CHP grup toplantısında konuşan Özgür Özel, Kobani davası kararlarının hukuki değil, siyasi olduğu görüşünü yineledi ve Başak Demirtaş ile Figen Yüksekdağ’ın eşi Sedat Şenoğlu’nu aradığını söyledi. Özel, karara tepkisiyle ilgili kendisine sorular yönelten Devlet Bahçeli’ye Sinan Ateş cinayetiyle ilgili sorular sorarak karşılık verdi, “Türkiye normalleşecekse sokak ortası cinayetlerine kimse sahip çıkmayacak” dedi.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, 21 Mayıs Salı günü grup toplantısında Cumartesi Anneleri’nin eylemlerinin 1000. haftasında “utanç bariyerlerinin” kaldırılması için iktidara çağrı yaparken, Kobani davasında sonucun hukuki değil, siyasi olduğuna yönelik sözlerini tekrarladı. Özel, HDP’li siyasetçilerle ilgili tepkisini eleştiren MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin sorularına, Sinan Ateş cinayetiyle ilgili sorular sorarak cevap verdi.
“Dünya siyasi tarihinin de en uzun süren periyodik eylemlerinden biri, Cumartesi Anneleri 1000. haftasında”
Özel, Cumartesi Anneleri’nin eylemleri için “Cumhuriyet tarihinin en uzun soluklu hak arama mücadelesi, Dünya siyasi tarihinin de en uzun süren periyodik eylemlerinden biri” dedi. 27 Mayıs 1995’ten beri her cumartesi günü ailelerin Galatasaray Lisesi önünde bir araya geldiğini söyleyen Özel, 1999-2009 arasında eylemlerin kesintiye uğradığını, 2011’de dönemin başbakanı Erdoğan’ın eylemlerin sembol isimlerinden Berfo Kırbayır ile görüştüğünü ve ona “devlet sözü” verdiğini anlattı. Özel, şöyle konuştu:
“Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en kriminal ve karanlık bakanlarından birisi Süleyman Soylu, 25 Ağustos 2018’de Cumartesi Anneleri’nin 700. eylemine verdiği kanunsuz emirle saldırdı. O tarihten bu tarihe marifetmiş gibi Galatasaray Meydanı annelere kapalı. Her hafta anneleri tutukladılar, akşamları saldılar. Anneler pasif direnişi sürdürdü, her hafta gittiler. Süleyman Soylu yılmadı, anneler yılmadı. Süleyman Soylu utanmadı, anneler bir adım geri durmadı.”
Ali Yerlikaya’ya çağrı: “Cumartesi Anneleri’nin etrafındaki utanç bariyerlerini kaldırın”
Ali Yerlikaya’nın İçişleri Bakanı olmasıyla Cumartesi Anneleri’nden belli sayıda kişinin Galatasaray Lisesi’ne gitmesine izin verildiğini anlatan Özel, etraflarının “utanç bariyerleriyle” çevrildiğini söyledi. Özel, ailelerin Yerlikaya’dan talepleri olduğunu aktardı:
“Bu hafta hepimiz Cumartesi Anneleri’nin 1000. haftasında Türkiye’yi utandıracak değil, biraz olsun hep birlikte normalleşmenin, anayasal bir hakkın kullanımına şahitlik etmek istiyoruz. 12 Eylül darbe döneminde, 80’lerin, 90’ların karanlık dönemlerinde yaşanan kayıpların anneleri var orada. Bu hak aramaya meydanları, caddeleri kapatıyorsanız bütün hukuksuzluklara sahip çıkıyorsunuz demektir. O yüzden buradan çağrımız, Cumartesi Anneleri’nin etrafındaki utanç bariyerlerini kaldırın, hak arama mücadelesinin önünde durmayın. O acıyı yaşatanlara değil, yaşayanlara duygudaş olun. Biz orada olacağız, arkalarında duracağız”
“Demirtaş ya da bir başka siyasetçi Yasin Börü’nün ölümüyle bağlantılı bulunmadı”
Özel, Kobani davasında iddianamenin siyasilerin kürsülerden savcılara dikte ettikleriyle yazıldığını söyleyerek çıkan kararları değerlendirdi:
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
“6-8 Ekim olaylarında hayatını kaybeden 16 yaşındaki evladımız Yasin Börü’nün öldürülmesinden sorumlu tutuluyorlardı. Yargılama yapıldı, bitti Demirtaş ya da bir başka siyasetçi Yasin Börü’nün ölümüyle bağlantılı bulunmadı. Hiçbirisi insanların hayatını kaybetmesiyle ilgili ceza almadılar. Attıkları tweetlerden, kullandıkları ifadelerden ceza aldılar. Hakim, cezaları verdiği yerle yükü sırtından attı ve ‘Ne Erdoğan’ın, ne AK Parti sözcülerinin, ne MHP’lilerin bu konuda söylediği iddiaların hiçbirisine ceza vermiyorum’ dedi.”
