Ruşen Çakır izleyicilerden gelen sorularla muhalefetin gidişatını, 2028 Genel Seçimleri’nde Cumhuriyet Halk Partisi’nin Özgür Özel’i mi, Ekrem İmamoğlu’nu mu Mansur Yavaş’ı mı aday göstereceğini, 2028’e kadar muhalefetin neler yapacağını, siyasetin nabzını ve son gelişmeleri değerlendirdi.
Ruşen Çakır’a bu yayında izleyicilerimizden Ruken Kaya ve Doğan Özkan stüdyoda eşlik etti ve sorularını sordu.
Yayına hazırlayan: Gülden Özdemir
Ruşen Çakır: Merhaba, iyi günler. Sizlerle yeni bir yayında bir aradayız. Sorumuz çok kısa ve özlü: “Ekrem İmamoğlu mu, Mansur Yavaş mı, Özgür Özel mi?” Neyi kastediyoruz? Tabiî ki “2028’de olacağını varsaydığımız cumhurbaşkanlığı seçiminde muhâlefetin adayı kim olmalı?” sorusu. Bununla ilgili benim ve Medyascope’un YouTube sayfalarında chat bölümlerinde sorularınızı, yorumlarınızı, eleştirilerinizi aktarabilirsiniz. Şu âna kadar böyle çok yayın yaptık, bugün bir sürprizimiz var. Bu yayınların büyük bir kısmına aktif bir şekilde katılan Medyascope destekçilerinden iki tâkipçimiz stüdyoda benimle berâber bu yayına katılıyorlar. Evet, Ruken Kaya ile Doğan Özkan. Hoş geldiniz ikiniz de. Bundan sonraki yayınlarda da yine tâkipçilerimizden, aktif katılımcılarımızdan konuklarımız olacak. Böyle soru-cevaplı, yorumlu yayınlara sizleri de konuk edeceğiz.
Ve ben izninizle bu yayını öncelikle konuklarımızla başlatmak istiyorum. Evet Ruken Hanım: İmamoğlu, Yavaş, Özel… Ne diyorsunuz?
Ruken Kaya: Aslında biz bu tartışmayı Altılı Masa sürecinde çok yaptık ve o dönemde de birçok anket yapıldı bu konuda. Genelde İmamoğlu ve Yavaş ismi üzerinde duruldu. Tabiî sonraki süreçte ve geçirmiş olduğumuz seçimden sonra, şu anda CHP’nin iki başarılı belediye başkanı var. Bu önemli. Fakat tartışmaların daha ziyâde Özel ve İmamoğlu isimleri etrâfında dönüyor olmasının, ben biraz Mansur Yavaş tarafında rahatsızlık yaratabileceği ihtimâlini düşünüyorum. Şu aşamada bu tartışmaların belki henüz erken olduğunu düşünüyorum, biraz daha izlemek gerekir.
Ruşen Çakır: Doğan Bey, siz ne diyorsunuz?
Doğan Özkan: Ben diyorum ki: Aslında tartışmalar bugünden başladı. Yani biz her ne kadar yapmasak da, hem Ekrem İmamoğlu hem Özgür Özel hem Mansur Yavaş kendi başkanlık çalışmalarını yapıyorlar. Dolayısıyla bizim de bu çalışmaları değerlendirmemiz için en uygun zaman bugün.
Ruşen Çakır: Peki, sizce hangisi olur?
Doğan Özkan: Ben Mansur Yavaş diyorum; çünkü Mansur Yavaş gerçekten işine odaklanıyor ve işini iyi yapıyor. Belediye başkanlığını çok iyi yapıyor, belediye meclisinde azınlıkta olmasına rağmen –aynı Ekrem İmamoğlu gibi– hiçbir zaman azınlıkta olduğu bahânesine veya mâzeretine sığınmadan her zaman işini yapmasını bildi ve gayet güzel sosyal politikalar uyguladı; meselâ Ankara Belediyesi sosyal politikalarını çok gelişkin bir şekilde uyguluyor.
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
Ruşen Çakır: Şimdi bakıyorum, sohbetlerimizden ve daha önceki sorularınızdan anladığım kadarıyla siz daha sola yakın birisiniz. Mansur Yavaş’ı söylüyor olmanız… Böyle başka çok kişi var mı?
Doğan Özkan: Çok kişi olup olmadığını bilmiyorum. Ben sâdece… Hani ben aslında Mansur Yavaş’ı sevmiyordum, gerçekten. Meselâ ben İstanbul’da yaşıyorum; Ankara’ya ilk gittiğimde, oradaki arkadaşlarımla konuştuğumda da normalde ben sola yakın bir insan olarak, Mansur Yavaş’ın ülkücü geçmişini bildiğim için sevmiyordum. Fakat insanların gittikçe daha fazla onun yaptığı işlerdeki hakkaniyetini görerek ona daha fazla meylettiklerini düşünüyorum. En azından ona oy vereceklerini düşünüyorum.
Ruşen Çakır: Evet, şimdi sorularımız ve yorumlarımız var. Tabiî, bugün buraya dâvet ettiğimiz, ama bir türlü imkânları el vermediği için gelemeyen Muharrem Palaz demiş ki: “Evet, sürpriz oldu. Ruken Kaya ve Doğan Özkan’ı gördüğüme çok sevindim” demiş.
Serap Erdoğan, “Çok güzel bir sürpriz sâhiden” demiş.
Ve Muharrem Palaz’ın bir yorumu ile devam edelim: “Mansur Yavaş göz önünde olmamakla ve herhangi bir açıklama yapmayarak kendisine stratejik bir yol haritası mı çiziyor? Bunu yaparak seçmen desteğini koruyacağını veya artıracağını mı düşünüyor?”
Ruşen Çakır: Galiba böyle düşünüyor. Buna karşılık Ekrem İmamoğlu ve bir ölçüde de Özgür Özel daha fazla kendilerini göstererek adaylıklarını ya da popülaritelerini artırmak istiyorlar. Yani şöyle söyleyelim: Ekrem İmamoğlu ile Mansur Yavaş neredeyse iki zıt profil. Tabiî burada, “Hangisi olacak?” sorusunun dışında bir başka soru da şu: Birlikte kazanmaya odaklanacaklar mı? Yani pekâlâ aralarında rekâbet olabilir, şu olur, bu olur; ama “Sonuçta bir isimde mutâbık kalıp hepsi onun kazanması için çalışacak mı, yoksa devredışı kalan küskün mü olacak?” meselesi de var.
