Yüzdü, yüzdü, kuyruğuna geldi. İsveç’in NATO’ya üyeliği konusunda ilk adım atıldı, Katılım Protokolü Dışişleri Komisyonu’nda sert tartışmaların ardından kabul edildi. İşte komisyon tutanaklarına giren bu tartışmaların en önemlileri…
İsveç’in NATO’ya katılım protokolünün uygun olduğuna dair yasa teklifi, TBMM Dışişleri Komisyonu’nda kabul edildi. Komisyonda dün akşam (26 Aralık) yapılan oylamada AKP, CHP ve MHP’li vekiller “evet” oyu kullandı. İYİ Parti ve Saadet Partisi “hayır” oyu kullanırken, DEM Partili vekiller ise oylamaya katılmadı. İsveç’in NATO’ya üyeliğinin onaylanması için teklifin, TBMM Genel Kurulu’nda da kabul edilmesi gerekiyor. Ancak Meclis’in İsveç’in NATO’nun üyeliğini ne zaman görüşeceği belli değil. Zirâ, TBMM Genel Kurulu 16 Ocak’a kadar tatile giriyor.
Dışişleri Komisyonu’nda zaman zaman tartışmalar yaşandı. CHP’li, İYİP’li ve DEM Partili komisyon üyeleri TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı ve AK Parti Ankara Milletvekili Fuat Oktay’a zor sorular yöneltti, Dışişleri Bakan Yardımcısı Burak Akçapar, üyelerin sorularını yanıtlamaya çalıştı. Sinirlenenler, sorularına cevap alamayanlar, sözü kesilenler oldu.
“NATO içindeki etkin ve yön verici rolümüzü de dost düşman herkes biliyor, görüyor”
Toplantının başında söz alan Fuat Oktay, İsveç’in son aylarda olumlu adımlar attığını ve verdiği taahhütlerle Türkiye’yi ikna ettiğini anlattı. Dışişleri Bakan Yardımcısı Burak Akçapar ise İsveç ile yürütülen müzakerelerde önemli ilerlemeler sağlandığını belirtti. Temmuz ayında Litvanya’nın başkenti Vilnius’ta yapılan NATO Zirvesi’nde imzalanan Üçlü Muhtıra sonucu Stockholm’ün somut adımlar attığını anlatan Akçapar, Kur’an-ı Kerim’in yakılması/yırtılması eylemlerine de değindi. “İfade özgürlüğü” kisvesi altında yapılan bu eylemleri saldırı olarak nitelendiren Akçapar, “Tüm bu eylemleri ve eylemlerin failleri ile azmettiricilerini de lanetliyoruz” diye konuştu.
Akçapar, İsveç makamlarının Türkiye’nin her talebini yerine getirmediğini fakat “kimsenin hayal dahi edemeyeceği mevzuat değişiklikleri yaptığını” anlattı. Akçapar, terörle mücadele yasasını yürürlüğe soktuklarını, Türkiye ile bağlantılı dava ve konularda eşgüdümü teminen bir irtibat savcısı atamalarını, “Kürt Kızılayı”nın İsveç’teki faaliyetlerini sonlandırma kararını açıklamasını, ilk kez PKK üyesi bir kişinin terörizmin finansmanı ve kara para aklama suçlarından mahkûm edilmesini örnek gösterdi.
İYİ Parti: “NATO’nun genişlemesine karşı değiliz”
İYİ Parti Ankara Milletvekili ve Parti Sözcüsü Kürşad Zorlu, siyasî iktidarın İsveç’in NATO üyeliğini seçimlerden önce bir seçim malzemesi olarak kullandığını hatırlattı, 16 Kasım’da yapılan son toplantının ardından somut bir adım atılıp atılmadığını sordu. İYİ Parti’nin “NATO’nun genişlemesine prensip olarak karşı olmadığını” söyleyen Zorlu, teklifin gündemden geri çekilmesini istedi:
“Görüşümüz, bu değerlendirmenin madem süreç yönetimi yapılıyor, tekrar gündemden geri çekilip süreç yönetiminin daha vakur, daha etkili, daha olgunlaşmış, daha kabul edilebilir bir noktaya getirilmesinin hem milletimizin bizden beklediği hassasiyet hem de Türk milletinin güvenlik çıkarlarının, terörle mücadelesinin; PKK terör örgütüne, FETÖ’ye karşı mücadelesinin etkili bir adım olacağını düşünüyoruz.”
