Elif Gökçe Aras yazdı: Taht kavgaları

İktidarın denge politikasından anladığı, bir figür A derken, diğerinin B demesi. Böylece hangi yönde sonuç alınmış olursa olsun “Biz demiştik” diyebiliyorlar. Örneğin CNN Türk yayınında Ahmet Hakan’ın kulağına “HTŞ terör örgütü” diye üflenirken, o da “Biliyoruz, HTŞ terör örgütü” diye üffleniyor.

Öte yandan bakıyorsunuz MİT başkanı İbrahim Kalın terör örgütü lideriyle seyahat ediyor. Şoför mahallinde Colani var, şoförün yanında yani patronun koruma koltuğunda İbrahim Kalın. Peki patron mahallinde kim var?

Müstakbel ABD Başkanı Donald Trump “Suriye’nin anahtarı Türkiye’nin elinde olacak” dedi. Peki kilit kimin elinde? Çok bilinmeyenli bir denklemde Avrupa ve ABD yüzümüze tükürse Ya Rabbi şükür diyecek pozisyonda olan yandaş medyaya aldanmıyoruz ve başımıza gerçekten ne geliyor, bunu anlamaya çalışıyoruz.

Avrupa’dan mülteciler için para teklif edilse, Ya Rabbi şükür diyorlar. Daha dün Erdoğan’a “Aptal olma” diye mektup yazan Trump bugün “Erdoğan çok zeki bir adam” dediğinde yine Ya Rabbi şükür diyorlar. Az buçuk güngörmüş biri bilir ki Trump’tan övgü almak, Joffrey Baratheon’a gelin olmak gibidir. Gelin ifadesini de hafifleterek yazdım. GOT’u izleyenler gelinden önce kendisiyle tanışmak şerefine nail olan arkadaşın başına gelenleri çok iyi bilirler. Gerçi zulmetti zulmetmesine de onun da sonu iyi olmadı hani.

Taht kavgaları: Elif Gökçe Aras yazdı
Joffrey Baratheon

Suriye politikasında büyük akıldan ziyade tıpkı iç politikada olduğu gibi aynı anda bütün tuşlara basma ümitsizliğinden bahsedebiliriz. Herhalde büyük aklımız, ABD’ye yanaşırken Putin’le aramızın açılacağını, harap olmuş Şam’ı alayım derken Mersin’deki Akkuyu Nükleer Santrali’ne yapılan yatırımları, S400’leri, doğalgaz antlaşmalarını hesaplamıştır. Yoksa hesaplamamış mıdır? Önümüz kış Suriye’yi iç politikada kullanayım derken doğalgaz yüzünden evdeki oylardan olabilirler.

Bu arada, bizim bi BRICS işi vardı o ne oldu sahi?

BRICS’e girmek isterken Suriye’de Esad’ın yenileceği, Esad yenilince Rusya’nın da yenilmiş sayılacağı biliniyor muydu bilinmiyor muydu? Wallahi vaziyet alın, buralar karışacak.

Taht kavgaları: Elif Gökçe Aras yazdı

Daha dün İsrail bize saldıracak diyenler, bugün Suriye’de İsrail ile işbirliklerinin üzerini örtemiyorlar. Daha dün Öcalan açılımı yapanlar, bugün Kürtlere parmak sallıyorlar. E daha bunun Anayasa çalışması var, o ne olacak? “40 tilkinin 40’ının da kuyruğu birbirine değmiyor” diye seviniyorlardı, 40 tilkinin, 40’ının da kuyruğu birbirine dolanmışa benziyor…

Esad’a halkına zulmettiği için bu sonu hak ettiğini söyleyenler, siz halkınıza nasıl davranıyorsunuz bi gözünüzün önünden geçirin bakalım.

Bu çağın liderlik anlayışı artık zorbalığı kaldırmıyor. Teknoloji ve bilim bu kadar gelişmişken, kimse kimsenin kölesi olmak istemiyor. Avrupa’ya bakıp, “Benim de bundanım olsun” diyor.

Dünya büyük bir değişimin eşiğinde. Dün Avrupa’nın zulmettiği halklar bugün Avrupa’nın huzurunu kaçırıyor. Her iş aslına rücu ediyor. Kavimler rahat durmadıkları ve rahat vermedikleri için yeni bir kavimler göçü yaşanıyor.

Ya insan olmanın onuruna yaraşır yeni yönetim modelleri geliştireceğiz yahut hakkına girilenlerin hakkını geri ödemek üzere mizana çıkacağız. Bugün, yarın, evrenin acelesi yok. Ama o mizana çıkılacak.

Atatürk boşuna mı “Yurtta sulh, cihanda sulh” dedi? Bugün bize düşen onun bıraktığı yerden, onun da hatalarını telafi ederek barış içerisinde yaşanılacak bir Türkiye’yi tesis etmek. Ağaç ne ise meyvesi de ona göre ürüyor. Hınç, öfke, çatışma, kendi evlatlarını doğuruyor. Barış, sevgi, hoşgörüden yürüyelim ve biraz da sevgi dolu evlatlar görelim.

Bu kadar savaş, bu kadar hesaplaşma, bu kadar ödeşme, bu kadar hak ihlali yeter bir millete ders almak için. Bizler de dışarıdan müdahalelerle başka milletlerin savaş alanına dönmek istemiyorsak, tüm hedef göstermelere rağmen, akl-ı selîm sahibi insanlar olarak, inadına bir arada yaşamayı başarmak zorundayız.

Başkalarının aklıyla, günübirlik hesaplarla politika belirleyenler bu kadar çamura batmışken, er meydanı bomboş. Gerçek lider kimse ortaya çıkmalı ve söyleyecek sözü, göstereceği bir hedefi olmalı ki kokuşmuş bu düzen değişsin. Gözlerinin içine baktıklarımızın kadroları var da sözleri, hedefleri, idealleri, siyasetleri ve politikaları var mı ondan emin değilim.

Çok cılız geliyor sesler.

Bombalar patlarken, çok cılız geliyor sesler.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.