CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin grup toplantısında asgari ücretin 25 bin TL olması gerektiğine yönelik taleplerini yenileyerek çağrıda bulundu, “Emekliye, asgari ücrete, çaya, buğdaya zam istiyorsanız bu akşam saat 21:00’de evinizin ışıklarını açın kapatın” dedi. Çağrının ardından birçok kentten eyleme dair görüntüler geldi, eyleme CHP Genel Merkezi de katıldı. Peki bu eylem 1990’lı yıllara damgasını vuran “Sürekli aydınlık için 1 dakika karanlık” eylemi kadar etkili olabilir mi? Siyaset bilimci Tanju Tosun ve Mücella Yapıcı değerlendirdi.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin grup toplantısında tüm Türkiye’ye seslenerek eylem çağrısı yaptı. Özel, “Asgari ücrete zam istiyorsanız, bu akşam saat 9’da başlıyoruz. Işıkları yakın, ışıkları kapatın” dedi. Özel’in 1990’lı yıllara damgasını vuran “Sürekli aydınlık için, 1 dakika karanlık” eyleminde olduğu gibi saat akşam 21.00’i işaret etmesi üzerine ülke genelinde vatandaşlar çağrıya uyarak ışık açma-kapama eylemi gerçekleştirdi.
- Özgür Özel’den eylem çağrısı: “Emekliye, asgari ücrete zam istiyorsanız saat 21:00’de evinizin ışıklarını açıp kapatın”
“Sürekli aydınlık için bir dakika karanlık” eylemi geri mi dönüyor?
Balıkesir’in Susurluk ilçesinde 3 Kasım 1996’da yaşanan kaza, Türkiye’de “mafya-siyaset-devlet” ilişkilerini ortaya çıkardı. “Sürekli aydınlık için bir dakika karanlık” ismi verilen sivil toplum eylemleriyle üstü örtülen ilişkilerin açıklanması talep edildi. Susurluk kazasının ardından Sürekli Aydınlık İçin Yurttaş Girişimi, mafya ile ilişkisi olan milletvekilleri yargı önüne çıkana kadar tüm yurttaşları her akşam saat 21.00’da evlerindeki ışıkları bir dakikalığına kapatmaya çağırdı.
“Türkiye toplumsal tarihinde anılması gereken bir eylem yapıldı”
Eylemi başlatanlardan biri olan Mücella Yapıcı, “yurttaş girişimi” ismini verdikleri bir örgütlenme içerisinde olduklarını ve Susurluk kazasından sonra ortaya çıkan devlet ve mafya ilişkisinin açığa çıkmasını istediklerini belirtti. 90’lı yıllarda sokağa çıkmanın şimdiki gibi zor olduğunun altını çizen Yapıcı, şöyle devam etti:
“Bizim derdimiz bir sendikanın ya da odaların miting yapmasından daha çok, bütün toplumun düşüncesini belli etmesiydi. İnanılmaz bir katılım oldu, medya da buna dâhildi. Tabii o zaman medyada bugünkü kadar sansür yoktu. Daha sonra eylem sokağa taşındı. Bu eylem, Türkiye toplumsal tarihinde gerçekten anılması, unutulmaması gereken çok ciddi bir toplumsal talep ve tepkinin gösterilmesi oldu.”
“CHP’nin çağrısı kıymetli ama naif”
Yapıcı, 1997’de sosyal medyanın olmadığını hatırlattı ve fakslarla bildiriyi dağıttıklarını söyledi. Günümüzde sosyal medyanın önemli olduğuna dikkat çeken Yapıcı, eylemler için sokakların kullanılması gerektiğini vurguladı:
“CHP gibi örgütlenmiş siyasi partilerden barışçıl, ‘Türkiye’nin her tarafında kapınızın önüne inin, sokağa çıkın, parkınıza gidin, düdük çalın’ gibi yaygın bir öneri beklerdim. Asgari ücret ve emekliler konusunda hep beraber bir şeyler yapmamız gerekiyor çünkü artık yaşanması çok zor bir hale geldi. CHP’nin bu çağrısı kıymetlidir ama naif kalmıştır.”
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
“Hedef kitle seçimi doğruydu”
Siyaset bilimci Tanju Tosun, eylemin başlama saatinden yaklaşık yedi saat önce duyurusunun yapılmasının zaman açısından yeterli olmadığını, kitlesel eylemlerde iyi bir strateji gerektiğini vurguladı. Özel’in çağrısını yaptığı eyleme katılım düzeyine bakıldığında zamanlama açısından stratejik yetersizliğin olduğunu söyleyen Tosun, şöyle devam etti:
“Bu eylemin Cumhuriyet Halk Partisi’nin bir şekilde gündemi belirleme, en azından ekonomik sorunlar yaşayan kitleleri bu tür eylemlerle dolaylı olarak siyasete katma, taleplerini sisteme aktarma fırsatı yaratması anlamında önemli olduğunu düşünüyorum. İlk gün olmasa bile kampanyanın kısa ve orta vadede sürekliliği olacaktır.”
“Kampanyanın devam etmesi halinde katılım daha yüksek olacaktır”
Söz konusu eylemi, “Sürekli aydınlık için bir dakika karanlık” eylemleriyle karşılaştıran Tanju Tosun, iki eylem arasındaki benzerlik ve farklılıkları değerlendirdi:
“1990’ların ikinci yarısında Türkiye’de yolsuzluğa karşı son derece duyarlı olan bir toplum vardı. Yine o dönemde medyanın henüz tekelleşmemesinden dolayı eylem medyada çok sık yer alabildi. O dönemde iktidardaki koalisyona karşı olan ideolojik bir kutuplaşma vardı. Bu nedenle eylem ciddileşti ve bir sembole dönüştü. Bugünkü ekonomik sorunlar üzerinden iktidara uyarı niteliği taşıyan ve toplumun çok geniş bir kesimini doğrudan etkileyen bir eylemdir. O anlamda konu itibarıyla farklı ama ekonomik etki anlamında Susurluk’tan daha farklı ve önemli olarak değerlendiriyorum. Medya büyük ölçüde iktidar kontrolünde olduğu için eylemi oralardan duyurmak pek mümkün değil. Geriye sosyal medya kalıyor. Henüz eylemi aktarma ve katılımı konusunda geniş bir sosyal medya kullanımı gerçekleşmedi ama kampanyanın devam etmesi halinde ekonomik krizden etkilenen toplumun katılımının daha yüksek olacağını söyleyebiliriz.”
Medyascope anketine yüzde 41 eylemi başarılı buldu
Medyascope olarak YouTube’da CHP’nin eylemiyle ilgili yaptığımız ankette katılımcıların yüzde 41’i söz konusu eylemi başarılı, yüzde 34’ü başarısız bulduklarını söyledi.
Katılımcıların yüzde 19’u eylemin etkisiyle ilgili “konuşmak için erken” derken, yüzde 6’sının eylemle ilgili bir bilgisi bulunmuyor.