Cübbeli Ahmet Hoca’dan İsmailağa ültimatomuna cevap: “Allah’a havale ediyorum”

Cübbeli Ahmet Hoca ve İsmailağa Cemaati’nin bazı ileri gelenleri arasında tarikatın şeyhi Mahmut Efendi’nin vefatının ardından yaşanan ve tarafların sohbetlerine hatta televizyon ekranlarına sıçrayan rabıta tartışması, bugün tarafların sosyal medya hesaplarından yaptıkları açıklamalarla yeniden alevlendi. İsmailağa’dan yapılan açıklamada Cübbeli Ahmet Hoca’nın rabıta gibi tarikatın mahremi bir konuyu halka açık mecralarda konuşması eleştirildi. Cübbeli Ahmet Hoca ise cevaben yaptığı açıklamada, kendisine yönelik tenkitlerdeki çelişkilere ve yalan beyanlara dair kanıtları olduğunu ancak meseleyi Gazze kurtulduktan sonra konuşacağını söyledi. Cübbeli Ahmet Hoca kendisine hakaret edenleri Allah’ın adaletine havale ettiğini de söyledi.

Mahmut Efendi” olarak bilinen İsmailağa Cemaati‘nin lideri Mahmut Ustaosmanoğlu’nun 23 Haziran 2022’deki vefatının ardından cemaat çevrelerinde baş gösteren “rabıta” tartışmasına Cübbeli Ahmet Hoca da dahil olmuştu. Karşılıklı reddiyelerden hakaret içerikli şiirlere kadar varan tartışma rabıta meselesi üzerinden şekilleniyordu. 

İsmailağa’dan ve Cübbeli Ahmet Hoca’dan bugün (3 Kasım 2023) yapılan karşılıklı açıklamalar ise tartışmalara yeni bir boyut kazandırdı. Sabah saatlerinde İsmailağa Camii’nin X hesabından yapılan açıklamada rabıtanın Mahmut Efendi’ye devam ettiği vurgulandı. Açıklamada Cübbeli Ahmet Hoca’nın “tarîkatın mahremi ve özeli olan” rabıta meselesini kamuoyu önünde açıklama yapması eleştirildi. 

Cübbeli Ahmet Hoca ise önce takipçilerine saat 23.00 X hesabından paylaşacağı açıklamayı beklemeye çağırdı, ardından bu açıklamada İsmailağa’nın “ne kadar tenâkuza düştükleri ve yalan beyânlarda bulundukları hususunda” cevabı ve ikna edici delilleri olduğunu, ancak konuya ilişkin açıklamayı Gazze kurtulduktan sonra yapacağını söyledi. 

İsmailağa’nın da açıklamasında Gazze’deki olayları soykırım olarak tanımladı ve yaşananların asıl gündem olduğuna dikkat çekildi.

Rabıta açıklaması

Cübbeli Ahmet Hoca sohbetlerinde ve televizyon ekranlarında yaptığı konuşmalarında sık sık, bazı kurslarda ve cemaat çevrelerinde rabıtanın artık Mahmut Efendi’ye yapılmamaya başladığını belirtti. Bu durumun “bereketi kaçıracağını” belirten Cübbeli Ahmet Hoca, kendisinin ise ölene kadar Mahmut Efendi’ye mürid olacağını beyan etti. 

İsmailağa’dan bugün yapılan açıklamada ise rabıtanın “Hasan Efendi’nin talimatı gereği” başta râbıtanın Mahmud Efendi’ye yapıldığı tarîkatla ilgili diğer vazifeler herhangi bir değişikliğe uğramaksızın devam ettiği vurgulandı.

Ayrıca Cübbeli Ahmet Hoca’nın sohbetlerinde ve televizyon programlarında konuyu dillendirmesi, “cemaatimizin birlik ve beraberliğine zarar getirecek ifadeler kullanması ve râbıta gibi, tarîkatın mahremi ve özeli olan bir konuda tefrika varmış gibi söylemlerde bulunması rahatsızlıklara sebebiyet vermektedir” ifadeleriyle tenkit edildi.

“Her seferinde özür diledi”

İsmailağa’dan yapılan açıklamada cemaatin ileri gelen hocalarının Cübbeli Ahmet Hoca’yı evinde defaatle ziyaret ettiği ve tarikatın mahremi olan konunun kürsü ve televizyon ekranlarında değil hususi meclislerde muhataplarıyla konuşması gerektiğini ifade ettikleri aktarıldı. 

Açıklamada Cübbeli Ahmet Hoca’nın yapılan bu görüşmelerde her seferinde “özür beyan ettiği” ve bu tür mahrem konuları bir daha kürsü ve televizyona taşımayarak muhatapları ile görüşeceğine dair söz verdiği öne sürüldü.

Cübbeli Ahmet Hoca’nın ise yapılan görüşmelerde alınan kararlara uymadığı ve sohbetlerde ve televizyon kanallarında rabıta meselesini dile getirmeye devam ettiği belirtildi.

