Ruşen Çakır, konuğu Mert Uzunsoy ile 2018 Genel Seçimleri, 2019 Yerel Seçimleri, 2023 Genel Seçimleri ve 2024 Yerel Seçimleri’nde AKP ve CHP’nin karşılıklı oy geçirgenliğini, AKP’den YRP’ye oy geçişini, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 2018 ve 2023 yılları arasındaki oy değişimini, 2018’den 2023’e yerleşim yerlerine göre sonuçların değişkenliğini verilerle değerlendiriyor.
Yayına hazırlayan: Gülden Özdemir
Merhaba, iyi günler, iyi akşamlar. Genç bir araştırmacı, Ankara Araştırma ve Danışmanlık’tan Mert Uzunsoy konuğumuz. Kendisiyle 2018 genel seçiminden 2024 yerel seçimine kadar Adalet ve Kalkınma Partisi ve CHP’nin oylarındaki değişimleri konuşacağız. Mert, merhaba. Hoş geldin.
Mert Uzunsoy: Merhabalar, hoş bulduk.
Çok ilginç şeyler, tablolar, haritalar çıkartmışsın. Bayağı bir ince işçilik gerektiriyor. Şimdi konuşacak çok şey var, ama ben bunu daha çok AKP ve CHP ile sınırlamak istiyorum ve şöyle bir soruyla başlayalım istersen: 2018 seçimine baktığımız zaman, Adalet ve Kalkınma Partisi %42,49 oy almış ve son seçime baktığımız zaman, İl Genel Meclisi’nde %32,42. Yani 10 puanlık bir kayıp var Adalet ve Kalkınma Partisi’nde. Aynı şekilde Cumhuriyet Halk Partisi’ne baktığımız zaman, 2018’de %22,67 almış — tabiî ittifaklar falan da var. Bu son seçimde İl Genel Meclisi’nde CHP %34,47 almış. Yani 12 puan fark etmiş, artırmış. Şimdi burada baktığımız zaman, sâdece seçim bu iki partiden ibâret değil; ama AKP 10 puan kaybederken CHP 12 puan kazanıyor. Genellikle, “AKP’den CHP’ye oy geçişi yok” diye yorumlar yapılıyor. Sen yaptığın çalışmalarda böyle bir geçişi gözleyebildin mi? Yoksa AKP’den başka partiye gidiyor, CHP başka partiden alıyor gibi teoriler daha mı gerçekçi?
Mert Uzunsoy: 2024 için ilk olarak söyleyecek olursak, sâdece AK Parti’den Cumhuriyet Halk Partisi’ne geçiş yok; yalnızca AK Parti’nin seçmeni sandığa gitmedi de o nedenle Cumhuriyet Halk Partisi yükselmiş oldu tezi tüm bölgelerde geçerli değil; ancak bâzı bölgelerde geçerli. Özellikle Anadolu’nun iç kesimlerinde ve Cumhuriyet Halk Partisi’nin seçim zaferinden sonra “Şaşırdık” diyen insanların çok olduğu bölgeler, misâlen Adıyaman, Afyonkarahisar, Kastamonu, Kırıkkale gibi bölgelerde AK Parti ve Cumhur İttifâkı seçmeninden çok yüksek oy geçişleri var Cumhuriyet Halk Partisi’ne. Ama biraz daha farklı bölgelerde; Konya, Kayseri ve İç Anadolu’daki diğer büyükşehirlerde baktığımızda, Cumhuriyet Halk Partisi’nin seçim kazanmadığı bölgelerde katılım çok fazla düşmüş ve buralarda Cumhuriyet Halk Partisi’ne geçiş biraz daha seyrek. Şimdi târihsel olarak biraz daha geri gidip meseleyi incelemek aslında daha iyi. Sizin de az önce bahsettiğiniz oy oranları var. Aslında AK Parti’nin hikâyesini okurken de başlangıç, mihenk noktası olarak 2015 Kasım seçimlerini almak daha anlamlı ve mantıklı olacak. Çünkü orası AK Parti’nin pik yaptığı noktaydı, yaklaşık %50 oy oranıyla ve ondan sonra AK Parti hiçbir seçimde oy oranını artıramadı. 2018’de önce %42,5 seviyesine, ardından 2023 seçimlerinde de %35,5 civârına düştü. Bugün de baktığımızda 2024 yerel seçimlerinde %32 civârında. Yalnız o %32’yi okurken de şundan bahsetmem gerekir: Birçok büyükşehirde ve büyükşehrin ilçe belediye meclislerinde Milliyetçi Hareket Partisi’nin oyları AK Parti’nin içerisinde konumlandı. İstanbul’a baktığımızda, 39 ilçenin 37’sinde Milliyetçi Hareket Partisi seçmeni belediye meclislerinde AK Parti’ye oy verdi. O nedenle AK Parti’nin bu seçimde elde ettiği %32 civârındaki oy da tam olarak kendi oyu değil aslında.
Daha az mı olduğunu varsayabiliriz?
Mert Uzunsoy: Biz bununla ilgili bir hesaplama yaptık. AK Parti’nin oyu %28,3 civârında.
Kaç? Bir daha tekrarlar mısın?
Mert Uzunsoy: %28,3.
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
Bu çok acâyip bir rakam, %30’un altı yani.
