Sertlik yanlısı, Hamaney’in halefi, “Ölüm Komitesi”ndeki rolü: Helikopter kazasında ölen İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi kimdir?

Azerbaycan sınırı yakınlarında yaşadığı helikopter kazası sonrası hayatını kaybeden İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, rejime sıkı bağlılığı ile bilinen bir din adamı. Hatta Reisi, İran’ın dini lideri Ayetullah Ali Hamaney’in de halefi olarak görülüyordu. 2021’de göreve gelen İran İslam Cumhuriyeti’nin son cumhurbaşkanı Reisi’nin hayatını ve kırılma noktalarını sizler için derledik.

İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi (63), 4 Kasım 1960’ta İran’ın kuzeydoğusundaki Meşhed kentinde doğdu. Şii geleneğinde kendisini Hz. Muhammed’in soyundan biri olarak tanımlayan ve İran’da Şii İslam’ın entelektüel merkezi olarak kabul edilen kenti Kum’da eğitimini tamamlayan Reisi, beş yaşında kaybettiği babasının izinden giderek din alimi oldu.

İslam Devrimi’nin çalkantılı yıllarında Tahran’daki Shahid Motahari Üniversitesi’nde eğitimine devam eden Reisi, burada islam hukuku alanında eğitim aldı, doktorasını tamamladı.

İran’da Batı yanlısı Şah Rıza Pehlevi yönetimine karşı hoşnutsuzluğun arttığı dönemde ülkenin önde gelen din alimleriyle toplantılara katılan Reisi, kısa sürede din alimleri arasında güvenilir bir figür haline geldi. Reisi, İran İslam Devrimi’nin mimarı Ayetullah Humeyni’nin devrim fikrinden ve özellikle devlet politikasında din alimlerinin gözetiminin olması görüşünden oldukça etkilendi.

Ayetullah Humeyni.

“Ölüm Komitesi”, katil lakabı ve sessizliği

Humeyni’nin “Özüm onda saklıdır” dediği ancak daha sonra kendisiyle ters düşen muhalif din alimi Hüseyin Ali Muntazeri, Reisi’yi 1988’de İranlı siyasi mahkûmların infazına karışan dört kişiden biri olduğunu söyledi. 

İran’ın meşhur “Ölüm Komitesi” olarak da bilinen bu komite, İran İslam Devrimi’nden sonra cezaevine atılan sol görüşlü siyasi mahkûmların öldürülmesinden sorumluydu. İslam Devrimi döneminde cezaevine atılan ancak hayatta kalmayı başaran üç mahkum 12 Aralık 2023’te İsviçre mahkemesine başvurarak Reisi’nin Birleşmiş Milletler (BM) toplantısı için ülkeye adım atması halinde tutuklanmasını talep etti.

Eski siyasi mahkûmlar, Reisi’nin 1988’de ölüm komitesinde gerçekleştirdiği toplu infazlar sebebiyle “insanlığa karşı suç işlemekten” dolayı yargılanmasını talep etmişti. Dava dosyasında Reisi’nin soykırım, işkence ve hukuka aykırı infaz gerçekleştirdiği iddiaları yer aldı.

Reisi, 1988’den sonra gerçekleştirilen toplu idamlardaki rolüne dair sessiz kalmayı tercih etti. Kamuoyu önünde bir açıklama yapmasa da kendisine bu yıllardaki rolü nedeniyle “katil” lakabı takılıyor.

Reisi 1989’da Tahran savcısı olarak atandı ve 1994’e kadar bu görevde kaldı. Tahran savcılığının ardından 2004’e kadar Din Adamları Özel Mahkemesi’nde başsavcı olarak görev yapan Reisi, 2014’e kadar Yargıtay Birinci Hakimi olarak görev yaptı.

Hasan Ruhani ile çekişmesi

Ülkede 2009’daki cumhurbaşkanlığı seçiminin ardından başlayan eylemlerin bastırılmasında büyük rol oynayan Reisi, 2016’da Ayetullah Hamaney tarafından ülkenin en büyük vakfı Astan-ı Kuds-i Rezerv’in başına getirildi. Reisi bu göreviyle ülkedeki milyarlarca dolarlık servetin yönetimini üstlendi.

