İstanbul’da bebek acil hastalarını önceden anlaştıkları özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk edip, ölümlerine neden oldukları iddia edilen 22’si tutuklu 47 sanıklı davada dördüncü gün sona erdi.
Bugün beş sanık dinlendi. Tuğçe Toptemel, Sümeyye Nur Arslan, Serdar Yüksel, Funda Özen, Renas Kılıç savunma yaptı. Böylece dört günde 18 kişi savunma yapmış oldu. Davada 29 kişinin daha savunması alınacak.
Medyascope muhabiri Gülseven Özkan, duruşmayı Bakırköy Adliyesi’nde izledi. Medyascope editörleri olarak Berna, Cenk ve Mert sizlere gelişmeleri canlı blog üzerinden anbean aktardı.
19:12 Davada dördüncü gün sona erdi. Yarın duruşmaya saat 09:30’da devam edilecek.
18:58 – Başkan: Hastanede doktor olmuyor muydu?
Tuğçe Toptemel: Gece doktor olmuyordu.
Başkan: Gece hemşirelere mi kalıyordu?
Tuğçe Toptemel: Yenidoğanda doktor olmuyordu. Cansu döneminde hep Fırat hocayla iletişime geçerdik. Doğukan döneminde hep onun talimatına göre hareket ettik.
Savcı: Hakan Doğukan’ı neden doktor olarak tanıtıyorsun aileye?
Tuğçe Toptemel: Biz talimatlara uyarak çalışıyorduk hemşireler olarak.
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
Savcı: Genel bir ilkedir suç olan bir şeyi yapmamak. Çocuğu öldür derse öldürecek misin?
Tuğçe Toptemel: Her talimata uymadığımı söyledim. Müdahale etme demesine rağmen müdahale ettim.
Savcı: Gece doktor yok, malzeme yok. 10 yıllık hemşire olarak durumu neden üste bitime iletmedin?
Tuğçe Toptemel: Malzeme eksikliği her zaman oluyordu. Sorunlu hemşireye defalarca söyledik. Yönetime hiçbir zaman çıkmadım. Yönetimle irtibatım olmadı. Bebeğin durumu kötüleşince 2 monitöre bağladım ama birinde proplar yoktu.
Savcı: Malzeme eksikliği mi vardı?
Tuğçe Toptemel: Evet.
Savcı: Bunlardan hastane yönetiminin haberi var mıydı?
Tuğçe Toptemel: Bilmiyorum ama bilgisi olsa gece doktoru koyarlardı diye biliyorum.
Avukat: Doktoru aramak için sizi ne engelledi?
Tuğçe Toptemel: Bebek 7:45’te kötüleşti, o sırada ne yapabilirim diye Doğukan’ı aradım. Biz doktorla iletişim içinde olmazdık, sorumlu hemşire ile iletişim içinde olurduk.
Avukat: Bebeği kim teslim aldı?
Tuğçe Toptemel: Fırat Sarı’nın teslim aldığını biliyorum, kaşesinde Şehmuz Çelik’in kaşesi vardı,
Avukat: Bundan Çelik’in haberi var mıydı?
Tuğçe Toptemel: Bilmiyorum.
Avukat: 1 kg ile doğan çocukların yaşama şansı var mı?
Sanık avukatı soruya itiraz etti, hakim sorulmamasına karar verdi.
Mağdur Avukat: İtirazlar yasal olarak doğru değil, müvekkilin yönlendirmesi yok.
Başkan: Başka soru sorun.
Avukat: Vicdanen rahatım diyorsun, bebek öldükten sonra suç duyurusunda bulunmadın mı?
Tuğçe Toptemel: Şikayette bulunmadım. Bizde çocuk yoktu, hiçbir zaman da olmadı. Bu Opera bebeğe bağlı bir durum değil, ölümler maalesef oluyordu. Ama Opera bebek 6 aylıktı, bu beklemediğimiz bir ölümdü. Doktor olmadığı için beni susturdular, susmak zorunda kaldım.