Mert Uzunsoy: Evet. Çünkü özellikle büyükşehirlerde, Mersin ve Adana hâriç, ilçelerin ezici çoğunluğunda AK Parti, belediye meclis üyeliği seçimlerine kendi ismiyle girdi. Milliyetçi Hareket Partili adaylar ise AK Parti listelerinden girdi. Mücâdelenin iki parti arasında olduğu 30 büyükşehrin dışındaki bölgelere baktığımızda, Milliyetçi Hareket Partisi ile AK Parti’nin, berâber mücâdele edilen şehirlerde hemen hemen eşit sayıda ilçede zafere ulaştığını görüyoruz. Karaman’a bakıyoruz, Milliyetçi Hareket Partisi önde. Diğer taraftan, Doğu Karadeniz’in iç kesiminde hem AK Parti’nin hem de Milliyetçi Hareket Partisi’nin aldığı belediyeler var. Burada AK Parti’nin oy oranı %32 görünüyor, ancak burada Milliyetçi Hareket Partisi’nin oylarıyla berâber. Bunu altını çizerek söylemek istiyorum. Biz hiçbir zaman AK Parti’nin net oyunu 2024 seçimlerinde bilemeyeceğiz. Ama yaptığımız simülasyonlarda %28,3 civârında bir oy tespit ettik. İttifak sisteminden dolayı tabiî ki bunu da net olarak söylemek mümkün değil.
Peki, burada sözünü kesiyorum ama, bir tablonuz var. Yeniden Refah Partisi’ne geçiş haritası var. AKP’nin meselâ Yeniden Refah Partisi lehine oy kaybettiğini biliyoruz. Bâzı yerlerde MHP lehine bir oy kaybı da olabilir; İç Anadolu’da, Doğu Anadolu’da sık sık yaşanan bir olay. Seçime katılmayanlar var; ama %28’den bahsettiğin için çok büyük bir oran var. Yani bunların hatırı sayılır bir kısmının CHP’ye geçtiği geliyor aklıma. Çok mu abartıyorum?
Mert Uzunsoy: Hayır. Cumhuriyet Halk Partisi ile AK Parti arasında bu seçimde oy geçişinin olmadığını iddia etmek çok anlamlı değil. Kezâ, bugün spesifik bir örnek vereceğim, Ankara örneği: Ankara’nın Sincan ilçesi bilindiği üzere siyâsal İslâm partilerinin ve son 20 yıldır da AK Parti’nin kalesi olarak bilinen bir ilçe. Ancak ilçenin büyükşehir seçim sonuçları incelendiğinde, Mansur Yavaş %48, AK Parti adayı ise %41 civârında bir oy oranı elde etti. Ancak diğer taraftan ilçe belediye başkanlığına baktığımızda Cumhuriyet Halk Partisi’nin oy oranı %30, AK Parti ise %50’ye yakın bir oy aldı. Yani burada AK Parti ile Cumhuriyet Halk Partisi’nin arasındaki oy geçişinin ne denli yüksek olduğunu bir ilçe bazında baktığımızda bile görebiliyoruz. Kaldı ki Manisa, Balıkesir, Bursa gibi yerlerde de Cumhuriyet Halk Partisi adaylarının %50 civârında ve Manisa’da %50’nin üzerinde oy aldığını incelediğimizde, AK Parti ve MHP’nin Cumhur İttifâkı grubundan oy geçişi olmadan salt çoğunluğu elde etmesi mümkün olmayan şehirler buralar. Çünkü bir önceki cumhurbaşkanlığı seçiminde, Erdoğan’ın %50’den fazla oy alarak birinci olduğu şehirler buralar. Şimdi hem DEM Parti’nin hem de İYİ Parti’nin ve diğer muhâlefet bileşenlerinin aday çıkardığı bölgelerde Cumhuriyet Halk Partisi %50’nin üzerine çıkıyorsa, burada yalnızca sandıktan uzaklaşan bir kitlenin değil; aynı zamanda bir önceki seçimde Erdoğan’ı ya da Cumhur İttifâkı partilerini desteklemiş seçmenin de CHP’li adaylara teveccüh gösterdiğini net bir şekilde görebiliyoruz. Burada İstanbul ve Ankara için diğer büyükşehirlere göre özel bir parantez açmak lâzım. Ankara ve İstanbul’daki DEM Parti ve İYİ Parti seçmenleri, Manisa, Bursa, Balıkesir, Antalya gibi bölgelere göre çok daha fazla Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş isimlerine kanalize oldu ve burada toparlandı. Elbette ki Mansur Yavaş’ın %60 oy oranına erişmesinde AK Parti’den geçen seçmenin etkisi olduğu kadar, muhâlif seçmenin kendi üstünde bu kadar fazla uzlaşmasının da etkisi var. İstanbul’da Ekrem İmamoğlu etrâfında DEM Parti seçmeninin ve İYİ Parti seçmeninin diğer büyükşehirlere göre çok büyük bir çember oluşturup teveccüh gösterdiğini görüyoruz. Bu ise her iki ismin de medyada ve toplumda çok fazla görünür olmasından kaynaklanan bir nokta. Ancak Anadolu’nun diğer bölgelerine baktığımızda, çoğu bölgede AK Parti’den Cumhuriyet Halk Partisi’ne oy geçtiğini görüyoruz. Özellikle Yeniden Refah Partisi’nin ikinci parti olduğu Konya, Kayseri ve birinci olduğu Yozgat gibi bölgelerde, Cumhuriyet Halk Partisi ile AK Parti arasında geçiş yok. Orada Cumhuriyet Halk Partisi’nin bir nebze daha zayıf olduğunu söyleyebilirim o noktada. Yeniden Refah Partisi’nin de ön plana çıkmasıyla oralardaki oy geçişi genellikle Yeniden Refah Partisi ile AK Parti arasında ve diğer taraftan da sandığa gitmeme noktasına biraz daha fazla evrilmişti.