Murat Salık diyor ki: “Çok erken bir soru ama, İmamoğlu’nun tabandaki gücü onu cesâretli davranmaya sevk eder.”
Ruşen Çakır: Evet, cesâretli davranmaya sevk ediyor. Bir de tabiî son dönemde ortaya çıkan bir Özgür Özel fenomeni var. Özgür Özel daha önce devrede yoktu. Şimdi, seçim sonrasından îtibâren popülaritesi bayağı bir artıyor ve bu anlamda da şöyle söyleyelim: Ekrem İmamoğlu’nun rakiplerinin sayısı da artıyor ve dolayısıyla daha atak ve cesur davranmak durumunda.
Şimdi MetroPOLL’ün anketine bakalım, en son yaptığı araştırmaya bakalım. Orada çok çarpıcı sonuçlar var. Aylık yapıyorlar biliyorsunuz, “Siyâsîlerin beğeni düzeyi” diye. Mansur Yavaş açık ara önde gözüküyor: %65,8. Sevmeyenlerin oranı ise %25. Yani neredeyse toplumun dörtte üçünü kendi etrafında toparlıyor ya da dörtte üçünün nezdinde bir prestiji var. Ekrem İmamoğlu %52,8. Her iki kişiden birisi diyelim, biraz daha fazlası. Tayyip Erdoğan %40’ın altına düşmüş. Özer Sencar da bunu paylaşırken özellikle belirtiyor, “%40’ın altına düştü” diyor. “Ekrem İmamoğlu mevcut durumunu koruyor” diyor; çünkü aylar îtibâriyle baktığımız zaman, son birkaç aydır %50’nin üzerinde seyreden bir Ekrem İmamoğlu var. Ama tabiî ki burada en çarpıcı sonuçlardan birisi de Özgür Özel’in Mart 2024’te %26 olan beğeni düzeyinin 10 puan artması ve %36’ya çıkmış olması. Dolayısıyla her ne kadar Ekrem İmamoğlu ile Özgür Özel birlikte hareket ediyor görünseler ve öyle yapıyor olsalar da, insanların aklına Özgür Özel de pekâlâ bir seçenek olarak giriyor ve bu artış temposunu sürdürürse bayağı bir öne çıkabilir.
Hakan Mert demiş ki: “Genel başkan İmamoğlu olmalı, yoksa 2023’ün tekrârı olacak. Olağan kongrede mi olağanüstü mü olur bilemem, ama bu şart” demiş Hakan Bey.
Ruşen Çakır: Yani aday olacaksa CHP’ye genel başkan olsun demiş. Böyle bir zorunluluk yok. Şu hâliyle Özgür Özel’le sorun yaşamadıkları müddetçe böyle bir şeye ihtiyâcı yok. Ancak Özgür Özel’le bir sorun yaşarsa, o zaman genel başkanlığa tâlip olmak gibi bir şey olabilir. Ama bu takdirde de CHP içerisinde o hep bildiğimiz, yıllarca yaşanan, “Yeni bir kavga başladı” diyerek de CHP’nin seçmen desteği azalır. Böyle ilginç bir durum var.
Diğer bir soru: “İmamoğlu ve Özel’in yaptığı ve söylediği bir şey sosyal medyada ve diğer mecrâlarda köpürtülerek gündem oluyor. Bunu yapanların çoğunluğu da muhâlif dediğimiz insanlar. Neden böyle yapıyorlar?”
Ruşen Çakır: Bu konuda çok açık söylemek gerekirse, muhâlifler muhâliflerin kurdu oluyor, değil mi? Yani muhâliflerin arasındaki kavgadan en çok iktidar beslendi şu âna kadar. Bundan sonra da böyle olacağa benziyor. Meselâ Ekrem İmamoğlu’na en çok lâf edenler de oradan çıkıyor, Özgür Özel’e lâf edenler de oradan çıkıyor. Yalnız bir noktayı özel olarak vurgulamak istiyorum; daha önce de değinmiş olabilirim, ama tekrâr söylemek istiyorum. Özellikle sosyal medya konusunda şöyle bir husus var: Biz geçen iki ayrı anket yaptık bu konuda, Özgür Özel’in başarılı olup olmadığını sorduk, hatırlayacaksınız. Birisini ben yaptım Twitter’da, birisini Medyascope’un YouTube topluluğunda yaptık. Şimdi, buralarda %25 civârında onu başarısız bulan vardı. Onun dışında, yarıya yakını başarılı buluyordu; %20 civârında da “normal”, yani “idâre eder” şeklinde buluyordu. Yani üçte ikiden fazlası başarılı buluyordu. Ama gerek benim X’teki paylaşımıma, gerekse Medyascope’un YouTube’daki paylaşımına gelen yorumların %90’ı olumsuz.
Ruken Kaya: Özel’le ilgili mi?
Ruşen Çakır: Evet. Îtiraz edenler, beğenmeyenler.
Ruken Kaya: AKP ile yaptığı bu son görüşmelerden sonra mı oldu acaba?
Ruşen Çakır: Tabiî. Tabiî de, şunu söylüyorum: İnsanlara ankette “Başarılı mı?” diye sorduğunuz zaman, yarısı “başarılı” diyor, bir %25’i filan “normal” diyor, %20’si “başarısız” diyor. Ama yorum yazanlar, yani ankete oy verenler değil, yorum yazanların %90’ı “başarısız” diyenler. Yani nasıl söyleyeyim? Menfî olanlar, negatif bakanların sesi daha yüksek çıkıyor. Öteki tarafta olumlu bulan insanlar ise genellikle sessiz kalıyorlar.
Ruken Kaya: Biraz da şimdi 31 Mart seçiminde CHP’nin almış olduğu başarı tabiî insanlarda çok büyük bir moral kaynağı oldu. Dolayısıyla bunun zedelenmesini de istemiyorlar. Yani bir taraftan eleştirirken, aslında belki de çok fazla bunu dillendirmek istemiyor olabilirler. İşin böyle bir tarafı daha var. O yüzden belki sonuçlarda etkili olmuştur diye düşünüyorum.