İşte İsmailağa Camii’nin X hesabından yapılan açıklamanın tamamı:

“İhvân ve Muhibbânımıza Duyuru

Bismillâhirrahmânirrahîm

Mevlâ Teâlâ’ya nihâyetsiz hamd ü senâlar ve Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) Efendimize ve âl-i ashâbına salât ü selâm ederiz.

Muhterem kardeşlerimiz, öncelikli gündemimiz Gazze’de hâlen devam etmekte olan soykırımın bir an önce durması ve bölgedeki kardeşlerimizin salâha çıkmasıdır. Duâlarımız ve maddî-manevî imkânlarımızla kardeşlerimiz için seferberliğimizi sürdürmekteyiz. Bununla beraber, başta ihvân ve muhibbânımız olmak üzere kamuoyunun gündemini meşgul ettiğini gördüğümüz bazı hususları açıklığa kavuşturmak üzere bu açıklamayı zorunlu olarak yaptığımızın bilinmesini isteriz.

Mahmud Efendi Hazretlerimiz (Kuddise Sirruhû), İslâm’a adadığı hayatı boyunca ilmi ve tasavvufî terbiyeyi aynı çatı altında birleştirerek tasavvuf tarihinde mühim bir dönüm noktası teşkil etti ve bizlere, halife tayin ettiği Hasan Efendi Hazretlerimizin (Kuddise Sirruhû) riyâsetinde büyük bir dava miras bıraktı. O büyük velînin âhirete irtihâlinden sonra bizleri şeyhsiz bırakmadığı için Mevlâ Teâlâ Hazretlerine nihâyetsiz hamd ediyoruz.

Mahmud Efendi Hazretlerimiz (Kuddise Sirruhû), büyük bir davaya dönüşen usûlü doğrultusundaki ilmî faaliyet ve tarîkat hizmetlerinin idaresi için 2005 senesinde Hasan Efendi Hazretlerimizin (Kuddise Sirruhû) riyâsetinde, cemaatimizin hocalarından oluşan bir istişare heyeti tayin etmiştir. Cemaatimizin yurtiçi ve yurtdışı hizmet ve faaliyetleri o tarihten itibaren İsmailağa İstişare Heyeti’miz tarafından idare edilmiştir. Mahmud Efendi Hazretlerimizin (Kuddise Sirruhû) âhirete irtihâlinin ardından da altın silsilenin 37. halkası, şeyhimiz Hasan Efendi Hazretlerimizin (Kuddise Sirruhû) meşîhatinde ve İsmailağa İstişare Heyeti’mizin idaresinde aynı esas ve usûle riayetle, birlik-beraberlik içerisinde yürütülmektedir.

Bununla beraber, Mahmud Efendi Hazretlerimizin (Kuddise Sirruhû) âhirete irtihâlinden sonra Hasan Efendi Hazretlerimizin (Kuddise Sirruhû) talimatı gereği, başta râbıtanın Mahmud Efendi Hazretlerimize (Kuddise Sirruhû) yapılması olmak üzere, tarîkatla ilgili diğer vazifeler herhangi bir değişikliğe uğramaksızın devam etmektedir. Cemaatimizin hocalarına tebliğ edilen bu karar ilk gün olduğu gibi bugün de aynı şekilde uygulanmaktadır.

İsmailağa İstişare Heyeti’mizin kararı ve uygulaması bu şekildeyken merkezi temsil etmeyen bazı kimselerin bu kararlara muhalif görüşlerinin cemaatin tamamına teşmil edilerek eleştiri konusu yapılması son derece yanlıştır.

Buna rağmen, Cübbeli Ahmet Hoca’nın sohbetlerinde ve katıldığı televizyon programlarında merkezi temsil etmeyen münferid söylemler üzerinden cemaatimizin birlik ve beraberliğine zarar getirecek ifadeler kullanması ve râbıta gibi, tarîkatın mahremi ve özeli olan bir konuda tefrika varmış gibi söylemlerde bulunması rahatsızlıklara sebebiyet vermektedir.

İhvân ve muhibbânımızdan akl-ı selîm kimseler, cemaatimizin büyüklerinin ve ileri gelen hocalarının Cübbeli Ahmet Hoca’yı ziyaret ederek, ilgili konu hakkında istişare edilip edilmediğini düşünmüş olabilirler.

Bilinmelidir ki cemaatimizin ileri gelen kıymetli hocaları, Cübbeli Ahmet Hoca’yı evinde defaatle ziyaret etmiş ve cemaatle ilgili konuların umumun önünde kürsü veya televizyon kanallarında değil hususi meclislerde muhataplarıyla konuşulması gerektiğini ifade etmişlerdir. Yapılan bu görüşmelerde Cübbeli Ahmet Hoca da her seferinde özür beyan etmiş ve bu tür mahrem konuları kürsüye ve televizyon kanallarına taşımayacağına ve muhatapları ile bir araya gelerek görüşeceğine söz vermiştir.

