Toplumsal tabu: Kadın cinselliği | Vajinismusu olan kadınlar anlatıyor

Vajinismus, cinsel birliktelik esnasında vajinal bölgede ya da tüm vücutta kasılmalar yaşayıp cinsel ilişkiye girememe durumu olarak tanımlanıyor. Vajinismus, çoğunlukla ilk cinsel deneyim döneminde yaşanıyor. Toplum ve aile baskısı, “namus” dayatması, ilk cinsel deneyime dair kaygılar, büyük bir acı yaşama düşüncesi, taciz travması gibi pek çok şey, vajinismusa neden olabiliyor. Cinselliğin, özellikle de kadın cinselliğinin konuşulmasının tabu olduğu Türkiye’de aslında pek çok kadın, bu sorunu yaşıyor ancak eksiklik hissi, utanç ve etiketlenme korkusu nedeniyle bu konuyu konuşamıyor, sorunu erteliyor ve doktora gitmekten çekiniyor. 

Kadınlar vajinismusu kendi başına çözmeye çalışıyor. Vajinismus, her ne kadar cinsel birlikteliğe engel olsa da aslında sadece cinsel yaşamı etkilemiyor. Bu sorun nedeniyle kadınların özgüveni, aile yaşamı, partnerleri ile olan ilişkileri yani bütün hayatı zarar görüyor. 

Vajismusun ne olduğunu, nelerden kaynaklanabileceğini ve bununla ilgili neler yapılabileceğini Jinekolog Op. Dr. Ebru Zülfikaroğlu, Medyascope’a anlattı.

Vajinismusun büyük oranda ilk cinsel birliktelikte ortaya çıktığını söyleyen Zülfikaroğlu, bununla birlikte sağlıklı bir cinsel yaşamı olan ancak daha sonra ağrılı bir cinsel ilişki, cinsel travma, jinekolojik muayeneler sırasında ya da doğumda yaşanmış istenmeyen bir duruma bağlı olarak ikincil vajinismusun yaşanabileceğini anlattı. 

Her 10 kadından üçünde vajinismus var

Fark edildiği ilk anda hekime gidildiği takdirde sorunun çok daha kolay çözülebileceğini dile getiren Zülfikaroğlu, Türkiye’deki vajinismus oranı ile ilgili ellerinde net bir veri olmadığını, kişilerin vajinismus olduklarını çoğu zaman kendilerine itiraf edemediğini aktardı.

Vajinismusun risk faktörünün Türkiye’de yüksek olduğunu belirten Zülfikaroğlu, “Cinsel terapi veren kliniklerin istatistiklerine baktığımız zaman her 10 kadının üçünde vajinismus olduğunu söyleyebiliriz. Cinselliği kolayca yaşayan, cinselliği halkına anlatan toplumlarda bu risk son derece düşük” dedi.

Toplumsal baskının vajinismus üzerindeki en büyük etken olduğunu söyleyen Zülfikaroğlu, “Vajinismus toplumun cinselliği kötü, ayıp, günah, yasak olarak değerlendirip hem kadına hem de erkeğe, özellikle de kadına bu konuda baskı oluşturmasından kaynaklanıyor. Kadın; namus, bekaret kavramlarıyla cinselliği ilişkilendirip, bunu bilinçaltında sanki acı çekecekmiş, kötü bir şey yaşayacakmış, çok kanaması olacakmış düşüncesi ile eşleştirdiği için ilk cinsel birlikteliğinde yoğun korku, kaygı ve endişeden dolayı cinsel birlikteliğe giremez. Bu, otomatik savunma mekanizması ile bilinçaltında gerçekleşen bir şey” diye konuştu.

“Kadın cinselliğini konuşabilmemiz gerekiyor”

Toplumsal olarak cinselliği göz ardı etmeye ve konuşmamaya meyilli olduğumuzu anlatan Zülfikaroğlu, “Toplum olarak ataerkil bir yapımız var. Toplumun cinselliğe bakış açısının değiştirilmesi, ataerkil yapının sona ermesi, kadın cinselliğini, kadın orgazmını konuşabilmemiz gerekiyor” diye ekledi. 