Sanık Avukatı: Müvekkilim her şeyi açık şekilde anlattım. Sanığın burada suç işleme kastı olmadığı açık. İş yerinde kendisine bir şey yapması söyleniyor. Kendisi iş ilişkisinde. Opara bebeği anlattı. Burada bahsedeceğimiz başka talepler var. Bebeğin ölümü alıştırılıp deliller toplanabilirdi. Bebeğin ölümünü kolluk biliyordu. Bu eksikliklerle dosya buraya geldi. Soruşturma kapsamında uzman görüşü var, burada ölümle ilgili illiyet bağının kesilmediği ortada. Bebeğim ölümü arasından ertesi gün idari soruşturma oluyor. Bir tane işlem yapılmamış. Tahliyeye ilişkin bir beyan vermiyoruz, savunmamızı mütala sonrası yapacağız.
(Diğer avukat ise tahliye talebinde bulundu.)
18:19 – Tuğçe Toptemel, Opara bebeğin ölümünü anlattı:
Tuğçe Toptemel: Fırat Sarı’yı Reyap’ta doktor olarak tanıtım. Olayın yaşandığı gün benim mesai saatim akşam sekize kadardı. Bebek 7:45 ten sonra kötüleşmeye başladı. Monitör öttü, kalbinin yavaşladığını gördüm. Bu esnada Gizem hemşire de yanımdaydı. Narkotik ilaçlar verilmişti, bu ilaçlar bebeği sersemleten ilaçlardır. Hakan Doğukan Taşçı’yı 7:24’te aradım, benden bebeğin videosunu istedi. Ben de videosunu, monitörün görüntüsünü de attım. Kalbini hissedemiyorum dedim, altı aylık bebek olduğu için kalbini hissedemediğimi söyledi. Ben de tam tersi olmaz mı dedim. O da “hayır daha yavaş atar” dedi. Büyük bebeğin kalbini hissetmiyorsun dedi, kan şekeri bakın dedi, kan grubu aldım, müdahale ettim, bebeğe üç kalp masajı yaptım, nabzını kontrol ettim, kan gazı almaya çalıştım, hemşireler geldi. Biz altı aylık bir bebeğin yeni doğum başında olmaması gerektiğini sorguladım, ancak Doğukan Taşçı ve Fırat Sarı istediğini söylediler bir şey diyemedim.
Başkan: Bebek size nasıl geldi?
Tuğçe Toptemel: Öğlen dört gibi sevk ile geldi. Bize herhangi bir bilgi verilmedi. Doktor ve hemşireler bilgi paylaşmadı. Öğrendiğime göre iki kere kalbi durmuş, bu bilgi bize verilmedi. Bebek kustu, yeni doğana göre kusması göre fazlaydı. Nöbeti teslim ettikten sonra kim ne yaptı bilmiyorum, mesai saatinde olması gerekenlerin mesai saatinde hastanede olması gerektiğini düşünüyorum. Elleri kısıtlı şekilde teslim aldık. Bebek büyüktü, 6 aylıktı, hemşireler 6 aylık bebek burada ne işi var, yasal değil dedim, karşı çıkmaya çalıştım ama çıkamadım. Gece doktoru yoktu, hiçbir zaman olmadı.
Başkan: Tapelerde, Doğukan’ın “Bebeğin nasıl öldüğünü fark etmesinler” dediği konuşmalar var.
Tuğçe Toptemel: Bu ifadeyi kabul etmiyorum. “Bebeğin ölümünü geç fark etti” şeklindeki beyanlar yalan. Eğer bu doğru olsaydı diğer entübe hastalar da hayatını kaybederdi. Monitör yanlış ölçüm yapıyordu. Ben kendim söylüyorum, bebeğin nabzını alıyorum, kan gazını almaya çalıyorum , hemşire geliyor, Ben bebeği yaşar şekilde teslim ediyorum. ben kendine defalarca aradığımı söylüyorum, orada talimat beklemiştim. İki saat sonra beni arayıp “Bebeği öldürmüşsünüz” diyorlar. Kendilerini defalarca aradığımı söylemiştim.
Başkan: Bebeğin durumu ne zaman kötüleşti?
Tuğçe Toptemel: 07.45’te kötüleşti. Kalbini duyamadım. Emin olunca Hakan Doğukan Taşçı’yı arıyorum. Bana, “Bebek 6 aylık, kalbini hissedemezsin” diyordu.
Başkan: Epikriz hakkında ne diyorsun?
Tuğçe Toptemel: Ben hiç yazmadım, nasıl yazıldığını bilmiyorum. Epikriz doktor tarafından yazılır.
Başkan: Bebeği ilk gördüğünde ne dediler?
