Eski HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ ile MYK üyelerinin de aralarında bulunduğu 18’i tutuklu 108 kişinin yargılandığı Kobani davasında 24 sanık hakkında farklı suçlamalarda toplamda 408 yıl üç ay hapis cezası verildi. Tahliye edilen siyasetçiler, buruk bir sevinçle içeride kalanlar için mücadele edecekleri mesajını verdi.
Eski Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) eş genel başkanlarıyla Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyelerinin de aralarında bulunduğu 18’i tutuklu 108 kişinin yargılandığı Kobani davasının 83. duruşması, Sincan Kapalı Cezaevi Kampüsü’nde Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapıldı.
Avukat aracına iki kez kimlik kontrolü yapılmak istendi
Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen dava öncesi Sincan Cezaevi İnfaz Kurumları Kampüsü çevresinde yoğun güvenlik önlemleri alındı. Öyle ki cezaevi kampüsüne varmadan caddenin başında polisler araçları durdurarak kimlik kontrol yapmaya başladı. Bu araçlardan birisi de avukatların olduğu otobüstü, kolluk kuvvetleri aracı durdurarak kimlik kontrolü yapmaları gerektiğini söyledi. Avukatlar aracın avukat aracı olduğunu ve daha önce böyle bir uygulamaya tabii olmadıklarını, duruşmaya bu uygulama yüzünden geç kaldıklarını belirterek karşı çıktılar.
Polis otopark girişinde ikinci kez durdurdu ve araçtaki kişilere kimlik kontrolünü yapacaklarını söyledi. Polisle görüşen avukatlar “görevlerini yaptırmadıklarını” belirterek polislerle konuştu. Polisler ve avukatlar arasındaki görüşmeler sonucunda kimlik kontrolü yapmadan aracın girişine gecikmeli de olsa izin verdi.
Kampüs alanına vardığımda çeşitli siyasi partilerin temsilcileri, sivil toplum kuruluşları, avukatlar, gazeteciler ve yargılanan sanıkların yakınları açıklanacak kararı bekliyordu. Davada yargılanan sanıklara olan desteklerini açıklayan siyasi parti temsilcileri dava dosyasının hukuksuz bir şekilde hazırlandığını ifade ettiler.
Başarır: “Türkiye’de fezlekeler zamanı geldiğinde bir silah olarak kullanılıyor”
Medyascope’a konuşan CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, bir ceza hukukçusu olarak beraat kararı verilmesini beklediğini söyleyerek davayı “Maalesef Türkiye’de fezlekeler zamanı geldiğinde bir silah olarak kullanılıyor. Bir cumhurbaşkanı adayı yargılanıyor” diye değerlendirdi.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Grup Başkanvekili Sezai Temelli de “Bugün yargılamaya konu olan IŞİD’e karşı verilmiş mücadeledir. ‘Kobani düştü düşecek’ diyenlerin niyetini göstermektedir” dedi.
Salon hınca hınç doluydu
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
Açıklamaların ardından duruşma için içeri girmek dahi çok zordu. İki aşamalı bir girişin ilk kapısında kolluk kuvvetleri tarafından dar bir giriş alanı bırakılarak ilk önce milletvekilleri ve avukatların girişlerinin yapılacağı daha sonra izleyicilerin alınacağı anons edildi. Ancak kapının ağzı çok kalabalık olduğu için istenildiği gibi hareket edilemedi. 15 dakika boyunca devamlı olarak yapılan anonsların ardından neyse ki en sonunda gazetecilerin de avukatlarla birlikte alınacağı söylenildiğinde ilk kapıdan girebildim.
İçeri girebildim diye sevinirken bir başka uzun sırayla karşılaştım, neyse ki geçen duruşmaya geldiğim için kaydım vardı. Beş dakikalık bir beklemenin ardından ikinci girişten de geçerek hızla mahkemenin başlayıp başlamadığından emin olamadığım duruşma salonuna gittim. Bir hüsran da orada yaşayarak salonun hınca hınç olduğunu hatta bırakın basın için oturma yeri olmasını avukatlar için ayrılan alanın bile yetmediğini gördüm.