Burada benim dikkatimi çeken, Yeniden Refah’tan bahsettiğinde bir tablo görmüştüm. Şimdi elimin altında değil ama illâki biliyorsundur. AKP’nin kazandığı, yeniden kazandığı illerde –ki çok güçlü olduğu Konya, Kayseri, Kahramanmaraş, Malatya gibi yerlerde yeniden kazanıyor ama– çok ciddî oy kayıpları yaşıyor: 20 puan, 25 puan. Meselâ Konya’da 2019 seçiminde %70 civârında mı ne bir oy almıştı diye hatırlıyorum, aklımda öyle kalmış. Şimdi Yeniden Refah Partisi bayağı bir oy aldı; AKP kazandı ama çok ciddî oy kayıpları da var. Yani kalelerinde de çok ciddî oy kayıpları gördüm.
Mert Uzunsoy: Ruşen Bey, bunu şöyle bir örneklendirme ile çok net bir şekilde açıklayabiliriz: Cumhuriyet Halk Partisi’nin İzmir’de başına ne geldiyse, aynı şeyler Konya’da, Kayseri’de, Maraş’ta, Rize’de AK Parti’nin başına geldi. Nasıl ki Cumhuriyet Halk Partisi İzmir’i oy kaybederek kazandıysa, AK Parti de bu bölgelerde oy kaybederek kazandı. Kazandı, ama oy kaybederek kazandı. Baktığımızda büyükşehirler bazında AK Parti’nin en yüksek oyla kazandığı yer Trabzon: %50 civârında. Türkiye genelinde en yüksek oyla kazandığı yer Rize: %51. 2015 Kasım çok uzak değil. 2015 Kasım’da Türkiye genelinde ortalama oy olarak alıyordu AK Parti bu oy oranını. O nedenle çok yüksek oranda gerilemeler var. Bunda en fazla etkili olan parti Yeniden Refah Partisi. Bâzı bölgelerde de Cumhuriyet Halk Partisi, özellikle metropollerde. Ama AK Parti’nin kaleleri diyeceğimiz bölgelerde, Yeniden Refah Partisi’nin oyuna dâhil olması ve iddialı adaylarla seçime katılması AK Parti’yi zayıflatmış görünüyor. Bu aslında ilçe ölçeğinde de AK Parti’nin çok güçlü olduğu bölgelerde de karşımıza çıkıyor. Büyükşehirlere gittiğimizde de karşımıza çıkıyor. Yeniden Refah Partisi’nin, AK Parti’ye oy oranı olarak verdiği bir problem diyebilirim. Ama bu oy oranının karşılığında, Yeniden Refah Partisi o denli bir şey kaybettirmiş değil AK Parti’ye. AK Parti’nin kaybettiği belediyeleri, hattâ bunu Cumhur İttifâkı olarak değerlendirelim, Cumhur İttifâkı’nın belediye kaybettiği bölgelerde belediye kaybetmesinin ana sebebi Cumhuriyet Halk Partisi’ne kaybettiği oylar. Ama oy oranı olarak zayıfladığı bölgelerde, Yeniden Refah Partisi’nin iddialı adaylar çıkarması. Bu ayrımı doğru yapmak gerekir diye düşünüyorum. Eğer ki Yeniden Refah Partisi’nin İstanbul’da, diğer tarafta Manisa’da, Ankara’da AK Parti’ye belediye kaybettirdiği iddia ediliyorsa, bu doğru bir tez olmaz. Çünkü oy oranlarını da incelediğimizde, büyükşehir belediyesi oyları Yeniden Refah Partisi’nin 2023 oylarıyla neredeyse aynı, bir değişim yok. Yani oradaki Yeniden Refah Partisi’ne 2023’te oy vermiş seçmenin belirli bir kısmı hattâ AK Parti’ye doğru yönelmiş görünüyor sandık bazlı sonuçlar incelendiğinde; çünkü onlar da en nihâyetinde 2019’da, 2018’de ve geriye doğru gittikçe AK Parti seçmenleri. Şunu düşünmemek lâzım: Tüm Türkiye’de Yeniden Refah Partisi yukarı yönlü bir trend izlerken, Ankara, İzmir ve İstanbul’da yerinde sayması çok anlaşılabilir bir durum değil. Orada da Yeniden Refah Partisi’nin seçmeninin de Cumhur İttifâkı’na doğru bir yönelimi söz konusu.