Tuğçe Toptemel: Solunum sıkıntısından yattığını söylediler. Bebeği teslim aldığımızda bebek entübeydi, baygındı. Elleri kısıtlı şekilde hareket ediyordu.
Başkan: Altı aylık bir bebeği normalde yenidoğana alıyor musunuz?
Tuğçe Toptemel: Hayır, bunu sorguladım zaten.
Başkan: Bebek kötüleştiğinde doktora mı sormak lazım, hemşireye mi?
Tuğçe Toptemel: 10 yıldır hemşireyim. Yenidoğan yoğun bakımında gece nöbetlerinde çocuk doktoru olmuyordu.
Başkan: Acil bir şey olduğunda kim bakıyordu?
Tuğçe Toptemel: Acil bir durum olduğunda Fırat Sarı geliyordu. Ama Fırat Sarı çok yoğun biri olduğu için genelde Hakan Doğukan Taşçı ile iletişime geçerdik. Biz 6 ayda hep Doğukan’ın talimatıyla hareket ettik. O benim üstüm.
Başkan: Nasıl yani, hiyerarşi mi var? Doktora söyleseydin.
Tuğçe Toptemel: Söyledim.
Başkan: Kime?
Tuğçe Toptemel: Fırat Hoca’ya söyledim. Zaten kendisi bebek öldükten sonra geldi. O zaman konuşma fırsatımız oldu. Bu olaydan sonra hastaneden çıkışımı yaptı. Fırat Hoca zaten her zaman gelen bir doktor değildi. Ayda birkaç kez görürdüm.
17:28 – Tuğçe Toptemel heyet karşısında.
Cumhuriyet Savcısı Yavuz Engin, Yenidoğan Çetesine operasyon yaptı. Engin, kendisini tehdit eden çete üyelerinin adliyeye sevki sırasında oradaydı, o kare basına yansıdı.
Savcı Engin’i ölümle tehdit eden Mustafa Kemal Zengin’in, dosyadan tutuklu bulunan başhemşire Tuğçe Toptemel’i tahliye ettirmek istediği belirlendi.
İşte o fotoğraf:
17:01 –
Başkan: Ekleyeceğiniz bir şey var mı?
Arslan: Fırat beyin bana söylediği şeyleri görevim olarak düşünüyordum. Birinin asistanı olarak çalıştığınızda da o ne söylerse onu yapıyorduk. Hastalarla ilgili bir şey söylemek istiyorum. Haberlerde çıkan şeylerden dolayı söylüyorum ben hep kendimden fedakarlık yaptım. O hemşireler çalışırken nasıl baskılarla çalıştığını bilmiyor. Bu kadar düşük ücrete rağmen kendinden fedakarlık yapıyor. Uzun yıl hemşirelik yaptım. Düşük maaşlara rağmen aile eş ile görüşmeden özelde çalıştım. Benim kendi ikiz yeğenim vardı. Bir tanesi çok ağır kalp hastasıydı. Başka hastaneye sevk edildi. Bir tanesinin durumu ağır en azından diğeri kurtaralım diye Reyap hastanesine Fırat hocaya getirdim. Öyle bir şeyini görsem hastalarla ilgili ben kendi yeğenimi götürmezdim bir doktor olduğunu düşünseydim kendi yeğenimi ona emanet etmezdim. Evlendiğimde nikahıma aileler gelip takı taktılar.
Başkanın soruları özetle Arslan şu yanıtları verdi:
Fırat beyin mali müşaviri var. Vekaleti var bende. Evde bakım hizmetleri gibi bir bölüm var. Fırat bey kendisinin böyle bir şey açmak istediğini söyledi. Evrak işleri için Medicence’nin evde bakım işlemleri için vekalet gerekiyordu. Bu yüzden kendisi bana vekalet verdi. Ben bu vekaletle sadece evde bakım işleri için yaptım. Para transfer yetkisini kendisi verdi.
Ben Medisense adına hiçbir işlem yapmadım. Sadece dediği tutarları attım.
Motivasyon ücretini kimse doğru düzgün anlatamadı. Hastaneler her zaman az para çok iş şeklinde çalıştırıyor. 3 hasta bakmanız gerekirken 5 kişiye bakıyorsunuz. Fırat bey sizin gitmenize izin vermemek için size ödeme yapıyor.