İran’da 2017’de gerçekleşen cumhurbaşkanlığı seçiminde Hasan Ruhani’ye karşı aday olan Reisi, başarılı olamadı. Bu süre zarfında politik kariyerinde İran’daki yetkililer arasında gerçekleşen yolsuzlukları gündem eden Reisi, 2019’da Yargı Erki Başkanı oldu. Görevine gelir gelmez hükümet yetkilileri ve önde gelen iş insanlarına karşı yolsuzluk davası açan Reisi, Hasan Ruhani yönetimine dair eleştirilerini sürdürmeye devam etti.

Reisi, kendisini “yolsuzlukla mücadele savaşçısı” olarak nitelendirdi.

Bu dönemde ülkedeki rolü nedeniyle Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Hazine Bakanlığı tarafından yaptırımlara maruz kaldı. İran’daki 2021 cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazanan Reisi, o yıldan bugüne kadar ülkenin 8. cumhurbaşkanı olarak görev yapıyor, hatta İran dini lideri Ayetullah Hamaney’in varisi olarak görülüyordu.

Mahsa Amini eylemlerindeki sergilediği tutum

Reisi, görev yaptığı süre zarfında iç ve dış siyasette giderek daha saldırgan bir tutum sergiledi. Haziran 2021’de yolsuzlukla ve ekonomik krizle mücadele edecek en iyi kişi olarak kamuoyuna lanse edilen Reisi’yi, “örtünme kurallarına uymadığı gerekçesiyle” irşad devriyeleri tarafından gözaltına alınan ve gözaltında hayatını kaybeden 22 yaşındaki Mahsa Amini’nin ardından sergilediği tutum ile hatırlıyoruz.

Mahsa Amini.

İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, Mahsa Amini’nin gözaltına alındıktan sonra hayatını kaybetmesinin ülkedeki herkesi üzdüğünü ancak hükümetin protestolar ve eylemler yoluyla toplumun huzurunun bozulmasına izin vermeyeceğini söylemişti. Protesto ve ayaklanma arasında bir fark olduğunu savunarak, “Ayaklanmalara katılanlarla kararlı bir şekilde baş edilecek, bu halkın talebi” diye konuşmuştu.

Amini’nin öldürülmesinin ardından ülke geneline yayılan protestolarda sert bir tutum izleyen Reisi, eylemlerin kolluk kuvvetleri tarafından bastırılması yönünde talimat verdi. Aylar süren protestolarda BM rakamlarına göre 551 protestocu güvenlik güçleri tarafından öldürüldü. 20 binden fazla protestocu gözaltına alındı, 9 kişi idam edildi.

Ortadoğu ateş topu

Reisi’nin dönemine damga vuran bir diğer gelişme ise Ortadoğu’da yaşanan gerilimler oldu.

Mart 2023’te İran, bölgedeki rakibi Suudi Arabistan ile arasındaki buzları eritmek için bir girişimde bulunmuştu. Ancak 7 Ekim’de Hamas’ın İsrail’e düzenlediği Aksa Tufanı Operasyonu ve akabinde İsrail’in abluka altındaki Gazze’ye sivil-militan ayrımı gözetmeksizin saldırıları bölgeyi yeni bir denklemin içerisine sürükledi.

Lübnan’da Hizbullah, Yemen’de Husiler ve Irak ile Suriye’de çeşitli silahlı gruplar, İran’ın dahil olduğu çatışma potansiyelinin geniş bir alana yayılmasını beraberinde getirdi.

Bölgede her an başta bir gelişme yaşanırken Reisi döneminde İran, tarihinde ilk kez İsrail’e doğrudan ve açık bir şekilde saldırdı. Helikopterinin düşmesinden saatler önce Filistinlilere verdiği desteği bir kez daha vurgulayan Reisi, “Filistin, Müslüman dünyasının ilk meselesidir” dedi.

Reisi’nin eşi Cemile, Tahran’daki Shahid Beheshti Üniversitesi’nde ders veriyor. Çiftin iki kızı var. Kayınpederi ise Meşhed’deki bir caminin imamı, ismi Ayetullah Ahmed Alamolhoda.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.