Elif Gökçe Aras yazdı: Şahsımland

Şahsımland’e hoş geldiniz, girişler sağ taraftan.

Her şey satılık bu ülkede, her şey ama. İnsanlar bedava, şirketten. Ücreti mukabili olmak kaydıyla dilediğiniz her şeyi yapabilirsiniz bu ülkede. Adeta dünyada bir cennet, paranız varsa tabii.

Örneğin, dilediğiniz gibi sömürüp işiniz bitince elinizi silkeleyip gidebileceğiniz bir maden mi arıyorsunuz? Dostum, gel buraya.

Örneğin, küçük kızlarla evlenmek mi istiyorsunuz? Tam yerine geldiniz, daha dün sınırdan bir sürü küçük kız geçirdik. Kimse sormaz hesabını siz rahat olun canım abim.

Mangal? Mangal yapalım mı? Şöyle güney ormanları ha, ne dersiniz? Denize karşı off, püfür püfür, cayır cayır. Hah ha, tabi ya. Olum! Kap oradan bir bidon, yardımcı ol güzel abime. İşte böyle… Abi bak buraya daha sonra istersen otel de dikersin bak. Yap diye demiyorum, aklında bulunsun yani. Düşünürüm dersen yardımcı oluruz tamam mı güzel abim benim. Öyle kâğıt kürek işlerini dert etme sen, hallederiz.

-Sadece sen mi bakıyorsun bu işlere? Kimse karışmayacak mı?

-Yok be güzel abim, yani tabi başta canımı sıktılar, sıkmadılar değil Allah var yukarda ama hepsini sindirdim. Çoğu benden yanadır zaten, aynı kafa, ben ne dersem peki abi, tamam abi, sen en iyisini bilirsin abi, böyle. Öbürleri de yıldılar artık biliyor musun? Onlarda da artık konuşacak hal kalmadı, ne desem tınn… Bak şimdi bak:

-Yarın bütün ilkokulları kapatacağım, medrese sistemine geçiyoruz.

-Eskiden okul mu vardı zaten? Ecdadımız medreseye giderdi.

-Ete benden yüzde yüz zam.

-Kalori, sırf kalori, nemize lazım ya, Akdeniz tipi beslenmek gerekiyor zaten.

-Bütün evleri başınıza yıkacağım.

-Aman her yer beton oldu, off, özümüze dönelim acik. Yörüğüz biz ya, konar göçeriz. Durduk kaldık burada küflendik resmen ya! Çok iyi düşünmüşsünüz başganım.

Gördün mü abi, bak, duyuyor musun? Yirmi iki yılda yirmi dört ayar altına döndürdüm hepsini.

Artık işlerin başında bile durmuyorum biliyor musun? Eğittim çocukları, inan beni aratmıyorlar. Hepsi adeta birer şahsım kesildi.

Çok çılgın bi proje var kafamda da hayırlısı bakalım. İnsan parkı yapayım diyorum bu ülkeyi. Bunlar canlı hedef olacak tamam mı? Senin elinde silah, onlarda bi şey yok tabi. Artık öldürüyon mu, tecavüz mü ediyon orası sana kalmış. Nasıl? Cennet ya! Hah ha!

***

Trajedi üzerine trajedi, rezalet üzerine rezalet yaşanıyor her gün bu ülkede. Yani yaşanan olayları protesto etmek için sokağa çıkmaya kalksanız, sokakta yatmaya başlarsınız, öyle rezil. 

Züccaciye dükkânına giren bir fil gibi dokundukları ve mahvettikleri her şey için bir özür borçlu iken, “Sayemizde yeni bir şey almak zorunda kaldınız, fena mı?” diyerek arsızlıkta seviye üstüne seviye atlıyorlar.

Siyasal islam deli gömleğini bu ülkeye giydirmeye inat eden iktidar, Milli Eğitim’den kurtulma aşamasına geldi nihayet. Modeli bir görselle izah etmem gerekirse vadedilen aşağı yukarı şu:

Medyascope'u destekle. Medyascope'a abone ol.

Medyascope’u senin desteğin ayakta tutuyor. Hiçbir patronun, siyasi çıkarın güdümünde değiliz; hangi haberi yapacağımıza biz karar veriyoruz. Tıklanma uğruna değil, kamu yararına çalışıyoruz. Bağımsız gazeteciliğin sürmesi, sitenin açık kalması ve herkesin doğru bilgiye erişebilmesi senin desteğinle mümkün.

Maarif Modeli ile çocuklarımızı insan gibi değil, köpek gibi eğitmek için müfredattan bilimi kaldırıp sopaları çıkarmışlar. Bu ülkenin evlatlarını dünyanın ara elemanı olması üzerine kurgulayan bir tüccardan da bu beklenirdi. Okuyup ne yapacaksınız diyorlar bize, okuldan alıp sanayiye veriyorlar geleceğimizi. Mahvediyorlar bizi. Bütün hayallerimize, ümitlerimize benzin döküp yakıyorlar. Okumuş olanlarımıza da pislik muamelesi yapıyorlar, giderlerse gitsinler diyorlar. Haliyle ülkenin haleti ruhiyesi bu iğrenç kafanın düşünce sistemine uyum sağlıyor.

Bir öğrenci öğretmenini öldürüyor. Öğrenciler birleşip sıra arkadaşlarına tecavüz ediyor. İlkokullarda çeteleşiyorlar, bakın birinci sınıf öğrencileri çeteleşiyorlar. Öğretmenlerin elinde hiçbir yetki yok, veliler canavar kesilmiş, haliyle ilkokulda bile orman kanunları geçerli, gücü yeten yetene.

Balıkesir’de 17 yaşına 6 suç kaydı sığdırmayı başarmış gelecek vadeden bir suç makinesi, 20 yaşında, tertemiz bir üniversite öğrencisini, harçlığını çıkarmak için çalışmak zorunda kalan binlerce gençten biri Ata Emre Akman’ı gözüne kestirdi ve 25 bıçak darbesiyle, öylesine, canı istediği için öldürdü. Çünkü neden öldürmesin? Zaten her gün gördüğü şeylerden bir enstantane, bu ülkede dip kalmadı sayenizde.

Milli Eğitim Bakanı, -ona da Maarif Bakanı demeye başlarız herhalde yakında- babaanne kılığına girmiş bir kurt gibi senelerce ılık ılık aşıladı canavar maarif sistemini, müsteşarlığından beri.

Nihayet oturdu bakan koltuğuna ve çocuklarımız artık onunla baş başa.

-Yusuf amca, bu kitaplardan neden bilimi çıkardın?

-Sizi imana getirebilmek için.

-Yusuf amca, bu kitaplardan neden öz saygıyı çıkardın?

-Sizi daha iyi köleleştirebilmek için.

-Yusuf amca, neden matematik konuları azaldı?

-Sizin yerinize hesap yapabilmek için.

-Yusuf amca, neden bütün dersler din dersi gibi?

-Sizi daha iyi yiyebilmek için, VRAAAWWW.

Kadınlar, kadınları uslandırırlarsa erkekler daha kolay tahakküm kurar zannediyorlar. Kadın katillerine, çocuk tecavüzcülerine kırmızı halı seriyorlar. Erkekler, kadınlara tahakküm kurabilecek imkâna kavuşursa, iktidarlarının gönüllü köpeği olur sanıyorlar. Ya hu, ışığı gören bir daha döner mi hiç karanlığa? Hiç o hülyaları kurmayın.

Kadınlar yıkacak iktidarınızı.

Yok, öyle kaba kuvvetle değil, topukla, zekâyla.