Ruşen Çakır: Olabilir de, bu 2023 seçimi öncesinde de böyleydi. Genellikle Medyascope’a iyi bakan, sıcak bakanlar çok fazla konuşmuyor; kızanlar sürekli bize saldırıyor.
Doğan Özkan: Olumsuz bakanların sesi sürekli yüksek çıkarken; olumlu bakanlar, müspet bakanlar seslerini çıkarmıyorlar. Aynı Murat Sabuncu ile Demirtaş’ın yaptığı röportajda olduğu gibi. Hani en son yaptığı röportajı siz Medyascope’ta yayınlayınca, altındaki yorumların %90’ı kötüydü; “Nasıl onunla görüşüyorsun? Sen nasıl görüşüyorsun?” gibi.
Ruşen Çakır: Evet, öyle. Meselâ ben en son yine senin söylediğin gibi yazı yazdım; “Neden ödleri kopuyor?” diye. Acâyip okundu, ama gelen yorumların %99’u küfrediyor. Evet, böyle bir şey. Neyse.
Tekrar söyleyelim: “İmamoğlu mu, Yavaş mı, Özel mi?” diye soruyoruz. Benim ve Medyascope’un YouTube sayfalarından buralara görüşlerinizi, sorularınızı yazabilirsiniz.
Yasin Aydemir, “Sevmiyoruz demeyelim de, İmamoğlu’nu daha çok seviyoruz diyelim” demiş.
Ruşen Çakır: Yani belli ki üç isme de pozitif bakıyor; ama İmamoğlu’nu daha çok tercih ediyor.
Bir izleyici: “Ekrem İmamoğlu’nu potansiyel bir tehdit olarak gören kesim sadece iktidâra yakın olanlar mı?”
Ruşen Çakır: Değil, yani çok net bir şekilde, muhâlefetin içerisinde de Ekrem İmamoğlu’nu yanlış gören, tehlikeli gören ya da ikinci Tayyip Erdoğan olacak diye düşünen bayağı bir insan var. Ama bunlar, yarın öbür gün önlerine sandık geldiğinde ve diyelim ki Ekrem İmamoğlu ile Tayyip Erdoğan arasında tercih yapmaları gerektiğinde kime oy verirler? Sanki yine bağırlarına taş basarak Ekrem İmamoğlu’na verirler diye düşünüyorum. Ama yine de belli olmaz. Çünkü hoşlanmayan bayağı bir insan olduğunu çeşitli vesîlelerle görüyoruz.
Emre Bey: “Özel için olumsuz yorum yazanların bir kısmı troll, bir kısmı ise ‘İkinci Kılıçdaroğlu’ vakasından aşırı korkmuş olanlar.”
Ruşen Çakır: Evet, bu “İkinci Kılıçdaroğlu vakası” korkusu var. Şöyle bir şey var insanların kafasında: Mansur Yavaş ya da Ekrem İmamoğlu bugün seçim olsa kazanır; daha önce Kılıçdaroğlu olayında da oldu bu “kazanacak aday” tartışması; ama bir başkası devreye girerse, Kılıçdaroğlu’nun dün devreye girdiği gibi bugün Özgür Özel devreye girerse iş tehlikeye düşer diye düşünen gerçekten çok sayıda insan var. Gelen yorumlardan da görüyoruz.
Zuhal Topaloğlu, “1 Mayıs günü CHP’nin o tavrından sonra olabilir, büyük hayal kırıklığıydı” demiş.
Ruşen Çakır: Büyük hayal kırıklığı derken herhalde Özgür Özel’i kastediyor Zuhal Hanım. 1 Mayıs meselesi birkaç gün konuşuldu, ama sonra çok da fazla konuşulmadı, değil mi?
Ruken Kaya: Yani aslında daha çok İmamoğlu’nun tavrı konuşuldu galiba 1 Mayıs’ta. Özgür Özel’in yanındaki duruşu, biraz o mutsuz hâli çok da sempatik gelmedi açıkçası. O açıdan ben de çok eleştirdim meselâ.
Ruşen Çakır: Sen ne dersin?
Doğan Özkan: Şimdi normalde zâten biz ne konuştuk 1 Mayıs’ta? Yani işçilerin herhangi bir sorununu konuştuk mu? Hani işçiler şöyle örgütlenmeli, haklarını almalılar diye konuşmadık. Biz “Nerede kutlanmalı? Ne olmalı?”yı konuştuk. Yani biz teferruatı konuşmaktan asıl konuya giremediğimiz için 1 Mayıs heba oldu gitti diye düşünüyorum.
Doruk Samuray: Kılıçdaroğlu ve İnce’nin hatâlarından biri seçimden önce ekiplerini hiç tanıtmamalarıydı. Bence özellikle ekonomi yönetimi konusunda ekibini kamuoyuna beğendirecek aday öne çıkacak.
Ruşen Çakır: Evet, gerçekten, Muharrem İnce’yi hatırlıyorum: Kendinden başka bir iki kere eşini çıkarttı sahneye; onun dışında yanında hiç kimse yoktu. Kılıçdaroğlu da bütün cumhurbaşkanı yardımcısı adaylarını çıkarttığı zaman sahne doluyordu zâten, yedi tâne birden. Ama ekip göremedik. Burada kim olacaksa, her kim olacaksa artık hakîkaten birileriyle çıkması, özellikle ekonomi konusundaki isimlerini göstermesi lâzım.
Rody Block: “İmamoğlu gelecekteki Erdoğan.”
Ruşen Çakır: Evet, bunu söyleyen farklı farklı kesimlerden insanlar var. Hattâ şöyle diyenler de var: “Erdoğan İmamoğlu’dan hoşlanmıyor, çünkü onda kendini görüyor”. Yani öyle bir mesele. Bu çok konuşuldu. Hattâ ben aylar önce öyle bir yazı yazdığımı hatırlıyorum: “İmamoğlu ikinci Erdoğan mı?” diye.
Gabriel Batistuta: “Özgür Özel daha çok yeni, çok genç, geçmişten gelen bavulu dolu değil. Kendisinin sayfasına daha yazılacaklar var. Seçime kadar ne olur ne biter, kim karalanır, kim tercih edilir belli olmaz.”