Serdar Yüksel’e gönderilen para, Fırat hoca hasta başına 5 bin lira gönderileceğini söyledi. Nerden kimden geldi bilmediğim için, 4 hasta ise 4 hasta gönderim dedim. 5 hafta için 25 bin tl gönderdik. Mail adresi denilen şey İban, burada fark ediyorum.
Fırat beyin bana söylediği “bu hemşire bu doktor bu kadar alıyor” diye, “ben bu insanlara göndermiyorum, sen gönder” diye bir şey.
Fırat hoc dosya hesaplarını istiyordu, ciro hesaplarını kendi yapıyordu.
Epikriz girişinde, bebeğin kilosunu yazıyorsunuz, antibiyotiklerini ve bebeğin yattığı günü yazıyorsunuz. Gün gün bu işlemleri yapıyorsunuz. Sistem kendisi atıyor.
Fırat bey Eksel sistemini kendi yaptı. Günlük epikiriz yazıldığını görmedim. İçeriğini bilmiyorum.
Kimse Fırat hocaya ulaşamıyor, telefonu sürekli meşguldü, ulaşamazsa herkese beni araması gerektiğini söylüyordu, ulaşamıyordu, herkes beni arıyordu.
16:56 –
Savcı: Fırat Sarı’ya borç verdiğini söyledi, 400 bin geliri, şirketleri vardı, Sarı nasıl asistanından borç istiyor?
Arslan: Ben asistanken borç vermemiştim. Ama sonrasında sadece o 20 bin TL’yi değil, daha fazlasını da verdim. Herkesin ortasında, “Sende para vardır, versene” diyordu.
Savcı: 2 şirketi var, geliri yüksek borç alıyor?
Arslan: Sonuçta bir ortamda çalıştığı için ilişkiler sakinleşiyor, ihtiyacı olduğunu düşünmedim, kendi kredi kartımı kullanıyordum, sonra bana veriyordu. Tutuklandığında bana 150 bin TL borcu vardı.
16:39 –
Avukat: Ölüm oranı yüksek miydi?
Arslan: Ölüm oranlarıyla ilgili bilgileri yazılır, kaydedilir, ben oradayken yüksek ölüm oranı görmedim.
Avukat: İlaç satıldığına çalındığına dair bilginiz var mı?
Avukat: Hüseyin Günerhan’ın ilaç sattığını gözünüzle gördünüz mü?
Arslan: Görmedim.
Avukat: Reyap’ta işletme yok muydu?
Arslan: Yoktu.
Avukat: Fırat sarının kişisel borç ikisini dışında başlarıyla borç ilişkisi var mıydı?
Arslan: Mehtap Sayar altın verdiğini ve hâlâ borcu ödemediğini biliyorum.
16:38 –
Arslan: Sadece Fırat Sarı’nın asistanı olarak görev yaptım. Örgüte hizmet ettiğimi düşünmüyorum. Fırat Sarı sorumlu hemşire olarak Reyap Hastanesi’ne girmemi istedi. İşletmeden haberim yoktu. 2021-2023’te çalıştım.
Başkan: Ne zaman asistanlığını yaptın?
Arslan: 2022-2023 ihbar sürem boyunca Fırat Bey’in dediği işleri yaptım. Kaşesini kullanmadım.
16:14 – Sümeyye Nur Arslan hakim karşısında.
15:11 – Hasta sevklerine ilişkin konuyu anlatırken Çam ve Sakura Şehir Hastanesi’nden çok hasta gönderdiğini anlatan sanık Yüksel’e mahkeme başkanı müdahale etti: “Sorduğum sorulara cevap versen iyi olur.”
15:09 –
Hakime: 112’den seninle iletişim kuran kimlerdi ?
Yüksel: O anki 112 çalışanıydı.
Başkan: 112 dışında doktorlarla ulaşıyor mu?
Yüksel: Çocuk yoğun bakım için ararlar, yeni doğum bakım farklıdır.
Avukat: İl dışından gelen hastaları sevki nereye yapıyorsun?
Yüksel: Marmara Eğitim Araştırma, Siyami Ersek, Ümraniye Eğitim Araştırma.. çalıştığım hastaneye, yoğun bakımın olduğu yerler,
Avukat: Özel hastane hangileri?
Yüksel: Avcılar, Medilife, Güney, Medical Park.
15:09 –
Başkan: (Hasan Basri’nın tapesi okuyor) “25 bin…” diye konuşma var. Serdar dediği sen misin?
Yüksel: Benim
Başkan: Gıyasettin’in konuşmasında var, hasta başı para alıyor musun?