- Kobani davasında sanıklara ceza yağdı: Selahattin Demirtaş’a 42 yıl hapis cezası
- Kobani davası henüz bitmedi: Tahliye edilenler “Mücadeleye devam” dedi
“Başak Demirtaş’ı ve Figen Yüksekdağ’ın eşi Sedat Şenoğlu’nu aradım, dayanışma duygularımızı ifade ettim”
Bazı siyasetçiler tahliye edilirken Selahattin Demirtaş ve Fİgen Yüksedağ’a çok ağır cezalar verildiğini söyleyen Özel, “Aslında cezalar Erdoğan’ın siyasi adreslemesiyle uyumlu. Mahkeme heyeti, Erdoğan’ın ‘yatsın’ dediklerini yatıran, kendi vicdanında mahkum ettiklerine ceza veren ama cezaları konuşmalara veren, yani İstinaf, Yargıtay, olmadı Anayasa Mahkemesi’nin bal gibi bozacağı bir karar verdi. Sorumluluğu siyasilerin sırtına bıraktı” diye konuştu.
Kararların hukuki değil, siyasi olduğunu söylemeye devam edeceklerini vurgulayan Özel, “Ben Başak Demirtaş’ı ve Figen Yüksekdağ’ın eşi Sedat Şenoğlu’nu aradım. Bu kararları nasıl yorumladığımızı, dayanışma duygularımızı ifade ettim. Bundan sonraki hukuki süreçte de yargılananın kim olduğuna, hangi parti olduğuna, Erdoğan’ın kimi ne ile suçladığına değil, hukuka, siyasileşmiş bir davanın ülkenin siyasi hayatına ne kadar zarar vereceğine olan inancımızla, vicdanımızla karar veriyoruz” diye devam etti.
Bahçeli’ye Sinan Ateş cinayetiyle ilgili dört soru
Özel, Kobani davası kararlarına yönelik tutumu nedeniyle kendisini eleştiren MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin “Terör mahkumlarının affını istiyor musunuz? Bağımsız Kürdistan’ın kurulmasından yana mısınız? 37 kişinin katiline verilen cezalar hukuksuz ise size göre hukuk nedir” gibi sorular yöneltmesine tepki gösterdi. Bahçeli’nin metin yazarlarını suçlayan Özel, eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş’in öldürülmesiyle ilgili sorularla cevap verdi:
“Bu iki kişinin isimleri Sinan Ateş cinayet iddianamesinde nasıl ve kimler tarafından ayıklanmıştır? Ülkü Ocakları Genel Başkanlığı yapmış bir ismin sokak ortasında ölümünden sonra ‘Kimse tweet atmayacak, cenazeye gitmeyecek, taziye bildirmeyecek’ diyen hangi ikisidir, bu talimatı partiye hangi ikisi yaymıştır? Tetikçiyi kaçıran aracın ceza yemeyecek, trafikte durdurulmayacak bir statüye kavuşturulmasına hangi ikisi ya da ikisinden hangisi katkı sağlamıştır? ‘İran Cumhurbaşkanının ölümünün üzerindeki sis perdesi aralanmalıdır’ diye bugün promptera yazanlar Sinan Ateş davasının üzerine sis çöktürürken, bu ikisinin bu sisteki payı nedir? Yoksa bu sisin kendisi bizatihi bu ikisi midir? Bu dört soruyu cevaplayın, benim dört soruya bakarız.”
Bahçeli’nin “CHP yönetiminin kararı yumuşama ortamına aykırı görmesi rezaletin ta kendisidir” sözlerine Özel, “Türkiye normalleşecekse sokak ortası cinayetlerine kimse sahip çıkmayacak, Türkiye normalleşecekse hiçbir siyasinin böylesi bir durumda sorgulanması ve yargılanmasının önünde kimse kalkan olmayacak, Türkiye normalleşecekse MHP normal bir siyasi çizgide kalacaksa bu ayıptan MHP de kurtulacak, Türkiye de kurtulacak” diye cevap verdi.