Ruşen Çakır: Evet, gerçekten Özgür Özel daha yeni. Meselâ Ekrem İmamoğlu da yeni sayılır, ama 2023 için en azından adı bayağı ciddî bir şekilde geçmişti ve olmamıştı. Özgür Özel daha yeni yeni telaffuz ediliyor. Onun için de zâten öncelikli isimlerden birisi değil gibi. Hâlâ İmamoğlu ile Mansur Yavaş arasında gidip geliyor gibi.
Ruken Kaya: En sessiz olan da Mansur Yavaş şu anda. Çok gözlem yapıyor. İYİ Parti’nin aslında bu son yönetim değişikliği vs. ile yaşadığı sıkıntılar, problemler var; bence bir taraftan orayı da gözlemliyor gibi geliyor bana. Sessiz durmasının nedeni biraz da o. Burada en çok siyâset yapan İmamoğlu. Yani en çok aday olmak istediğini belli eden ve buna yönelik siyâset yapan, ortaya çıkan İmamoğlu.
Ruşen Çakır: Zâten Mayıs yenilgisinin hemen sonrasında da “değişim” diyen de ilk o oldu. Özgür Özel falan sonradan eklendi. Yani daha ilk andan müdâhale etti.
Emine Ballı: “Korkulardan kurtulup daha ileriye bakmak lâzım. Siyâsetin en tecrübelisi, vekillik yapmış Özgür Özel aday olmalı. Karadenizli molasına ihtiyâcımız var”.
Ruşen Çakır: Karadenizli molası… Bir Karadenizli olarak bunu saygıyla karşılıyorum. Ama: “…vekillik tecrübesi nedeniyle Özgür Özel aday olmalı” diyorsunuz; tabiî Emine Hanım bu sizin görüşünüz, ama bilemiyorum.
Sefa Yücel: “Ruken Hanım’ı görmek çok hoş” demiş.Doğan Bey’e haksızlık yapmış.
Doğan Özkan: Ruken Hanım ona üyelik hediye etmişti de o yüzden. Ayrımcılık yapıyor Sefa Yücel.
Ruken Kaya: Hepsine çok selâmlar buradan, sevgiler.
Bir izleyicimiz: “2028’de kim aday olursa olsun, birileri mutsuz olacak. Şimdiden bu tartışmaya girmek gereksiz. Bugünden tek adama bağlarsa CHP dayanıklılığını yitirir.”
Ruşen Çakır: Evet, tek adama bağlamak meselesi… Açıkçası bu ilginç bir tartışma konusu. Yani şimdiden adayı saptayıp ondan sonra mı yola devam etmeli, yoksa son âna mı saklamalı? Meselâ Altılı Masa son âna sakladı.
Ruken Kaya: Ruşen Bey, ben o ankete takıldım. Şimdi asıl onu sormak istiyorum size. Orada liderleri görürken, meselâ Demirtaş’ın adını görmedik. Yani Özer Sencar bunu gözden mi kaçırdı? Neden lider olarak onun ismi yok, cezâ aldığı için mi?
Ruşen Çakır: Bakayım tekrar. Fatih Erbakan var, Devlet Bahçeli var, Meral Akşener var. Herhalde Selahattin Demirtaş…
Ruken Kaya: Ve daha çok sağ muhafazakârlar var.
Ruşen Çakır: Evet. Fatih Erbakan’ı %33 göstermiş, Devlet Bahçeli %25, Meral Akşener %9,7. Herhalde Selahattin Demirtaş olsaydı, Meral Akşener’in üzerinde falan olabilirdi.
Ruken Kaya: Evet.
Ersagun Tavukçuoğlu: “Yavaş hakkında Demirtaş’ın bir süre önce yaptığı, ‘Ülkenin hiçbir sorunu için sesi çıkmayan, yorumda bulunmayan’ beyânını ne şekilde yorumlamak gerekir?”
Ruşen Çakır: Yani yorumlanacak bir şey yok. İşte demiş: “Ülkenin hiçbir sorunu için sesi çıkmayan…” Yani demek istiyor ki: “Bizden, yani benden ya da benim gibi düşünenlerden Mansur Yavaş’a oy yok” diyor. Ama bunda da çok emin değilim. Eğer Mansur Yavaş muhâlefetin adayı olursa, ilk turda olmasa bile ikinci tura kalırsa, herhalde DEM Parti seçmeninin de bir kesiminin oylarını –diyelim ki Erdoğan’a karşı yarışıyor– alır.
Ruken Kaya: Alır. Ankara’daki seçimler gösterdi zâten aslında. Yani Mansur Yavaş’a verilen Kürt oylarını da gördük, orada da gördük.
Doğan Özkan: İstanbul’da da DEM Parti’nin kendi adayı olmasına rağmen –hani vardı İstanbul’da, değil mi?– adayı olmasına rağmen, DEM Parti seçmeni olarak kodladığınız insanlar gittiler ve Ekrem İmamoğlu’na verdiler oylarını. Çünkü Kürt halkının şu andaki bence –bilmiyorum, Kürtler karar versin ama– benim görüşüme göre insanların şu andaki önceliği iyi bir dünyaya, iyi bir Türkiye’ye uyanmak. Ve onun için şu anda kim gelirse gelsin onu destekleyecekler. Ve Mansur Yavaş, İngiliz feministlerin sloganını uyguluyor: Az konuşuyor, çok iş yapıyor. İngiliz feministleri 100 yıl önce bu sloganı atarlardı: “Az lâf, çok iş”. Yani Mansur Yavaş iyi bir lider olur bence. Bilmiyorum, bakalım göreceğiz.
Ruken Kaya: Yani önceliğimiz demokrasi. Önemli olan; insanların düşündüğü fikirleri, düşünceleri özgür bir şekilde ifâde edebileceği demokratik bir zeminin oluşması. Yani biz şu anda buna sâhip değiliz. Hiçbir şey tartışamıyoruz özgürce. Dolayısıyla buna karşı, Mansur Yavaş tabiî ki Erdoğan’ın karşısında olduğu takdirde herhâlde Kürtler de oy vermek zorunda kalacaklardır diye düşünüyorum.
Ruşen Çakır: Evet, deminki o yaptığımız alıntı hakkında arkadaşlar uyardılar. Bize verdiği röportajda söylemiş Selahattin Demirtaş. Şimdi ben de hatırladım. Evet. Tabiî orada adını vermeden de olsa Mansur Yavaş’ı kastetmişti.