Yüksel: Hasta başı kesinlikle almadım.Başkan: Emniyette susma hakkını kullanmışsın.
Başkan: Emniyette susma hakkını kullanmışsın.
Yüksel: O an yanlış yönlendirilmem, panikledim.
14:47 –
Başkan: Gıyasettin Mert Özdemir’i tanıyor musun?
Yüksel: Evet 2-3 defa yüz yüze görüştüm.
Başkan: “Para aldım” diyordun, parayı kimden aldın?
Yüksel: Mert Özdemir’den ve Fırat Bey’den aldım.
Başkan: “Gıyasettin Mert’ten para aldım” dedin, kaç kere oldu?
Yüksel: Hatırlamıyorum ama 10-12 defa gelmiştir. Hastalardan teşekkür mahiyetinde oluyor.
Başkan: Bu hastalar 112 sisteminden mi geliyor? Hepsi mi?
Yüksel: Evet, hepsi.
14:26 –
Mahkeme Başkanı: Savunma yapacak mısın?
Yüksel: Ailelere başsağlığı diliyorum. 51 yaşındayım, 3 çocuğum var. Polis aramasında evde yoktum. 7 aydır tutukluyum. Eşim bu süredir çalışmamakta. Para konusunda yanlış yönlendirildim, panik davrandım, suçlamamı borç ilişkisine dayandırdım. Keşke almasaydım. O an sebep ne olursa olsun almasam daha iyi olurdu. Örgüt üyesi değilim. Örgütün olduğunu bile başından iddianameden öğrendim. Beraat edeceğime inanıyorum. Adaletinize güveniyorum, beraatımı istiyorum. 7 aydır tutukluyum. Asla kamuyu zarara uğratmadım.
13:51 – Sanık Serdar Yüksel, hakim karşısında.
12:45 –
Mahkeme Başkanı: Bebek içeri giriyor, “İster 1 ister 2,5 verirsin diyorsun…”
Renas Kılıç: Doktor hak ediş alıyor, bebek sevki ile ilgili değil.
Savcı: “O konu bizde de döndü” tepesinde diyorsun ‘Burada biz dediğin kim?
Renas Kılıç: Reyap hastanesini kast ediyorum. Ben hastaneyi sahiplendiğim için.
Savcı: “Depoda ilaç yok” diyorsun?
Renas Kılıç: Reyap Hastanesi’nin deposu. Medisense’e uğramışlığım yok.
Avukat: Hakkında soruşturma var mı? Belediyeden maaş alıyor musun?
Renas Kılıç: Hayır, yok, belediyeden 3’te maaş alıyorum.
Mahkeme Başkanı: Reyap hastanesine yönlendirme işlerini nasıl yapıyordun?
Renas Kılıç: Hastaya diyoruz ki “Bu hastanede iletişime geçeceğiniz isim şu”
Mahkeme Başkanı: Hangi hekimin adını veriyordunuz? 3 hekim var. Fırat Sarı’nın adını veriyor muydunuz?
Renas Kılıç: Hayır Fırat Beyin ismini vermiyoruz. Çocuk doktoru diyordum. Ben talimatı Fırat Sarı’dan almam.
Mahkeme Başkanı: Vatandaş geldi , “durumum yok” dedi, yönlendirme nasıl yapıyorsunuz?
Renas Kılıç: Hasta doğuyor doğmaz tıp merkezinden özel hastaneden talepleri oluyor. Hasta bezi, biberon… Başka ihtiyacınız olduğu zaman bize ulaşabilirsiniz diyoruz. “Herhangi bir hastayı kucağına al bu hastaneye getir” diye bir şey yok.
Sanık avukatlar: Savunmalara katılıyorum, konuşmalarda komuta zinciri yok. Örgütle alakası bulunmamaktadır. Hasta yönlendirme dışında bir şey yok. Müvekkilim burada herhangi bir menfaat ilişkisinin olmadığını söylemiştir. Tahliyesini talep ediyoruz.
12:33 – Duruşmaya ara verildi.
12:30 –
Mahkeme Başkanı: Diyeceğin başka bir şey var mı?