Karar duruşmasında dosyaya yeni giren evraklar oldu
Ankara 22.Ağır Ceza Mahkemesi, karar duruşmasına dosyaya yeni giren evrakları okuyarak başladı. Daha sonra mahkeme başkanı sanıkların son sözlerin alınacağını belirtti fakat iki sanık avukatı avukatlara son söz verilmeyecekse mahkeme heyetinden söz talep ettiklerini söyledi. Mahkeme başkanı sanıklardan sonra avukatlara söz hakkı veremeyeceklerini belirtti. Avukatlar bunun üzerine karşı çıkarak söz hakkı aldı.
Söz hakkı alan avukatlar, mahkeme başkanının davaya giren yeni evrakların olduğunu belirterek o evrakları salonda okuduğunu, bu evraklarının incelenmesi için bugünkü karar duruşmasının ertelenerek sadece tutuk incelemesi yapmaları talebinde bulundu. Mahkeme başkanı ise bu talebi reddederek bugünkü duruşmada kararın verileceğini kesinleştirdi.
Kararı yüzlerine okumalarına izin vermediler
Eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, 25 Aralık 2023’te “Kararı yüzümüze okumanıza izin vermeyeceğiz” demişti. Bugünkü duruşmaya eski HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ, Sebahat Tuncel, eski Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Gültan Kışanak, Ali Ürküt, Günay Kubilay, Nazmi Gür, Bülent Parmaksız, Sebahat Tuncel, Zeynep Karaman, Zeynep Ölbeci, Aynur Aşan, Ayşe Yağcı, Ayla Akat Ata, Dilek Yağlı, Pervin Oduncu, Meryem Adıbelli katılmadı. Tutuklu siyasetçiler Alp Altınörs ve İsmail Şengül ise duruşmaya katılarak son sözlerini söylediler.
Altınörs: “Size düşen bu davayı düşürmenizdir”
Son sözlerini söylemek üzere söz alan Alp Altınörs, “Sözdür söylenmiştir, tarihin önündedir. Çağrıdır, söylenmiştir, toplumun önündedir. Sözümüzden ve çağrımızdan dönmeyiz. Kalemle yazılanı baltayla kesemezsiniz, halkların dayanışmasını yargılayamazsınız. Milyonların yazdığı bir tarihi, mahkeme salonlarında yalancı tanıklar ve kumpas davalarıyla tersine çeviremezsiniz. Bizim çağrımız sivildir, demokratiktir, soykırımı önlemek amacıyladır. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin iki ayrı kararıyla bunlar tescil edilmiştir. Size düşen bu davayı düşürmenizdir” diye konuştu.
Siyasette yumuşama söyleminin hukuki gelişmelerle tezatlığı
Mahkeme başkanı 13.30’da son sözlerin ardından duruşmaya ara verdiğini 14.30’da duruşmanın devam edeceğini açıkladı ancak duruşma 15.10’da başladı. Duruşma arasında bugünkü duruşma sonucuyla ilgili hem gazeteciler hem de avukatların ortak görüşü mahkeme heyetinin olumsuz karar vereceği yönündeki görüşlerini dinledim.
Konuştuğum dava avukatları, özellikle 31 Mart seçimleri ve son günlerde AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “siyasette yumuşama dönemi” söylemlerinin ardından tahliye kararları için umutlu olduklarını ancak son iki gündür yaşanan siyasi ve hukuki gelişmelerin davanın karar aşamasında olumsuz etkisi olacağını belirttiler.
Sinan Ateş davasının iddianamesi, Ayhan Bora Kaplan davasında yaşanan gelişmeler ve Yargıtay Başkanlığı seçimlerinin sonucunda seçilen isim… Tüm bu gelişmelerin bugünkü Kobani davasının karar duruşmasını “olumsuz” etkileyeceğini ve bu yüzden mahkeme heyetinin açıklayacağı kararın çoktan hazır olduğu yorumlarını çokça duydum.
Avukatlar mahkeme başkanının kararı okuması zılgıtlarla kesti
Duruşma gecikmeli olarak başlarken mahkeme başkanı kararı okumaya başladığında salonda büyük bir uğultu koptu. Avukatlar mahkemeyi ayağa kalkarak zılgıt atarak ve masalara vurarak protesto etti. Avukatlar, daha sonra slogan atarak salonu terk etti.