Şimdi 2018 ile 2023’e bir bakalım. AK Parti’deki oy değişimi tablosunu arkadaşlar bir göstersin. Şimdi burada baktığımız zaman, oyları artan bölgelerin sayısı çok çok az. Çünkü AKP’de bayağı belirgin bir oy kaybı yaşanıyor 2018 ile 2023 arasında. Görüyoruz ki çok az yer dışında AK Parti hemen hemen her yerde oy kaybetmiş. Ama şimdi bir de Cumhuriyet Halk Partisi’ne bakalım, 2018-2023 haritasına. Evet, burada Cumhuriyet Halk Partisi çok ciddî bir şekilde birçok bölgede oy artırmış Mert. Ama senin dikkatimizi çektiğin çok önemli bir husus var. Belediyeleri olan yerlerde oyu azalmış büyük ölçüde değil mi?
Mert Uzunsoy: Evet.
Bu çok anlamlı. Şundan anlamlı; 2019’da çok büyük bir çıkış yaptı Cumhuriyet Halk Partisi. İYİ Parti’nin açık, HDP’nin örtülü desteğiyle birçok belediyeyi kazandı. Bayağı bir zafer elde etti 2019’da. Hattâ muhâlif çevreler hep şunu düşündü: O 2019’da alınan oyun üzerine koyar, 2023’teki cumhurbaşkanlığı seçimini de çok rahat bir şekilde alır. Ama senin bu haritada gösterdiğin gibi bize, hiç de böyle olmadı.
Mert Uzunsoy: Evet. 2023 seçimlerinde Cumhuriyet Halk Partisi 2018’e göre oy artırdı, yaklaşık 2,5 puan civârında bir oy artışı sağladı. Ama bu oy artışını sağlarken, bu çok beklenen bir artıştı. Bunun iki tâne temel faktörü var. Birinci faktör; Altılı Masa bileşenleriyle ortak bir liste etrâfında seçime katılınmış olması. İkinci husus ise aslında biraz daha dişe dokunur: 2018 seçimleri HDP’nin %11,7 ile tamamladığı bir seçim olmuştu. Bu, tüm katıldığı seçimler içerisinde ikinci en fazla oy aldığı seçim. Ancak Kürt nüfûsun biraz daha görece az yaşadığı batı bölgelerinde, Cumhuriyet Halk Partisi’nin güçlü olduğu, seküler seçmenin güçlü olduğu bölgelerde HDP’nin en yüksek oy aldığı seçim. Ve Cumhuriyet Halk Partisi’nden HDP’ye en yoğun geçişin olduğu bir seçimdi bu seçim. Ve emânet bir oy vardı Cumhuriyet Halk Partisi’nin. HDP’de Cumhuriyet Halk Partisi’nin emânet bir oyu vardı. Ve barajın da %7’ye düşürülmesi, bu seçmenin çok daha kolay bir şekilde Cumhuriyet Halk Partisi’ne geri gelmesini sağladı. Üstüne bir de Saadet Partisi’nin, belirli ölçülerde DEVA Partisi, Demokrat Parti ve Gelecek Partisi’nin de oyları eklenince, Cumhuriyet Halk Partisi %25,3 seviyesine yükseldi. Ama oradaki coğrâfî dağılıma baktığımızda, Cumhuriyet Halk Partisi’nin Orta Anadolu, Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu’da oylarını net bir şekilde artırdığını görüyoruz. Burada, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde söylenecek birkaç şey var. Cumhuriyet Halk Partisi’nin bölgeye yönelik helâlleşme teması altında ilk başta yaptığı açılım ve ikinci olarak da Kemal Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinde muhâlefetin önüne geçip tüm muhâlefetin lideri olması, bölgedeki seçmenin de Cumhuriyet Halk Partisi’ne teveccühünü getirdi. Ayrıca yine bölgede büyük aşîretlerde veya öne çıkan isimlerde Cumhuriyet Halk Partisi’nden milletvekili adayı olma talebi yıllar sonra ilk defa belirginleşmiş, gelişmişti. Sonuç olarak da baktığımızda, Diyarbakır’da yıllar sonra ilk defa Cumhuriyet Halk Partisi adına bir milletvekili geldi. Diğer taraftan, batıya doğru gittikçe Cumhuriyet Halk Partisi için işlerin biraz daha gerilediğini görebiliyoruz o haritada. Cumhuriyet Halk Partisi 973 ilçede vardı, 7 ilde seçime katılmadı, İYİ Parti’yi destekledi, 157 ilçede oy oranında bir düşüş gerçekleşti. Şimdi bu kritik bir şey. Cumhuriyet Halk Partisi oy oranını artırırken, 157 ilçede niçin oy kaybediyor sorusunu akla getiriyor. Orada da mekânsal dağılımına baktığımızda, Trakya, Kıyı Ege ve Akdeniz, yine Hatay Samandağ’a kadar uzanan bir hat görüyoruz orada. Birincisi, Türkiye İşçi Partisi’nin