“Siyasette yumuşama” Kobani davasına yansıyacak mı? | Av. Altay: “AKP, MHP’li kadroları budamaya çalışıyor, dosyada olumlu gelişme olabilir”

DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli ile DEM Parti Hukuk Komisyonu Eş Sözcüsü Öztürk Türkdoğan ve Gültan Kışanak’ın avukatı Gül Altay, 16 Mayıs’ta karar çıkması beklenen Kobani davasını Medyascope’a değerlendirdi. Temelli “Siyasette yumuşama” tartışmaları için Kobani davasının önemli bir gösterge olacağını söylerken Av. Altay, “İktidar cephesinde MHP ile AKP arasında çatışmalar sürüyor. AKP, MHP’li kadrolara karşı ve budamaya çalışıyor. Belki de bu dosyada olumlu bir gelişme olabilir” dedi.

Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) eski eş genel başkanlarıyla Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyelerinin de aralarında bulunduğu 18’i tutuklu 108 kişinin yargılandığı Kobani davasının 16 Mayıs’ta yapılacak karar duruşmasında karar çıkması bekleniyor. Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Grup Başkanvekili Sezai Temelli ile DEM Parti Hukuk Komisyonu Eş Sözcüsü Öztürk Türkdoğan ve tutuklu yargılanan Gültan Kışanak’ın avukatı Gül Altay davayı ve siyasi süreci Medyascope’a değerlendirdi.

Avukat Altay: “Mahkeme kalemi kararın verileceğini bildirdi”

Kobani davasının 17 Nisan’da yapılan duruşmasında da karar beklenirken Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi “teknik sebeplerle” kararın açıklanmayacağını bildirdi ve dava 16 Mayıs’a ertelendi. Gültan Kışanak’ın avukatı Gül Altay “Tabii ki her an başka bir gelişme olabilir” diyerek, mahkeme kaleminin kendilerine karar verileceği yönünde bilgi verdiğini belirtti.

“Olumlu bir karar olacağını, hatta müvekkilimin tahliye olacağını düşünüyorum”

Karar duruşmasında olumlu bir karar beklediğini söyleyen avukat Altay, “O kadar saçma bir durumdayız ki aslında olumlu olması gerekiyor. Olumlu bir karar olacağını, hatta müvekkilimin tahliye olacağını düşünüyorum ve o enerjiyle gidiyorum” diye konuştu.

“AKP, MHP’li kadroları ve budamaya çalışıyor, dosyada olumlu bir gelişme olabilir”

Avukat Altay, son dönemde siyasette yaşanan gelişmelerin Kobani davasını nasıl etkileyebileceğine ilişkin konuştu:

“Şu an ülke ciddi bir ekonomik krize doğru gidiyor, bu durumda aslında bir erteleme bekliyordum çünkü bu kararı hükümetin kaldıramayacağını düşünüyordum ama şimdi karar verileceğini söyleyince kafam karıştı. İktidar cephesine baktığımızda MHP ile AKP arasında çatışmalar sürüyor. MHP’nin de yargıya ne kadar hakim olduğu ortada ama yeni bir Yargıtay Başkanı seçildi. Aslında AKP, MHP’li kadrolara karşı ve budamaya çalışıyor. Belki de bu dosyada olumlu bir gelişme olabilir. Geçen seferki ertelemenin nedeni belki de bu MHP’li kadroları ikna etmeye çalışmalarıdır çünkü bizim savunma yaptığımız mahkeme heyeti MHP’li. Karşılaştığımız tablo tam bir faşizm. Orada nasıl bir gelişme olur gerçekten öngöremiyorum.”

“Mahkemenin dışında bir başka ‘mahkeme’ var, kararı bu heyetin vereceğini düşünmüyoruz”

Mahkeme heyetinin Kobani davasının dosyasında bu kadar kısa sürede karara varmasının normal şartlarda mümkün olamayacağını vurgulayan Altay, “Mesela benim hâlâ okumadığım birçok belge var, müvekkillerimizin hâlâ hakim olamadığı çok sayıda klasör var. Bence buna mahkemenin de hakim olması mümkün değil. Bizim gördüğümüz mahkemenin dışında bir başka ‘mahkeme’ olduğu. Bunun için kararı zaten bu heyetin vereceğini düşünmüyoruz” diye konuştu.

Temelli: “Tutsaklık ve mağduriyetin sona ermesi dışında hiçbir karar kabul edilebilir değildir”

Başından beri Kobani davasını reddettiklerini belirten DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli, “Yarın eğer bir karar verilecekse çok uzun süredir devam eden bu tutsaklığın ve mağduriyetin sona ermesi yönünde olmalıdır. Bunun dışındaki hiçbir karar bizim tarafımızdan kabul edilebilir ve hukuki değildir. Bugünkü yasalarla bile açıklanabilecek bir niteliği yoktur” diye konuştu. Temelli, kararın Türkiye’de 31 Mart seçimlerinden sonra toplumun demokrasi, adalet ve hukuk konusundaki beklentilerine yanıt olmasını istediklerini söyledi.