Kılıç: 2010’dan beri Esenyurt Belediyesi’ndeyim. Basında çıkan haberlerden dolayı linç girişimi oldu. Eşim işe gitmiyor. Ben kamu zararı ile suçlanıyorum, bebek ölümü ile suçlanmıyorum. Katil muamelesi yapılıyor burada. Buradan çıkacağıma inanıyorum. İnsanların arasına nasıl çıkacağımı düşünüyorum. Adam öldürme suçundan kişi dışarıdayken ben içerdeyim. 112 sevk zincirini bozmak kolay mı? Bir insanın hayatını bitirmek bu kadar basit değil. Bir insanın hayatıyla oynamak kolay değil. Depremde görev almış biri olarak adalete sığınıyorum.
12:26 –
Mahkeme Başkanı: Hastanelerin doldurulması konusu var. (Tapeleri okudu)
Kılıç: 112 bu kadar basit sistem değil. Bir ambulans alınırken de, bir hasta bir yerden alırken de protokolü olması lazım. Hiçbir hekim protokolü olmadan hastayı devir almaz.
12:08 –
Mahkeme Başkanı: Belediye dışına çalıştığın yer var mıydı o dönem?
Kılıç: Ailemden uzak bir yerde yaşıyorum. Reyap’ta acil servis sorunlusuydum. Bütün özel hastanelerin rekabetleri vardı, transfer yapılırdı, ama iyi hizmet vermek için. Özgür Bey (hastane müdürü) “Bunları tanıyorsun hekime ihtiyaç olduğu zaman destek verir misin” dedim. Ben hekim araştırıyordum.
11:45 – Mahkeme Başkanı: Savunma yapacak mısın?
Renas Kılıç: 2017 yılında Esenyurt Belediyesi’nde işçi olarak başladım. Öncesinde 2015’te Reyap’ta çalışıyordum. Esenyurt’a başladıktan sonra 7-8 ay sonra çalışmadım. Geçinmek için yarı zamanlı 2021’e kadar Reyap’ta çalıştım.
11:29 – Esenyurt Belediyesi Sağlık Dairesi Başkanı Renas Kılıç hakim karşısında.
11:12 –
Funda Özen: Tıbbi evrakta oynama durumu olamaz. Bu şekilde oynama yapmadım, kabul etmiyorum, basamak değiştirme gibi bir şeyin nasıl mümkün olduğunu bilmiyorum. Hasta sevkini nasıl yapıldığını bilmiyorum. Sevkle ilgili görüşmem yok.
Mahkeme Başkanı: Hasan Basri ile görüşmen var, (Tapeleri okudu)
Özen: Hasan Basri epikrizleri yazdığını biliyorum ama görmedim, ben faturalandırılma yapıyorum.
Avukat: Fırat Sarı’dan ödeme aldın mı ?
Özen: Bununla ilgili bilgim yok, böyle bir ödeme almadım, olsa hesap hareketleri olurdu.
Avukat: Hasan Basri sizin hastanede çalışmıyor. Niye Hasan Basri’yi arıyorsun?
Özen: Doktor çok yoğun olduğu yazamanda Basri ile iletişime geçiyorduk.
Özen: Yeni doğan bakımın sorumlusu Fırat beydi.
Sanık avukatı: Muhasebeci olduğu için epikrizi düzenleme yetkisi olamaz. Müvekkilimin herhangi bir suç işlediğine dair bir tape kaydı mevcut değildir. Telefon dinlemeleri hukuka aykırıdır. Tahliyesini talep ediyoruz.
10:48 – Sanık Funda Özen hakim karşısında.
Mahkeme Başkanı: Savunma yapacak mısın?
Funda Özen: 24 yaşında, üniversite mezunuyum. 2020’de Reyap Hastanesi’nde işe başladım. Doktor asistanı olarak başladım, sonra hasta kayıta geçtim, sonra da medikal muhasebe faturalandırma uzmanı olarak çalışmaya başladım. Sadece bir yıl yoğun bakımı fatura ettim. Örgüt üyesi iddialarını asla kabul etmiyorum, örgüt varsa içinde değilim. Ek bir gelirim yok. Maaşımla aileme destek oluyorum.
10:07 – Yenidoğan Çetesi duruşmasında dördüncü gün başladı.