Salıcı’dan Akçapar’a: F-16’lar konusunda bir değişiklik var mı?
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
CHP İstanbul Milletvekili Oğuz Kaan Salıcı, Akçapar’ın “hayal dahi edilemeyecek değişiklikler” cümlesiyle ne kastettiğini sordu:
“Dolayısıyla bizim parti olarak şimdiye kadar NATO’nun genişlemesine dair kategorik olarak bir karşı çıkışımız hiç olmadı ama şunu da ortaya koymak lazım: İktidarın kullandığı ifadelerde, dilde bir çelişki var ise ve 16 Kasım’dan bu yana kadar değişen bir şey yok ama bir tavır değişikliği var ise bunun arkasında yatan ana nedeni de sorgulamak ihtiyacı duyuyoruz. Daha somut sorayım: F-16’lar konusunda bir gelişme var mı?”
Gelecek Partisi Bursa Milletvekili Kani Torun da muhatabı İsveç ile değil, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) olduğuna dikkat çekti. Türkiye’nin Rusya’dan aldığı S-400’ler yüzünden F-35 programından çıkarıldığını hatırlatan Torun, ABD Başkanı Joe Biden’ın Kasım 2024 seçimlerine doğru giderken Kongre’den “Türkiye’ye F-16 satılsın” kararını çıkarttıramayacağını öne sürdü:
“Arkadaşlar, biz bu filmi gördük daha önce, 1980’de asker sözüyle kandırıldık, Kıbrıs konusunda Türkiye’nin elinde daha çok koz varken Yunanistan’ın NATO’ya dönüşü konusunda gene asker sözüne güvenip – affedersiniz- kazığı yedik ama şimdi bir siyasetçi sözüyle yani ‘no offense’ – sözüm Meclisten dışarı- vereceğiz bu kararı. Ben Biden’in vereceği sözün hiçbir değeri olduğu kanaatinde değilim. Seçim yılında Amerika Birleşik Devletleri’nde Biden’in Kongreyi etkileyebileceği ve bu kararı çıkarttırabileceği konusunda çok şüpheliyim. Avrupalıların, Amerikalıların biliyorsunuz huyudur, olmadığında da “sorry” diyecekler, ‘Kusura bakmayın Kongre’den geçiremedik’.”
AKP’den CHP’ye: “Biz de sizi eleştirebilir miyiz?”
CHP’li Salıcı’nın “Biz, kendi bakış açımız üzerinden yürümek zorundayız. Siz iktidar partisisiniz, biz de muhalefet partisiyiz, doğal olarak ben sizi eleştireceğim. Kimi eleştireceğim arkadaşlar? Amerika Birleşik Devletlerini mi eleştireceğim?” demesi üzerine AKP’li Mustafa Canbey ile aralarında şu diyalog yaşandı:
M.C: Biz de sizi eleştirebiliriz, değil mi?
O.K.S: Doğal olarak, siz de doğal olarak cevap verirsiniz, bunda bir gariplik yok.
M.C: Ama biz de eleştirebiliriz değil mi?
O.K.S: Ya, eleştire de bilirsiniz, cevap verirsiniz, adı ne olursa olsun tabii ki Mustafa Bey yani atış serbest, rahat olun…
“Düşmanı Allah olanı NATO koruyabilir mi?”
AK Parti Gaziantep Milletvekili Ali Şahin, Komisyon’da sözü aldı ve İsveç’te Kur’an-ı Kerim’in yakılmasına dair konuştu, tepkisini şöyle anlattı:
“Kuran -ı Kerim’in yakılması sürecinde İsveç’in ortaya koyduğu performans ve duruş, tavır İslam âlemi açısından son derece rahatsız ediciydi. Belki düşmanı Rusya olanı NATO koruyabilir ama düşmanı Allah olanı NATO koruyabilir mi? Tabii ki
koruyamaz.”
“F-16’lara ihtiyacımız var mı?”