Buna rağmen, sohbetlerinde ve katıldığı televizyon programlarında, yapılan istişare ve görüşmeler neticesinde alınan karara aykırı olarak yine cemaatimizin mahrem konularını açmış ve hiçbir görüşme olmamış gibi aynı tavrı sürdürmüştür.

İsmailağa İstişare Heyeti olarak, cemaatimizin iç meselesi olan konularda kamuoyunu meşgul etmemek ve mahrem esaslarımızı tartışma mahalline getirmemek için herhangi bir açıklama yapmayı bugüne kadar doğru bulmadık. Mahmud Efendi Hazretlerimizin (Kuddise Sirruhû) hâli hayatında zât-ı âlilerinden sonrasıyla ilgili herhangi bir şey konuşmayı tasavvufî ahlâk açısından uygun görmediğimiz gibi, Hasan Efendi Hazretlerimizden (Kuddise Sirruhû) sonrasıyla ilgili herhangi bir şey konuşmayı doğru bulmuyoruz.

Akl-ı selîm sahiplerinin çağrılarının ortaya çıkardığı zarurete binaen bu açıklamayı yapmayı uygun gördük.

Sözlerimize son verirken, Mahmud Efendi Hazretlerimizin (Kuddise Sirruhû) bizlere bıraktığı bu mukaddes mirasın aynı usûl üzere muhafazası hususunda Mevlâ Teâlâ’dan muvaffakiyetler diliyor, bizleri her türlü tefrika ve ayrılıktan korumasını niyâz ediyoruz.”

“İkna edici delillerim mevcuttur”

Cübbeli Ahmet Hoca bu akşam 23.00’te X hesabından yaptığı açıklamada, İsmailağa Camiası’nın şahsını hedef alarak yayımladığı yazıda çelişkiye düştüğüne ve yalan beyanlarda bulunduklarına ilişkin birçok cevabı ve ikna edici delilleri olduğunu söyledi.

Ancak Gazze’de yaşananları hatırlatan Cübbeli Ahmet Hoca, konuya ilişkin açıklamasını da Gazze’nin kurtuluşundan sonraya ertelediğini ifade etti. 

İşte Cübbeli Ahmet Hoca tarafından yapılan açıklamanın tamamı:

İsmailağa Câmiası’nın şahsımı hedef alarak yayınladığı yazıda, ne kadar tenâkuza düştükleri ve yalan beyânlarda bulundukları hususunda birçok cevâbım ve iknâ edici delillerim hiç şüphesiz mevcuttur. 

Bu hususta bir konuşma yaptığım zaman inat edenler dışında iknâ olmayacak bir kimse kalmayacağını kesinlikle biliyorum. Bu fakîri Allâh için seven ve sohbetlerimizden istifade eden kardeşlerimize şunu ifade etmek isterim ki; ciğerlerimizin parçalandığı şu mahzûn günlerimizde böyle bir açıklama yaparak birçok din düşmanı kanallara bu haberi düşürüp bana hakaret edilmesine, ana avrat sövülmesine ve İslâm’ın aleyhine bunca yorum yapılmasına sebep olanlar, İsmailağa Câmiası içinde kimler ise onları Allâh-u Teâlâ’nın adâletine ve sizlerin takdîrine havâle ediyorum.

Gazze’nin yandığı, Müslümanların üzerine bomba yağdığı ve Mescid-i Aksâ’nın ağladığı şu hassas dönemde, bu konuya girmemeye ve Gazze kurtularak Müslümanların güven içerisinde evlerine girebildikleri hayırlı günleri gördükten sonra onların bu yazılarına reddiye mâhiyetindeki görüşlerimi inşâallâh kamuoyuyla paylaşmaya karar vermiş bulunmaktayım.

https://twitter.com/c_ahmethoca/status/1720532427309797776

Rabıta nedir?

İslam Ansiklopedisi, rabıtanın anlamını bir müridin kâmil bir şeyhe gönlünü bağlayarak manevi yolculuğa çıkması, şeyhinin yüzünü ve ahlakını, davranışlarını düşünmesi olarak tanımlıyor. Sorularla İslamiyet’te ise Allah’ın, Peygamber Hz. Muhammed’in veya bir veli zatın huzurundaymış gibi ya da ölüm anı gelmiş gibi yapılan düşünce ve his alemine rabıta deniliyor.

İslam aleminde de rabıta konusu üzerine tartışmalar mevcut. Bazıları rabıtanın şirk olduğuna ilişkin yorumlarda bulunurlarken rabıtayı savunanlar ise Hz. Muhamed’in “Allah’ın yarattıkları hakkında düşünün. Allah’ın zatını düşünmeyin. Allah’ın zatı hakkında düşünmeye güç yetiremezsiniz” Hadis-i Şerif’ini de göz önünde bulundurarak Allah’ı düşünmenin caiz olmadığından yaratılanın düşünülmek zorunda olduğunu belirtiyorlar.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.