09:18 – Duruşmanın dördüncü günü başlamadan önce Mehtap Sayar’ın savunmasını sizlere iletmek istiyorum:
Savunma – Mehtap Sayar (Çete lideri olduğu iddia edilen Fırat Sarı’nın çalıştığı Reyap Hastanesi’nde hemşire)
Tutuklu sanık Sayar, savunmasında herhangi bir örgüte üye olmadığını ifade etti. Mahkeme Başkanı’nın tapeleri sorması üzerine, Reyap Hastanesi’nin bir işletme hastanesi olmadığını belirtti. Başkan’ın Fırat Sarı ile olan konuşmalarını ve şikayeti sorması üzerine Sayar, şu ifadeleri kullandı:
“Fırat Bey beni arayıp CİMER şikayeti hakkında bilgi verdi. Muhtemelen şikayet Deniz Korkmaz’a aitti. Hangi hemşire yapmış olabilir diye sordu.”
Başkan’ın “Fırat Sarı’yı nereden tanıyorsun?” sorusuna Sayar, “Reyap Hastanesi’nden dolayı tanıyorum” cevabını verdi. 2016’da hastanede çalışmaya başladığını, Fırat Sarı’nın ise 2018’de yenidoğan yoğun bakımda çalışmaya başladığını belirtti. Ancak, Fırat Sarı’ya bağlı çalışmadığını dile getirdi.
Mahkeme Başkanı, danışmanlık şirketi Medisense ve para hareketlerini sordu. Sayar, para transferleriyle ilgili olarak, hastanelerde maaşların düşük olduğunu, Fırat Sarı’nın diğer sorumlu hemşirelere verdiği motivasyon ödemelerinden kendisinin de aldığını söyledi. “Ben de motivasyon ödemesi alıyordum. Onun dışında, borç istediğinde para verdim. Borcu parça parça geri ödüyordu” dedi.
Başkan’ın “Motivasyon ücreti nedir?” sorusu üzerine Sayar, “Hemşirelerin hastaneden aldığı maaş düşüktü, Fırat Bey de eksik kısmı tamamlayacağını söylemişti. Diğer hemşirelere verdiği motivasyon ödemelerinden ben de aldım” yanıtını verdi.
Başkan, tapelerde geçen “Bebeği öldür” yönündeki ifadeleri (“Gök’ün ‘Mehtap öldür şu bebeği’ demesi ve kendisinin ‘Öldüreceğim de öldürsem de dert’ demesi) hatırlatarak bununla ilgili açıklama istedi. Sayar şu ifadeleri kullandı:
“Sıkıntılı bir bebek hakkında yapılan sıkıntılı bir konuşmadır. Bu durumun sosyal medyada ve basında yarattığı psikolojik baskıyı yaşadım. Bu konuda konuşmak istemiyorum.”
Başkan’ın denetime gelindiği ve şikayet edildiği yönündeki konuşmaları sorması üzerine Sayar, “Net olarak hatırlamıyorum. Fırat Bey’e yönelik bir şikayetten dolayı olduğunu düşünüyorum” dedi.
Başkan’ın “Cevaplamak zorunda değilsin” diyerek sorduğu, Hasan Basri Gök ile sevgili olup olmadığı yönündeki soruya ise Sayar şu yanıtı verdi:
“2019 başlarında aramızda bir flört oldu. Ancak bu ilişki bittikten sonra, Fırat Bey’in şoförlüğünü yaptığı için iş durumu etkilenmedi. İş nedeniyle görüştük. 2019-2020 arasında ilişkim oldu ama bu ilişkinin bir adı yoktu.”
Başkan’ın “İlaçların satılmasında bir dahlin var mı?” sorusuna yanıt veren Sayar, Hasan Basri ile Doğukan arasında satış yapıldığını, hastanelerden alınan ilaçların tek merkezde toplanacağını bildiğini, ancak satışla ilgili bilgisi olmadığını savundu.
Başkan’ın sorduğu, 3 gün yatışı olan bir bebeğin 6 gün yatırıldığına ilişkin tape konuşmaları için Sayar, epikriz raporlarını yazan Hasan Basri Gök’e sekreter tarafından verilen bilgilerde yanlışlık olduğunu belirtti. “3 gün yaşayan çocuğun 6 günlük tedavisi planlanmış. Sonra fark edildi ve düzeltildi” dedi.
“Satılan ilaçlardan ne kadar komisyon alıyordunuz?” sorusuna ise Sayar, “Böyle bir komisyon almadım” yanıtını verdi.