siyâsal hayâta katılmış olması ve seçimlerde bir iddia ortaya koyması. İlk husus olarak bunu söyleyebilirim. İkinci konu da Cumhuriyet Halk Partisi’nin belediyelerinin olduğu bölgelerdeki muhtemel memnûniyetsizlik durumu. Çünkü bu 157 ilçenin 70’ini Cumhuriyet Halk Partisi yönetiyordu o dönemde. Az önce AK Parti’nin oy geçişi, 2023’e doğru oy değişimini incelediğimizde, batıda Trakya’da birkaç ilçede oylarını artırdığını gördük. Ve 2024’te de aslında AK Parti’nin birçok belediyede, Cumhur İttifâkı’nın güç kazandığını… 2011’den bu yana incelediğimizde, Cumhuriyet Halk Partisi’nin Türkiye’de en yüksek oy aldığı ilçelerden biri olan Babaeski’de AK Parti bu seçimleri kazandı. Kırklareli’nin birkaç ilçesini kazandı. Hattâ merkez belediyesini, Kırklareli Belediyesi’ni kazandı. Edirne’de birkaç belediyeyi kazandı. O nedenle Cumhuriyet Halk Partisi’nin güçlü olduğu bölgelerde belki yıllardır yönetmenin getirdiği, yıllardır orada yerel iktidar olmanın getirdiği bir sorunlar dizisi olabilir. Yani Cumhuriyet Halk Partisi gittikçe bölgede güç kaybediyor. Memleket Partisi’nin, Zafer Partisi’nin, Türkiye İşçi Partisi’nin, 2018 îtibârıyla İYİ Parti’nin oyuna girip seçimlerde Cumhuriyet Halk Partisi’ne rakip olması nedeniyle orada bir bölünme durumu söz konusu. Ancak 2024 yerel seçimlerinde Ege bölgesini biliyorsunuz, bütün şehirlerin ve ilçelerin neredeyse %85’ini Cumhuriyet Halk Partisi kazandı. Yeniden bir toparlanma fırsatı var bölgede Cumhuriyet Halk Partisi’nin. Trakya’da da aynı şekilde. Ancak özellikle batı kesimde şöyle bir dezavantaj var Cumhuriyet Halk Partisi adına: Demografik bir durum bu. Türkiye’de göç deyince aklımıza hep doğudan batıya doğru bir hareket gelir. Cumhuriyet Halk Partisi’nin önde olduğu bölgelerde de bir demografik değişim, yıllardır aslında, ufak ufak da olsa etkili oluyor. Özellikle buna Tekirdağ’ın Çerkezköy Kapaklı bölgesini örnek göstermek çok yerinde olur. Orası geçmiş dönemde Cumhuriyet Halk Partisi’nin bir adım önde olduğu yörelerdi. Ancak Karadeniz’den ve Doğu Anadolu’dan aldığı göçlerle berâber şu anda Cumhuriyet Halk Partisi’nin ikinci parti konumuna gerilediği bölgeler. Demografik açıdan da bir dezavantaja sâhip Cumhuriyet Halk Partisi orada. Ancak Cumhuriyet Halk Partisi’nin oy kaybettiği bölgelerde bu kadar yoğun belediyesinin olması, sorgulanası ve üzerine düşünülesi bir nokta.
2024 seçimi birçok olay gösterdi bize. CHP ilk defa, AKP’nin seçime girdiği Türkiye’de ilk defa AKP birinci parti olamadı. CHP, Ecevit’ten bu yana, 1977’den bu yana ilk defa bir seçimden birinci parti çıktı. Bir istisnâ var: 1989’da Sosyal Demokrat Halkçı Parti’nin yerel seçimde birinci olması; ama o tam olarak CHP sayılır mı bilemiyorum. Neyse. Bir de Demokratik Sol Parti var; ama o bambaşka bir olay zâten. Fakat CHP olarak baktığımızda, bir o var, bir de AKP’nin çok ciddî bir oy kaybı. Sizin bulgularınıza göre %30’un bile altına düşmüş bir AK Parti var. Şimdi ben illere baktığım zaman şunu gördüm, siz daha iyi hesaplamışsınızdır: Adalet ve Kalkınma Partisi il belediyesi olarak, il belediyesi kazanan bütün partilere belediye kaybetti. Yani Büyük Birlik Partisi bir tâne belediye aldı: Sivas’ı AK Parti’den aldı. Yeniden Refah Partisi iki tâne belediye aldı; ikisini de AK Parti’den aldı: Yozgat, Şanlıurfa. DEM Parti Ağrı’yı ve Muş’u değil mi, yanlış hatırlamıyorsam Muş’u AK Parti’den aldı.
Mert Uzunsoy: Evet.
MHP, AK Parti’den Gümüşhane’yi aldı, galiba bir yer daha aldı. İYİ Parti tek yer aldı, Nevşehir, o da AK Parti’den aldı. Ve tabiî ki CHP. Acâyip bir durum. Yani herkese belediye kaybetmiş bir parti var. Bu sâdece bir yöne doğru bir çözülme değil; birçok yöne doğru bir çözülme sanki.