Vajinismus yaşamış kadınlar anlatıyor

Daha önce vajinismus yaşamış beş kadın, bunu sorunu nasıl fark ettiklerini, ilk cinsel deneyimlerini, neler hissettiklerini, partnerlerinin bu durumu nasıl karşıladıklarını Medyascope’a anlattı.

*Konuştuğumuz kadınlar, haberde isimlerinin yer almasını istemedi.  

“İlk cinsel deneyimim esnasında acıdan bayıldım”

Üniversite öğrencisi Narin* 20 yaşında, İstanbul’da yaşıyor. 18 yaşındayken ilk deneyimini yaşadığı esnada cinsel ilişkiye giremeyince bir sorun olduğunu anladığını dile getiren Narin, ilk deneyimini şöyle anlattı: “O esnada tüm vücudum kitlendi, hatta o kadar kitlendi ki, ben bir noktada birlikteliği yaşarken bayıldım. Midem bulanmaya başladı, canım çok yandı. Partnerim dikkatliydi ama ben uyarmakta geç kaldım. Canım çok yandığı için bir yerde acıdan bayıldım.”

Cinsel ilişkiye giremediği için utandığını anlatan Narin, “Ne olduğunu, başıma ne geldiğini biliyordum ama beklemiyordum açıkçası. Sonrasında bir süre ilişkiye girmekten çekindim. ‘Tekrar başıma gelirse ne yapacağım?’ diye düşünüyordum. ‘Ya aynı şekilde anlayışlı birisine denk gelmezsem’ diye düşündüm. O yüzden biraz gerici bir durumdu” dedi.

Durumu kendi kendine çözebileceğini düşündüğünü anlatan Narin, o dönem yaşadığı şeyin tam anlamıyla vajinismus olduğundan da emin olmadığını söyledi. Arkadaşlarıyla konuştuğunda yaşadığı sorunun vajinismus olduğunu anlayan Narin, bu konu üzerine konuşmanın kendisine iyi geldiğini, yaşadığı şeyin “acil olduğunu” düşünmediğini, iki sene boyunca da birlikte olduğu biri olmadığı için doktora gitmediğini anlattı. 

Narin, yaklaşık iki sene vajinismus yaşadıktan sonra sorunun meditasyon ve egzersizlerle birlikte geçtiğini ancak şu anda da cinsel birliktelik yaşarken bazen rahatsızlık hissettiğini ekledi.

Toplum ve aile baskısı: Seks yaparsam anneme benzer miyim?

Medyascope'u destekle. Medyascope'a abone ol.

Medyascope’u senin desteğin ayakta tutuyor. Hiçbir patronun, siyasi çıkarın güdümünde değiliz; hangi haberi yapacağımıza biz karar veriyoruz. Tıklanma uğruna değil, kamu yararına çalışıyoruz. Bağımsız gazeteciliğin sürmesi, sitenin açık kalması ve herkesin doğru bilgiye erişebilmesi senin desteğinle mümkün.

33 yaşındaki Umay*, 23 yaşındayken ilk cinsel deneyimini, kendisi çok istekli olmasa da aşık olduğu partnerinin bunun ilişkide “önemli” bir şey olduğunu söylemesi üzerine yaşamaya karar verdiğini anlattı. Cinsel birliktelik esnasında büyük bir kasılma yaşayan Umay, bunun üzerine isteğinin de geçmesiyle birliktelikten vazgeçti. Yaşadığı şeyi, “Bulunduğumuz yer uygun değil”, “Bugün kendimi iyi hissetmiyorum”, “Aileme yalan söyleyip geldim, bunun üstümde yarattığı bir yük var” gibi gerekçelerle açıklayan Umay, sonraki denemelerinde de cinsel birliktelik yaşayamadı. 

