Eskişehir’deki saldırının ardından “18 yaşındaki Arda Küçükyetim kim?” sorusu gündeme geldi. Giyimi, üzerindeki Nazi amblemi, saldırı esnasında canlı yayın açması, saldırı sonrası yayımlanması için bir arkadaşına gönderdiği manifesto ve saldırıyı internette tanıştığı Doğu Avrupa uyruklu bir arkadaşı ile planladığı iddiası saldırganla ilgili pek çok soru işaretini de beraberinde getirdi. Saldırganın Türkiye’deki şiddet görüntüleriyle örtüşmeyen profilini daha yakından incelemek üzere Eskişehir’e giden Medyascope ekibi, saldırganın eğitim gördüğü okula, doğup büyüdüğü mahalleye gitti ve komşularıyla konuştu.

Arda Küçükyetim, Tepebaşı ilçesinde yer alan bir mesleki ve teknik anadolu lisesinden bu yıl mezun oldu. İlk durağımız saldırganın yeni mezun olduğu lise oldu. Okulda yaz tatili nedeniyle sadece nöbetçi idareciler görev yapıyordu. Yine de saldırganı tanıyan bazı eğitimcilere ulaşabildik. Ulaştıklarımızdan bazıları saldırgan hakkında konuşmaya ikna oldu.
Öğretmen ve idarecilerin sorularımız karşısında ilk tepkisi , “Çok şaşırdık, hiç beklemiyorduk” oldu. Saldırganın okul hayatı boyunca nasıl bir öğrenci olduğun yönelik bilgi almaya çalıştığımızda eğitimciler Arda Küçükyetim için, “Sessiz, sakin ve asosyal” dedi.
Saldırgan okulda kendi halinde takılan, derse aktif olarak katılmayan biri olarak hatırlanıyor. Arda Küçükyetim’in derste sürekli el kaldıran bir öğrenci olmadığını, ancak orta seviyede başarılı olan öğrenciler grubunda yer aldığını, ödevlerini, sınıfta verilen uygulamaları yapan biri olduğunu ifade ediyorlar. Haftada iki gün okula gidip kalan üç gün bir fabrikada staj yaptığını anlatan eğitimciler, Küçükyetim’in öğretmenlerine karşı saygılı olduğunu, okulda arkadaşlarıyla sürekli kavga eden, akranlarına hakaret eden ve şiddet uygulayan bir yapıda olmadığını vurguluyorlar. Saldırganın kayıtlara geçen bir disiplin suçu da yok.
“Sessiz sakin bir öğrenciydi”
Öğretmenler, daha önce derslerine giren saldırgandan “Ailem bana şiddet uyguluyor” gibi bir duyumla hiç karşılaşmadıklarını söylüyor. Ailenin maddi durumunun çok kötü olmadığını düşünen eğitimciler, Arda Küçükyetim’in okulda kullandığı ilginç bir alet ya da eşya görmediklerini aktarıyor.
Öğretmenlerden biri “Kendisiyle olumsuzluk yaşamadım, hiç anlaşmazlık nedeniyle karşı karşıya gelmedim. Bir saygısızlığını görmedim, Sessiz, sakin bir çocuktu. Birbirimizi severdik. Ben şaşırmaktan ziyade çok üzüldüm. Beklemiyordum” sözleriyle saldırıya yönelik şaşkınlığını gizleyemiyor.
Eğitimciler saldırganın eğitim hayatı boyunca psikolojik rahatsızlığı olduğuna dair bilgi edinmediklerini söylerken, okul müdür yardımcısı konuşma isteğimizi kabul etmedi.
Saldırganın doğup büyüdüğü mahalle
Okuldan ayrılıp Arda Küçükyetim’in doğup büyüdüğü, 13 sene yaşadığı ve çocukluk yıllarını geçirdiği mahalleye gidiyoruz. Hava sıcak, mahalle sessiz, saldırganın oturduğu sokakta kimseler yok. Oturduğu apartmanın önüne geldiğimizde elinde pazar arabası olan bir kadınla karşılaşıyoruz. Arda Küçükyetim’i tanıyıp tanımadığını sorduğumuzda saldırganla uzun yıllar aynı apartmanda oturduğunu söylüyor. “Üst katımda oturuyordu. Hiç ‘Üstümde çocuk var’ demezdim ben, ses seda yoktu. O kadar uslu çocuklardı. Çok temiz bir ailesi vardı” diyen apartman sakini saldırıyı duyduğunda inanmadığını ve çok üzüldüğünü anlatıyor.
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
“Bayılacaktım. Sabaha kadar uyuyamadım. Hayatta beklemediğim bir şeydi, iyi bir ailenin çocuğuydu. Çok temiz biriydi” sözlerini kullanıyor, şaşkınlığını gizleyemiyor:
“Sessiz, sakin bir çocuktu. Bağırma, çağırma yoktu. Yaramaz değildi. ‘Bize zarar verdi’ diyecek Allah’ın bir kulu yok burada. Anne babasının ona şiddet uyguladığını hiç duymadık, görmedik. Ailesi kendi halinde işine gidip geliyordu…”
Saldırgan nasıl bir çocukluk geçirdi?
Küçükyetim’in evde günlerini nasıl geçirdiğini bilmediğini anlatan apartman sakini, “Dışarıda arkadaşlarıyla oyun oynuyor muydu, görüyor muydunuz? ” sorusuna şu cevabı veriyor:
“Hayır, hiç görmedim. Benim torunum vardı mesela onu ben eve sokamazdım. Ama bu çocuk öyle değildi. Sokaklara çıkıp arkadaşlarıyla top oynayan, komşuları rahatsız eden, bağıran biri değildi. Asla! Okula gider, okuldan eve dönerdi… Zararsızdı ama sosyal değildi…”
Diğer komşuların da benzer şekilde düşündüğünü ve çok şaşırdığını dile getiren kadın “13 yıl boyunca herhangi bir saygısızlığını görmedik. Çok yazık oldu çocuğa” diyerek yanımızdan ayrılıyor.
“Kimseyle sohbet etmezdi”
Arda Küçükyetim’i diğer komşularının da ziline basıyoruz. İki aile ile daha konuşuyoruz. Onlar da oldukça şaşkın ve Küçükyetim’in sessiz, sakin bir çocuk olduğunu anlatarak, “Ailesiyle gider, ailesiyle gelirdi. Zararsızdı. Ses çıkarmazdı, Beni gördüğünde ‘ Merhaba’ der geçer ama hiç sohbet etmezdi” diyor.
Saldırganın yaklaşık 3,5 yıl önce taşındığı yeni mahallesinde de benzer bir sessizlik hakim. Apartman komşularına ulaşamasak da konuşmayı kabul eden biri Küçükyetim’in çocukken de sessiz olduğunu ancak kendisinin kimseyle arkadaşlık yapmadığını söylemekle yetiniyor. Saldırganı tanıyan bir yaşıtına bile rastlamadığımız mahalleden ayrılmadan önce son aradığımız isim ise babası oluyor. Ancak aile suskunluğunu bozmuyor ve şehirden ayrılıyoruz.