Mert Uzunsoy: Evet. AK Parti’nin tüm partilere belediye başkanlığı kaybetmesindeki ortak bir noktayı söyleyebilirim; eski AK Partililerin diğer partilerden aday olması. Bu en büyük sebeplerden ilki. Nevşehir’de Rasim Bey eski bir AK Partili’dir; İYİ Parti’den aday oldu ve %50’nin üzerinde bir oy oranıyla seçildi. Yine bildiğimiz üzere Yeniden Refah Partisi Şanlıurfa’da, orada da öyle bir durum söz konusu. MHP ile AK Parti arasında da dönemsel olarak geçişler olabiliyor. Şimdi AK Parti’nin tüm yönlere doğru belediye kaybetmesinde tabiî ki en büyük parti olması da etkili bir nokta. Yani en büyük parti olarak muhtemel kaybedilecek ya da alınacak belediye oradandır. İkincisi, özellikle 2019 îtibârıyla Türkiye’de çok fazla siyâsî parti kuruldu ve kurulan siyâsî partilerin ezici çoğunluğu merkez sağ ve sağ partiler. AK Parti’ye çok fazla rakip geldi son dönemde. Bu partiler içerisinde de mayası en kuvvetli olan Yeniden Refah Partisi oldu. O Türkiye haritasını göz önüne getirdiğimizde Yeniden Refah Partisi de belki çok etkin olmuş, Türkiye haritasını çok domine etmiş durumda değil; ama bir adım öteye gittiğinizde, ilçe ölçeğinde bir yere gittiğinizde belediyelerin ezici çoğunluğunu AK Parti’den almış durumda. Ve az önce bahsettiğimiz husus bence en önemli konulardan biri: AK Parti’nin kalesi olarak nitelendirilen bölgelerde AK Parti’yi paçasından tutup %70’lerden %40, %50, %35 seviyesine çekmiş durumda. O nedenle Yeniden Refah Partisi’nin AK Parti’yle girmiş olduğu bu mücâdele önümüzdeki süreç için önemli. Özellikle AK Parti siyâsetinin çok baskın olduğu bölgeler için. Cumhuriyet Halk Partisi ile AK Parti arasındaki geçişi de değerlendirirken ben üç tâne şehre özellikle dikkat çekmek istiyorum: Afyonkarahisar, diğer tarafta Kırıkkale ve Kastamonu. Bir de Adıyaman tabiî ki. Bu dört şehirde Cumhuriyet Halk Partisi, AK Parti seçmeni ve Cumhur İttifâkı’nın toplam seçmeninden yüksek miktarda oy alarak seçildi. Ahmet Önal Kırıkkale’de, Burcu Hanım Afyonkarahisar’da, Abdurrahman Bey Adıyaman’da. Şimdi bir adım geri gidip baktığımızda, Burcu Hanım ilk 2015 Haziran seçimlerinde milletvekili olmuştu. O dönemde önseçim yapmıştı Cumhuriyet Halk Partisi ve önseçimden çıkarak seçimlere katılmıştı Burcu Hanım. Cumhuriyet Halk Partisi’nin %12 seviyesindeki oyunu %18’e yükseltmişti. Yani CHP örgütünün verdiği onayla berâber halk da bir onay vermiş ve halktaki karşılığı milletvekilliği olarak kendine geri dönmüştü. Son seçime baktığımızda, Ahmet Önal Kırıkkale’de Cumhuriyet Halk Partisi’nin oylarını %12 civârında artırdı. Bu Cumhuriyet Halk Partisi için, “Yerinde sayıyor” denilen Cumhuriyet Halk Partisi için –ki çok kısmî bir oy artışı yaşamıştı 2023’te– astronomik bir rakam %12. Diğer taraftan gidip Adıyaman’a baktığımızda, HDP’nin ayrı aday çıkarmasına rağmen Abdurrahman Bey yüksek bir oy oranıyla seçildi ve halkta belirli bir teveccühü vardı. Kastamonu’ya gittiğimizde, Kastamonu’da Cumhuriyet Halk Partisi’nin sanıyorum %5-6 civârında bir oy artışı var. O da milletvekili Hasan Bey’in, Hasan Baltacı’nın kişisel bir öne çıkması durumuydu. Yine Bartın’a baktığımızda, Bartın’da da Cumhuriyet Halk Partisi seçimi kazandı. Orada da eski bir milletvekiliyle kazandı. Yani Cumhuriyet Halk Partisi’nin büyükşehirler özelinde söylemiyorum, ama Cumhuriyet Halk Partisi’ne geçen il belediyelerinde özellikle eski milletvekilleri ve mevcut milletvekillerinin çok büyük etkileri var. Yine kezâ Uşak’a bakalım. Uşak’ta da aynı şekilde, Özkan Bey eski bir milletvekili. Cumhuriyet Halk Partisi’nin AK Parti’den aldığı belediyelerde eski milletvekillerinin çok büyük bir etkisini görüyoruz. Diğer taraftan İYİ Parti’nin aldığı tek belediyeyi zâten söyledik. Büyük Birlik Partisi’nin Sivas’taki başarısı. Yani Sivas’ta zâten kronolojik olarak baktığımızda Büyük Birlik Partisi’nin en etkin, aslında tek etkin de diyebiliriz, olduğu il, il bazında. Burada da Milliyetçi Hareket Partisi ayrı bir aday çıkardı. AK Parti ayrı bir aday çıkardı. Buradaki bölünmenin sonucunda hem ülke genelindeki AK Parti’ye karşı tepki hem de Büyük Birlik Partisi’ne olan sempati orada Büyük Birlik Partisi’nin kazanmasına sebep oldu. Türkiye genelinde büyükşehirler özelinde baktığımızda da Cumhuriyet Halk Partisi zâten orada AK Parti’den bir miktar oy alarak, bir miktar da muhâlefeti konsolide ederek başarıya ulaşmış görünüyor. Tabiî AK Parti’nin kazandığı, ama kaybetmesi muhtemel bâzı yerler de vardı. Buna en büyük örnek olarak Hatay’ı gösterebiliriz. Hatay’da Türkiye İşçi Partisi’yle Lütfü Savaş isimlerinin bir ihtilâf süreci yaşaması, Cumhuriyet Halk Partisi’nin süreç içerisinde net tavır alamaması, orada AK Parti’yi Cumhuriyet Halk Partisi ile önce mücâdele eder pozisyona getirdi, sonra da küçük bir farkla kazanmasının önünü açtı. Diğer taraftan, ikinci husus, benim de memleketim olan Ordu. Ordu da Nevşehir’le berâber İYİ Parti’nin en iddialı olduğu büyükşehirlerden biri. Orada da kıyasıya bir yarış oldu. Ancak oraya biraz Ankara siyâseti etki etti, Ordu seçimlerine. Şöyle bir husus çok etkili oldu; biliyorsunuz Meral Akşener’in, İYİ Parti liderinin seçim öncesinde Özgür Özel, Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu’na karşı sert duruşu, sert söylemleri Cumhuriyet Halk Partisi tabanında İYİ Parti’ye karşı bir reaksiyon göstermesine yol açtı.