İlişkisinin altı yıl sürdüğünü anlatan Umay, “O dönemki erkek arkadaşım yıllarca bu durumu bana kendimi hiç kötü hissettirmeden idare etti. Yalnızca birkaç kez, ön sevişme başlayıp devamını getiremediğim için zorlandığını söyledi. Bu sözler ‘Bir sorun var ve çözmem gerekiyor’ hissi yarattı. Konu kendi içimde daha da kilit hale geldi. Altı yılın sonunda erkek arkadaşım, daha fazla tahammül edemediğini, cinsel isteğinin en yoğun olduğu yılları bu şekilde geçirdiğini ve artık çok zorlandığını, sürekli mastürbasyon yapmak zorunda kaldığını söyledi. Bu son konuşmasında üslubu yıllar içindeki tavrından çok farklı bir haldeydi, hiç destekleyici değil, aşağılayıcıydı. İlişkim bu sebeple bitti” dedi. 

İlişkisinin bu sebeple bitmesi üzerine kendini suçlayan, gururu kırılan ve sonrasında cinsel terapiye başlayan Umay, bir zaman sonra başka erkeklerle de cinsel ilişkiye girmeyi denediğini ancak bunu yapamadığını anlattı. Sorunu çözmeye çalıştıkça daha da büyüdüğünü dile getiren Umay, “Benim gibi cinsel birliktelik yaşamayan bir kız arkadaşımla konuşurken bana ‘Kendiliğinden olabilecek bir şeyi çok önemli hale getirdin ve sırf bunu yaşamak için kendini çok yıprattın’ demesinden etkilenerek konuyu kendi içimde kapatmaya çalıştım. Terapilerim vajinismus üzerinden değil, travmalarım üzerinden devam etti” diye konuştu. 

Terapilerle birlikte vajinismus olma nedeninin ilk cinsel isteklerini hissettiği zamanlarda ailesinin bu durumu öğrenip kendisini yaftalayacağı korkusu olduğunu anladığını dile getiren Umay, “Annemle hiçbir zaman kuvvetli bir bağım olmadı. Annemin hayattaki duruşunu, tavrını, tarzını hiçbir zaman doğru bulmadım. Gördüğüm terapilerde anlaşıldı ki, anneme benzememek için kendime kurduğum baskı ve annem libidosu yüksek bir kadın olduğu için toplumun annem hakkındaki düşünceleri beni vajinismus yapan asıl konuydu” diye devam etti.

Şu anda güvende hissettiği bir ilişkisi olduğunu anlatan Umay, cinsel birliktelik yaşarsa annesine benzemeyeceği fikrini kabul ettikten sonra vajinismusun geçtiğini, partneriyle sevişebildiğini anlattı. 

“Partnerim, fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladı”

İstanbul’da yaşayan Ayşen*, vajinismus nedeniyle yıllarca cinsel ilişki yaşayamadı. 18 yaşındaki ilk cinsel deneyiminde bölgesel kasılmalar ve yoğun kaygılar nedeniyle cinsel ilişkiye giremediğini dile getiren Ayşen, “Çok korktum. Hiçbir şekilde ilişkiye girebilecek durumda değildim. Bana ne olduğunu bilmiyordum. Kendimi suçlamaya başlamıştım. Hiçbir zaman cinsel birliktelik yaşayamayacağımı düşünmüştüm. Eski sevgilim de bu konuda beni suçlamıştı. Hatta, ‘Sen beni sevmiyorsun, benden tiksiniyorsun, yalan söylüyorsun, o yüzden böyle oluyor’ demişti. Fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladı” diyerek yaşadıklarını anlattı.  

Vajinismusu internetten öğrenen Ayşen, kadın doğum doktoruna ve terapiye gitti. Terapiyle birlikte özfarkındalığının artmasına rağmen yıllarca birliktelik yaşamayan Ayşen, “Sorunun travma geçmişim ve partnerimin baskıcı bir insan olmasından kaynaklandığı ortaya çıktı. Yıllar sonra birlikte olduğum erkek arkadaşımla artık bu sorunu yaşamadığımı fark ettik. Şu anda herhangi bir sıkıntı yaşamıyorum” dedi.

