ve kültürlerini öğrenmelerini istiyordu.

Ancak tatilleri, birçok Gazzeli gibi hayatta kalma savaşına dönüştü.

İsrail’in uyarıları sonrası Gazze Şehri’ndeki evlerini terk ettiler ve diğer pek çok kuzey Gazze sakini gibi, güneye gittiler. İbrahim’in ailesinin güneydeki Han Yunus’ta bulunan evine sığındılar.

Kuzeyden yüz binlerce kişi göç etti. Güneydeki evler, onlarca aileye ev sahipliği yapmaya başladı. Kalacak yeri olmayan akrabaları ve arkadaşları da İbrahim’in ailesinin evine sığındı. Evde şu an 90 kişi yaşıyor. Kimseyi geri çevirmemeye çalışıyorlar.

Dört yatak odalı bir evde 90 kişinin yaşaması kolay değil. Derme çatma yataklara yer açmak için mobilyaların bir kısmını dışarı taşındı. Bir yatağa iki kişi düşecek şekilde vardiyalı olarak uyunuyor. Bir mühendis olan İbrahim, olası bir SİHA saldırısı durumunda camların patlamaması için onları söktü.

İbrahim içinde bulundukları durumu şöyle anlatıyor: “Uyandığımız andan uyuduğumuz ana kadar sadece hayatta kalmaya çalışıyoruz.”

“Çocuklara hayır diyemiyoruz”

90 kişinin arasında, onu beş yaşından küçük 30 çocuk da var. Bu da, evde kalanların yiyecek arayışını daha zor hale getiriyor. Azalan buğday ve su stoklarıyla bir komşularının odun fırınında ekmek pişirebilseler de, günde bir öğünden fazla yemek için yeterli değil.

“Çocuklar her zaman yiyecek ve su istiyorlar. Biz de onlara elimizden geldiğince çok şey vermeye çalışıyoruz. Bu çok zor bir durum. Büyükler olarak biraz dayanabiliyoruz, aç kalabiliyoruz ama çocuklar yemek istediğinde onlara hayır diyemiyoruz.”

İbrahim ve Hamide’nin çocukları, yaşananları anlamlandırmaya çalışıyor.

Henüz üç ve dört yaşlarındaki Ömer ve Aylin, patlama sesi duyduklarında korkuyorlar ve İbrahim ile eşi oyun oynayarak dikkatlerini dağıtmaya çalışıyor. Çoğu gece, çığlık atarak uyanıyorlar.

Ailenin büyük çocuğu sekiz yaşındaki Sami ise, yaşananların biraz daha farkında:

“Neler olup bittiğini anlıyor. Yaşadığımız hayal kırıklığını hissedebiliyor ve gerçekten endişeli. SİHA’ların kendisini vurmasından korkuyor.”

Aile, Dublin’e dönmek için çabalıyor. Tahliye için İrlanda Dışişleri Bakanlığı ile temas halindeler.

Geçtiğimiz Cumartesi, Han Yunus’tan Refah sınır kapısına çok riskli bir yolculuk yaptılar. Binlerce insan Gazze’den ayrılmak için orada toplanmıştı. Ancak sınıra vardıklarında, Tel Aviv’deki İrlanda Büyükelçiliği’nden geri dönmelerini çünkü Refah sınır kapısının açılmayacağını bildiren bir mesaj aldılar.

Şimdi, başka bir tahliye planı gerçekleşirse sınıra tekrar ulaşabilmek için yeterli yakıta sahip olmamaktan veya telefon hatları kesilirse büyükelçilikle iletişimi kaybetmekten endişe ediyorlar.

İbrahim, “Umudumu kaybetmeye başlıyorum” diyor.

İrlanda Başbakan Yardımcısı Micheál Martin, Gazze’deki İrlanda vatandaşlarına yardım etmek için çabaladıklarını söyledi. Bu arada aile, zamanlarının azaldığını düşünüyor.

Gazze’deki El Ehli hastanesinde meydana gelen ve yüzlerce kişinin ölümüne yol açtığı düşünülen patlamanın ardından İbrahim, Han Yunus’taki evlerinde kimsenin uyuyamadığını söylüyor: “Hayatımız için gerçekten korkuyoruz. Sınır tanınmıyor. Herkes, her yer hedef alınabilir. İşler her geçen gün daha da kötüye gidiyor.”

Kaynak: BBC

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.