Fasa Fiso: “İmamoğlu olmalı, çünkü Karadenizli. Sevdim bunu. Karadeniz Türkiye’nin kültürel, demografik ve sempati ortalaması. Karadenizli’yi Kürt de sever Egeli de Trakyalı da ya da en uzak hisseder.”
Ruşen Çakır: Yani yoruma bağlı. Bir Karadenizli olarak bu kadar net konuşamadığımı söyleyebilirim.
Hakan Mert: “Ankara Büyükşehir başkanlık oylarında Sincan ve Altındağ’da CHP birinci parti oldu. Mansur Yavaş konuşmadan kazanılacağını kanıtlıyor. Ama bize lider lâzım, ikinci Ahmet Necdet Sezer değil.”
Ruşen Çakır: Evet, Hakan Bey’in bu perspektifi de ilginç. Daha siyâsî, siyâsette daha sesi çıkan birisi olması lâzım diyor. Bu da çok ilginç bir denge. Bâzen siyâset yapmamak daha avantajlı oluyor. Ama siyâset yapmadığınız zaman da siyâsetin zâten dar olan alanını iyice daraltmış oluyorsunuz. Yani böyle garip bir durum var. Bunu siyâsetçilerin dengelemesi gerekiyor.
Nagihan Bilgin: “Mansur Yavaş çok iş yapıyor söylemine katılmıyorum. İnsanların ‘ağırbaşlı devlet adamı’ özlemi sâyesinde bu kadar beğeniliyor”.
Ruşen Çakır: Evet, bu ağırbaşlı devlet adamı özlemi varsa, bunu karşılayan isim herhalde Mansur Yavaş, Ekrem İmamoğlu değil. Özgür Özel de pek değildir. Dolayısıyla, evet, öyle bir ağırbaşlı devlet adamı profili çizdiği bir gerçek.
Emine Hanım: “CHP’nin eksiği, insanımızın millî-mânevî değerlerini biraz daha hurâfelerden arınmış bilgi edinmesi lâzım. İslâm’ın şekilden arınmış duru hâlini araştırmalı, değerlerimize daha özen göstermeli.”
Ruşen Çakır: Bu konuda, özellikle Ekrem İmamoğlu din konusunda bayağı bir şey, değil mi? Normal olarak namaz kılıyor, cumaya gidiyor.
Ruken Kaya: Ama bunu fazla göz önünde yapıyor. Meselâ seçim sonrasında kalkıp makam odasında dua okutması vs.. Yani bu çok da normal bir şey değil. Yani dua okutmak normal bir olay; ama bunu makam odasında yapması biraz popülist bir eylem yani.
Doğan Özkan: Parayla dua okutup bir de servis etmesi… Ekrem İmamoğlu ilginç bir insan. Neden ilginç biliyor musunuz? Kemalistlere kendine oy verdiriyor ve en Kemalist, en laiklik dışı hareketleri yapan adam. Gidip Yâsin Sûresi okuyor câmide, bunu canlı yayına çekip yayınlatıyor ve bizim laiklerimiz gidip onu destekliyor. Ben de buna ilginç diyorum.
Ruşen Çakır: Şimdi bugün Kastamonu’yla ilgili yapılan bir araştırma var: “Kastamonu’da CHP nasıl kazandı?” diye. Orada belediye başkan adayına –ki milletvekiliymiş ve belediye başkanı seçildi– “Câmiye git” filan diyorlarmış, o diyormuş ki: “Ben normal hayâtımda nasıl yaşıyorsam öyle yapacağım.”
Ruken Kaya: İmamoğlu mu?
Ruşen Çakır: Hayır, Kastamonu’nun kazanan belediye başkanı. Yani, “Ben normal hayatta câmiye giden birisi değilim. Sırf seçim kazanayım diye gitmem” demiş. Gitmemiş ve kazanmış.
Ruken Kaya: Doğru olan o.
Ruşen Çakır: Evet, ilginç bir şey olarak onu özellikle vurgulayalım. Şu tabloya tekrar bir göz atalım, siyâsîlerin beğeni düzeyi meselesine. Şimdi bakıyorum. Ocak 2022’de Mansur Yavaş %60’la başlıyor, sonra iniyor ve şimdi, yani 2 yıldan biraz fazla sürede %65’e çıkıyor. Hepsi MetroPOLL’ün anketi olduğu için onun verilerini alıyoruz. Ekrem İmamoğlu Ocak 2022’de %50, şimdi %52’ye çıkıyor, yani neredeyse aynı. Burada meselâ Özgür Özel yok; Şubat’ta var, %24’ten %36’ya çıkıyor. Evet, gerçekten iki tâne temel olgu var ya da üç diyelim. Öncelikle Mansur Yavaş’ın çok açık farkla bir beğeniye sâhip olması. İkincisi, Özgür Özel’in tempolu bir şekilde, öyle denir ya, tempolu bir şekilde…
Ruken Kaya: Şey dikkatimi çekti; 31 Mart seçimlerinde, tam şimdi hatırlamıyorum, Mansur Yavaş’ın oy oranıyla İmamoğlu’nun oy oranı arasında da sanki yine buna benzer bir fark var, değil mi? Bir bakabilir miyiz, o görünüyor mu?
Ruşen Çakır: Bir dakika…
Ruken Kaya: Sanki bu araştırmanın sonucuna benziyor gibi o seçim sonuçları da.
Ruşen Çakır: Şimdi orada baktığımız zaman… Evet, o söylediğiniz önemli.
Ruken Kaya: Çok dikkatimi çekti.
Ruşen Çakır: Şimdi, İstanbul ve Ankara’ya bir bakalım: Ankara’da Mansur Yavaş %60 almış. Ekrem İmamoğlu %51 almış. Yani daha fazla görünüyor Mansur Yavaş.
Ruken Kaya: Yani yaklaşık çok benzer oranlar.
