AKP iktidarının “kadın”la imtihanı

AKP 23. yaşını kutluyor. 23 yılda hem dünyada hem de Türkiye’de çok şey oldu, pek çok dinamik değişti. Türkiye, ekonomiden kadın cinayetlerinin önüne geçilememesine kadar pek çok krizin göbeğinde. Kadınlar açısından ise çok şey yaşandı: Zina tartışmaları gündemde, İstanbul Sözleşmesi’nden bir gecede çıkıldı, 9. Yargı Paketi tabiri caizse kapıda. EŞİK Platformu’ndan avukat Selin Nakıpoğlu ve siyaset bilimci Sezin Öney ile AKP’nin kadın politikalarını, 23 yıl önce kadınların siyasete katılımını teşvik eden AKP’nin bugün kadınların siyasette ve kamusal alanda varlığına nasıl yaklaştığını konuştuk.

AKP 23. yılını kutluyor. Bu sene kuruluşu ve örgütlenme aşamasında kadınların siyasete atılmasını destekler bir imaj çizen AKP, iktidara geldikten sonra kadınlarla ilgili pek çok şeyi değiştirdi. İlerleyen yıllarda ise özellikle yerel örgütlenmelerde “kadınların önünü açan” bir misyon üstlenme meselesinin aslında hiç de öyle olmadığı net bir şekilde ortaya çıktı.

AKP Kadın Kolları’nın internet sitesindeki “Kazanımlar” bölümünde 100 maddeden oluşan bir liste yer alıyor. Bu listede, AKP iktidara geldikten sonra kadınlar açısından “olumlu” yönde yaşanan gelişmeler anlatılıyor. Örneğin, bu listede yer alan 72. maddeye bakalım: “6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun, ulusal mevzuattaki en önemli dayanak oldu. (2012)” Bugün bu listede yer alan 72. madde, İstanbul Sözleşmesi’nden Türkiye’nin çekilmesinden sonra AKP’li siyasetçiler ve devlet adamları tarafından hedefe konuldu.

İstanbul Sözleşmesi’nden bir gece çıkıldı, zina tartışmaları ısıtılıp ısıtılıp gündeme getiriliyor, kadınların kendi soyadlarını kullanmasına engel olmayı öngören 9. Yargı Paketi için görüşmeler kapıda. Her ay onlarca kadın erkek şiddeti sonucu katlediliyor ve cezasızlık politikası ile birlikte bu ölümlerin önüne geçilemiyor.

Bu 23 yılda kadınları ilgilendiren çok şey yaşandı. Bununla birlikte, AKP’li isimlerin kadınlar hakkında tarihe not düşülecek söylemleri de oldu; örneğin, tecavüze maruz bırakılan kadınların hamile kalırlarsa kürtaj yapmamaları gerektiği, kadınların kamusal alanda kahkaha atmaması gerektiği söylendi, kadın-erkek eşitliğine inanmadığını söyleyenler oldu. Bununla birlikte, kadınlar “Kız mıdır, kadın mıdır bilemem” diyerek aşağılanmaya çalışıldı.

Bütün bu yaşananları ve daha fazlasını EŞİK Platformu’ndan avukat Selin Nakıpoğlu ve siyaset bilimci Sezin Öney’le konuştuk. AKP’nin kuruluşundan bu yana kadın meselesi dahil pek çok konuda farklı politikalar yürüttüğünü, ancak “köprünün altından çok sular aktığını” ve bütün yaklaşımların değiştiğini dile getiren Sezin Öney, özellikle 2015 seçimlerinde AKP’nin kendi başına iktidar olma yetisini kaybetmesinin, Türkiye’nin giderek daha da türbülanslı bir döneme girmesine neden olduğunu ekledi.

AKP’nin kendini sandıktan çıkan partiden, devlet gücüne yaslanarak iktidarda kalan partiye dönüştürmesinin ve başkanlık sistemiyle daha fazla tek adamlığa yönelmesinin, kadın politikalarını da çok değiştirdiğini belirten Öney, “Bugüne geldiğimizde artık kadınlarla ilgili bir şey yapmaya gerek duymuyor AKP. Herhangi bir şekilde kadının hak ve özgürlüklerine katkıda bulunacak veya kadınların tekrardan desteğini alacak tabanda bir çabası olmadığını görüyoruz. Bunun da sebebi, artık sandıktan gelecek o güce, iktidar gücüne değil de kendi başka yollarla elde ettiği güce dayanarak iktidarda kalmayı yeğliyor. Yerel yönetimlerde veya başka yerde herhangi bir şekilde bir kadın politikası oluşturmaya, uygulamaya çalışmadığı gayet ortada” dedi.

AKP’nin kadın politikasının hep böyle olduğunu dile getiren avukat Selin Nakıpoğlu, “Ancak siyasal İslam’ın güçlenmesiyle ve gücün tek elde toplanmasıyla belki de biz bunu çok daha iyi hissettik. Çünkü son derece cesurca ‘çıkışlar’, adımlar, işlemler görüyoruz. Yoksa 2008’de üç çocukla başlamadı hiçbir şey. Yani 23 yılın, AKP’nin doğumundan itibaren özellikle son 10 yılı, 11 yılı çok yoğun bir şekilde kadına yönelik erkek şiddetinin devlet politikasıyla beslenmesiyle geçiyor, geçmekte” diye devam etti.

Yaşananları “değişim” olarak değil, “cesaretlenme” ve tam olarak “kartları açma” zamanının geldiğini düşündükleri bir süreç olarak tanımlayan Nakıpoğlu, özellikle 2024 Meclis açılışından itibaren bu baskının daha yoğun hissedileceğini düşündüğünü anlattı.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.