As Plastik işçileri, bir aydır işten çıkarılan arkadaşlarının işe geri alınması ve çalışma koşullarının iyileştirilmesi için grevde. Bu süreçte grev kırıcılığı, polis müdahalesi ve gözaltılar gibi birçok zorlukla karşılaştılar. Grevdeki işçilerden Savaş Çakmak ve Muhammet Gümüş, yaşadıkları süreci ve taleplerini Medyascope’a anlattı.
As Plastik işçileri, 2022’de patronlarının baskılarına rağmen örgütlenip sendikaya üye oldu. İşveren ise duruma itiraz ederek işçilerin sendikalaşma sürecini 2024’e kadar uzattı. Yasal yollarla süreci uzatan patron, 2024’e kadar da boş durmadı. Şubat 2023’te 28 işçiyi işten çıkardı. İşçiler, iş bırakma eylemi yaparak arkadaşlarının işe dönmesini sağladı.
Ağustosta toplu iş sözleşmesi için sendikayla masaya oturan patron, işyerine sendikanın girmesine engel olmaya çalıştı. Sendikayla yapılan toplantılarda sonuca varılamadı. İşveren, “Ben kesinlikle sendikayı istemiyorum. Sendikayı bu çatı altına koymam. Gerekirse işyerini kapatırım. Sendikayı buraya koymamak için ne gerekiyorsa yaparım” dedi. Bunun üzerine işçiler greve çıkmaya karar verdi. Grev kararını işyerine astıktan sonra, üçü işyeri temsilcisi olmak üzere 10 işçi, tazminat alamayacakları şekilde işten çıkarıldı.
“İşçiler yolundan dönmediği sürece kazanılmayacak bir grev yoktur”
Petrol-İş Sendikası İşyeri Temsilcisi Savaş Çakmak, “Bizler on yıllık emeği olan insanlarız. Herhangi bir yanlışımız, bir kusurumuz olmadı. Ama maalesef hak talep ettiğimiz zaman bize tamamen terörist gözüyle bakılıyor. Ama bu meşru bir hak. Biz bunun farkındayız” dedi.
As Plastik işçisi Mehmet Gümüş, çalışma ortamlarında daha iyi koşullar istediklerini dile getirdi. Son ana kadar süreci yönettiklerini ancak karşılık alamayınca sürecin tıkandığını söyledi. Son noktada grev kararı aldıklarını belirten Gümüş, kendilerinin aslında grev ve sendika tecrübesi olmadığını ekledi. Bu süreçle beraber tecrübe edindiklerini belirten Gümüş, bu süreçte hem kendi sendikalarındaki hem de diğer sendika ve iş kollarındaki işçilerden destek gördüklerini anlattı. Gümüş, “En kısa sürede patronun direncini kıracağız. Biz bu yolda başarılı olacağımıza eminiz. Artık varsın bundan sonrasını patron düşünsün. Çünkü işçiler yolundan dönmediği sürece kazanılmayacak bir grev yoktur. Bu yolda artık ölmek var, dönmek yok. Kazanacağız Allah’ın izniyle” diye devam etti.
“İşverenin ‘para yok’ algısı yalanmış”
Çakmak, sendika ile görüşmeler sırasında patronun “para yok, sözleşmeyi bu nedenle imzalayamam” dediğini söyledi. Ayrıca greve giden süreçte 20 işçiye para teklif ederek grev kırıcılığı yaptığını belirtti. Bu işçilere, kendilerinin talep ettiğinden çok daha yüksek meblağlar verildiğini anlatan Çakmak, “Bu arkadaşlar maalesef bu parayı da kabul ederek içeri girdiler, işe döndüler. Bu da işverenin ‘para yok’ algısının yalan olduğunu gösteriyor. Geçmişte yaşadığımız sıkıntıları çok iyi biliyorum. Bugün sendika burada olmadığı zaman aynı sıkıntıların tekrardan baş göstereceğine eminim. İnsanca geçinebilecek ücretler istiyoruz” dedi
Milletvekillerinin büyük çoğunluğunun sermayedar olduğunu belirten Çakmak, “Kolluk kuvvetleri kime hizmet ediyor diye baktığımızda tabii ki iktidara, bu sermaye sınıfına hizmet ediyor. Kolluk kuvvetlerinin bize burada uyguladığı, bize karşı gösterdiği tavır ve davranışların emrinin nereden geldiğini çok iyi biliyoruz. Bugün işverenle açık açık irtibat halinde olan, onlarla iletişim halinde olan, ‘Biz gerekeni yapacağız, bu çadırı buradan kaldıracağız’ tarzında söylemlerin farkındayız” diye devam etti.
Çakmak ve Gümüş, işten çıkarılan işçiler işlerine geri dönene ve talepleri yerine getirilene kadar greve devam edeceklerini söyledi