“6284’ün en önemli maddesine itiraz yolunu açıyorlar”
Meclis’e gelmesi beklenen 9. yargı paketini yakından takip ettiklerini belirten Özel, taslağın “mahsurlu” noktalarına değindi. “Örümcek kafalıların gönlünü yapacağım diye kadına karşı şiddet uygulayanların şikayetlerini dinleyip bir gecede İstanbul Sözleşmesi’nden çıktılar” diyen Özel, iktidarın İstanbul Sözleşmesi’nin önemi olmadığı, 6284 sayılı kanunun son derece caydırıcı olduğu yönündeki savunmalarını hatırlattı. Özel, şöyle devam etti:
“6284’ün en önemli maddelerinden bir tanesi kadına şiddet uygulayanların uzaklaştırılması, kurala uymuyorsa zorlama hapsine çarptırılması. Buna itiraz yolu açıyorlar, alınan kararın başka mahkemeden bozdurulmasını sağlamaya çalışıyorlar. 300’ün üzerindeki kadın örgütü ve çatı örgütü EŞİK ‘6284’ün içini de boşaltacaklar’ diye uyarıyordu. Şimdi başladılar tazyik hapsini kaldırtmaya yönelik itiraz mekanizmasını geçirmeye. İkinci husus kadının evlenmeden önceki soyadını tek başına kullanabilmesi. ‘Bu konuyu düzenleyeceğiz’ diye getirip, onu yasaklayan kanun maddesi getirmişler. Anayasa Mahkemesi’nin kararı var, yine AYM kararlarının bağlayıcı olduğuna ilişkin 153. maddenin arkasından dolanıyorlar. Biz kadının ister eşinin soyadını, ister kendi önceki soyadını, ister ikisini birden kullanmasını savunuyoruz. Sonuna kadar da bu mücadelenin arkasında olacağız.”
“Etki ajanlığı düzenlemesi: Cumhur İttifakı gururla sunar”
Özel, yargı paketinde tartışılan etki ajanlığına benzer düzenlemeleri daha önce Rusya, Kırgızistan, Sırbistan, düzenlemesiyle ilgili şunları söyledi:
“Cumhur İttifakı gururla sunuyor! Sanki Türkiye’ye özel bir şey. Kimse unutmasın, otoriter liderler popülist liderler birbirlerinden öğrenirler. Bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim. Cumhur İttifakı bu yasayı geri çekmezseniz işte sizin karneniz de budur, ekibiniz de budur. Bu ekibiniz dünya tarihine büyük gerileme filmini çekenler olarak geçiyor, siz de bunların Türkiye ayağısınız. Bunlarla birlikte dünya siyasi tarihinin kara bir sayfasında yerinize alırsınız. Şimdiden uyarıyorum, ya çekersiniz ya da bu rezil filmi Putin’le birlikte çekersiniz.”
CHP’den emekli mitingi “Az insan olursa ‘Emekliler şikayetçi değilmiş’ diyecekler”
Özel, 26 Mayıs Pazar günü Ankara Tandoğan Meydanı’nda saat 14.00’te emekli mitingi yapacaklarını hatırlattı:
“Şimdi emekliyle yüz yüze gelme zamanı geldi. Tandoğan Meydanı’na bütün emeklileri, bütün emekçileri, emeklilere sahip çıkan herkesi bekliyoruz. Eğer o meydanda beklenenden az insan olursa ‘Demek ki emekliler şikayetçi değilmiş’ diyecekler. Ben orada olacağınızı biliyorum. Her mitingde siz geldiniz, biz konuştuk. Dedik ki ‘31 Mart günü, gösterin sarı kartı, mesajı alacaklar. Almazlarsa arkanızda değiliz, yanınızda değiliz. Gerekirse önünüze düşeriz, hakkınızı alırız.’ O gün bugündür.”
”Gelen gelir, gelmeyenle de bir gün yürürüz”
Türkiye genelinde yapılan anketlerden mayıs ayının ilk anketinin sonuçlarının ulaştığını ve CHP’nin nisan ayı anketlerinde olduğu gibi birinci parti çıktığını söyleyen Özel, şöyle devam etti:
“Mayıs 2024’te emeklinin sesini duymayanlar, öğretmeni kandırıp da atamayanlar, mülakatı söz verip de kaldırmayanlar, yoksula kemer sıktırıp, zenginin servetine servet katanlar, kurulduklarından beri ilk kez yüzde 30’un altındalar. Bu yüzden biz CHP olarak özgüvenli bir siyasetle ‘Acaba ne derler’ diye değil, ‘Biz söyleyelim. Duyan duyar, duymayana bir gün duyururuz’ diyerek; ‘Biz yürüyelim. Gelen gelir, gelmeyenle de bir gün yürürüz’ diyerek çıktığımız yolda, artık çok daha fazla ayak katıldı ayaklarımıza, ses katılıyor sesimize. Atatürk’ün partisini ilk seçimlerde iktidar yapacağız.”