Avukatın tapede yer alan, Hasan Basri’ye söylediği “Her şey fazlasıyla uygunsuz” şeklindeki ifadesini sorması üzerine Sayar, şu açıklamayı yaptı:
“25 Eylül’de denetimle ilgili bir konuşmaydı. Fırat Sarı yurtdışındaydı ve başka bir doktor görevlendirmişti. Aniden bir denetim geldi. Alan içindeki uygunsuzluklardan rahatsız olduğum şeyler vardı. Örneğin hemşire çalışan listesini görmek istemişlerdi.”
Avukatın, “Bebeklerin aç kaldığı” yönündeki iddialarıyla ilgili sorusuna ise Sayar, “O konuda bilgim yok” yanıtını verdi.
Para alınması ve tedavi süreçleriyle ilgili sorulara da yanıt veren Sayar, “İşletmeye bağlı değilim. Sadece bana yapılan ödeme değil, biz talep etmedik, Fırat Sarı’nın kendisinin verdiği bir ödemeydi” dedi.
Fırat Sarı’nın yenidoğan yoğun bakımdan sorumlu olduğunu belirten Sayar, “Benim çalışma saatim 08.30 ile 17.30 arasında. Hangi hastaneden hasta düşürüleceğine Fırat Bey karar verirdi” dedi.
Sanık avukatı ise müvekkilinin samimi cevaplar verdiğini belirtti. Sosyal medya ve kamuoyu baskısından dolayı çekinceler yaşadığını ifade etti. “Dolandırıcılık ve örgüte üye olmak” suçlamalarına yönelik soruların yöneltildiğini savunarak, şu açıklamalarda bulundu:
“Hesap hareketleri incelendiğinde, Fırat Sarı’nın hesabına para gönderdiği görülecektir. Müvekkilim örgüt üyesi olacak ve üstüne örgüte finansal destek mi sağlayacak? Müvekkilim, bebek ölümlerinden sorumlu olmamasına rağmen sorulara samimi yanıtlar vermiştir. Serbest bırakılmasını talep ediyoruz.”
Başkan’ın “Eklemek istediğin bir şey var mı?” sorusuna ise Sayar, şu şekilde cevap verdi:
“Hasta sevki ile ilgili yetki ve bilgim yok. Sistemle ilgili nasıl işlem yapıldığını dahi bilmiyorum. Epikrizin nasıl oluşturulduğunu bilmiyorum. Tüm suçlamaları reddediyorum.”
09:14 – Duruşmanın dördüncü günü saat 09:30’da başlayacak. Duruşmadaki bütün detayları Gülseven Özkan aktaracak. Biz de editörler olarak sizlere ileteceğiz. Gülseven Özkan davanın başından beri gerçekten çok çalışıyor ve çok iyi bir iş çıkarıyor.
Dün neler oldu?
- Duruşmanın üçüncü günü 20:49 itibarıyla sona erdi. Şimdiye kadar 13 sanık dinlendi. Bugün Cansu Akyıldırım, Çağla Durmuş, Damla Atak, Rıza Keykubad , Mehtap Sayar ve Mehmet Halis Başli ifade verdi. Yarın duruşma saat 09:30’da başlayacak.
- Saat 19:55 itibarıyla Mehmet Halis Başlı hakim karşısına çıktı
- Saat 18:30 itibarıyla Mehtap Sayar hakim karşısına çıktı
- Saat 17:30 itibarıyla Hasta Hakları işlemlerine baktığı değerlendirilen Emine Avcı savunmasını yapıyor.
- Saat 16:30 itibarıyla doktor Rıza Keykubad hakim karşısında. Bir saat süren savunmanın ardından Keykubad’ın avukatı müvekkilinin tahliyesini talep etti.
- Saat 14:00 itibarıyla Esenler Güney Hastanesi’nde yenidoğan yoğun bakım hemşiresi Damla Atak savunma yapıyor.
- Bağcılar Medilife Hastanesi hemşiresi sanık Çağla Durmuş savunmasını yapmak üzere hakim karşısında. Savunması yaklaşık bir saat süren Durmuş hakkındaki suçlamaları kabul etmedi.
- Saatler 11:53’ü gösterdiğinde sanık hemşire Cansu Akyıldırım’ın savunması sona erdi. Avukatı, “Biz adalet istiyoruz” dedi.
- Sanık Fırat Sarı ve sanık İlker Gönen arasındaki görüşmelerde adı sık sık geçen TRG Hopitalist Hastanesi hemşiresi sanık Cansu Akyıldırım, saat 10:43 itibarıyla savunmasına başladı.