DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, çözüm sürecine dair yaptığı açıklamada, Öcalan’ın katılımı olmadan ilerleme sağlanamayacağını belirtti. Doğan, “Yenidoğan Çetesi” skandalının ise bir dizi cinayet olarak değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı.

DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, parti genel merkezinde düzenlenen basın toplantısında Kürt meselesi ve “Yenidoğan Çetesi” iddiaları hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Doğan, Kürt sorununun çözümüne dair yürütülen tartışmaları değerlendirdi. Doğan, çözüm sürecinin gerçek bir ilerleme kaydetmesi için Abdullah Öcalan’ın sürece dahil edilmesi gerektiğini vurguladı.
Ayşegül Doğan: “Kürt meselesi bir güvenlik değil, demokrasi sorunu”
Doğan, Kürt meselesinin çözümünün yalnızca güvenlik önlemleriyle değil, demokratik yollarla sağlanabileceğine dikkat çekti:
“Kürt sorunu, kimlik ve demokrasi sorunu olarak çözüme kavuşturulmazsa Türkiye’de ne ekonomik ne de demokratik bir ilerleme sağlanabilir. Ortadoğu’da savaş büyürken Kürt sorununu müzakere ve barış yoluyla çözmekten başka bir yol yok.”
- Yeni “çözüm süreci” tartışmaları: Hangi parti nerede duruyor?
- İdris Baluken ile söyleşi: Çözüm süreci mümkün mü? Geçmiş tecrübeler ne diyor?
Doğan, Cumhur İttifakı’ndan farklı seslerin çıkmasını değerlendirdi. Ayrıca Doğan, toplumsal ve siyasal muhalefetin çözüm sürecine dair alacağı sorumluluğun belirleyici olacağını belirtti.
“Öcalan’ın katılımı olmadan ilerleme sağlanamaz”
DEM Parti Sözcüsü, Abdullah Öcalan’ın çözüm sürecine katılımının önemini vurgulayarak şu ifadeleri kullandı:
“Tecrit altında tutulan Öcalan’a kapıları kapatırken bir yandan çağrı yapıyorsunuz. Açın Öcalan’ın yollarını, çağrınıza ne cevap vereceğini biz de duyalım. Bu tartışmalara Öcalan’ı dahil etmezseniz bunlar böyle tartışma olarak kalır, ilerleyemez.”
Doğan, Kürt meselesinin çözüm sürecinin çoklu aktörlü bir yapıya sahip olduğunu ve tüm tarafların katılımıyla sağlıklı bir ilerleme kaydedilebileceğini söyledi.
Ayşegül Doğan: “Yenidoğan Çetesi bir skandal değil, seri cinayet”
Toplantıda gündemdeki “Yenidoğan Çetesi” skandalına da değinen Doğan, bu olayın sıradan bir skandal değil, bir dizi cinayet olarak değerlendirilmesi gerektiğini belirtti:
“Mayıs 2023’te başlaması gereken soruşturmada geç kalındı. Kamuoyuna yansıyanlar korkunç. Narin Güran cinayeti, Rojin Kabaiş ve Şeyma gibi vakalar aydınlatılmadıkça kendimizi güvende hissedemeyiz.”
Öte yandan Sağlık Bakanı ve İl Sağlık Müdürlüğü’nün bu süreçteki sorumluluklarına dikkat çeken Doğan, soruşturmanın hızla sonuçlandırılması gerektiğini söyledi.
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
“Barış için inançlı ve kararlı olmalıyız”
Doğan, diğer yandan Kürt meselesi ve çözüm sürecine dair inisiyatif almaya hazır olduklarını belirtti:
“Barış, sahici ve samimi bir çaba gerektirir. Barışın zorla sağlanamayacağını biliyoruz. Senelerdir çatışmasızlık halinin kazandırdıklarını gördük. Bu yüzden bu süreçte en aktif özne olmaya devam edeceğiz.”