“Utandım, kendimi eksik hissettim”

Üniversite öğrencisi Selin*, 17 yaşındayken ilk cinsel birliktelik denemesinde büyük bir kaygı ve bölgesel bir kasılma yaşadığını, ilişkiye giremediğini kendisinde bir sorun olduğunu anladığını dile getirdi. 

Yaşadığı durumu kimseyle konuşamayan Selin, bir sonraki ilişkisinde partnerine travması olduğunu, bu nedenle cinsel ilişkiye girmek istemediğini söyleyerek başladı. Başlarda bunu makul bir tepkiyle karşılayan partneri, ilerleyen zamanlarda “Denemeden bunu çözemeyiz” diyerek ısrarcı olmaya başladı. Partneri tarafından cinsel şiddete maruz bırakılan Selin, yaşadıklarını şu cümlelerle anlattı: “Çok canım yandı, olmuyordu, zorla rızam dışında içime girdi. Şimdilerde böyle bir sorunum yok ama hâlâ bazen canım yanabiliyor.” 

Baskıcı ve muhafazakâr bir ailede yaşamadığını anlatan Selin şunları söyledi: “Aslında ailem hiç baskıcı değildi ama annemin bana sürekli böyle söylediği şeyler vardı: ‘Seçeceğin insana çok güvenmelisin. Bu insan çok güvenilir bir insan olmalı. Yoksa seni kullanır.’ Kendi çıkardığı dersleri bana yansıtmaya çalıştı ama galiba bu benim gözümde, ‘Seks herhalde çok kötü bir şey’ gibi bir his uyandırdı.”

“Büyüdüğüm alanda, büyüdüğüm ailede seks gerçek bir tabu ve yasaklı”

İstanbul’da yaşayan Büşra*, üniversite öğrencisi. İlk cinsel temasını 15 yaşında yaşayan Büşra, çok büyük bir kasılma ve acı hissettiğini bu nedenle de ilişkiye giremediğini anlattı. Yaklaşık dört-beş sene boyunca aynı durumu yaşayan Büşra, ailesinden çekindiği için doktora gidemediğini, kendi araştırmaları sonucu vajinismus olduğunu fark ettiğini dile getirdi. Büşra, o dönem adet düzensizliği nedeniyle doktora gitse de muayeneye annesi de girdiği için doktora yaşadığı sıkıntıyı anlatamadı. 

İlerleyen zamanlarda doktora gidebilecek cesaretini toplayan Büşra, vajinismusu olduğu dönemlerde partnerlerinin bu durumu pek de hoş karşılamadığını, kendisine “Sende bir sorun var” dediklerini söyledi.

Vajinismus ve cinsel birliktelik hakkında o dönem konuşmakta çok zorlandığını, arkadaşlarının ne düşüneceğinden endişe ettiğini anlatan Büşra, şu cümlelerle devam etti: “Büyüdüğüm alanda, ailede seks gerçek bir tabuydu. O yüzden genel olarak bunun hakkında konuşmamayı çok tercih ediyordum. En azından partnerimle daha özel bir yaşantı olduğunu düşünürdüm bunun.”

Şu an sevişirken bir problem yaşamadığını belirten Büşra, “Ama stresliysem, çekinceliysem, güvende hissetmiyorsam, sevişmek büyük bir problem oluyor. Seksi, aileden gelen ve çevreden gelen çok büyük bir cinsel baskısıyla birlikte rahat hissettirmemeyle bağdaştırmıştım. Çünkü ilk defa rahat hissettiğim bir sevişme yaşadığımda ilk defa penetrasyon olmuştu. Kendimi rahat hissettiğime inandırdığım değil gerçekten rahatladığım ve sekse bir alışveriş değil, karşılıklı zevk alma uygulaması olarak baktığımda ve karşımdakine zevk vermekten ziyade kendim de zevk alabildiğimi fark ettiğim anda penetrasyon yapabilmeye başlamıştım” dedi.