Ruşen Çakır: Evet, bu arada arkadaşlarımız bir anket başlatmışlar. Orada şu âna kadar gelen –daha yeni başladı– Ekrem İmamoğlu önde gözüküyor. Şu anda az sayıda katılım var, ama zamanla daha da artacak herhalde. Evet, bâzı izleyicilerimizde Ekrem İmamoğlu eğilimi daha fazla gözüküyor; ama kamuoyunaa baktığımız zaman, deminki anketlere baktığımız zaman daha farklı. Meselâ seçimden bu yana ben Mansur Yavaş’ın herhangi bir konuda bir siyâsî pozisyon aldığını görmedim. Ekrem İmamoğlu ise sürekli bir şekilde bir şey yapıyor. Meselâ İstanbul’da her gün bir kurdele kesiyor, bir şey açıyor vs. ve buralarda soru alıyor, sorulara cevap veriyor, şu oluyor bu oluyor. Yani böyle sürekli bir hareket hâlinde. Hele Özgür Özel tam şey gibi… Meselâ ne yaptı? Cumartesi günü İstanbul’da eğitim mitingi düzenledi, pazar günü Samsun’da 19 Mayıs yürüyüşüne katıldı, pazartesi günü yine Samsun’da MYK topladı, bilmem ne yaptı. Bugün Meclis’te grup konuşması yaptı, biraz önce bitirmiş olması lâzım. Sürekli bir yerlerde. Ama Mansur Yavaş hiç gözükmüyor. Yani arada sırada belediye meclisi dışında…
Ruken Kaya: Bir de şey dikkatimi çekti bu ankette; baktığınız zaman Türkiye’de daha çok sağ muhâfazakâr seçmen oyları yüksek ve sanki bu sağ muhâfazakâr seçmen bu iki aday arasında bir tercih yapma noktasında. Ve bu aslında önemli bir konu. Sağda da boşluk olduğunu düşünürsek, İYİ Parti’nin durumu da ortada; dolayısıyla bu sağdaki boşluğu Mansur Yavaş doldurursa, acaba Türkiye’de sağ muhâfazakâr seçmen, İmamoğlu’nun da göz diktiği bu seçmen Mansur Yavaş’a kayar mı?
Ruşen Çakır: Evet, ilginç o. Şu hâliyle bakıldığı zaman, deminki ankete bakıldığı zaman orada en öne çıkan sağ isim Tayyip Erdoğan. Ama Tayyip Erdoğan’da bir düşüş var. Yeni bir sağ profil yükselişte değil. Dolayısıyla bunlar büyük ölçüde Mansur Yavaş’a geçiyor.
Hüsamettin Özcan: “İmamoğlu sâdece kendisi gibi düşünenler için değil; herkes için, tüm toplum için demokrasi ve insan hakları mücâdelesi vereceği kanaatini en çok uyandıran lider profili sergiliyor.”
Ruşen Çakır: Evet, Hüsamettin Bey, bayağı açık bir destek vermişsiniz İmamoğlu’na. Böyle düşünmeyenler de olduğunu tekrar söyleyelim.
Tamer Durak: “Belediye başkanlığı seçimiyle cumhurbaşkanlığı seçiminin dinamikleri çok farklı. Mansur Yavaş hep Ankara’da, İmamoğlu ise hep geziyor ve sokak siyâsetinde çok başarılı.”
Ruşen Çakır: Evet, bu önemli. Mansur Yavaş’a göre bir artısı var. Ama işte orada şöyle şeyler çıkabiliyor; İmamoğlu’nun bu “gayretkeşliği” diyelim –Özgür Özel’in de bir anlamda–, özellikle sağ kesimdeki, sağ kanattaki seçmende bir tedirginlik de yaratabiliyor. Öte yandan, demin söylediğimiz “ağırbaşlı devlet adamı” profiliyle Mansur Yavaş daha öne çıkabiliyor.
Engin Koyuncu: “Mansur Yavaş sustukça oyu artıyor, hep öyle oldu. Yerel seçimde de aynı taktiği yaptı. Konuştuğunda oyu ve ilgisi düşüyor”.
Ruşen Çakır: Evet, bunu konuştuk daha önce.
Doğan Özkan: Görmezden geliniyor. Onun Ankara’da çok güzel bir miting konuşması vardır. Diyor ki: “Ben Ankara’nın şu köylerine gitmemiştim, ona da gideceğim. Bu köyleri şöyle yapmamıştım, onu da yapacağım.” Şimdi bizim medya genelde görmezden geldiği için Mansur Yavaş konuşmuyormuş gibi geliyor. Aslında konuşuyor.
Ruşen Çakır: O büyük siyâset konularında konuşmuyor.
Doğan Özkan: Evet, farkındayım, ama zâten onun alanı değil ki büyük siyâset. Şimdi Ekrem İmamoğlu meselâ çok konuşuyor, ama ne yapabiliyor?
Ruken Kaya: Valla en çok konuşan Özgür Özel bence.
Adem Özdemir demiş ki: “Hep erkek aday var, hiç kadın aday yok mu veya 4 sene içinde öne çıkabilecek biri var mı?”
Ruşen Çakır: Ruken Hanım sizi aday yapalım. Kadın aday aranıyor. Meral Akşener vardı, çekildi. Şu âna kadar gözüken bir kadın söz konusu değil.
Ruken Kaya: Yok bence de.
Evren Kestep: “Vallahi Ruşen Bey, istediği kadar iyi icrâcı olsun, ben sağ kökenli adaylara ülkenin genel gidişâtının teslim edilmesi konusunda endîşe duyarım, özellikle siyâsî söylemleri belli değilken.”
Ruşen Çakır: Evet, bunun da bir diğer versiyonu da tabiî sağ seçmende sol eğilimli siyâsetçiye yönelik var. Böyle bir durum var.
Özgür Gözübüyük: “Kırsaldaki ve metropoldeki Kürt seçmen davranışı aynı değil bence. Seçim zamânı Demirtaş’ın hapisten çıkmasıyla ilgili tartışmalarda Mansur Yavaş nasıl bir pozisyon alabilir ki?”
Ruşen Çakır: Evet, Kürt seçmen konusu önemli. Şimdi bir daha artık bir adayı baştan destekleyeceklerini sanmıyorum. Son seçimden o dersi çok ciddî bir şekilde aldı DEM Parti.Herhalde önümüzdeki seçimde kendi adaylarıyla girip ikinci tura kalırsa tercih belirleyecekler. O zaman da kimlerin diğer yerlerden aday olacağı önemli.
Ruken Kaya: Erdoğan’ın karşısında kim varsa o alacak bence. Onu destekleyecekler yani, eğer olursa tabiî.