Eski Washington Büyükelçisi ve CHP İstanbul Milletvekili Namık Tan‘ın F-16’la konusunda Akçapar ile diyaloğu da önemliydi. Tan, “Bu uçaklara bizim ihtiyacımız var mı yok mu?” diye sordu, Akçapar, “Elbette var” yanıtını verdi.
Tan daha sonra şunları söyledi:
“Biz burada bugün buna ‘Hayır’ dediğimiz vakit bu uçakların alınması gerçekten çok büyük bir riske girecek . ‘Evet’ diyelim veya ‘Hayır’ diyelim diye söylemiyorum ama ‘factual’ bir şey var, ortada bir olgusal olay var. Neden bu böyle? Çünkü bugün ABD Kongresi tatile girmiş durumda ve Amerika Birleşik Devletleri bu bildirimi yapacak ise şayet, bunun orada, işte sessizlik süreci içerisinde onaylanması mümkün . Ama biz bunu onaylamadığımız takdirde, bu süreyi geçirdiğimiz takdirde bir seçim yılında Amerika Birleşik Devletleri… Üstelik, bizim Cumhurbaşkanımız Yunanistan’a niye gitti? Oradaki, Kongredeki lobiye hâkim olmak için.”
DEM Partili Cupolu konuştu, tansiyon yükseldi
DEM Parti Diyarbakır Milletvekili Ceylan Akça Cupolo, “Kürt meselesi üzerinden yürüyen bu süreçte Kürt bir kadına söz vermeniz hiç hoş olmazdı” diyerek Oktay’dan sözü aldı. Cupolo‘nun “Şu anda bütün bu pazarlığın üzerine yürüdüğü Kürt, o makbul olmayan Kürt benim burada” demesi üzerine AK Parti sıralarından gürültü yükseldi. Oktay daha sonra, “Sayın Cupolo, makbul olmayan PKK’dır, makbul olmayan terör örgütleridir” dedi.
Türkiye’nin İsveç’ten istediği Ragıp Zarakolu’nun DEM Parti’nin Siyaset Okulu’ndaki öğretmenlerden biri olduğunun altını çizen Cupolo, Türkiye’den çok sayıda Kürt’ün Avrupa’ya sığındığını hatırlattı.
“F-16’ları Kürtleri bombalamak için kullanıyorsunuz”
Cupolo’nun “F-16’yı zaten sadece Kürt bombalamak için kullanıyorsunuz” demesi üzerine İYİ Parti Balıkesir Milletvekili Turhan Çömez ile aralarında tansiyon yükseldi.
T.Ç: Ama bu söyledikleriniz doğru değil hanımefendi, ülke güvenliği için alınacak uçaklara “Kürt bombalama” diyemezsiniz.
C.A.C: Roboski’de kimi bombaladınız? Suriye’de diyaliz merkezlerine…
T.Ç: Ne alakası var? Ülkenin güvenliği için alınıyor o uçaklar.
C.A.C: Ben bu Komisyonun üyesiyim, konuşacağım.
T.Ç: Ben de bu Meclisin milletvekiliyim, burada “Kürt bombalamak” diyemezsiniz.
C.A.C: Benim sözümü gasbedemezsiniz, benim burada konuşma hakkım var.
MHP’li Aydın’dan Cupolo’ya: “Sakın Kandil’e gitme!”
MHP Milletvekili Kamil Aydın, Cupolo’ya “Son terörist öldürülünceye kadar sakın Kandil’e gitme” diyerek tepki gösterdi. Cupolo, Komisyon’da herkesin söz aldığını fakat kendisine konuşma imkânı tanınmadığını söyledi.
Cupolo, Oktay ile arasında yaşanan şu diyalogdan sonra Komisyon’u terk etti:
C.A.C: Dünyanın her yerine antidemokrasi ihracatı yapıyorsunuz, ihracatınız artı antidemokrasiyi ihraç ediyorsunuz. Ben kabul etmiyorum Kürt hayatı üzerinden yürüyen bu pazarlığı.
F.O: Burada eğer şunu söyleyeceksiniz anlarız: “PKK’nın sözcüsü olarak burada konuşuyorum” diyeceksiniz bunu anlarız.
C.A.C: Ben barışın sözcülüğünü yapıyorum, ben burada barış meselesini konuşuyorum.