“‘Yumuşama, diyalog, müzakere’ gibi kavramların sadece günü kurtarma hikayesi olmaması gerekir”

16 Mayıs’taki duruşma sonucunun olumlu olmasının sadece bir “beklenti” olmadığını vurgulayan Temelli, “Aslında bizim siyaseten de ortaya koyduğumuz bir tavrımızdır” dedi. AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “siyasette yumuşama dönemi” açıklamalarına ilişkin Temelli, yargının siyasallaşmasına dikkat çekti:

“Siyasi vesayetin yargının üzerinde bürokratik bir anlayışı geliştirdiğini çok net söyleyebiliriz. Dolayısıyla biz ‘yumuşama, diyalog, müzakere’ gibi kavramların sadece günü kurtarma hikayesi olmaması gerektiğini, Türkiye’nin toplumsal barışa ve mutabakata ihtiyaç duyduğunu, demokrasi dediğimiz meselenin de bunun yolunu açacağına inanıyoruz. Bütün yapıların sürece katkı sunması gerekiyor. Yargının da, diğer yapıların da nerede bir adaletsizlik ve hukuksuzluk varsa ona göre bir tavır alması gerekiyor. Bu anlamıyla Kobani davası önemli bir göstergedir. Herkes şu anda olumlu bir gelişme bekliyor, umarım öyle sonuçlanır.”

Türkdoğan: “Bu davada yüzde 100 beraat kararı çıkması gerekir”

DEM Parti Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonu Eş Sözcüsü Öztürk Türkdoğan, Kobani davasının başından bu yana siyasi saiklerle yürüdüğünü söyledi. 16 Mayıs’taki karar duruşmasının sonucunu siyasetin belirleyeceğini düşündüklerini belirten Türkdoğan, “Hukukçu olarak söylüyorum, bu davada yüzde 100 beraat kararı çıkması gerekir çünkü bu davada yargılanan, sorgusu yapılanlar bakımından işlenmiş bir suç yok. Haksız ve hukuksuz bir şekilde hapiste tutuluyorlar. Dolayısıyla siyasi bir kararla karşı karşıya kalacağız” diye konuştu. 

“Kuvvetle muhtemel yarın karar vereceğini düşünüyoruz”

Mahkemenin 17 Nisan’daki duruşma için “İşlemler yetişmiyor, incelememiz sürüyor” diyerek sadece tutukluluk incelemesi yapacaklarını bildirdiğini hatırlatan Türkdoğan, 16 Mayıs’taki duruşmanın olası sonuçlarını şöyle sıraladı:

“Bu duruşmada da yeniden herkese son söz verildi. Mahkeme heyeti son sözlerin tamamlanmadığını belirtip yeniden gün de verebilir, son sözünü kullanmayanların avukatlarına son söz verip ‘Siz de kullanın’ diyebilir. ‘Zaten ben daha önce son söz almıştım yeniden almayabilirim’ deyip karar da verebilir. Her zaman mahkeme bir usulü, işlemi gerekçe yapıp yeniden gün verebilir ama kuvvetle muhtemel karar çıkmasını bekliyoruz.”

“İktidar, ‘Normalleşelim’ diyorsa, ilk yapması gereken Kobani Kumpas davasını bitirmektir”

Türkdoğan, normalleşme ve yumuşamanın Kobani davasının karar duruşmasının ertelenmesine etkisinin olup olmayacağının normalleşmeden ne anlaşıldığına bağlı olduğunu söyledi. Kutuplaşma siyasetini iktidarın yaptığını belirten Türkdoğan, “İktidar, ‘Kutuplaşma siyasetinden vazgeçip, normalleşelim, diyalog kuralım’ diyorsa ilk yapması gereken şey Kobani Kumpas davasını bitirmektir. Kobani davasında siyaseten rehin olan, ki AİHM kararıyla rehin olduğu tescillenen Selahattin Demirtaş ve arkadaşlarının serbest bırakılmasını sağlamaktır” diye konuştu.

“‘Davaya müdahale edin’ demiyoruz, tam tersi ‘Davadan elinizi çekin’ anlamında söylüyoruz”

Türkdoğan, normalleşmenin tutuklu sanıkların serbest bırakılmasıyla başlayabileceğini vurgulayarak “Elbette bunu ‘Davaya müdahale edin’ anlamında söylemiyoruz, tam tersi ‘Davadan elinizi çekin’ anlamında söylüyoruz” dedi.

Kobani davası nasıl başladı? 

Suriye’de 2011 yılında başlayan iç savaş sonrası IŞİD ülkenin kuzeyinde Kürtlerin ağırlıkta olduğu yerleşim birimlerine saldırmaya başladı. HDP Genel Merkezi Kobani şehri kuşatılmasına karşı 6 Ekim 2014’te sosyal medya hesapları üzerinden paylaştığı mesajla sokak protestosu çağrısı yaptı. Bunun ardından önemli bir bölümü Doğu ve Güneydoğu kentlerinde olmak üzere Türkiye çapında kitlesel sokak eylemleri başladı. 8 Ekim’de gösterilerde şiddet olayları arttı.

Selahattin Demirtaş, 9 Ekim’de Diyarbakır’da basın açıklaması yaparak, protestoları savunurken şiddet olaylarını eleştirdi. Şiddetin durması çağrısı yapan Demirtaş, tutuklu PKK lideri Abdullah Öcalan’ın da kendilerine ulaşan mektubunda bunu belirttiğini söyledi. 9 Ekim’de olaylar sona erdi. Kobani olaylarıyla ilgili ilk soruşturma 2014 yılında başlatıldı. Soruşturma kapsamında HDP Eş Genel Başkanları Demirtaş ve Figen Yüksekdağ ile 10 milletvekili hakkında fezleke hazırlandı. 20 Mayıs 2016’da Meclis’te oy çokluğuyla milletvekili dokunulmazlıkları kaldırıldı. Demirtaş, Yüksekdağ ve yedi HDP milletvekili 4 Kasım 2016’da evlerine yapılan baskınla gözaltına alınarak tutuklandı.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, olaylarla ilgili soruşturması kapsamında 2 Ekim 2020’de 17 HDP’li siyasetçi daha tutuklandı. Savcılık, 30 Aralık 2020 tarihinde bir iddianame hazırladı. İddianame, 7 Ocak 2021’de Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.