Avukatlar, siyasi parti temsilcileri ve STK’lar, Selahattin Demirtaş’ın “Kararı yüzümüze okumanıza izin vermeyeceğiz” sözlerine destek olmak için mahkeme salonu dışında slogan atmaya ve protesto etmeye devam etti. Bunun üzerine mahkeme başkanı, kararı okumayı durdurdu. Avukatların protestosunun bitmesini bekledi, avukatların salondan çıkmasının ardından salonda geri sadece gazeteciler ve kolluk kuvvetleri kaldı.
Dört sanık hakkında toplam 408 yıl üç ay hapis cezası verildi
Mahkeme başkanı kolluk kuvvetlerine avukatların salona bir daha alınmamasını emretti. Ardından mahkeme başkanı 130 sayfalık kararı okurken mahkeme salonundaki sessizlik cezaların ağırlığını bastırır nitelikteydi. İki saat boyunca 36 sanık hakkında hüküm kuruldu, 72 sanığın sorgulamaları yapılamadığı için dosyaları ayrıldı. Kobani davasında 24 sanık hakkında toplam 408 yıl üç ay hapis cezası verildi.
Duruşmada fotoğraf çekenler hakkında suç duyurusunda bulunulacak
Mahkeme başkanı görüntü ve ses kaydı almanın yasak olduğu bilindiğini belirterek bu sebeple bir kısım kişilerin bu hükümlere aykırı davrandığının tutanaklarda kayıtlı olduğunu söyledi. Tarihler ve isimlerle birlikte duruşma esnasında fotoğraf çekenleri açıkladı. Fotoğraf çeken avukatlar hakkında suç duyurusunda bulunmasına ve kayıtlı barolara gönderilmesine, fotoğraf çeken gazeteciler hakkında da suç duyurusunda bulunulmasına karar verdi.
TİP Genel Başkanı Erkan Baş: “İktidar, 31 Mart’ta yediği tokada cevabını verdi”
Kararın ardından DEM Parti Eş Başkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan ile destek olmak için orada bulunan STK’lar, siyasi parti temsilcileri konuya ilişkin açıklamalarda bulundu. Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş, Kobani davası kararının ardından “İktidar, 31 Mart’ta yediği tokada cevabını verdi” yorumunu yaptı. KESK Eş Genel Başkanı Ayfer Koçak da karara ilişkin “Tarihin en saygın sayfalarında hep direnenlerin ismi geçer” dedi.
Eylem planı alınacak, karar için üst mahkemeye başvurulacak
Davanın kararının ardından DEM Parti Merkez Yürütme Kurulu (MYK) olağanüstü toplanma kararı aldı. Yapılan toplantıda karara ilişkin bir eylem planı olabileceğinin tartışıldığı ve bugün (17 Mayıs) DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan’ın MYK’da alınan kararını açıklayacağı belirtildi. Olağanüstü toplanan MYK, verilen kararı üst mahkemeye taşımaya hazırlanıyor.
Tahliye edilen siyasetçilerden mücadeleye devam mesajı
Gecenin ilerleyen saatlerinde Diyarbakır’da Gültan Kışanak, Ankara’da Ayla Akat Ata, Sebahat Tuncel, Ayşe Yağcı ve Meryem Adıbeli Sincan Cezaevi’nden tahliye oldu. DEM Parti Genel Merkeze gelmek üzere yola çıktıklarını öğrendikten bir saat sonra genel merkeze ilk varan Sebahat Tuncel oldu.
Tuncel’i DEM Parti Genel Merkez’i önünde coşkulu, en önemlisi de hüzünlü bir kalabalık karşıladı. Eski dostlarıyla teker teker sarılan Tuncel, içinin buruk olduğunu “İnsan bir yandan öfkeleniyor. Hem dayanışmayı cezalandırıyorlar çıkmış olmak sevindirmiyor, adaletin katledildiğini gizlemiyor” sözleriyle ifade etti.
Eski Barış ve Demokrasi Partisi Batman milletvekili Ayla Akat Ata da “Cezasının infazı dolduğu halde intikam duygusu sürdürüldüğü için orada bekletilen arkadaşlarımızı bıraktığımız için utandık” diyerek tutukluluk hallerinin devamına karar verilen sanıklar için dışarda mücadele etmeye devam edeceklerinin sinyalini verdi.