Ruşen Çakır: Evet, anket oylarınızı bekliyoruz. YouTube’dan yapılan anketlerde hâlâ Ekrem İmamoğlu açık ara önde gözüküyor, ama şu âna kadar çok az sayıda oy kullanılmış. Tabiî MetroPOLL’ün araştırmasını akılda tutmakta yarar var. Hiç şaşırtıcı değil yani oradaki; %65 olmaz da %60 olur; ama her hâlükârda seçimi ilk turdan kazanma şansının çok net olduğu gözüküyor.
Muharrem Bey: “CHP’de kadın belediye başkanları çok iyi. Gelecekte buralardan aday çıkabilir.”
Ruşen Çakır: Olabilir, ama herhalde önümüzdeki seçim için bir kadın aday pek söz konusu olmaz.Bakalım, başka sorular, yorumlar, atladıklarımız olmasın. Her seferinde böyle ince işçilik yapıyoruz.
“CHP seçmeni ve muhâlifler 2028’de olası adayları yıpratmak için ellerinden geleni yapıyor. Bunlar yıprandığı zaman yerine birileri çıkmazsa, bu işte en çok zarârı bizler göreceğiz.”
Ruşen Çakır: Evet, muhâlefette yer alıyorsanız böyle bir sorun var tabiî ki. Demin de söyledik; muhâlif muhâlifin kurdudur, öyle oluyor.
Doğan Özkan: Ama yıpranmasın diye konuşmadığı zaman da, “Ya, bu hiçbir konuda konuşmuyor” diyorsunuz. Konuştuğu zaman da yıpranıyor. O zaman tercih edin arkadaşım, ne yapacağına karar verin, ona göre hareket edin.
Ruşen Çakır: Size bir soru var. Rıdvan Gerçek diyor ki: “Doğan Özkan daha somut konuşmalı. Mansur Yavaş’ın Ankara’da neler yaptığını anlatmalı. Ben Ankara’da oturan ve Yavaş’a kerhen oy vermiş biri olarak yaptığı hiçbir çalışmayı göremiyorum, sosyal yardım hâriç.”
Doğan Özkan: Sosyal yardım yapmıyor Mansur Yavaş. İnsanları maaşa bağladı. Pandemi döneminde meselâ, çok enteresandır, pandemi döneminde faturalarını ödetmedi, sokakta çalışan insanları işe aldı, sigortalı yaptı ve maaş verdi. Hani sosyal yardım değil, adam direkt maaşa bağlı. Meselâ İmamoğlu Kent Lokantaları açtı, Mansur Yavaş Kent Lokantaları açmadı. Çünkü yoksulluğu sergilemek istemedi, insanların evine gönderdi yiyeceği. İkisi arasındaki fark bu. İmamoğlu kendi reklamını yapıyor, Mansur Yavaş ise iş yapıyor. İmamoğlu reklamını güzel yapıyor, evet, gerçekten iyi reklam ajansıyla çalışıyor. Ama Mansur Yavaş iş yapıyor.
Adem Özdemir: “Mansur Yavaş’ın mülteciler, ekonomi, eğitim, laiklik gibi konular hakkında ne düşündüğünü bilen var mı? Bunları konuşmaya başladığı zaman ya çıkacak ya düşecek. Biraz kapalı kutu gibi değil mi?”
Ruşen Çakır: Evet, kapalı kutu, onu hep konuştuk.
Ömer Dağ: “Özgür Özel potansiyeli en yüksek olan kişi bence. Ancak bir sâhicilik sorunu var. Kendini kabul ettirmesi zaman alacak.”
Ruşen Çakır: Evet, ilginç bir gözlem.
İskefiyeli: “Anayasa hemen değiştirilemeyeceğine göre, konuşan, siyâset yapan biri olmalı bence. Onun için Yavaş uygun bir aday değil.”
Ruşen Çakır: Evet, işte burada tercihler ikiye ayrılıyor. Bir yanda sağcılık-solculuk meselesi var; ama bir tarafta da, konuşan, aktif ya da fazla konuşmayan, sâkin. Hangisi olabilir? Tabiî burada herkesin görüşü bayağı bir…
Ruken Kaya: Yani ben şu anda çok “o olsun” ya da “bu olsun”… Özel, İmamoğlu, Yavaş… aslında çok da üzerinde düşünmüyorum. Hani biz ülke olarak çok ciddî, çok büyük sıkıntılar çekiyoruz. Yoksulluk bir taraftan, bireysel hak ve özgürlükler bir taraftan, hukuk sistemimiz berbat durumda, basın özgürlüğü yok, gazetecilerin durumu ortada. Yani böyle bir ortamda başında beri söylüyorum, benim önceliğim demokrasi. Dolayısıyla İmamoğlu da olsa Mansur Yavaş da olsa Özgür Özel de olsa, ben şu anki durumumuzdan çok daha iyi bir durumda olacağımızı düşünüyorum. En azından bu demokratik zeminin oluşabileceğini düşünüyorum. Tabiî ki mutlaka herkes kendisi bir tercih yapacaktır, kendi ideolojisine daha yakın olanı tercih edecektir. Ama ben netice îtibâriyle, bu iktidar gittikten sonra üçünden biri olabilir, fark etmez diyorum.
Hatice Arzu Kaya: “Denizler’e söylediği sözlerden dolayı bana hiç câzip gelmiyor Mansur Bey. –Denizler dediği; Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Hüseyin İnan’la ilgili–; ama zoraki bir aday olursa mecbûren oy vereceğim.”
Ruşen Çakır: Böyle ilginç bir durum var. Yani istemeye istemeye oy verebilecek.
Doğan Özkan: Bunun en güzel örneği; Donald Trump’la Hillary Clinton Amerikan başkanlığı için iki adaydı. Demokrat Parti önde gözüküyordu, Hillary Clinton’ı aday gösterdiler. Dediler ki: “Nasıl olsa Donald Trump karşısında Hillary Clinton’a oy verilecek” ve Donald Trump kazandı. “İnsanlar zorunlu olarak buna verecek” derseniz kaybedersiniz. Aynı Kılıçdaroğlu’nun yaptığı gibi, “Bana vereceksiniz, ona mı vereceksiniz?” dedi, Kılıçdaroğlu da kaybetti. Yani kamuoyu yoklamalarıyla araştırılıp sorulsun halka; “Kimi gösterelim?” diye. Ondan sonra, 2028’e yaklaşırken, yani son dakikayı beklemeden aday belirlensin. Kamuoyu yoklamaları mı yapılır, nasıl yapılırsa yapılsın, aday belirlensin. Kamuoyu yoklamalarında halk kimi istiyorsa o gelsin.