Yani o olmasaydı… Ordu’da Enver Bey’di değil mi, yanlış hatırlamıyorum. Neydi?
Mert Uzunsoy: Enver Yılmaz.
Evet. Onun kazanma ihtimâli olabilirdi diyorsun.
Mert Uzunsoy: Enver Bey, son bir hafta 10 güne kadar anketlerde de önde görünüyordu. Ancak sanıyorum 21 Mart’ta Artvin, Giresun ve Ordu ziyâretleri vardı Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı’nın. Ben de oradaki mitinge, partililere seslendiği konuşmaya birebir şâhit olmuştum. Orada Özgür Özel şunu söyledi kendisini dinlemeye gelen kalabalığa: “Cumhuriyet Halk Partisi’nin Ordu’da bir büyükşehir adayı vardır, kimse Enver Yılmaz’a oy vermeyecek. Enver Yılmaz’a oy veren, partisine ihânet eder” gibi sert bir söylem geliştirmişti. Bu da Ordu’da etkili oldu. Cumhuriyet Halk Partisi seçmeni kendi partisinin adayına doğru yöneldi. Anketlerde %12, %13 bandındaydı, % 16,5 oy aldı Cumhuriyet Halk Partisi adayı. Eğer ki böyle bir söylem olmasaydı, seçim günü biraz daha Cumhuriyet Halk Partisi seçmeni konsolide olabilirdi belki Enver Yılmaz isminde. Ama Özgür Özel’in bu açıklaması ve Meral Akşener’in son birkaç gün içinde CHP’ye karşı söylemlerini sertleştirmesi, Ordu’da Enver Bey’in geride kalmasında önemli bir faktör oldu.
Kapatırken şunu sormak istiyorum, geleceğe bakalım. Şimdi 2018-2023 CHP tablosunu ele aldığımızda, arkadaşlar tekrar göstersin. Yani bu aslında beklenen husus değildi. Az bir artış var; ama belediyelerin olduğu yerlerde azalma var. Şimdi belediyeler aldı, çok büyük bir patlama yaptı. Belediye seçiminde %37 oy aldı. İl Genel Meclisi’nde 34,47 oy aldı. Diğer taraftan Adalet ve Kalkınma Partisi belediyelerde %35, İl Genel Meclisi’nde %32,4 aldı; ama sizin araştırmanıza göre MHP çıkarılırsa %28 civârında bir rakam bu. Ama biz %32 diyelim. Şimdi, insanlar 2028’e bakıyor, erken seçim olmayacağını varsayarak. Burada târih tekerrür eder mi? Yani 2019’da yaşanan büyük beklentilerin 2023’te hayal kırıklığıyla sonuçlandığı bir CHP gördük. Şimdi beklentiler çok daha arttı. Çünkü o neydi? “Cam tavanı kırdı CHP.” O söylenen %25 oy oranından, % 30’un üzerine çıktı. 35-37 gibi bir şey oldu. Yani, şunu sormaya çalışıyorum. AKP’nin %30’un altına inmesi ve CHP’nin %40’a doğru yakınlaşması senaryosu, bugünden bakıldığında ilk akla gelen senaryo gibi gözüküyor. Ama tabiî ki çok şey değişecek. Sen ne dersin? Tabiî kâhinlik yapacak hâlimiz yok ama, şu hâliyle bakıldığı zaman, CHP’nin 2019 sonrasını tekrarlama riski hâlâ var tabiî ki muhakkak; ama nasıl bir gelecek bize daha gerçekçi gözüküyor?
