25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü: Neden 25 Kasım ve şiddetin etkileri neler?

Bugün 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü. Türkiye’de kadınlar, kadına yönelik şiddetle mücadele ve eşitlik talebiyle eylemler yapacak. Medyascope olarak kadına yönelik şiddete karşı uluslararası mücadele gününün ortaya çıkışını, şiddetin etkilerini derledik.

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nde kadınlar, yine İstanbul, Ankara, İzmir ve diğer büyük şehirlerde sokaklarda buluşacak.

Kadına yönelik şiddet, yalnızca cinsiyeti nedeniyle kadınlara uygulanan bir şiddet türüdür. Türkiye’de 6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun, kadına yönelik şiddeti şöyle tanımlıyor:

“Kadınlara, yalnızca kadın oldukları için uygulanan veya kadınları etkileyen cinsiyete dayalı bir ayrımcılık ile kadının insan hakları ihlaline yol açan ve bu kanunda şiddet olarak tanımlanan her türlü tutum ve davranış.”

25 Kasım, 1981 yılından beri gayri resmi, Birleşmiş Milletler’in ilanıyla da 1999 yılından beri resmi olarak Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü olarak anılıyor. 25 Kasım 25 yıldır anılsa da tarihi 1960’lara dayanıyor

Mirabal Kardeşler kimdir?

Mirabal Kardeşler olarak bilinen, PatriaMinerva ve María Teresa, 1930’lu yıllardan 1961’e kadar Dominik Cumhuriyeti’ni yöneten Rafael Trujillo diktatörlüğüne karşı mücadele etti. 1960’lı yıllarda mücadele ülke çapına yayıldı

Rejime karşı halk arasında gizli örgütler kuruldu. Bu örgütlerden biri de üç kız kardeşin kurduğu “Clandestine” hareketi oldu. Trujilo, Mirabal kardeşler ve eşlerini terörist ilan etti. Trujillo, 2 Kasım 1960’ta yaptığı konuşmada, “Ülkenin en büyük iki sorunu Kilise ve Mirabal kardeşlerdir” dedi. 

Trujillo’nun konuşmasından 23 gün sonra MinervaMaria ve Patria Mirabal kardeşlerin arabalarının önleri kesildi. Üç kardeş ve şoförü Rufino de la Cruz öldürüldü. Kardeşlerin diktatör rejimi ortadan kaldırmak için kurdukları Clandestine Hareketi ise kadınların öldürülmelerinden bir yıl sonra diktatörlüğün yıkılmasında önemli rol oynadı. 

1981 yılından beri 25 Kasım, kadına karşı şiddetle mücadele etme günü olarak anılıyor. Türkiye’de de her yıl kadınlar “erkek şiddetine dur” demek için eylemler düzenliyor.  Birleşmiş Milletler, 1999’da resmi olarak “Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü” ilan etti. 

Ekim ayında 48 kadın öldürüldü

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun Ekim 2024 raporuna göre, erkekler, sadece Ekim ayında 48 kadın öldürüldü. Ayrıca 23 kadın da şüpheli şekilde ölü bulundu. Bu sayı, şu ana kadarki bir ayda gerçekleşen en yüksek kadın cinayeti olarak kayıtlara geçti. Rapora göre sadece 2024 yılının başından Ekim ayına kadar 296 kadın cinayeti işlendi, 184 kadının ölümü de şüpheli. 2010 yılı ile 2024 yılının Ekim ayı arasında erkekler tarafından öldürülen kadınların sayısı 4.255. Basına yansımayan kadın ölümlerinin sayısı bilinmiyor.

Şiddetin psikolojik, fiziksel, toplumsal etkileri bulunuyor

Kadına yönelik şiddetin kategorileri ise, fiziksel, duygusal, cinsel, ekonomik, dijital, flört şiddeti, ısrarlı takip, sosyal şiddet olarak biliniyor. 

Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı’nın internet sitesinde yer alan bilgilere göre, şiddetin etkileri her kadında farklı görüldüğü ve şiddetin kadınlar üzerinde psikolojik, fiziksel etkileri olduğu ve şiddetin toplumsal etkileri olduğu vurgulanmıştır. 

Buna göre şiddetin psikolojik etkileri arasında, korku, suçluluk, utanç, güçsüzlük, yalnızlık ve çaresizlik hissetme, başkasına güvenmekte zorlanma, kendine olan saygıyı ve güveni kaybetme, kendini önemsiz hissetme, sürekli tetikte olma, alkol ve madde bağımlılığı, yeme bozuklukları, cinsel bozukluklar, uyku bozuklukları, öfke patlamaları sıralanmaktadır. 

Fiziksel etkileri ise yaralanmalar, kalıcı sakatlıklar, ölüm, yaşla artan kronik ağrılar ve sağlık sorunları, düzenli beslenememe, tiroit, mide, sırt, baş ağrıları, bayılma atakları, geçici felçler, kürtaj, artan düşük ve ölü doğum oranları, düşük ağırlıklı bebeklere sahip olmak şeklinde ortaya çıkar.

Şiddet toplumda ise erken evlilik, erken annelik, anne ve bebek kaybı, ciddi oranda okul ve iş devamsızlıkları, okul ve iş kayıpları, ekonomik zarar, yoksullaşma, bozulan aile ilişkileri, çocukların fiziksel, duygusal ve toplumsal ihtiyaçlarına yeterli düzeyde cevap verememe olarak sıralanmaktadır. 

Türkiye’de kadınlar 25 Kasım eylemlerinde neye dikkat çekiyor?

Türkiye’de kadın cinayetlerine karşı yükselen kadın hareketi her yıl 25 Kasım ve 8 Mart’ta yaptığı eylemlerde “Koruma, aklama, yargıla”, “İstanbul Sözleşmesi’ni uygula”, “İstanbul Sözleşmesi Yaşatır”, “Cezasızlığa son” slogan ve pankartlarını kullanıyordu. İstanbul Sözleşmesi’nin toplumda bilinirliğinin arttığı yıllarda, sözleşmeden çekilmesine yönelik tartışmalar başlamıştı. 

Türkiye, Resmî Gazete’de 20 Mart 2021’de yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararı ile İstanbul Sözleşmesi olarak bilinen “Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye ilişkin Avrupa Sözleşmesi”nden çekildi. 

Kadın örgütleri, Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesinin ardından Danıştay’da kararnamenin iptali ve yürütmenin durdurulması istemiyle çok sayıda dava açtı. Danıştay 10. Dairesi ise sözleşmeden çekilmeyi hukuka uygun buldu. 

Türkiye’de kadınlar ise 25 Kasım eylemlerinde hükümetin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesi, 6284’ün etkili uygulanmaması ve nafaka hakkına dikkat çekiyor. 

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.