Ruşen Çakır: Munise Hanım size katıldığını söylüyor Ruken Hanım.
Hayat Can Korel: “Bana kalırsa her yönüyle Özgür Özel. Ama cumhurbaşkanı adayını soruyorsanız, anketlerde kim birinci çıkarsa o.”
Ruşen Çakır: Yani kimin daha çok oy alacağı gözüküyorsa onu seçmeli muhâlefet demiş.
Doğan Özkan: Zâten muhâlefetin yaptığı yanlış o. Bence projeler anlatılmalı. Hani projeleri anlatırsan, “İşte, biz bu şekilde bir anayasa yapacağız, biz böyle yasalar yapacağız, Eğitim Kanunu şöyle olacak” diye anlatırsan, kimin başkan olduğu o kadar önemli değil. Şimdi biz niye Mansur Yavaş’ı, Ekrem İmamoğlu’nu, Özgür Özel’i konuşuyoruz? Çünkü ne yapacaklarını bilmiyoruz, muhâlefet bize anlatmıyor. Anlatması lâzım bence.
Arda Sürer: “İmamoğlu dışında her tercih mâcerâdır, anlamsız. Yapanı millet de târih de affetmez. İçinize sinse de sinmese de temel amaç kazanmaksa Ekrem İmamoğlu dışında bir seçenek târihî hatânın tekrârı olur.”
Ruşen Çakır: Arda Bey, böyle şey yapmayın, dayatmayın. Olabilir, kazanma ihtimâli en yüksek o olabilir, diğerleri şey olur; ama “târihî hatâ, târih affetmez” filan… bunlar büyük lâflar. 3 tâne isim saydık, belki isimlerin sayısı artabilir, azalabilir. Ama sonuçta herkes bunları bir şekilde değerlendiriyor. Değişik kıstaslar, yine tekrar ona geliyoruz; popülarite kıstası, güvenilirlik, şu bu, bir yığın şey var. Kimisi sessiz, kimisi gürültü yapıyor vs.. Ama sonuçta bu meselenin önümüzdeki dönemin en ana meselesi olacağı kesin. Geçen sefer de böyleydi. Geçen sefer kısa bir dönem tartışıldı; ama sonuçta hangi kriterle olduğunu bilmediğimiz bir şekilde Kemal Kılıçdaroğlu aday oldu ve kaybetti muhâlefet.
Emre Can Gündoğdu: “29 Mayıs 2023 günü bizi yalnız bırakmayan, o gün değişimin ateşini fitilleyen ve 31 Mart 2024 sürecinin mîmârı Ekrem İmamoğlu’nun yanındayım.”
Ruşen Çakır: Eyvallah. Olabilir, saygı duyuyorum. Böyle bir lâf var ya.
Ruken Kaya: Kesinlikle.
Ruşen Çakır: Yani, tamam. Evet, Ekrem İmamoğlu’nun böyle çok destekçileri, açık destekçileri var. Mansur Yavaş’ın destekçileri genellikle son dakikada kendilerini gösteriyorlar. Özgür Özel yeni sahneye çıktı diyelim, yeni yeni oluşuyor. Ama meselâ bu yayında bayağı bir Özgür Özelci de çıktı karşımıza, değil mi?
Ruken Kaya: Evet, çıktı. Özgür Özel’in son işte dediğim gibi, bu “Müzâkere mi, mücâdele mi?”’ gibi tartışmaları yaşadık, biliyorsunuz. Ben de meselâ müzâkereden yana değildim. Hâlâ da doğru bulmuyorum yaptığı şeyi. Çünkü muhâlefetin görevi muhâlefet yapmaktır, yani iktidâra meşrûiyet kazandırmak değildir. Zâten 20 yıllık bir iktidar ve sonuçları ortada, yaptığı icraatlar ortada. Dolayısıyla bunun neyini müzâkere edeceksiniz? Orada iş şeye döndü bu sefer, hani “Normalleşme mi, yumuşama mı?” Zâten Bahçeli de bunun cevâbını verdi, “Usûl esas” diyerek; “Esasta bir yumuşama, normalleşme yok, usûlde normalleşme var” diyerek cevâbını vermiş oldu. Dolayısıyla Özgür Özel kiminle gidip müzâkere etmiş oldu? Böyle bir zihniyetle müzâkere etmiş oldu.
Ruşen Çakır: Evet, yavaş yavaş toparlayalım. Bizim ankette yine açık ara Ekrem İmamoğlu önde gözüküyor. Bizim izleyicilerimizden oy kullananların Mansur Yavaş’a çok fazla îtibar etmediğini görüyoruz. O anketi tekrar verirsek, MetroPOLL’ün çalışmasını, bu çok daha net bir şekilde kendini gösteriyor. Şu hâliyle bakıldığı zamAn – ki bu aslında geçen 2023 seçimi öncesinde de bu kadar değildi. Mansur Yavaş’ın oranı %65 falan değildi, ama birçok yerde Erdoğan’ın da üzerinde gözüküyordu. Arkadaşlar MetroPOLL’ü tekrar gösteriyor muyuz bir zahmet? Bayağı bir önde gözüküyor şu hâliyle. Geçen seferki olaydan sonra, çok insan dizlerini dövdü. Yani dediler ki: “Kamuoyu araştırmalarında önde gidenler belliydi” vs.. Artık herhalde CHP böyle bir şey yapmayacaktır diye düşünüyorum.
Ruken Kaya: Düşünelim, düşünelim.
Ruşen Çakır: Eyvallah. Evet, “Ekrem İmamoğlu mu, Mansur Yavaş mı, Özgür Özel mi?” diye sorduk. Sizlerden gelen yorumları, soruları değerlendirdik ve iki tâkipçimiz, destekçimiz Doğan Özkan ve Ruken Kaya ile berâber yaptık yayını. Önümüzdeki dönemde yine sizlerden stüdyoya gelecek olan tâkipçilerimiz, destekçilerimiz de olacak. Bu tür yayınlara devam edeceğiz. Ruken Hanım’a, Doğan Bey’e ve sizlere, hepinize çok teşekkür ediyoruz. Söyleyeceklerimiz bu kadar, iyi günler.