TİP Hatay Milletvekili Can Atalay, milletvekillerine mektup yazdı. Milletvekillerine seslenen Atalay, “Anayasa gereği seçilmiş Hatay Milletvekili Şerafettin Can Atalay’ı Meclis kütüğüne kaydetme sorumluluğu omuzlarınızdadır. Hatay halkının iradesine sahip çıkma sorumluluğu omuzlarınızdadır” dedi.
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM), TİP Hatay Milletvekili Can Atalay için olağanüstü toplandı. Toplantıda TİP İstanbul Milletvekili Ahmet Şık ile AKP’liler arasında tartışma çıktı. AKP İzmir Milletvekili Alpay Özalan, Ahmet Şık’a yumruk attı. Bunun üzerine muhalefet milletvekilleri ile AKP’liler arasında kavga çıktı. Meclis oturumuna ara verildi.
Can Atalay, sosyal medya hesabı X’ten milletvekillerine seslendiği mektubu paylaştı. Yaşadığı tüm süreci anlatan Atalay, milletvekilliğinin düşürülmesinin hukuka aykırı olduğunu yineledi, tahliyesini talep etti.
Atalay milletvekillerine şöyle seslendi:
“Mesele, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı’nın ve üyelerinin ‘Türk hukukunda verilmesi mümkün olmayan’ kararlarla Anayasa’nın askıya alınmasına, milli irade gaspına daha fazla ortak olup olmayacağıdır. Türkiye Büyük Millet Meclisi Anayasa Mahkemesi kararı gereğini yerine getirecek mi yoksa kendisinin de meşruiyet dayanağı olan Anayasa’nın askıya alınmasına ortak mı olacak? Türkiye Büyük Millet Meclisi bizzat kendi hukukunun ayaklar altına alınmasına lâyık değildir. Bu, her tarafı saran, değdiği her mahkemeyi, her kurumu içine alan çoklu krizler sarmalına son vermek için hukuka, bizzat Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin hukukuna da sahip çıkması gereklidir, aksi düşünülemez.”
AYM’nin, tarihinde ilk kez aynı konuda üç ayrı karar almak zorunda kaldığını vurgulayan Can Atalay, “Meclis, sorumluluğu üzerinden atamaz; Anayasa gereği seçilmiş Hatay Milletvekili Şerafettin Can Atalay’ı Meclis kütüğüne kaydetme sorumluluğu omuzlarınızdadır. Hatay halkının iradesine sahip çıkma sorumluluğu omuzlarınızdadır. Kimilerinin, meseleyi ‘yemin etme/etmeme, yemin etmesi için İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararı ile tahliyesi gerekir’e sıkıştırıp yine sorumluluktan kaçma çabası beyhudedir. ‘Atalay’ın yemin edebilmesi; mahkemenin kesin hükmü kaldırması ve Atalay hakkında tahliye kararı vermesine bağlıdır’ denilerek Meclis bugün yapması gereken görevden sıyrılabilir mi?” dedi.
Atalay’ın açıklamaları şöyle:
“Sayın vekiller, bir de ‘Yargıtay’ın kesin kararı varken Meclis bir şey yapamaz’ iddiasının vahimliği var. Bu iddia bütün hak ihlali kararlarını askıya almak demektir. Hak ihlali başvurusu için Yargıtay dahil bütün iç hukuk yollarını tüketmiş olmak gerekir. Yargıtay’da bütün işlemler bitiyorsa ihlal başvuruları nasıl olacak? Ayrıca önemle vurgulamak isterim ki; ‘Yargıtay’ın kesin kararı varken Meclis bir şey yapamaz’ iddiasında bulunmak hukuk sistemimiz adına kaygı vericidir. Böylesi bir iddia, Türkiye Cumhuriyeti’nin, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi sisteminden ayrıldığı anlamına gelir. Zira Anayasa Mahkemesi yahut Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvuruda bulunabilmek için Yargıtay dahil bütün iç hukuk yollarını tüketmiş olmak zorunludur. Hal böyleyken ‘Yargıtay’ın kesin kararı varsa yapacak bir şey yok’ iddiasının öne sürülmesi, Yargıtay’ın karar verdiği bir konuda ‘bundan sonra hiçbir ihlal kararının gereği yerine getirilmeyecek’ anlamını taşır ki bu durumun Anayasaya aykırılığı en açık biçimiyle ortadadır.
Sayın Başkan, Sayın Milletvekilleri,
Demokrasi ve hukuk bir bütündür, bölünemez. Anayasa bir bütündür, bölünemez. Anayasa’nın hükümlerini yok sayarak, keyfi yorumlarla göz ardı ederek ‘milli irade’den söz edilemez. Sözlerimi teşekkür ve bir karardan alıntıyla bitirmek istiyorum. Teşekkürüm, Anayasa’ya ve hukuka sahip çıkan, Anayasa’nın uygulanması için çaba gösteren, ülkemizi hukuksuzluğun ve keyfiliğin tehlikelerinden korumak için çabalayan herkese. Aktaracağım alıntı ise nihai sözü söyleme yetkisinde olan ve bu yetkiyi Anayasa’dan alan Anayasa Mahkemesinin Meclis kürsüsünden okunması gereken, hakkımda verdiği ve 31 Temmuz – 1 Ağustos 2024 Tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan kararındandır. Lütfen dikkat buyurunuz:
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
‘(…) bir milletvekilliğinin düşmesi işleminin varlığından söz edilebilmesi için kesinleşmiş bir mahkûmiyet kararının bulunması zorunludur.
(…) somut olayda Hatay Milletvekili Şerafettin Can ATALAY ile ilgili TBMM Genel Kurulunda okunması mümkün olan, kesinleşen bir hükmün varlığından söz edilemez.’
Sayın Meclis, hukukta fiili durumların yeri yoktur.
Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne saygılarımı sunarım.”