Mert Uzunsoy: Yani 2019 da o günün şartlarında Cumhuriyet Halk Partisi’nin bugünkü zaferi gibi bir zaferdi. Ben öyle değerlendiriyorum. Çünkü Ankara ve İstanbul’un ilk defa kazanılması bugünkü zaferle eşdeğer hâle getiriyor 2019’u da Cumhuriyet Halk Partisi adına. Cumhuriyet Halk Partisi o süreci özellikle kendi kalelerinde çok iyi değerlendirememiş görünüyor. Ancak şöyle bir veri de söyleyebilirim: Cumhuriyet Halk Partisi 39 belediye kaybetti 2024 yerel seçimlerinde, ilçe belediyesi kaybetti Türkiye genelinde. Tabiî ki büyük bir galibiyetin ardından bu pek konuşulmaz, bugüne dek gündeme getiren de olmadı. Ancak yine kaybedilen belediyeler, çoğunlukla Cumhuriyet Halk Partisi’nin yine güçlü olduğu bölgeler: Trakya’da, Artvin bölgesinde. Artvin’de Cumhuriyet Halk Partisi, çok güçlü olduğu Ardanuç’u AK Parti’ye kaybetti. Afyon’da Sultandağ ilçesi, Cumhuriyet Halk Partisi’nin Afyon’da en güçlü olduğu, hattâ İç Ege’de en güçlü olduğu ilçedir, AK Parti’ye kaybedildi. Bunlar çok göze çarpmıyor büyük nüfuslu yerler olmadığı için. Ancak 2024’ten de Cumhuriyet Halk Partisi’nin negatif yönde alması gereken bir ders var. Ben Cumhuriyet Halk Partisi’nin 2024-2028 arasında bir önceki döneme göre biraz daha serbest bıraktığı, rahat bıraktığı batı belediyelerini biraz daha kontrol altında tutacağını, biraz daha çalışır pozisyonda olacağını düşünüyorum. Bunun şöyle bir özel sebebi var; Cumhuriyet Halk Partisi %30 oy elde etmişti 2019 seçimlerinde, şimdi %37’ye yükseldi belediye seçimlerinde. Bu, iktidâra bir adım daha yaklaşmış olmak anlamına gelir. Ben artık ülkenin her tarafındaki belediye başkanlarının ya da meclislerinin iktidar motivasyonuyla biraz daha yüklendiğini ve biraz daha dikkatli ve arzulu çalışacağı kanaatindeyim. Bu da Cumhuriyet Halk Partisi için elbette ki çok büyük bir avantajı berâberinde getiriyor. Kaldı ki önceki hafta, sanıyorum bir hafta oldu, Cumhuriyet Halk Partisi’nin bir belediye başkanları çalıştayı oldu burada, Ankara’da. Orada bir değerlendirme, bir başlangıç yapıldı. Her şey biraz daha derli toplu, biraz daha kontrol altında ve Genel Merkez denetler pozisyonunda olup süreci daha iyi yönetecek gibi bir ilk sinyal verdi kamuoyuna. Toplumun beklentisi de bu aslında. Toplum Cumhuriyet Halk Partisi’ne belediyeleri verirken, AK Parti’den bunu göremediği ve böyle bir meseleye özlem duyduğu için aslında tepkiyi göstermiş oldu. Şimdi Cumhuriyet Halk Partisi’ne AK Parti tarafından verilmiş oylar var ve en geniş oylar 2002’den bu yana aslında, AK Parti ve Cumhuriyet Halk Partisi arasındaki en büyük geçiş olmuş oldu. Hâlihazırda ben bu oyları emânet olarak değerlendirmek durumundayım; çünkü biz bir sâha araştırması yapmadık bu konuyla ilgili. “Şimdi bir genel seçim olsa yine Cumhuriyet Halk Partisi’ne oy verir misiniz?” sorusunu sormadık. 2015’te Selahattin Demirtaş’ın şöyle bir sözü olmuştu: “Bize emâneten oy veren seçmenleri gönülden HDP’li yapmak istiyoruz” diye. Cumhuriyet Halk Partisi’nin de şimdi benzer bir meselenin içerisine girmesi gerekiyor. Emâneten oy vermişlerse Cumhuriyet Halk Partisi’ne, onları gönülden Cumhuriyet Halk Partili yapması gerekecek. Burada belediye başkanlarına çok büyük bir görev düşüyor. 2024 yerel seçimlerinde, az önce bahsettiğim dört şehir; Adıyaman, Kastamonu, Kırıkkale ve diğer tarafta Afyonkarahisar, bu şehirlerde milletvekillerinin belediye başkanlığı seçimlerine etkisini açık bir şekilde gördük ve Cumhuriyet Halk Partisi’ne kazandırdılar. Şimdi de belediye başkanlığı seçimlerinde seçilen belediye başkanlarının milletvekili seçimlerine etki etmesi zamânı. Cumhuriyet Halk Partisi, milletvekillerinin belediye başkanlığına etki ettiği bir süreci tamamladı; şimdi yerelden genele doğru bir çerçeve, iktidar yolu açmayı deneyecek. Bunun için de elbette ki organize bir şekilde devam etmek, böyle bir sürece gitmek gerekiyor. Çalıştay bu sürecin iyi bir başlangıcıydı Cumhuriyet Halk Partisi adına. AK Parti’nin de mevcut durumunu çok değiştiremediği, çok olumlu yönde değiştiremediği bir süreçte, Cumhuriyet Halk Partisi adına 2019 sürecinden daha da ışıklı bir yol görünebilir, eğer ki organize olurlarsa.
Çok teşekkürler Mert. Çok güzel bir yayın oldu. Böylece Medyascope olarak seni de keşfetmiş olduk, artık bırakmayız, şimdiden söyleyeyim. Çok sağ ol.
Evet, Ankara Araştırma ve Danışmanlık’tan Mert Uzunsoy’la 2018’den 2024’e kadar AK Parti ve Cumhuriyet Halk Partisi oylarındaki değişimleri konuştuk. Kendisine çok teşekkür ediyoruz. Sizlere de bizi izlediğiniz için teşekkürler, iyi günler.